Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1563 E. 2022/1520 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1563
KARAR NO : 2022/1520

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021 (Dava) – 31/05/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/984 Esas – 2022/524 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Alacağından Kaynaklanan)-Alacak

BAM KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2022 tarih ve 2021/984 Esas – 2022/524 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davalı/davacı …. vekili 02.11.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin ortaklarında olan …. isimli kişiye ait kooperatif hissesini, Selçuk Noterliğinin 14.07.2020 tarih ve 4867 yevmiye numaralı kooperatif hisse devri sözleşmesiyle devraldığını; ancak kooperatifin, devreden üyenin üyelikten kaynaklanan borçlarının ödenmesi hâlinde üye kaydının yapılabileceğini bildirerek kooperatif üyelik kaydı yapılması talebini reddettiğini; oysa üyenin borcunun bulunmasının devre engel olmadığını; ayrıca hissesini devreden …. ’a karşı İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2011/4295 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını; …. ’un itirazı üzerine kooperatif tarafından itirazın iptali davası açıldığını; itirazın iptaline ilişkin İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/285 E., 2013/208 K. sayılı kararının kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunması nedeniyle Yargıtay 23. HD. Tarafından bozulduğunu; bunun üzerine İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/166 E., 2014/180 K. sayılı kararı ile yeniden karar verdiğini; bu kararın da Yargıtay 23. HD. 2015/1658 E. 2016/242 K. Sayılı kararı ile faizin yasal faizin %50 fazlasını aşamayacağı gerekçesiyle bozulduğunu; bu karar üzerine mahkeme kararında yazan miktarların …. tarafından İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2011/4295 E. sayılı dosyasına ödendiğini, kooperatif hissesini devreden …. ’un borcu kalmadığını; söz konusu davanın hâlâ İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/285 E. sayılı dosyasıyla devam ettiğini belirterek, davalı Tasfiye Hâlinde …. Kooperatifinin üyesi bulunduğunun tespitine ve bu tespitin kooperatif kayıtlarına işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davacı/davalı Kooperatif vekili 07.04.2021 tarihli cevap/karşı dava dilekçesinde özetle;Ocak 2021 ayı içinde davacının üye kaydının yapıldığını, davacının yalnızca haklarına değil, devir sözleşmesinde üstlendiği borçlarına da sahip çıkması gerektiğini; davacının devir öncesine ait borçlar ile devir tarihinden sonra işlemiş aidat borçlarını ödemediğini; hissesini devreden …. aleyhine 2009 Mart-2011 Nisan ayları arasında ödenmeyen aidat borçları için İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2011/4295 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, bu borçlara ilişkin yargılamanın hâlâ İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/285 E. dosyası ile devam ettiğini; 2018 yılına kadar ödenmeyen aidat borçları için ise İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2018/3147 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, 10.03.2021 tarihinden sonra yapılan araştırmalarda, devreden üyenin takibe itiraz ettiğini öğrendiklerini; 44.600 TL asıl alacak ve TBK m. 120 gereğince yıllık %18 oranından hesaplanan 25.200 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 69.800 TL yönünden itirazın iptali gerektiğini; ayrıca devreden ve devralan üyelerin Mart 2018-Nisan 2021 tarihleri arasında ödemedikleri toplam 8.200 TL aidat borcunun bulunduğunu belirterek, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2018/3147 E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve karşı davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ayrıca 8.200 TL asıl alacağın ve bu borç için dava tarihine kadar hesaplanan 3.462 TL gecikme zammının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/davacı …. vekili 29.04.2021 tarihli karşı davaya cevap dilekçesinde özetle;karşı davanın arabuluculuğa başvurulması zorunlu olan davalardan olduğunu, arabuluculuğa başvurulmadığından dava şartının gerçekleşmediğini; karşı dava dilekçesinde bildirilen icra takiplerinin hissesini devreden …. aleyhine yapıldığını, devreden üyenin yaptığı itirazın iptali için devralana karşı dava açılamayacağını ve icra inkar tazminatı istenemeyeceğini; itirazın iptali davasının süresinde açılmadığını; davaya konu alacak miktarının hesabında 2011 yılı öncesi için iddia edilen borçların bulunup bulunmadığının belli olmadığını, bu döneme ilişkin davanın hâlâ İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/285 