Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1585 E. 2022/1592 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1585
KARAR NO : 2022/1592

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/641 Esas (Derdest Dosya)

DAVA : Tespit
TALEP : İhtiyati tedbir

BAM KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2022 ara karar tarihli ve 2022/641 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı/ihtiyati tedbir talep eden vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; Davaya konu …. plaka numaralı aracın davalı kooperatife üye olan ve kooperatifte ticari taşıma hattı bulunan önceki maliki …. tarafından …. isimli kişiye Milas 4. Noterliğinin 25.10.2021 tarih ve 007409 yevmiye numaralı sözleşmesi ile kooperatifte bulunan hissesinin, Muğla 3. Noterliği’nin 27.10.2021 tarih 16943 yevmiye numarasında kayıtlı işlem ile de …. plakalı ticari taksisinin devrinin gerçekleştirildiğini, …. tarafından da Milas 4. Noterliği’nin 08.03.2022 tarih 001414 yevmiye numarasında kayıtlı işlem ile kooperatif hissesinin davacıya devredilerek satıldığını, bu satış işleminin ardından davalı kooperatife başvurulduğunu davalı kooperatif yönetiminin çalışmak için hiçbir engeli bulunmadığı halde müvekkilinin aracını sıraya koymadığını, davalı kooperatife Muğla 3. Noterliğinin 28.03.2022 tarih ve 04781 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “davacının kooperatife üye kaydının yapılması aksi halde dava açılacağı, çalışamadığı süre boyunca hak kaybına uğradığı günlere ilişkin tazminat davası açılacağı, tüm yönetim kurulu üyeleri ve başkanı hakkında suç duyurunda bulunulacağı..” hususunun ihtar edildiğini, bu ihtarnamenin 04.04.2022 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalı kooperatif başkanı tarafından ağır sözlerle bunun asla olamayacağının dile getirilerek aracın sıraya konulmadığını, Yönetim Kurulunun bu davranışının 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 8.,14.,17., Maddelerine açıkça aykırılık oluşturduğunu, devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülüklerinin yeni ortağa geçtiğini, kooperatifçe bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca bir ödemede bulunmalarının istenemeyeceğini, yönetim kurulunun takdir yetkisinin olmadığını, ortaklığı devralan kişinin şartları taşıması halinde ortaklığa kabul edilmesinin zorunlu olduğunu, tüm maddi imkanlarını seferber edip ticari araç hattı satın alan müvekkilinin hukuka aykırı olarak ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin keyfi tutumla davalı kooperatif yönetimince aracının çalıştırılmaması sonucunda büyük maddi kayıp yaşadığını, …. plaka numaralı aracı önceki malik …. ‘dan satın alan müvekkilinin daha fazla mağdur edilmemesi için öncelikle kooperatif hattında sıraya alınarak çalışmasının temini için ihtiyati tedbir kararı verilerek yapılacak yargılama sonucunda da müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine ve …. plaka sayılı aracın sıraya alınmasına” karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı kooperatif yetkilisi …. 27/05/2022 tarihli dilekçesinde özetle: davaya konu olan …. plaka numaralı aracın önceki maliki olan …. ‘ın 28.05.2020 tarihinde kooperatif başkanlığına dilekçe vermek sureti ile istifa ettiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu m. 14’e göre: “Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.” söz konusu somut olayda davacının kooperatife kabul edilmemesinin kanuni olarak mümkün olduğunu, devir işlemi gerçekleşmeden önce, hatta …. isimli kişiye devir gerçekleşmeden önce eski maliki olan …. ‘ın 28.05.2020 tarihinde kooperatiften istifa ettiğini, davacının iddia etmiş olduğu devir işleminin 08.03.2022 tarihinde gerçekleştiğini, istifanın gerçekleştiği tarih ile devir tarihi arasında hem iki devir işlemi hem de yaklaşık iki senelik bir sürenin mevcut olduğunu, kooperatifin, tarafların kendi aralarında yapmış olduğu devir işlemlerinin ve şartlarının takibini yapmasının hukuksal olarak da söz komusu olmadığını, …. isimli kişinin kooperatiften istifa etmiş olduğunun sözleşmenin karşı tarafına bildirmemiş olması durumunun kooperatifin bu konu hakkında bir mağduriyet yaşamasını gerektirmemesi gerektiğini, davacının iddia ettiği hak kayıplarını sözleşmenin diğer tarafından talep etmesi gerektiğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye karşılık kooperatif tarafından davacı tarafa 06.04.2022 tarihinde kooperatife