Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1528 E. 2022/1473 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1528
KARAR NO : 2022/1473

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2022
NUMARASI : 2021/1149 Esas-2022/1122 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 06/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2022 tarihli 2021/1149 Esas-2022/1122 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket lehine olmak üzere TTK’nun 547. maddesi uyarınca ihyası istenilen şirket tarafından davacıya borcunun teminatı olarak Manisa ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parsel … nolu bağımsız bölüm üzerine 28/03/2008 tarihinde ipotek kurulduğunu, bu şirketin müvekkiline borcunu ödememesi nedeniyle noter ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnamelerine karşılık olarak gönderilen cevabi ihtarname ile borçlu şirketin münfesih olduğu bilgisinin verildiğini, şirketin 27/11/2015 tarihinde … Müdürlüğü tarafından resen sicilden silindiği bilgisine ulaşıldığını, bu işlem nedeniyle müvekkilinin alacağına kavuşamadığını, icra takibi başlatamadığını, tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi tamamlanmaması ve tasfiyesi gereken hususların eksik bırakılmış olması halinde tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceğini iddia ederek TTK’nun 547. Maddesi gereğince …Şirketi’nin ihyasını talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekiline usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…davacı şirketin dava dışı ihyası talep edilen … Şirketi’nden alacaklı olduğu, bu şirketin borcuna teminat olarak Manisa ili … İlçesi … ada … parsel … nolu bağımsız bölümü rehin olarak gösterdiği ve bu taşınmaz üzerine 28/03/2008 tarihinde ipotek kurulduğu, borcun ödenmemesi nedeniyle yapılan araştırmada borçlu şirketin 27/11/2015 tarihinde … Müdürlüğü tarafından TTK’nun geçici 7. Maddesi gereğince resen sicilden silindiği, bunun üzerine bu davanın açıldığı, ihyası istenilen şirketin kurulan ipotekten dolayı borcunun devam ettiği, ticaret sicil müdürlüğünün tasfiye işlemlerini eksik bıraktığı, davacının eksik tasfiye nedeniyle alacağını tahsil etme imkanının kalmadığını, TTK’nun 547. Maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa alacaklı şirketin Asliye Ticaret Mahkemesi’nden ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebileceği, davacı açısından hukuki yararın oluştuğu, tasfiye işlemlerinin gereği gibi yapılmamış olduğu….” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün resen terkin işlemi sırasında TTK’nun amir hüküm ve yönetmeliklerine uygun olarak ihyası istenilen dava konusu şirkete tebligat yaptığını, ihtarname gönderdiğini ispatlayamaması, buna ilişkin herhangi bir ihtarname veya tebligat örneğini mahkemeye sunmaması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verdiği kanaatine varılarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırılık olduğunu, Yargıtay içtihatları uyarınca bu davada … Memurluğu’nun yasal hasım olduğunu, bu davada … Memurluğu’nun taraf olarak gösterilmesi gerektiğini ve dava sonunda yasal hasım olması sebebi ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulamayacağını, açılan şirketin ihyası davasında müvekkil … Odası’nın davalı taraf olarak gösterilemeyeceğini, husumet itirazları bulunduğunu, yasal hasmın … Memurluğu olduğunu, öncelikle istinaf başvurularına esas husumet (sıfat) itirazlarının kabul edilmesini talep ettiklerini, … Odası’nın davada taraf sıfatı bulunmadığını, yasal hasım … Memurluğu olduğundan davanın müvekkil … Odası yönünden davanın sıfat yokluğundan husumetten reddi gerekli olduğunu, her dava şartı gibi, husumet itirazının da kamu düzenine ilişkin olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan dava dışı şirketin derdest dava nedeniyle yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamŞirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir.
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi, “ (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.
Ticaret sicilinden kaydı silinen şirketlerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşların haklı sebeplere dayanarak sicilden silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecektir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11/02/2020 tarih, 2020/288 esas ve 2020/1181 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)u düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Somut olayda; davacının terkin edilen … Şirketi’nden alacaklı olduğu, kaydı silinen şirketin borcuna karşılık … ili …. İlçesi …. Mahallesi, … ada … parsel … nolu bağımsız bölüm üzerine 150.000,00 TL bedelli ipotek verdiği, davacının alacağının tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak için şirketin ihyasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Terkin konusu şirketin 61022 sayılı TTK’ nın Geçici 7. Maddesi uyarınca 27/11/2015 tarihinde resen ticaret sicilden terkin edildiği, bu dava tarihinin 12/11/2021 tarihi olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre öncelikle terkin tarihi ile dava tarihi arasında 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olup, burada 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirkete ait tasfiye edilmemiş malvarlığının bulunması halinde ise 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Somut uyuşmazlıkta, sicil kaydı silinen şirketin alacaklısı tarafından, şirket tarafından verilen taşınmaz ipoteğinin tasfiyesi talep edildiğine ve şirketin terkininden itibaren 10 yıllık süre dolmadığına göre, yasal sürede dava açmış olan davacının şirket malvarlığının tasfiyesi amacıyla sınırlı olarak ihya istemekte hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir. Zira, şirkete ait taşınmaz ipoteği de bir çeşit şirkete ait mal varlığı değeri olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, ihya davası için getirilen hak düşürücü süre 10 yıl olarak nazara alınması gerekir. Dolayısıyla, davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
2-Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde husumet itirazında bulunmuştur. Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde husumet ” … Müdürlüğü’ ne ” yöneltilmiş ve davalı olarak gösterilmiştir. Ancak, mahkemece davalı olarak UYAP sistemine ” … Odası ” eklenmiş ve yargılama bu şekilde sonlandırılmıştır. Bir başka deyişle, davacı tarafça husumet doğru olarak yöneltilmiştir.
Ancak, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden kazanması için, ticaret siciline husumet yöneltilerek dava açılması gerekmektedir. Ticaret Sicil Memurluğu, davada yasal hasım konumundadır.
Bu açıklamalara göre, mahkemece taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanmadığı, dosyadaki tüm tebligatların dahi ” … Odası ” adına gönderildiği anlaşılmakla, davalı kayıt bilgilerinin düzeltilerek, yasal hasım olan … Müdürlüğü’ ne dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma günü tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, cevap hakkının tanınması ile hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekmektedir.
3-6102 Sayılı TTK’nın geçici 7/4. maddesine göre; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı düzenlenmiştir.
Bu durumda, ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden yasada belirtilen şirket ve yetkililerine gönderilmiş tebligat olup olmadığının sorulması, varsa tebligat, tebliğ mazbatası ve ilan örneklerinin istenilmesi ile, sonucuna göre ticaret sicil müdürlüğünün terkin işleminde kusurlu olup olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumluluğunun sonucuna göre tayin ve tespiti gerekmektedir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalının istinaf başvurusunun kabulüne; davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2022 tarihli ve 2021/1149 Esas-2022/1122 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülüp istinaf denetimine uygun bir yargılama yapılarak varılacak sonuca göre bir karar vermek üzere Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan 80,70-TL istinaf maktu karar harcının yatırana İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06/10/2022