Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1539 E. 2022/1486 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1539
KARAR NO : 2022/1486

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2021(Dava) – 15/12/2021 (Karar)
NUMARASI : 2021/741 Esas – 2021/1153 Karar
DAVA :Şirketin İhyası (TTK’nun Geçici 7.Maddesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 06/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2021 tarihli 2021/741 Esas ve 2021/1153 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12/08/2014 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edilen…. Şirketine ait iş yerinde 2007 yılında biçki dikiş ustası olarak çalıştığını, sigortasının yapılmaması sebebiyle eksik prim günü çıktığını, SSK müdürlüğünün prim borcu nedeniyle müvekkilinin emekliliğini iptal edip eksik prim borcunu icra takibiyle talep ettiğini, kurum işleminin iptali için İzmir 1.İş Mahkemesi 2016/56 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi sebebiyle davada husumetin yöneltilemediğini, bu sebeple mahkemenin 11/03/2020 tarihli celsesinde şirketin ihyası için kendilerine süre verdiğini davalı şirketin ihyası için kendilerine süre verdiğini, şirketin ihyasının ve tasfiye memuru atanmasının gerektiğini bildirmiş…. Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … cevap dilekçesinde; Merkez-… sicil numarasında kayıtlı … Şirketi’nin 28/11/2006 tarihinde tescilinin yapıldığını, 6103 sayılı kanunun 20. maddesinin 1. Fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi uyarınca resen yapılan işlemlerin sonunda 12/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini, TTK geçici 7/(15) fıkrası uyarınca yasal süresinde açılmayan davanın öncelikle süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, TTK’nun geçici 7. maddesi hükmünün usul ve esaslar çerçevesinde uygulandığını, terkin edilen şirkete yasanın belirttiği şekilde ihtarlı tebligatların yapıldığını, terkin işleminin kanun hükmünün uygulanmasından ibaret olduğunu, müdürlüğün davada yasal hasım olup yapılan işlemlerde herhangi bir aykırı hususun ve kusurunun bulunmaması nedeniyle dava açılmasına sebebiyet vermediğini, terkin edilen şirketin terkinin yapıldığı sırada devam eden davaların bulunduğuna dair bir bildirimde bulunmadığını, bu durumun müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını bildirmiş, davanın açılmasına sebebiyet vermemeleri nedeniyle aleyhlerine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında bir diyeceği olmadığını bildirmiştir.
Davalı …’nın dava tarihinden önce vefat etmiş olması nedeniyle hiçbir aşamada adına tebligat çıkarılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Davalı … hakkında açılan davanın, ölü olması nedeniyle taraf ehliyetinin bulunmadığına bağlı olarak HMK’nun 114(1/d) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … hakkında açılan davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7(15).maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TTK nın geçici 7. maddesi 2. fıkrasında ” Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki hükümle tasfiye edilmeksizin resen ünvanı silinen şirketlerin devam eden dava veya icra takibi olduğu halde bu madde hükmü gereği resen terkin edilemeyeceğinin bildirildiğini, ilgili şirketin sicilden 2014 yılında resen terkin edildiğini ve müvekkilinin İzmir 1. İş Mahkemesindeki tespit davası 2016 yılında açılmış olmasına rağmen ihyası istenen şirketin tekstil işi yaptığı ve onlarca işçi çalıştırdığı dikkate aşınırsa terkin tarihinde aleyhine açılmış dava veya icra takibi olmaması ihtimali bulunmadığını, ihyası istenen … Şti’ nin davalı, davacı, borçlu veya alacaklı olduğu dava dosyaları ve icra takipleri araştırılmamış olup bu şekilde bir dava veya takip var ise şirketin resen sicilden terkininin yasaya aykırı olarak yapıldığının ortaya çıkacağını, bu şekilde hatalı resen terkinin ilgili şirketin ihyasına engel bir durum olmayacağını, ayrıca müvekkilinin İzmir 1. İş Mahkemesinde SGK aleyhine dava açmasına sebep olan işlemlerin başlangıcı kurumun 2013 yılında müvekkilinin çalıştığı işyerleri gibi işyerlerini denetlemesi sonucu ortaya çıkan raporlar nedeniyle prim günlerinin iptal edilmesi nedeniyle ihyası istenen …. Şti’ nin de faaliyet durumuyla ilgili olarak SGK tarafından soruşturma ve rapor düzenlenmiş olup bu incelemenin dahi şirketin resen terkinine engel olduğunu belirterek ilamının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak ilgili …. Şti’ nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re’sen terkin edilen … Şti.’nin ihyası istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın, davalı … hakkında açılan davanın, ölü olması nedeniyle taraf ehliyetinin bulunmadığına bağlı olarak HMK’nun 114(1/d) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, Davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Davalı … hakkında açılan davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7(15).maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. numaralı bendinde “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulananlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. ” hükmü getirilerek haklı sebepler bulunması halinde terkin edilen şirketin ihyası hususunda hukuki yararı bulanan kişilere ihya imkanı tanımıştır.