E. dosyası ile devam ettiğini, dolayısıyla 2011 yılı öncesi alacak bölümü için derdestlik itirazında bulunduklarını; kendisinin ve hisseyi devreden …. isimli kişinin aidat veya sair isimler altında borcu bulunmadığını belirterek, karşı davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın arabuluculuğa başvurulmadan açıldığı anlaşılmakla TTK. 5/a uyarınca dava şartı eksikliği nedeni ile USULDEN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili Av. …. ‘ün 16/06/2022 tarihli tavzih talepli dilekçesi incelenmek suretiyle, davacı-karşı davalı vekilinin 08/06/2022 tarihli hükmün tashihi dilekçesi yerinde görülerek; “….mahkememizin iş yoğunluğu, personel eksikliği de dikkate alınarak, sehven dava dosyamızdaki taraflarla, dava dosyamız ile ilgisi olmayan başka bir dosyadaki gerekçe sehven kopyala yapıştır yapılmak suretiyle yapılmış olup, davamızın İzmir 25. İcra müdürlüğünün 2018/3147 sayılı takip dosyasında ki itirazın iptali davası olup, davanın konusu, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2018/3147 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali, diğeri ise, takip konusu olmayan mart 2018-nisan 2021 dönemi aidat alacaklarının hüküm altına alınması olmak üzere iki farklı talep oluşturmaktadır. Alacak davası bakımından TTK m5/a hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu ve somut olayda mart 2018-nisan 2021 dönemi aidat alacaklarına ilişkin dava bakımından dava şartı eksikliği bulunduğu bellidir. Somut olaydaki, alacak davası da, kooperatif üğyeliğinden kaynaklı bir borca ilişkin olduğundan TTK m5/a kapsamına girmekte olup, her ne kadar, söz konusu dava, davalı …. ‘ın açtığı ve zorunlu arabuluculuk kapsamına girmeyen kooperatif üyeliğinin tespiti davasına karşı dava olarak açılmış olsa da, karşı davada ki dava şartları, arıl davadan bağımsız olarak değerlendirilmektedir. Görülmekte olan dava dosyamızda, alacak davası bakımından zorunlu arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle, TTK m.5/a hükmü uyarınca, arabulculuğa başvurmanın zorunlu olduğu ve somut olayda mart 2018-nisan 2021 dönemi aidat alacaklarına ilişkin dava bakımından dava şartı arabuluculuk eksikliği bulunduğundan, davanın usulden reddine ve sehven iş yoğunluğu nedeniyle tarafları ve dava konusu farklı olan başka bir davanın gerekçeye getirimesi nedeniyle, nihai kararda, taraflarda her hangi bir değişiklik olmadığı için sehven yapılan, iş yoğunlu nedeniyle yapılan maddi hatanın usul ekonomisi ve yargılamanın seyri de dikkate alınarak HMK m.304 uyarınca, tahsisine dair karar vermek gerekmiş, hükmün özünü ve esasını değiştirecek nitelikte olmadığından, bu şekilde ki maddi hatanın hükmün özünü ve esasını değiştirecek nitelikte olmayan, tadil eden türden olmayan maddi hata talep de dikkate alınarak mahkememizce HMK m.304 uyarınca gerekçe bu şekilde tahsisine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı/davacı Tasfiye Halinde …. Kooperatifi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının yerinde olmadığını, davanın üyelik tespiti davası değil itirazın iptali ve alacak davası olduğunu, yerel mahkeme kararında davalı ile ilgibi herhangi bir gerekçe yazılmadan hükmün tesis edildiğini, gerekçe kısmında muhtemelen kopyala yapıştır yöntemi ile bu davanın tarafları ve dava konusu ile aynı olmayan tamamen farklı bir dava dosyasına ait gerekçeli karardan gerekçe oluşturulduğunu, yerel mahkemenin hangi nedenle davayı reddettiğini gerekçede belirtilmemesi nedeniyle kararının hukuki dayanağının bilinmediğini, davalının kooperatif üyelerinin yaptığı ödemelerle tamamlanan meskene herhangi bir ödeme yapmadan sahip olma isteğine hak kazandığını, kararın bu yönüyle kooperatif üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, arabuluculuk dava şartının iş bu davada zorunlu olmadığını, dosyada alınan bilirkişi raporunun takip dosyası görülmeden hazırlandığını, takip dosyasına yer alan alacaklar yönünden herhangi bir hesaplama yapılmadığını, icra dosyasının getirtilerek sonrasında itirazlarımızı giderecek şekilde rapor alınması taleplerinin yerel mahkemece reddedildiğini, davalının, kooperatif hissesini devralmadan ince devreden üyenin tüm borçlarını bildiğini, devam eden aylarda ödenmesi gereken üyelik aidatları olduğunu da bildiğini, buna rağmen devir sonrası döneme ait borçların ödenmesi noktasında hiç bir girişimde bulunmadığını, davalının bu dava açıldıktan sonra dahi borçların ödenmesi konusunda müvekkili ile görüşme yapmadığını, müvekkili ile davalı arasında devam eden davanın ticari nitelikte olmadığını, kooperatifler yasası gereğince Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğini, davalının bu dosyaya herhangi bir avans yatırmadığını, bu nedenle bilirkişi ücretinin davalı tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını, dosyada yatan tüm avansların müvekkili tarafından yatırıldığını belirterek, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2022 tarih ve 2021/984 esas, 2022/524 karar sayılı kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak haklı davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalının ödenmediği belirtilen aidat borçlarının tahsili ve davalının İzmir 25. