Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1513 E. 2022/1445 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1513
KARAR NO : 2022/1445

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2022 tarihli ara Karar
NUMARASI : 2013/444 Esas
TALEP : Şartların Değişmesi Nedeniyle Yeniden İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 29/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2022 ara karar tarihli ve 2013/444 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili talep dilekçesinde özetle; 20.04.2022 tarihli ara kararda, dosyada mevcut tedbir kararının … açısından icra dosya borcunu karşıladığını, davalı … yönünden ise : “…yargıtay safahatinden geçerek kesinleşen Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/12/2019 gün 2018/392 E. 2019/565 K.sayılı kararın ‘……’nın kooperatifin ortağı olmadığı ve kooperatif üyesi olmadan yönetim kurulunda yer aldığı anlaşıldığından; yapmış olduğu icrai işlemlerin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu çerçevesinde geçersiz işlemler olduğu, sanığın üyelik koşulu olan aidat ödemesini yapmadığı gibi herhangi bir huzur hakkı da almadığı,. Bu halde sanığın … Yapı Kooperatifinin yönetim kurulunda görev yapamayacağı, bu hali ile sanık tarafından yapılan işlem ve eylemlerin hukuki nitelik taşımadığının sabit olduğu, genel kurul tutanaklarındaki sanık imzalarının, gerçekte sanığa ait olmadığı, para ödenmesi/havale işlemlerinde yer alan 68 adet belgedeki imzadan ise sadece 21/11/2005 tarihli …. A.Ş.ne yapılan taahhüt belgesindeki imzanın sanığa ait olduğu, diğer 67 belgedeki imzanın sanığa ait olmadığı, ayrıca sanığa ait bu imzanın da hukuki nitelik taşımadığı gibi sadece taahhüt mahiyetinde olduğu, tüm parasal işlemlerin kooperatif başkanı … tarafından yönetildiği, tüm harcamaların başkan … tarafından yapıldığı ve imzaların da … tarafından atıldığının tespit edildiği…” hususundan bahisle ihtiyati tedbir talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek reddedildiğini, her ne kadar davalı …’nın kooperatif üyesi olmadığı, aidat ödemediği, herhangi bir huzur hakkı almadığı gerekçeleri ile attığı imzanın hukuki nitelik taşımadığı belirtilmiş ise de bu tespite katılmadıklarını, ceza davası açısından cezalandırmaya esas bir hareketinin bulunmamasının, hukuk davası açısından sorumsuzluğu sonucunu doğurmayacağını, hukuki sorumluluk açısından kusursuzluk halleri ve ihmali davranışlar nedeniyle dahi tazmin yükümlülüğü olması karşısında talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğu görüşüne katılmadıklarını bildirerek, 10.06.2019 tarihli tedbirin reddi kararının itirazen incelenerek, davalının taşınmazlarını devrinin önlenmesi ve telafisi güç zararların doğmasının önlenmesi açısından ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Karşı taraf davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın reddini talep etmiştir
Karşı taraf davalı … vekilinin, cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince “…… ve … ile ilgili olarak yeniden tedbir kararı verilmesi talebinin reddine dair karara yönelik davacı vekilinin itirazının reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iflas kararı ile Karşıyaka 3. İcra ve İflas Müdürlüğünün 2019/1 İflas nolu dosyası ile dosyası açılarak 07.10.2010 tarihinde 1. alacaklılar toplantısı yapıldığını, yapılmış olan 1. alacaklılar toplantısı sonucunda iflas idaresi üyesi aday adayları arasından Karşıyaka 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/5 D.İş Esas 2020/9 Karar nolu 21.01.2020 tarihli kararı ile… – … – ….’ün iflas idaresi olarak görevlendirildiğini ve atamaları yapıldığını, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/444 Esas sayılı dosyasından bugüne kadar iflas idaresi üyelerine tebligat yapılmadan, 11.01.2022 tarihli ara karar ile davalı … hakkında dava dosyasında daha önceden verilmiş olan … ili, … İlçesi, … Mah. … ada … parsel … nolu taşınmazdaki tedbirin kaldırılmasına karar verdiğini, işbu ara kararı Mahkeme, Karşıyaka 3. İcra Dairesi 2019/1 İflas dosyasına gönderdiğinde, iflas dosyasından iflas idaresi üyelerine tebligat yapılarak durum bildirildiğini, iflas idaresi üyeleri bu şekilde tedbirin kaldırıldığından ve dava dosyasından bilgi sahibi olduklarını, davacı hakkında iflas kararı verilmesinden sonra, mahkeme tarafından iflas idaresinin oluşup oluşmadığının sorulması, iflas idaresi oluşmuş ise iflas idaresi üyeleri hakkındaki bilgiler geldikten sonra iflas idaresi üyelerine davanın ve talebin tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanmasıznz yasal bir zorunluluk olduğunu, mahkemenin 11.02.2022 tarihli ara kararında da Karşıyaka 3.İcra iflas Müdürlüğüne dilekçenin tebliğine rağmen 2 haftalık süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır şeklindeki açıklaması ile tedbir kararının kaldırılması talebinin İcra ve İflas Müdürlüğüne gönderildiğini kabul ettiğini, halbuki 21.01.2020 tarihinden sonra iflas idaresi oluşmuş olduğundan ilgili dilekçenin iflas idaresi üyelerine tebliği ve taraf teşkilinin yasal bir zorunluluk olduğunu, bu hususlar yerine getirilmeden dosyada ihtiyati tedbirin kaldırılmasına taraflarınca itiraz edildiğini, mahkemece, ” dosyada mevcut tedbir kararının … açısından icra dosya borcunu karşıladığını, davalı … yönünden ise “…yargıtay safahatinden geçerek kesinleşen Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/12/2019 gün 2018/392 E. 2019/565 K.sayılı kararın ‘……’nın kooperatifin ortağı olmadığı ve kooperatif üyesi olmadan yönetim kurulunda yer aldığı anlaşıldığından; yapmış olduğu icrai