Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1755 E. 2022/1685 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1755
KARAR NO : 2022/1685

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2018 (Dava) – 09/07/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/143 Esas – 2019/454 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 09/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2019 tarihli 2018/143 Esas ve 2019/454 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı…’in sevk ve idaresindeki … plaka nolu aracın 12.11.2016 günü trafik kazasına sebebiyet verdiğini, bu kaza sebebiyle müvekkiline ait ferforje atölyesinin önünde bulunan işleme demirlerin hasar gördüğünü ve müvekkilinin maddi zarara uğradığını, davalı …’nun aracın işleteni, davalı … AŞ’nin ise aracın ZMM sigortacısı olduğunu, davalı… hakkında Foça Asliye Ceza Mahkemesi’nde ikame edilen kamu davasının 2017/168 E. sayılı dosyada derdest olduğunu, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin yaptığı iş hasebiyle işleme demirlerin devamlı işletmenin önünde olduğunu, müvekkilinin zarara uğrayan emtiasına dair faturaların ekte sunulduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminat alacağının kaza tarihi 12/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkili sigorta şirketine dava açılmadan evvel yapılmış bir hasar başvurusu bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine trafik poliçesi ile sigortalandığının doğru olduğunu, ancak sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere gerçek zararın tazmin edilmesi ile sınırlı olup mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile bu hususların tespitinin gerektiğini, talep edilen faizin haksız olduğunu, bunun haricinde uyuşmazlığa avans faizi değil, ancak yasal faiz işletilebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde zarara uğrayan emtiasına ilişkin olarak faturalar sunduğunu, faturalardan da anlaşılacağı üzere dava konusu zararın likit, yani belirlenebilir bir zarar olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açmalarının yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davanın reddi gerektiğini, aralarında hiçbir şekilde ticari ilişki olmayıp kazadan zarar gören kişilerin de tacir olmadığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkili işleten …’nun hukuki sorumluluğunun oluşabilmesi için kazanın kendi eyleminden meydana gelmesi ve herhangi bir mücbir sebep veya bir üçüncü kişinin ağır kusurunun kazaya sebep olmamış olmasının gerektiğini, oysa ki kazaya ilişkin trafik tutanağı incelendiğinde davalı …’in %100 kusurlu olduğunu, yine Foça Asliye Ceza Mahkemesi’ nde ikame edilen bilirkişi raporlarında da davalı …’in tam kusurlu olduğunun saptandığını, bu nedenle müvekkili …’na sorumluluk yüklenebilmesinin mümkün olmadığını, kazaya ilişkin davacı tarafından sunulmuş olan fotoğraflar incelendiğinde, davacı tarafından zarar gördüğü iddia edilen dükkan önündeki işleme demirlerin dükkanın hemen önündeki kaldırımda bulunduğunun görüldüğünü, bu durumun davacı dükkan sahibinin de sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini gösterdiğini, zira dükkana veya işletmeye ait olan malların muhafaza edilmesinden sorumlu olan kişinin dükkan sahibi olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan …’in davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Dosya kapsamından; 12.11.2016 tarihinde, davalı sürücü …’in idaresindeki … plakalı araç ile seyri sırasında, 2918 S. KTK’nın 51, 56. ve 84. maddelerini ihlali ile %70 oranında asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında, davacının da kendi işletmesi olan ‘…’ dükkanının önündeki yol üzerine demir ferforje malzemeleri koymasından dolayı 2918 S. KTK’nun 16. maddesini ihlali ile %30 oranında tali kusurlu olduğu, davalı …’nun maliki olduğu … plakalı aracın, davalı …A.Ş.’ne 11.02.2016-2017 tarihleri arasında ZMM trafik poliçesi ile sigortalı olduğu, trafik sigortacısının kaza tarihi itibariyle 31.000,00-TL’sına kadar üst teminat limiti ile ve sigortalı aracın sürücüsünün %70 kusuruna kadar, gerçek zarar miktarıyla tazmin sorumluluğu bulunduğu, kaza nedeniyle davacının zararının tespiti bakımından; davacı tarafından sunulan 2016 ve 2017 dönemlerine ait yasal süresinde açılış tasdikleri yapılmış işletme defteri, faturalar ve fotoğraflar uyarınca zarar miktarının kusur oranına göre 1.800.00-TL X %70=1.260,00-TL olduğunun anlaşıldığı, davanın bilirkişi raporu ile saptanan 1.260,00-TL bedel üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiği, TBK’nun 49. md uyarınca haksız fiil sorumlusu davalı sürücü … ile KTK’nun 85. md. uyarınca işleten davalı …’nun kusursuz sorumluluğu nazara alınarak kaza tarihinden itibaren, ZMM Trafik Sigortası Genel Şartlan gereği ZMM sigortacısı davalıya davadan önce müracaat edilmeyip başvuruya ilişkin ön şart yargılama aşamasında tamamlandığından, dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesi uygun görülmekle; DAVANIN KISMEN KABULÜNE; 1.260,00-TL hasar bedelinin davalılardan … ile …’ndan 12.11.2016 kaza tarihinden, davalı … şirketinden 09.03.2018 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 3.740,00-TL isteminin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Karara esas bilirkişi ek raporunda, kök raporla çelişik ve belirsiz olan, kabulü mümkün olmayan hususlar olduğunu, raporun hükme esas