Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1729 E. 2022/1654 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1729
KARAR NO : 2022/1654

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2022
NUMARASI : 2022/209 Esas-2022/593 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2022 tarihli ve 2022/209 Esas-2022/593 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nun, davacı müvekkili … aleyhinde İzmir 4. İcra Dairesi’nin 2019/1720 (2015/7879) esas sırasına kayıtlı takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibi başlatmış olduğunu, icra takibinin dayanağının … Siyavüşpaşa Şubesi …. hesap numarası ile çalışmakta olan SJ 0307541 numaralı çek olduğunu, çekin üzerinde davacı müvekkilinin imzası, ismi, kaşesi bulunmadığını ancak davacının takip dosyasının borçlusu olarak göründüğünü, ilgili çek incelendiğinde davacı müvekkilinin kambiyo ilişkisinin tarafı olmadığını, 10 örnek ödeme emrinin davacı müvekkiline tebliğ edilmiş ve kesinleşmiş olup, süresiz şikayete konu olan bu işlemin, müvekkili tarafından İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/1020 E. Sayılı dosyası ile şikayet edilmiş olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından talebinin reddedilmiş olduğunu, istinaf mahkemesinin de ilk derece mahkemesinin kararını yerinde bulduğunu, kambiyo ilişkisinin tarafı olmamasına, ilgili senedin üzerinde ismi, imzası ve kaşesi olmamasına rağmen, kambiyo ilişkisinin tarafıymış gibi davacı müvekkil aleyhine 10 örnek takip başlatılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlu olmamasına rağmen davacı müvekkil aleyhinde icra takibinin devam etmesinin davacı müvekkile zarar vermekte olduğunu, bu sebeple takibin durdurulmasını, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesini ve icra takibinin davacı müvekkil yönünden iptal edilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış ve devam ettirmiş olduğundan, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilgili icra takip dosyası ve takibe konu çek incelendiğinde, davacı yanın çekte isim ve imzasının bulunmadığının görüleceğini, bu yönüyle davayı kabul ettiklerini, ancak davaya konu takipte takip işlemlerini başlatan takip alacaklısı vekili Av. …’in ve ilgili icra takip işlemlerini gerçekleştiren icra müdürlüğü memurlarının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle davayı ihbar edilmesi gerektiğini, zira davayı kaybetmeleri durumunda davacı tarafa ödemek zorunda kalacakları miktar kadar bu kişilerden rücu edeceklerini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4. İcra müdürlüğünün 2019/1720 E.(Eski esas 2015/7879) sayılı icra dosyasında takibe konu çekte davacının imzasının ve cirosunun bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde davacının davasını kabul ettiği ancak sorumlunun o dönemde takibi yapan vekil ve icra memurunda olduğu, davanın da bu kişilere ihbarını talep ettiği, davanın niteliği itibariyle Menfi Tespit davası olduğu ve davalının da ön inceleme duruşmasından önce davayı kabul ettiği…” gerekçesiyle davalının kabul beyanı doğrultusunda DAVACININ DAVASININ KABULÜNE, davalının kötü niyetle takip yaptığı kanaati hasıl olmakla davacı vekilinin KÖTÜ NİYET TAZMİNATI TALEBİNİN REDDİNE, davalı vekilinin talebi doğrultusunda gerekçeli kararın bilgi mahiyetinde İzmir Barosu avukatlarından …’e ve o dönemde o tarihte kaydı bu şekilde yaptıran icra memuruna bildirimde bulunulmasına şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; T.C. İzmir 4. İcra Dairesi’ nin 2019/1720 (2015/7879) E. sırasına kayıtlı takip dosyası açılmadan önce davacı müvekkili …’in, işletmek amacıyla bir araç satın aldığını fakat satıcının, aracın parasını aldıktan sonra davacı müvekkile söz konusu aracı fiziki olarak teslim etmediğini, davacı