işlemlerin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu çerçevesinde geçersiz işlemler olduğundan bahisle ve sair sebeplerler ihtiyati tedbir talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek taleplerinin reddine karar verildiğini, her ne kadar davalı …’nın kooperatif üyesi olmadığı, aidat ödemediği, herhangi bir huzur hakkı almadığı gerekçeleri ile attığı imzanın hukuki nitelik taşımadığı belirtilmiş ise de bu tespite katılmanın mümkün olmadığını, ceza davası açısından cezalandırmaya esas bir hareketinin bulunmamasının, hukuk davası açısından sorumsuzluğu sonucunu doğurmayacağını, hukuki sorumluluk açısından kusursuzluk halleri ve ihmali davranışlar nedeniyle dahi tazmin yükümlülüğü olması karşısında ceza davasında beraat ettiğinden bahisle talebin red edilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir talebinin reddine itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş olup, hüküm talepte bulunan davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; mahkemenin 20/04/2022 tarihli ve 2013/444 esas sayılı kararı ile “İşbu davanın kabul edilmesi, talepte bulunan davalı … aleyhine bir karar verilmesi halinde … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mevkiisi, … ada, … parselde yer alan taşınmazın 30/09/2020 tarihli ekspertiz raporu ile belirlenen 5.000.000,00 TL toplam değerin, tapu kaydına göre 16/32 (1/2) hissesine sahip bulunan adı geçenin pay değerinin 2.500.000,00 TL olarak hesaplanması karşısında bu taşınmazın değerinin yukarıda belirtilen icra dosya borcunu karşılayacak değerde olduğu anlaşıldığından, talep yerinde görülmekle, mahkememizin 13/06/2006 tarih 2006/198 E.sayılı ve 15/06/2006 tarih 2006/198 E.sayılı karar ile, davalı … adına kayıtlı ise İzmir ili, … ilçesi, …. mahallesi, … ada … parsel de kayıtlı 13 BB nolu taşınmaz; aynı il, aynı ilçe …. mahallesi, … ada … parsel (… nolu bağımsız bölüm); aynı il, aynı ilçe, … mahallesi, … ada .. parselin 1/2 hissesi’ üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına…” şeklinde karar verildiği, bu kararın usule ve kanuna, ölçülülük ilkesine uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin davalı … aleyhine yeni tedbir kararı verilmesi talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın ilk derece mahkemesinin 20/04/2022 tarihli bu ara kararına karı da istinaf yoluna başvurduğu, istinaf isteminin Dairemizin 23/06/2022 tarihli ve 2022/1071 esas – 2022/1061 karar sayılı ilamı ile süre yönünden usulden reddine karar verildiği, davacı vekilinin bu ret kararından sonra aynı talebini tekrar mahkemeye sunduğu ve mahkemenin 22/06/2022 tarihli istinafa konu ara karar ile davacı talebinin reddine karar verdiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen 396.maddesi; ” Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” düzenlemesi bulunmakta, maddede kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığı görülmektedir.
HMK 396 maddenin gerekçesinde;”İhtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır.
Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir.” şeklinde açıklanan gerekçede belirtildiği gibi; hal ve şartların değişmesi nedeni ile verilen kararlar hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı kararlar olduğundan ve her değişiklikten sonra verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması halinde, kanun yolundan beklenilen amaçtan uzaklaşılması sonucunu doğuracağından, bu kararlara karşı kanun yolunun kapalı olması öngörülmüştür.
Durum ve koşulların değişmesi sebebi ile yapılan ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin karara karşı, kanun yoluna başvurulamaması daha sonra işin esasıyla ilgili kanun yoluna başvurulması durumunda, bu hususun da değerlendirilerek bir karar verebilme imkânının kapalı olduğu anlamına gelmez, esas hükümle birlikte bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilmesi mümkündür. (Bkz Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 01.06.2012 tarihli Hukuki Mütalaa). Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 07/05/2013 tarihli 2013/2845 E.-8286 K.sayılı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2012/7850 E.-12177 K. sayılı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 04/06/2012 tarihli 2012/6529 E.,2012/9660 K.sayılı,Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 05.03.2013 tarihli 2013/1088 E., 2013/4111K. nolu içtihatları da aynı doğrultudadır.
Açıklanan nedenlerle; istinaf kanun yoluna başvurulan ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin karar, durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbir istemi üzerine verilen bir karar olup, bir başka deyişle ihtiyati tedbirin değiştirilmesi niteliğinde bulunduğundan; 6100 sayılı HMK’nın 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 391. ve 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığından mahkemenin 22/06/2022 tarihli ara kararına karşı kanun yolu kapalı olduğundan başvurunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2022 tarihli ve 2013/444 Esas sayılı ara kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin 6100 sayılı HMK.’nun 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 301,40 TL harcın üzerinde bırakılmasına,
3-Alınması gereken harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafın istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.’nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-Dosyanın mahkemesine iadesine,
İlişkin, 6100 sayılı HMK.’nun 362-(1)-f) maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile KESİN olarak karar verildi. 29/09/2022