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/3147 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın arabuluculuğa başvurulmadan açıldığı anlaşılmakla TTK. 5/a uyarınca dava şartı eksikliği nedeni ile usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davaacı kooperatif vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı/davalı …. tarafından İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2020/628 esas sayılı dosyasında 02/11/2020 tarihinde, kooperatif üyesi olduğunun tespiti ve kooperatif kayıtlarının düzeltilmesi istemiyle asıl davanın açıldığı, bu davada dava dilekçesi tebliği üzerine davalı kooperatif tarafından cevap süresi içerisinde sunulan cevap ve karşı dava dilekçesi ile 07/04/2021 tarihinde davalının ödenmediği belirtilen aidat borçlarının tahsili ve davalının İzmir 25. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/3147 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali istemiyle karşı davanın açıldığı, yapılan 28/12/2021 tarihli celsede, asıl davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ve karşı davanın ise tefrikine karar verildiği, karşı davanın tefrik edildikten sonra İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/984 esas numarasına kaydedildiği ve bu esastan eldeki istinaf incelemesine konu kararın verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın ticari dava olup dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuğa tabi bulunmasına ve davacı kooperatif tarafından davadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olmasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
1-Davacı vekilinin 15/06/2022 tarihli tashih dilekçesi sunduğu ve hükmün 4 nolu bendindeki ” davalının yapmış olduğu 750,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine ” şeklindeki kısmın ” davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ” şeklinde düzeltilmesini talep ettiği, ancak mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre, karşı davada davalının herhangi bir avans yatırmadığı ve yatığı yargılama gideri bulunmadığından, hükmün 4 nolu bendinin ” davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ” şeklinde düzeltilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemesi ve dosya kapsamına aykırı uygulama yapılması doğru olmamıştır.
2-Hükmün 2 nolu bendinde ” Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına ” şeklinde hüküm kurulduğu, ancak karşı dava açılırken davacı kooperatif tarafından 350,50 TL nispi karşı dava harcı yatırıldığı, ancak dosyaya aktarılmadığı anlaşılmakla, bu harcın dosyaya aktarılarak, bu harç miktarından alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 269,80 TL harcın davacı kooperatife iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hatalı karar tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
3-Gerekçeli karar başlığında dava isminin ” İtirazın İptali ve Alacak ” olmasına rağmen yanlış ve yanılgılı bir uygulama ile ” Kooperatif Üyeliğinin Tespiti ” olarak gösterilmesi 6100 sayılı HMK’ nın 297/1 maddesine aykırı olmuştur.
4-Hükmün 5 nolu bendinde de davada tek davalı olmasına rağmen ” davalı ” yerine ” davalılara ” şeklinde yazılmak suretiyle infazda tereddüt uyandıracak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı Tasfiye Halinde …. Kooperatifi vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2022 tarih ve 2021/984 Esas – 2022/524 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davanın arabuluculuğa başvurulmadan açıldığı anlaşılmakla TTK. 5/a uyarınca dava şartı eksikliği nedeni ile USULDEN REDDİNE
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcının, peşin alınan 350,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 269,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı kooperatife iadesine,
c-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ç-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
e-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan 80,70-TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 45,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 266,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
ç-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2022