Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1773 E. 2022/1777 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1773
KARAR NO : 2022/1777

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2015 (Dava) – 01/03/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/664 Esas – 2022/183 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 23/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 23/11/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2022 tarihli 2021/664 Esas ve 2022/183 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 18.06.2014 günü gece saatlerinde müvekkillerinin murisi olan müteveffa … ‘nin işinden evine dönmek üzere yaya kaldırımından ilerlediği sırada davalı … sevk ve idaresinde bulunan ve diğer davalı … ‘ya ait …plakalı aracın arkadan müteveffaya çarpması neticesinde müteveffanın olay yerinde vefat ettiğini, kazada aracın sahibi ve yanlarındaki iki arkadaşının daha yaralandığını, davalı …’in kaza anında 1.41 promil alkollü olduğunun belirlendiğini ve hakkında İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/230 E. sayılı dosyasından ceza davası açıldığını, ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunda davalı …’in asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, müteveffaya ise atfı kabil bir kusur bulunamadığını, kaza tarihinde müteveffanın eşi olan müvekkili …’in 6 aylık hamile olduğunu, mütevaffanın bu nedenle gece de çalışmak suretiyle iki işte birden çalışmakta olduğunu, kazanın da iş çıkışında meydana geldiğini, müvekkili … ‘in geçimini zorlukla sağlamakta olup kazadan sonra 23.09.2014’de doğan diğer müvekkili olan çocuğunu tek başına büyütmeye çalıştığını, 1.000-TL cenaze ve def’in masrafı yapılmış olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları işbu davada fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, şimdilik herbir müvekkili bakımından 1.000’er TL (destekten yoksun kalma tazminatı ve def’in gideri) maddi tazminatın ve herbir müvekkili bakımından 150.000’er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat istemini … için 74.520,54-TL, … için 51.258,92-TL olarak arttırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi Genel Şartları uyarınca manevi tazminattan sorumlu olmadığını, ayrıca tazminat bedelleri ödendiğinden davanın reddi gerektiğini, zira davacı tarafın başvurusu üzerine 28.11.2014 tarihinde … için 107.770,50-TL ve … için 20.549,32-TL olmak üzere toplam 128.319,82-TL’nin müvekkili tarafından ödendiğini, poliçeden dolayı müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde mahkemece Trafik İhtisas Dairesinden kusur tespiti yaptırılması ve aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi eliyle gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin ek ödeme yapmasına karar verilmesi halinde sorumluluğunun azami limit ile sınırlı olacağına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … ‘in davaya cevap vermediği ve duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … (… ) … vekili tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı, aşamalardaki beyan dilekçesinde ise özetle; maddi tazminat bedelinin ödenmiş olduğunu, yeniden talepte bulunulmasının mükerrer tazminat anlamına geleceğini, zira poliçe limiti kadar (268.000-TL) sorumluluktan kurtulduklarını, davacılara bağlanan emekli aylığının, davacı eşin evlenme ihtimalinin, müteveffanın yaşı ve maaş durumunun, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının dikkate alınması gerektiğini, istenen manevi tazminatın çok yüksek olduğunu beyanla, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI:
Mahkemece daha önce verilen kısmen kabul kararının (…Davacı eş … için 74.020,54 TL, Davacı … için 50.758,92 TL, 1.000-TL de defin gideri olmak üzere toplam 125.779,46 TL’ nin davalılar … ve … yönünden olay tarihinden itibaren yasal faizi ile, Davalı … ‘nin daha önce ödeme yapmış olduğu 28/11/2014 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle bu tarihten itibaren yasal faizi ile, davacı vekilinin davalı … şirketi yönünden de olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talebinin REDDİNE, davalı … şirketinin faiz tarihinin reddine ilişkin karar fer’i nitelikte olduğundan davalı … şirketi vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davalılardan tazminat bedelinin belirtilen tarihler itibariyle yasal faiz işletilmek suretiyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davalı … şirketi bakımından manevi tazminat talebinin REDDİNE, Davalılar … ve … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; Davacı eş … için 50.000-TL, Davacı küçük … için 50.