Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1734 E. 2023/121 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1734
KARAR NO : 2023/121

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2022 (Talep) – 07/07/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/278 Esas (Derdest Dosya)
TALEP : Genel Kurul Kararının İcrasının Geri Bırakılması
BAM KARAR TARİHİ : 25/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2022 tarihli ve 2022/278 Esas sayılı ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati tedbir talep eden/davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif genel kurulu tarafından tesis edilen 24/04/2022 tarihli genel kurul kararlarının hukuka aykırı ve batıl olduğunu, batıl sayılmaması halinde gündemin öncelikle ibraya ilişkin olmak üzere tüm maddelerinin, aksi halde 7 ve 10.maddelerinin iptal edilmesi zımnında; “Ortaklar harici ve üçüncü kişilere hisse verilmesi” ile ilgili toplantının 7.maddesinde alınan kararın baştan itibaren geçersiz olması ve ilgili kararın ortakların doğrudan şahsi kazanılmış haklarını ortadan kaldıran ve sınırlayan kararlardan olması (KK.md.10,16,24,26,48,53) bakımından ve aynı zamanda Dikili Tapu Müdürlüğünün 30.07.1996 gün ve 2162 sayılı yevmiye ile “Toplumun Yararlanmasına Ayrılan Yapı ve Turizm Tesisidir. ” şerhinin tapu kütüğünün beyanlar hanesinde işli olması nedenleriyle; “ortaklar harici ve üçüncü kişilere” hisse verilmemesine ve herhangi bir tescil işleminin yapılmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılarak; hisse karşılığı müteahhide (dava dışı … A.Ş.’ye) pay (hisse) verilmemesi ve bu konularda herhangi bir tescil işleminin yapılmaması konusunda derhal ihtiyati tedbir kararı verilmesini; Bakanlık temsilcisinin muhalefet şerhine rağmen ve yine gündeme bağlılık ilkesine açık aykırılık nedenleriyle; “Taksim Yasağı Sözleşmesi” ya da ” idame-i şüyuu sözleşmesi”nin içeriği ve süresi bakımından; toplantının 10.maddesinde alınan kararın; 48 yıldır bekletilen ve “adeta” oyalanan ortakların bir 10 yıl süreyle daha kısıtlanacak olmaları bakımından açıkça ortakların şahsi kazanılmış haklarını ortadan kaldıran ve sınırlayan kararlardan olması (KK.md.10,16,24,26,48,53) bakımından derhal bu madde kapsamında davalının yapacağı tüm iş ve işlemlerin durdurulması konusunda ( paydaşlığı devam yükümlülüğünün tapu kütüğünün şerhler sütununda yer alamayacağına dair) ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve Dikili Tapu Müdürlüğüne bu konuda müzekkere gönderilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı/karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kurul kararlarının yürütülmesini engelleyecek ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal koşullar bulunmadığını, genel kurul kararlarının ifası halinde davacıların telafisi imkansız ya da çok güç zararlara uğramasının ve ortaklar haricinde bir kişiye ortaklık hissesi verilmesinin söz konusu olmadığını, gerek ortaklara gerekse müteahhit firmaya …, …, … … ada … parselde bulunan taşınmazda paylı mülkiyet oluşturularak bu taşınmazdan pay verileceğini, genel kurul kararına dayalı olarak özellikle müteahhide taşınmazdan pay verilmesi ile aynı parselde bulunan taşınmazların tamamlanıp oturulur hale gelmesi için müteahhitçe yapılan ve işin geldiği seviye nazara alındığında sözleşmeye göre yerine getirilmesi gereken edimin küçük bir kısmının ifa edilmiş olacağını, bu edimin herhangi şekilde ifa edilmemesi halinde müvekkili kooperatifin mali, hukuki sorumluluğu doğacağını, bu pay devrinin herhangi bir sebeple yapılmaması halinde kooperatifin müteahhide karşı edimini ifada temerrüte düşeceğini bu durumdan kooperatifin ve aralarında davacıların da bulunduğu tüm üyeler telafisi imkansız zarara uğrayacaklarını savunarak, ihtiyati tedbir talebinin reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın mahiyetine ve kapsamına, genel kurul kararlarının içeriklerine, kooperatif müessesesinin özelliğine, hükümle elde edilecek sonucu önceden sağlar şekilde tedbir kararı verilmesinin mümkün olmamasına, iddia dayanağı vakaların yaklaşık ispat seviyesinde ispatlanamamasına göre: “Ortaklar harici ve üçüncü kişilere hisse verilmemesine ve herhangi bir tescil işleminin yapılmaması, bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması, hisse karşılığı müteahhide (dava dışı .. A.