alınmasının doğru olmadığını, öncelikle harici alınmış tekliflerin bu dosyaya tesiri olmadığını, zira zarar gören emtiaya ait faturaların zaten dosyaya sunulduğunu, maddi delil yerine kurgusal hesaba değer verilmesinin doğru olmadığını, mahkemenin hüküm tesis ederken, bilirkişinin ‘hurdaya ayırmaya gerek yok’ önermesine itibar etmesinin yerinde olmadığını, dava konusu malzemelerin sipariş üzerine yapıldığını, ağır hasara uğradıktan sonra tamir ve değişimle müşteriye satılmasının mümkün olmadığını, bunun en hafif deyimiyle müşteriyi dolandırmak olacağını, olağan hayat akışında, hangi müşterinin sipariş üzerine hazırlanmış ferforje ağır hasara uğradıktan sonra tamirli şeklini kabul edecek olduğunun düşünülmesi gerektiğini, bilirkişinin tamir, boya masrafını değil, fotoğraflarla ziyan olduğu anlaşılan emtianın tam bedelini hesaplaması gerektiğini, zaten kök raporda bunu kısmen yapmış olduğunu, fakat ek raporda önceki raporla da çelişkiye düşüldüğünü, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, defter kaydında bulunan emtiaların kazada ziyan olduğunun açık olduğunu, zarar konusunda bir tereddüt olmadığını, eksik incelemeyle hatalı karar verildiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Davalı … vekili tarafından katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; “….Kaza tarihi olan 12.11.2016 tarihi itibariyle müvekkili sigorta şirketinin mevcut trafik poliçesinden dolayı sorumluluğu ve poliçe teminat üst limitinin maddi hasarlı kazalarda maksimum 31.000 TL ile sınırlı olduğunu, bu kapsamda ekte sunmakta oldukları ödeme detay listesi ile müvekkili sigorta şirketiyle yapılan iç yazışmalar ve kaza tarihi itibariyle trafik poliçesi teminat limitlerini gösterir Hazine Müsteşarlığınca yayınlanmış liste ile sabit olduğu üzere, kaza sebebiyle daha evvel yaptıkları toplam ödeme miktarının 30.284,28 TL olduğunu, yani poliçe teminatı dahilinde kalan bakiye teminat limiti sadece 715,72 TL iken, mahkemece bu hususun atlandığını ve bu yönde müvekkili şirketce daha evvel yapılan toplam ödeme miktarı ile ilgili hiçbir araştırmaya gidilmediğini, poliçe teminat limiti aşılarak doğrudan tespit edilen 1.260,00 TL hasar bedelinin tamamından müvekkili sigorta şirketinin diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, kararın bu açıdan maddi hataya dayalı, usul ve yasaya aykırı bir karar olup kaldırılması gerektiğini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazası nedeniyle dükkan önündeki malzemenin zarar görmesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacının, fazlaya dair haklarını saklı tutarak kısmi dava şeklinde eldeki davayı açmış olduğu anlaşılmakta olup, bilirkişi raporlarında belirlenen zarar tutarının davacı tarafça kabul edilmediği ve bu kapsamda alacak miktarını sınırlandıran herhangi bir ıslah dilekçesi de sunulmamış olduğu, davalı … de katılma yoluyla istinaf isteminde bulunmuş olmakla, HMK 348.madde de gözetilerek tarafların istinaf itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
Davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmamış ise de, tamamlanabilir dava şartı niteliğindeki bu hususun, yargılama aşamasında tamamlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … 31.000-TL’lik teminat limitinden 715,72-TL kaldığı (aynı kaza nedeniyle başka şahıslara da ödeme nedeniyle) halde bunun mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürmüşse de, yargılama boyunca davalı vekilinin garamaten paylaşıma ya da teminat limitlerinin tükenmekte olduğuna dair hiçbir savunması olmayıp istinaf aşamasında bunu ileri sürmesi HMK 357.maddeye uygun görülmediği gibi, kazaya ilişkin davalı tarafça tanzim edilen poliçede “kaza başı” maddi hasar limitinin 62.000-TL (araç başı 31.000-TL) olduğu da gözetildiğinde, bu sebeplerle sözkonusu istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazı ise zarar miktarına yönelik olup, mahkemece alınan kök ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının zararına dair kaza tarihinden sonraki tarihli faturaları da içeren muhtelif tarihli emtia faturaları sunmuş olduğu, sunulan faturalardaki tüm emtianın olay günü meydana gelen kazada hasar gördüğünün ispatlanamadığı, sunulan işletme defterinde de olay günü hasara uğrayan emtia miktarı ve çeşidine dair açıklayıcı bilgi ve belge bulunmayıp, olayla bağlantılı sunulan tek delilin olay yeri fotoğrafları olduğu, davacının olayın akabinde herhangi bir tespit yaptırmamış olduğu, bu konuda resmi bir tutanak da düzenlenmiş olmadığı, mahkemece alınan bilirkişi raporlarında da bu yönde değerlendirme yapılarak davacının dükkan önüne bu malları koymuş olmasından kaynaklı kusuru da düşüldükten sonra kalan tutara hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, bu itirazların da esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekili ile davalı …A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekili ile davalı … AŞ. vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/143 Esas – 2019/454 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davacıdan alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 35,90-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
b-Davalı … AŞ.’den alınması gereken 86,08-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 41,68-TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı … AŞ. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2022