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine), Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde; “… Müteveffanın anne-baba nüfus kaydının mahkemece araştırılıp dosyaya konulmadığı görülmekle, UYAP’ tan çıkarıldığında; babasının kazadan önce 2000 yılında vefat ettiği görülmekle birlikte, annesi … ‘nin 15.01.2020 tarihine kadar yaşayıp bu tarihte vefat ettiği anlaşılmıştır. Buna göre, 18.06.2014 tarihli kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının hesabında müteveffanın annesi bakımından pay ayrılmadan hesaplanan tazminata göre hüküm kurulması eksik inceleme olup, bilinen bu olgu da dikkate alınarak fiili ölüm tarihine kadar annesine destek olacağı kabul edilerek davacıların destek paylarının belirlenmesi gerektiğinden, bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD. 2018/2651 E. – 2020/70 K., 2020/1087 E. – 2021/434 K)..Ayrıca davacı eş … ‘nin küçük kızı için de velayeten dava açmış olmasına rağmen, dosya kapsamında çocuğuna velayeten vermiş olduğu bir vekaletname bulunmayıp yalnızca kendi adına vekalet vermiş olduğu görülmekle, anılan eksikliğin de giderilmesi gerekmektedir. Kabule göre de, kararın hüküm kısmında davacılar lehine hükmedilen vekalet ücreti bakımından “hazineye gelir kaydına” şeklinde karar verilmiş olması maddi hata niteliğinde görülmekle, yeniden verilecek kararda bu hususlara yerel mahkemece dikkat edilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, davalı … şirketi yönünden kurulan hüküm kısımlarında ‘poliçe limiti ile sınırlı sorumlu’ olduğu şeklinde açıklamanın yazılı olmaması da doğru görülmemiştir. Davalı … vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının karar kaldırma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, kararın açıklanan nedenlerle HMK 353/1-a-6. madde uyarınca eksik incelemeden dolayı kaldırılmasına karar verilmiştir…” gerekçeleriyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda; “….Müteveffanın anne baba nüfus kaydının araştırılıp dosyaya konulduğu, babasının kazadan önce 2000 yılında vefat ettiği, annesi …’nin 15/01/2020 tarihine kadar yaşayıp bu tarihte vefat ettiği anlaşılmakla, 18/06/2014 tarihli kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının hesabında müteveffanın annesi bakımından pay ayrılmak suretiyle aktüerya bilirkişiden yeniden rapor aldırıldığı, ayrıca bu olgu dikkate alınarak fiili ölüm tarihine kadar annesine destek olacağı kabul edilerek davacıların destek paylarının belirlenmesinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2018/2651 Esas- 2020/70 Karar, 2020/1087 Esas- 2021/434 Karar sayılı ilamlarından da yararlanıldığı, ayrıca davacı …’nin küçük kızı için de velayeten dava açtığı dikkate alınarak, küçüğe velayeten verilmiş vekaletname yönündeki eksikliğin giderildiği ve davalı … şirketi yönünden alınan aktüerya bilirkişideki tazminata göre, ‘poliçe limiti ile sınırlı sorumlu’ olduğu şeklinde karar vermek gerektiği, manevi tazminatlar yönünden; davalı … şirketinden istenen manevi tazminat talebinin reddine ve davalılar … ve … yönünden manevi tazminatın ise; tüm dosya içeriği 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/30 sayılı dosyası Adli Tıp kurumundan alınan kusur raporu ve meydana gelen kazada davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olması, müteveffa yaya …’nin kusursuz olması, müteveffanın ölüm tarihinde 40 yaşında olması, geride genç bir eş ile babasını çok küçük yaşta kaybeden, hiç tanıyamayacak olan küçük …’un yaşamış olduğu elem ve üzüntülerin bir nebze olsa giderilmesi amacıyla sebepsiz zenginleşmeye neden olmayacak şekilde ve davacı …’in olay tarihinde 34 yaşında olup, 6 aylık hamile olması, kazada hiçbir kusuru olmayan davacıların murisinin genç yaşta kendi kusuru olmayan trafik kazasında vefat etmesi, ailenin tüm masrafını müteveffanın karşılaması, davacı …’in herhangi bir işte çalışmıyor olması ve hiçbir gelirinin olmaması, oturduğu evin kirası, küçük kızını tek başına bütün olumsuzluklara rağmen ayakta kalarak yetiştirmeye çalışması da dikkate alınarak manevi tazminatın her iki davacılar yönünden 50.000’er TL olmak üzere kısmen kabulü gerekmekle, sonuç olarak;DAVANIN, MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN KISMEN KABULÜ İLE, Davacı eş … için, 56.443,48 TL, Davacı küçük … için, 41.839,47 TL, 1.000,00 TL defin gideri olmak üzere, toplam 99.282,95 TL’ nin, davalılar … ve … yönünden, olay tarihinden itibaren, yasal faizi ile birlikte, davalı … şirketi, … Sigorta A.Ş’nin daha önce ödeme yaptığı 28/11/2014 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmek üzere, bu tarihten itibaren yasal faizi ile, (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla), tüm davalılardan, tazminat bedelinin, belirlenen tarihler itibariyle, yasal faiz işletilmek suretiyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacı vekilinin, davalı … şirketi yönünden de, olay tarihinden itibaren, yasal faiz işletilmesi yönündeki talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE, davacının, fazlaya ilişkin talebinin reddine, DAVANIN MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN; davalı … şirketi yönüden manevi tazminat talebinin REDDİNE, davalılar … ve … yönünen manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; davacı eş … için 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı küçük … için 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı … vekili tarafından; “…Dava açılmadan