müvekkilinin satıcıdan aracın zilyetliğini ısrarla istemesi üzerine satıcının, davacı müvekkili önce darp ettiğini, daha sonra ısrarcı olmaya devam etmesi halinde söz konusu aracı teröristlere ya da suç işleyebilecek kişilere vermekle tehdit ettiğini, davacı müvekkilinin, satıcıdan şikayetçi olduğunu, araç üzerine kayıtlı olduğu için bu tehditlerden çok korkan fakat satıcının ve aracın nerede olduğunu bilmeyen davacı müvekkilinin, Av. …’e danıştığını, Av. … davacı müvekkiline yardım edeceğini, ilgili aracın üzerine haciz koydurup daha sonra yakalama çıkartacığını söylediğini, parasını ödeyen fakat aracını teslim alamayan, üstelik satıcının tehditlerinden ötürü çok üzgün ve stresli olan davacı müvekkilinin, teklifi kabul ettiğini, davacı müvekkilinin davalı ile herhangi bir tanışıklığı ve ilişkisi olmadığını, Av. …, çalışanı …ve davacı müvekkili ile alacağın temliki sözleşmesi ve ibraname düzenlediğini, ilgili takip dosyasında araç üzerine, 30.06.2015 tarihinde mahrumiyet eklendiğini, 08.08.2016 tarihinde araç üzerindeki haczin de kalktığını, davacı müvekkilinin bu yol ile de bir netice elde edemediğini, davacı müvekkili hakkında başkaca bir işlem yapılmadığını ve daha sonra ilgili dosyanın takipsizlikle kapandığını, tek gayesi, kendisine ait olan aracın zilyetliğine kavuşmak olan davacı müvekkilinin, bu süreçte T.C. İzmir 4. İcra Dairesi’ nin 2019/1720 (2015/7879) E. sayılı dosyasında borçlu sıfatına sahip olduğunu bilmediğini, ilgili icra dosyası, takipsizlikle kapandıktan sonra davalının, Av. …’ den vekaletini alarak şu anki vekiliyle çalışmaya başladığını, takip dosyası, icra dairesi tarafından yenilenerek 2019/1720 E. sırasına kaydedildiğini, dosyanın yenilenmesi üzerine, icra işlemlerinin tekrar başladığını, davacı müvekkilinin maaşına haciz konduğunu, davacı müvekkilinin, aleyhine bir takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, o zaman çalıştığı kuruma gelen maaş haczi müzekkeresi ile öğrendiğini, T.C. İzmir 4. İcra Dairesi’ nin 2019/1720 (2015/7879) E. Sayılı takip dosyasının dayanağı … Siyavüşpaşa Şubesi …. hesap numarası ile çalışan SJ 0307541 numaralı çekte, davacı müvekkilin ismi, imzası ve kaşesi olmadığını, takip dosyasındaki bu durumu bilmedikleri yahut gözden kaçırdıkları düşüncesiyle, iyi niyetle, hem davacı müvekkilce hem taraflarınca Av. …’ e ve şu anki davalı vekiline ulaşıldığını, öncelikle Av. …’ den müvekkil aleyhine olan takibin durdurulması/ kaldırılması için şu anki davalı vekiline durumu izah etmesinin rica edildiğini, Av. …’in, yeni vekile durumu izah ettiğini, davacı müvekkilinin endişelenmemesini söylediğini, daha sonra şimdiki davalı vekilinden de ilgili takibin davacı müvekkil yönünden durdurulması/ kaldırılması istendiğini, talepleri doğrultusunda olumlu bir netice elde edememeleri üzerine, taraflarınca öncelikle menfi tespit davası açılabilecekken; yine iyi niyetle mevcut hatanın ivedi şekilde çözülebilmesi için icra mahkemelerine başvurulduğunu, memur işlemi şikayet edilerek ödeme emrinin iptali istendiğini, süresiz şikayete tabi olduğu Yargıtay kararları ile de kabul edilmesine rağmen, şikayetlerinin ilk derece mahkemesi tarafından reddedildiğini, istinaf mahkemesinin de ilk derece mahkemesinin kararını yerinde bulduğunu, T.C. İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 2019/1020 E. sayılı dosyası kapsamında şikayet dilekçeleri, istinaf dilekçeleri, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı, istinaf başvuru dilekçeleri ve istinaf mahkemesi ilamı, şu anki davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, tebliğ mazbatalarının hepsinin dosyada haiz olduğunu, ilgili takibin davalı asilin bilgisi ve rızası dahilinde başlatılmadığı kabul edilse bile davalı yanın birçok kez kez, ilgili takip