Ş.’ ye) pay (hisse) verilmemesi ve bu konularda herhangi bir tescil işleminin yapılmaması” ve “toplantının 10.maddesinde alınan karar kapsamında davalı kooperatifin yapacağı tüm iş ve işlemlerin durdurulması, paydaşlığı devam yükümlülüğünün tapu kütüğünün şerhler sütununda yer alamayacağı, bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılması” yönündeki -genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması sonucunu doğuran- ihtiyati tedbir talepleri hukuki dayanaktan yoksun bulunmuştur…” gerekçesiyle davacılar vekilinin tüm ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tapu kayıtları karşısında tescil işlemi yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, davalı taşınmazlarının niteliğinin, turizm tesisi olduğunu, davalının da konut kooperatifi değil, turizm kooperatifi olduğunu, davada iptali talep edilen genel kurulda alınan kararların, davalının bir konut kooperatifi gibi alındığını, bu nedenle hukuksuz olduğunu, konut kooperatifi olması halinde hisseli tapu imkanının mümkün olacağını, fakat turizm kooperatif olan davalının taşınmazları açısından hiç bir hal ve şartta hisseli tapu çıkarma imkanının olmadığını, davalı taşınmazlarının turizm tesisi olduğunu, sanki konut alanında kalan bir taşınmaz gibi değerlendirilerek tapuya da bu yönde hisseli tapu çıkartılması konusunda başvuruların yapılması ve buna yönelik tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, yerel mahkemenin bu hususu yeterince değerlendirmeden karar verdiğini, söz konusu hisseli tapuların çıkarılmasıyla kooperatif ortağı olmayan üçüncü kişilere kooperatifin taşınmazlarının peşkeş çekileceğini, kooperatif taşınmazlarının, kooperatif üyesi olmayan üçüncü kişilere yapılacak sözleşmeler karşılığında hisseli tapular çıkartılarak telafisi mümkün olmayan şekilde zarar görmelerine sebebiyet verileceğini, tapu kayıtları incelenmeksizin verilen ara kararın, hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin hak arama hürriyetlerinin engellendiğini, aksi bir karar halinde yalnızca kendi müvekkillerinin değil, kooperatifin 61 ortağının tümünün açıkça zarar göreceğini ve hak kaybı yaşayacağını belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım birinci bölümde geçici hukuki korumalar üst başlığı ile ihtiyati tedbirin şartları ise 389 maddede düzenlenmiştir. Maddede, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı gerekli olmakla birlikte, şartların varlığı halinde bir davada her konuda ihtiyati tedbir kararı verilmemekte yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Somut olayda, ihtiyati tedbire konu olan kooperatif genel kurulu gündem maddeleridir. Bu nedenle ,genel düzenleme ile birlikte özel yasanın irdelenmesi kaçınılmaz olacaktır.
Kooperatif Genel Kurulu kararlarının bozulması ve şartları, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesinde, kararların iptali ise Konut Yapı Kooperatif Ana Sözleşmesinin 38. maddesinde düzenlenmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98. maddesinde bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim Şirketlere ait hükümlerin uygulanacağına yer verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun dördüncü kısmında Anonim Şirketler, 329. madde vd düzenlenmiştir. Genel Kurula ise 407. vd. maddelerde yer verilmiştir. Genel Kurul kararlarının iptali ise 445. maddede iptal sebepleri başlığı ile devam eden maddelerde düzenlenmiştir.TTK 449. maddede “ Kararın yürütülmesinin geri bırakılması “ başlığı İle “ Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir “ ifadelerine yer verilmiştir.
Genel kurul kararı aleyhine iptal davası açılması, dava karara bağlanıp hüküm kesinleşinceye kadar kararın geçerliliğini etkilemez. Bu nedenle yasa, uygulanması şirket açısından giderilmesi imkansız zararlara sebebiyet verecek kararların yürütülmesinin mahkemeden durdurulmasını talep etme olanağını tanımıştır. TTK 449. madde uyarınca, genel kurul aleyhine iptal ( veya butlan ) davası açıldığı takdirde mahkeme yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Bundan amaç hakimin yönetim kurulu üyelerine, kararın uygulanmasının somut olarak ne gibi zararlar getireceğini sormasıdır. Kararın uygulanmasının geri bırakılması, kararın, bu görüşlerin ve bu bağlamda kanıtların ışığı altında değerlendirilecektir. (Poroy/Tekinalp / Çamoğlu – Ortaklıklar Hukuku ,13. Bası, 2014 ,sayfa 542).
Mahkemece, yukarıda yer verilen 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98. madde düzenlemesi kapsamında Türk Ticaret Kanunundaki Anonim Şirketlere ait hükümler gözetilerek ve TTK 449. maddede belirtilen şekilde, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra, iptali talep edilen genel kurul kararlarının tedbiren yürütmesinin geri bırakılması yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yasal düzenleme kapsamında inceleme ve değerlendirme yapmaksızın verilen karar isabetli görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve uygulanması gereken Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın verilen tedbir talebinin red kararı isabetli görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/278 Esas sayılı ve 07/07/2022 tarihli ara kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 25/01/2023