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin 12/08/2014 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edilen … Şirketine ait iş yerinde 2007 yılında biçki dikiş ustası olarak çalıştığını, sigortasının yapılmaması sebebiyle eksik prim günü çıktığını, SSK müdürlüğünün prim borcu nedeniyle müvekkilinin emekliliğini iptal edip eksik prim borcunu icra takibiyle talep ettiğini, bu nedenle kurum işleminin iptali için İzmir 1.İş Mahkemesi 2016/56 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi sebebiyle davada husumetin yöneltilemediğini, bu sebeple mahkemenin 10/03/2020 tarihli celsesinde dava dışı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini ileri sürmüş; dava dışı ihyası istenen şirketin12/08/2014 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, İzmir 1. İş Mahkemesi’nin 2016/56 esas sayılı dosyasında davanın terkin tarihinden sonra 05/02/2016 tarihinde açıldığı, buna göre terkin işlemininin yapıldığı sırada görülmekte olan bir dava bulunmadığı; eldeki davanın, TTK’nun geçici 7.maddesi hükmü uyarınca ticaret sicilinden resen silinen … Şti’ ni hakkında, İzmir 1.İş Mahkemesinin 2016/56 esas sayılı dosyasında kurum işleminin iptali talepli davanın görülüp sonuçlandırılabilmesi amacıyla bu davayla sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirketin ihyası istemli olarak açıldığı anlaşılmıştır.

Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından SGK aleyhine kurumun pirim günleri ile emeklilik tahsis işleminin iptaline dair işleminin iptali, emeklilik nedeniyle örenmiş maaşlar karşılığı yersiz ödeme adı altında talep edilen alacağa ilişkin işlemlerin iptaline, müvekkilinin emekliliğe hak kazandığının tespitine ve 2015 yılı mayıs ayından bu yana ödenmeyen aylıklarının faiziyle ödenmesi istemiyle dava açtığı, davanın İzmir 1. İş Mahkemesinin 2016/56 sayılı dava dosyasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7/4. maddesi, “Ticaret sicili müdürlüklerince; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.” hükmünü içermektedir.
Davalı … Müdürlüğü cevap dilekçesinde, ihyası istenilen şirketin 28/11/2006 tarihinde sicile tescil edildiğini, şirketin sermayesinin 5.000,00 TL olduğu, 6103 sayılı Kanunun 20/1 maddesi uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmediği gerekçesiyle, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 12/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini belirtmiştir. TTK’nın geçici 7/4. maddesine göre; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı düzenlenmiş; davalı … Müdürlüğünün göndermiş olduğu belgeler arasında terkin edilen şirkete gönderildiği iddia edilen ihtar yazısı bulunmakta ise de, bu ihtar yazılarının geçici 7. maddenin 4/a fıkrasındaki usule göre şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere yapılan ihtarın tebliğ edildiğine dair tebligat belgesinin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar, mahkemece ihyası istenen şirketin sicilden terkin tarihi ve eldeki davanın açılış tarihi nazara alınarak … Müdürlüğü yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş ise de; mahkemece eldeki davada terkin işleminin usulüne uygun olup olmadığının belirlenebilmesi için toplanması gereken delillerin toplanmadığı, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı … Müdürlüğü cevap dilekçesinde ihyası istenen şirketin sicil kayıtlarındaki adresine gönderdiğini belirttiği 04/04/2014 tarihli ihtar yazısı suretinin dosyada bulunduğu, ancak ihtar yazısının şirkete tebliğ edildiğine ilişkin tebligat belgesinin bulunmadığı, Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yapıldığı ve 12/08/2014 tarihinde şirketin sicilden terkin edildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle ihtarın tebliğ edilip edilmediği hususunda ilgili ticaret sicili müdürlüğüne yazı yazılarak tebliğ işlemleri hususunun araştırılması, tebliğ belgesinin istenmesi, ayrıca davacı vekiline dava dilekçesinde belirttiği icra takip dosyasına ilişkin belgeler yanında, görülmekte olan dava ile ilgili başkaca bir davanın bulunup bulunmadığı hususlarında beyanda bulunması, gerektiğinde ilgili bilgi ve belgelerin sunmak üzere kesin süre verilerek, belirtilen hususlar tamamlandıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf itirazının belirtilen hususlar yönünden kabulü gerektiği anlaşılmıştır. (Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/04/2022 tarihli 2021/6037 esas – 2022/2812 karar sayılı ilamı).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının belirtilen hususlar yönünden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2021 tarihli 2021/741 Esas – 2021/1153 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı vekilinin sair itirazlarının kararın kaldırılma şekline göre bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 06/10/2022