önce maddi tazminat ödenmiş olup, hatta sürücünün alkollü olmasından dolayı müvekkiline sigorta şirketinin rücu etmesinden dolayı müvekkilinin sigorta şirketine ödeme de yapmış olduğunu, buna göre davacının aldığı paranın esasen müvekkilinin ödediği bir para olup müvekkilinin de borçtan kurtulmuş olması gerektiğini, desteğin çocuksuz dönemde ve çocuk için desteğin kesildiği dönemden sonra gelirinin eşi ile 1/2 şeklinde dağıtımının doğru olmadığı, yüzde kırk ya da eş deyişle 2/5’den fazla eşe gelir ayrılmasının doğru olmadığını, bu açıdan itiraz da etmiş olduklarını, ayrıca müteveffanın annesine ayrılan payın oranının ve tazminat miktarının eksik kaldığını, bundan dolayı da davacı yararına daha yüksek tazminat belirlendiğini, davacı kadının dul kaldığı yaşın dul kaldığı tarih bazında dikkate alınması gerektiğini, defin masraflarıyla ilgili davacı yanca bir belge sunulmadığını, gerçek giderin belirlenmediğini, belediyelerin her tür defin işini üstlendiğini, manevi tazminatın çok yüksek olduğunu, müvekkilinin kaza sırasında öğrenci olduğunu ve halen ailesi ile yaşadığını, henüz bir işinin olmadığını, müvekkilinin bunu ödemesinin mümkün olmadığını….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma, defin giderleri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı … (…) … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Davalı … vekilinin, cenaze giderlerine, dul davacı eşin evlenme ihtimaline ve sigorta tarafından yapılmış ödemelerle tüm borçtan kurtulmuş olduğuna yönelik istinaf itirazlarının, daha önceki istinaf kararında reddine karar verildiği görülmekle, kesinleşen hususlarda yeniden ileri sürdüğü istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece, karar kaldırma nedenleri gözetilerek yeniden aktüer raporu alındığı, müteveffanın annesi olan …’in vefat ettiği 15.01.2020 tarihine kadar hem PMF 1931 yaşam tablosuna göre hem de TRH 2010’a göre hesaplamalar yapıldığı, mahkemece PMF 1931 tablosuna göre hesaplanan tutarların (yaşam süreleri PMF 1931’de daha kısa olduğundan, bu tablo uyarınca daha düşük tazminat tutarı belirlendiği) hükme esas alındığı, yapılan hesaplamalarda yasaya aykırı bir yön bulunmayıp raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu, kaldı ki davalı … vekilinin de rapora itiraz dilekçesinde yalnızca, ‘usuli kazanılmış hak prensibi gereği TRH 2010 tablosu seçeneğine göre belirlenen tazminat tutarlarının mahkemece hüküm altına alınamayacağı’ hususunda itirazda bulunduğu, rapora başkaca bir hususta itirazının bulunmadığı anlaşılmış olmakla (esasen bu raporda müteveffanın ölen babasının payının da müteveffanın annesine ayrılması suretiyle ve yine güncel rapor tarihine göre davacı eş …’in evlenme ihtimalindeki azalma dikkate alınmaksızın davacı aleyhine hesaplama yapılmışsa da, davacı tarafın istinafa gelmemesi nedeniyle aleyhe bozma yasağı kapsamında bu hususlara girilmediği), bu yöndeki istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Mahkemece karar kaldırma ilamımıza uygun olarak gerekli işlemlerin yapıldığı, müteveffanın annesi için ayrılan pay bakımından yukarıda da açıklandığı üzere, iddia edilenin aksine davalı aleyhine bir hesaplama yapılmamış olduğu, davalı tarafın usuli müktesep haklarına uygun olarak aktüer raporundaki hesaplamaya göre hüküm tesis edildiği anlaşılmakla birlikte, ne var ki, yeniden tesis edilen kararda bu defa da, daha önce istinafa gelmediği için hakkındaki önceki hüküm kesinleşen davalı … bakımından davacı tarafın usuli müktesep haklarına dikkat edilmeksizin, yeniden alınan rapordaki daha düşük maddi tazminat miktarlarına bu davalı bakımından da hükmedilmek suretiyle karar verilmiş olduğu görülmüştür. Oysa yapılması gereken; önceki karara karşı istinafa gelmemiş davalı … bakımından kesinleşmiş bulunan önceki hükmün aynen bırakılması, istinafa gelmiş bulunan davalılar … ve sigorta şirketi bakımından ise son alınan aktüer raporu uyarınca yeniden hüküm tesis edilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenle, davacının usuli müktesep haklarına uygun olarak davalı … hakkında Dairemizce HMK 353/1-b-2.madde uyarınca yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
3-Manevi tazminat bakımından yapılan değerlendirmede; davalı … (…) vekili tarafından, hükmedilen miktarın fazla olduğu gerekçesiyle istinafa gelinmiş olmakla birlikte, müteveffanın kazada kusurunun bulunmaması, davalı sürücü …’in asli ve tam kusurlu olması, kaza anında alkollü olması, ceza kararında dahi alt hadden uzaklaşılarak karar verilmiş olması (bilinçli taksir), işleten sıfatındaki davalı …’nin kaza anında araçta olup alkollü olarak aracını diğer davalıya kullandırmış olması, davacıların, araç sürücüsünün ve aracın ruhsat sahibinin sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, vefat tarihinde davacı …’in 13 yıllık evli olup ilk çocuğuna hamile olması, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre manevi tazminat tutarının tayininde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … (…) … vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı … (…) … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/664 Esas – 2022/183 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“A-DAVANIN MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN KISMEN KABULÜ İLE;