dosyasının davacı müvekkil yönünden haksız ve usulsüz olduğunu öğrenme fırsatı olduğunu, ne var ki mevcut ve aşikar bu usulsüzlüğü düzeltmek adına herhangi bir çabaya girmediğini, davalı yanın, asıl sorumluluğun o dönemde vekili olan ve takibi yapan Av. … ve icra memurunda olduğu savının davacı müvekkil tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, geçen süre zarfında, davacı müvekkilinin kaybettiği zamandan ve uğradığı maddi manevi zarardan davalı yanın sorumlu olduğunu, davacı müvekkilinin borçlu olmadığı bir takip dosyası sebebiyle üzüntü ve endişe duyduğunu, davalı asilin vekillerinin davalı asile karşı taşıdıkları sadakat ve özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmedikleri hususu, davalı asil ve vekilleri arasındaki iç ilişkiye ait olup davacı müvekkilin uğradığı zarara gerekçe olamayacağını beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK 72/3’e dayalı icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf istemi, sadece reddedilen kötü niyet tazminatına yönelik olup, davanın esasına ilişkin bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır.
1-Somut olayda; davalının davacı ve diğer takip borçluları aleyhine İzmir 4. İcra Müdürlüğü’ nün 2019/1720 (eski 2015/7879 esas sayılı) esas sayılı dosyasında 02/06/2015 tarihinde, 30/04/2015 tarihli, 60.000,00 TL bedelli, SJ0307541 nolu çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yaptığı, çekte davacının isim ve imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İİK 72/5 maddesi gereğince borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir, takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz
Bu durumda, çekte isim ve imzası bulunmayan davacı aleyhine davalının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunmasında davalının ağır kötü niyetli olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla, İİK’ nın 72/5 maddesi uyarınca kötü niyet tazminatının şartlarının oluşması nedeniyle, talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2-Kabule göre ise; mahkemece hüküm ve gerekçe kısmında ” davalının kötü niyetle takip yaptığı kanaati hasıl olmakla, davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine şeklinde kendi içerisinde cümlenin gerekçesi ile sonuç kısmı arasında çelişki doğuracak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesisi 6100 sayılı HMK’ nın 297/2 maddesine aykırı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca esastan kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/07/2022 tarihli 2022/209 Esas-2022/593 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davalının kabul beyanı doğrultusunda davacının davasının kabulü ile, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2019/1720 E. Sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
b-Davalının kötü niyetle takip yaptığı anlaşılmakla İİK’ nın 72/5 maddesi uyarınca takipteki asıl alacak üzerinden % 20 olarak hesaplanan 6.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı vekilinin talebi doğrultusunda gerekçeli kararın bilgi mahiyetinde İzmir barosu avukatlarından …’e ve o dönemde o tarihte kaydı bu şekilde yaptıran icra memuruna bildirimde bulunulmasına,
ç-Alınması gereken 2.277,78 TL nisbi ilam harcından, peşin alınan 569,45 TL nisbi harcın mahsubu ile kalan 1.708,33‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
d-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen harç ve yargılama gideri olmak üzere toplam 811,45‬ TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
f-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 84,00 TL posta masrafı ile 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 304,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
ç-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02/11/2022