neden kabul edilmediğinin gerekçesi ile birlikte Milas 2. Noterliği aracılığı ile ihtar gönderilerek açıklandığını, kooperatif tarafından üyelikten istifa işleminin karar defterine de usulüne uygun bir biçimde geçirildiğini, davacı tarafın tüm iddialarının haksız olduğunu, kooperatif tarafından yapılan tüm işlemlerin hem 143 No’lu Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Ana Sözleşmesi’ne hem de 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na uygun olduğunu, açıklanan nedenlerden ötürü HMK 390. maddesine göre davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemeyen davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece 06/05/2022 tarihli ara kararı ile ”… davacı tarafça devralınan kooperatif hissesi sebebi ile yine davalı kooperatifte taşıma hattı bulunan aracın sıraya alınması konusunda tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olup, uyuşmazlığın davacıya ait aracın davalı kooperatife bağlı olarak taşıma yapma hakkına sahip olup olmayacağına ilişkin olduğu dikkate alındığında tedbirin uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak verilmesinin talep edildiği açıktır. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen hisse devir ve satış sözleşmeleri ve davacı tarafça hisselerin devralındığı davalı kooperatife bildirilmiş olduğu dikkate alındığında davacı yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştirildiğinin kabul edilmesi gerekmiş ve aracın davalı kooperatif tarafından sıraya alınmaması ve yapılacak yargılama sonucunda davacının haklı çıkması halinde yargılama sonucuna kadar aracın sıraya alınarak çalıştırılmamasından dolayı bu döneme ilişkin zararının bulunacağı açık olduğundan…” gerekçesiyle; ”…Davacı tarafın tedbir talebinin HMK 389 vd maddeleri uyarınca KABULÜ ile davacıya ait …. plaka sayılı aracın tedbiren davalı kooperatifin taşıma hatlarında sıraya alınarak çalıştırılmasına..” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemece 30/06/2022 tarihli ara karar ile “…her ne kadar davalı tarafça, davacı tarafından sıraya alınması talep edilen aracın ilk malikinin kooperatif üyeliğinden istifa etmiş olması sebebi ile tedbir kararına itiraz edilmiş ise de; dava dışı …. adına ibraz edilen dilekçenin davalı kooperatif kayıtlarına usulüne uygun olarak kaydının yapılarak yasal süreleri içinde …. ‘ nın ortaklıktan çıkma talebinin kabulüne karar verilip verilmediğinin davalı tarafça dosyaya ibraz edilen belgelerden anlaşılamadığı, Muğla İl Ticaret Müdürlüğünün 05.05.2022 tarihli yazı cevabında kooperatifin en son 2019 yılında genel kurul yaptığının belirtildiği dolayısıyla davacının kooperatif üyesi olarak kabul edilip edilmeyeceğinin ve buna bağlı olarak aracın taşıma sırasına alınıp alınmayacağının 2019 yılından sonraki işlemlerin yasal düzenlemelere uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespiti ile söz konusu olabileceği, davalı tarafça ibraz edilen karar defterinin davacıya gönderilen ihtarname ile aynı tarihte onaylı olduğu görülmekle verilen tedbir kararında yaklaşık ispat ölçüsünde bir değişiklik olmadığından ve tedbir kararı verilmemesi davanın davacı lehine sonuçlanması halinde davacının hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacağından”…Davalı tarafın tedbire yönelik itirazının REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu olan …. plaka numaralı aracı önceki maliki olan …. ‘ın 28.05.2020 tarihinde kooperatif başkanlığına dilekçe vermek sureti ile istifa ettiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu madde 10’a göre her ortağın kooperatiften çıkma hakkı olduğunu, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu ara kararda taraflarına ibraz edilen istifa dilekçesinin kabulünün usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının dosyaya ibraz edilen belgelerden anlaşılamadığına kanaat getirmiş olsa da istifa dilekçesinin taraflarınca kabulünde gerekli tüm prosedürlere uyulduğunu ve gerekli evrakların mahkemeye sunulduğunu, yasal sürelere de uyularak …. ‘ın taraflarına sunmuş olduğu istifa talepli dilekçesinin kabul edildiğini, bu durumla ilgili gerekli belgeler, davacı tarafa noterden çekilen ihtarlar, üyelikten istifa işleminin geçirilmiş olduğu karar defteri gibi olayı aydınlatacak ve herhangi bir tereddütte mahal vermeyecek belgeler mahkemeye sunulmasına rağmen mahkemenin, söz konusu olayın sunulan belgelerden anlaşılamadığına kanaat getirdiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, mahkemeye sunmuş oldukları belgelerin olayın aydınlanması noktasında gayet yeterli ve açıklayıcı olduğunu, davacının söz konusu aracın eski malik …. tarafından …. isimli kişiye ardından da …. isimli kişiden davacıya kooperatif hissesi ile birlikte Milas 4. Noterliğinde 08.03.2022 tarihinde devrinin gerçekleşmiş olduğunu iddia ettiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 1.maddesine göre davacının kooperatife kabul edilmemesinin kanuni olarak mümkün olduğunu, devir işlemi gerçekleşmeden önce, hatta …. isimli kişiye devir gerçekleşmeden önce eski malik olan …. ‘ın 28.05.2020 tarihinde kooperatiften istifa ettiğini, davacının iddia etmiş olduğu devir işleminin 08.03.2022 tarihinde gerçekleştiğini, istifanın gerçekleştiği tarih ile devir tarihi arasında hem iki devir işlemi hem de yaklaşık iki senelik bir sürenin mevcut olduğunu, kooperatifin tarafların kendi aralarında yapmış olduğu devir işlemlerinin ve şartlarının takibini yapmasının hukuksal olarak da söz konusu olmadığını, …. isimli kişinin kooperatiften istifa etmiş olduğunu sözleşmenin karşı tarafına bildirmemiş olmasının kooperatifin bu konu hakkında bir mağduriyet yaşamasını gerektirmediğini, söz konusu hususta davacının iddia ettiği hak kayıplarını sözleşmenin diğer tarafından talep etmesi gerektiğini, …. ‘ın kooperatiften kendi isteği doğrultusunda dilekçe vermek suretiyle çıktığını, bu durum taraflarınca deftere geçirilmiş olup …. tarafından herhangi bir itiraz da yapılmadığını, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu ara kararda, davacının kooperatif üyesi olarak kabul edilip edilmeyeceğinin ve aracın taşıma sırasına alınıp alınmayacağının 2019 yılından sonraki işlemlerin yasal düzenlemelere uygunluğuna bakılarak karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğunu, davacı tarafından kooperatife 28.03.2022 tarihinde söz konusu durumla ilgili ihtar çekildiğini, bu ihtarnamenin 04.04.2022 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtildiğini, ihtardan sonra kooperatif başkanı tarafından ağır sözlerle birlikte aracın sıraya konulmadığı iddiasının da asılsız olduğunu, kooperatif tarafından davacı tarafa 06/04/2022 tarihinde kooperatife neden kabul edilmediğinin gerekçesi ile birlikte Milas 2. Noterliği aracılığı ile ihtar gönderilerek açıklandığını, davacının tüm iddialarının haksız olduğunu, kooperatif tarafından yapılan tüm işlemlerin hem 143 No’lu Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Ana Sözleşmesi’ne hem de 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na uygun olduğunu, davacının söz konusu devir işlemlerinden kaynaklı iddia ettiği zararın muhatabının, kendisi ile devir işlemi yapan karşı taraf olduğunu belirterek verilen ihtiyati tedbir kararırın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatif üyeliğinin tespiti istemlidir.
Talep, tedbir kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Mahkemece; 06/05/2022 tarihli arar karar ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş; davalının tedbir kararına itirazı üzerine mahkemece, 30/06/2022 tarihli ara karar ile tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK.’nun 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK.’nun 389-(1) maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 sayılı HMK.’nun 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Bu açıklamalara göre; dosya kapsamı, dosyada mevcut bilirkişi raporu ile tarafların iddia ve savunmaları nazara alındığında; davacının üyeliğinin tespiti istemine ilişkin iddiasının bu aşamada yaklaşık olarak olarak ispatlayamadığı ve ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığından; mahkemenin 06/05/2022 tarihli arar karar ile vermiş olduğu tedbir kararına yapılan itirazın reddine dair 30/06/2022 tarihli ara kararı isabetli olmadığından, davalının istinaf itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalının verilen tedbir kararına ve itirazın reddine yönelik istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2022 ara karar tarihli ve 2022/641 Esas sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davalının itirazının kabulüne, mahkemenin 06/05/2022 tarihli, 2022/641 Esas sayılı ara kararı ile verilen tedbir kararının kaldırılmasına,
b-Talep derdest dosya içerisinde istenildiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 220,75-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20/10/2022