a-Davalı …’in sorumluluğu bakımından; davacı … için 74.020,54-TL, davacı … için 50.758,92-TL olmak üzere toplam 124.779,46-TL’nin davalı …’den olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
b-Davalılar … (…) … ve … Sigorta AŞ.’nin sorumluluğu bakımından; davacı … için 56.443,48-TL, davacı küçük … için 41.839,47-TL olmak üzere toplam 98.282,95-TL ile sınırlı olmak kaydıyla, davalılar … (…) … yönünden olay tarihinden itibaren, … Sigorta AŞ.’den daha önce ödeme yaptığı 28/11/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile (sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu gözetilerek), müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
c-Belirtilen maddi tazminat tutarlarının tüm davalılar bakımından müşterek ve müteselsilen tahsilinde tekerrüre neden olunmaksızın, açıklanan sorumluluk limitleriyle sınırlı olarak müşterek ve müteselsilen tahsiline,
d-1.000,00-TL defin giderinin, davalılar … ve … (…) … yönünden olay tarihinden itibaren, davalı … şirketinin temerrüt tarihi olan 28/11/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
e-Davacıların fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
f-Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanmış olan 8.591,99-TL nispi harçtan, peşin alınan 27,70-TL ile 251,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 8.313,29‬‬-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına (davalılar … (…) … ve …. Sigorta A.Ş. yalnızca 6.559,18-TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla),
g-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL başvuru harcı, peşin yatırılan 27,70-TL harç, 251,00-TL ıslah harcı ile 4,10-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 310,5‬0‬‬-TLharcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine (davalılar … (…) … ve … Sigorta AŞ. yalnızca 245-TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla),
ğ-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 13.381,88-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine (davalı …’in sorumluluğu daha önce hakkındaki kesinleşen tutar olan 12.812,36 TL ile sınırlı olması kaydıyla),
h-Davalılar … (…) … ile … Sigorta A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan 5.100-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … (…) … ile … Sigorta A.Ş’ne verilmesine,
B-DAVANIN MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN KISMEN KABULÜ İLE;
a-Davalı … şirketi yönünden manevi tazminat talebinin REDDİNE,
b-Davalılar … ve … (…) … aleyhine manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; davacı … için 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle müştereken ve müteselsilen bu davalılardan tahsili ile anılan davacıya verilmesine,
c-Davacı küçük … için 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalılar … ve … (…) …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine,
d-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
e-Kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.831‬,00-TL harcın, davalılar … ile … (…)’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir olarak kaydına,
f-Kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ile … (…)’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine (davalı …’in sorumluluğu daha önce hakkındaki kesinleşen tutar olan 10.750-TL ile sınırlı olması kaydıyla),
g-Reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren davalı … (…) yararına takdir olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …(…)’ya verilmesine,
ğ-Manevi tazminat davası sigorta şirketi yönünden tümden reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalı … yararına takdir olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’ne verilmesine,
C-Dava maddi ve manevi tazminat yönünden kısmen kabul- kısmen reddedildiğinden, davacı tarafın yapmış olduğu 726,9‬0-TL posta ve tebligat gideri, 1.150‬,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.876,9‬0-TL’nin, kabul edilen miktarlara göre 975,99-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine (davalı … (…) 656,76-TL’sinden ve davalı … 214,72-TL’sinden sınırlı olarak sorumlu olmak üzere), bakiye masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına,
D-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine”, ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı … (…) … vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı … (…)’ dan alınan 3.403,25-TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı … (…) tarafından yapılan 220,70-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde “davalı … aleyhine davacı … yararına hükmedilen tazminat bakımından” HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, diğer hususlar bakımından ise HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/11/2022