Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1512 E. 2022/1433 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1512
KARAR NO : 2022/1433

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/808 Esas
DAVA : Alacak
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/06/2022 tarihli ve 2022/808 Esas sayılı ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA/TALEP :
Davacı vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin Suudi Arabistan ve aynı zamanda Türk vatandaşı olduğunu, Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde ikamet etmekte ve hekim olarak görevini yürüttüğünü, müvekkilinin Suudi Arabistandan arkadaşları Türkiye’de domates tarımı yapmak üzere bir şirket kuracaklarını, kendisinin de bu şirkete bedeli karşılığı ortak olmasının kendisine büyük kazanç getireceğini söylediklerinden davalı şirkete ortak olduğunu, davalı … şirketinin, … tarafından tek ortaklı olarak 21/02/2017 tarihinde Ticaret Sicile tescil edilerek tüzel kişilik kazanmış ve müvekkil bu şirkete 08/02/2019 tarihinde 1.200.000,00 (birmilyonikiyüzbin) TL hisse payına karşılık, hisse almak için bozdurduğu dövizi, Türk Lirası olarak gönderdiğini, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkilinin, ısrarlı bir şekilde gerek ihtarnameler öncesi gerekse ihtarnamelerle kendisine ödenmeyen hisse payının karşılığının ne olduğu defaatle şirket yetkililerinden ve şirket CEO’sundan sorduğunu, ayrıca 09.05.2022 tarihli Genel Kurul kararlarının iptali için Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/732 E. Sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın derdest olduğunu, şayet şirket tek sahip olduğu kıymetli taşınmazını satar ise, şirketin taşınmazından gayri başkaca bir menkul ve gayrimenkulleri ile banka hesabında parası ve üçüncü şahıslarda bir alacağı bulunmadığı için müvekkilin hiçbir şart ve imkan dahilinde parasını ve uğradığı zararı davalı şirketten tazmin etme imkanı kalmayacağını beyanla, tedbir talebimizin kabulü ile, davalı şirket üzerine kayıtlı tüm menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile müvekkili tarafından davalı şirkete gönderilen ve davalı şirket ortaklarına dağıtıldığı belirtilen (dava tarihindeki usd karşılığı olacak şekilde) bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari(avans) faiziyle birlikte şimdilik 10.000 tl’nin müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı/karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…davacının amacının davalı şirkete ortak olmak için hisse payına karşılık ödediği bedelin iadesine yönelik olduğu, hisse alacağının varlığı ve miktarı hususunun yargılamayı gerektirdiği, uyuşmazlık konusunun tedbiri istenen mallara ilişkin olmadığı, yani ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmediği…” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin kararının hukuka, hakkaniyete ve ihtiyati tedbirin getiriliş amacına aykırı olduğunu, müvekkilinin de üzerinde kısmen hisse sahibi olduğu, şirkete ait tek malvarlığı olan taşınmazın, değerinin çok altında bir bedelle üçüncü kişilere satılması halinde müvekkilin hakkını elde etmesi imkansız hale geleceğinden ivedilikle ilk derece mahkemesince tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının ortaklık katılım bedeli adı altında gönderdiği bedelden, ortaklara dağıtıldığı belirtilen kısmın davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkindir.
Talep ise; 6100 sayılı HMK’ nın 389. maddesi uyarınca davalı adına olan taşınır ve taşınmazlara ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkindir.
Mahkemece; talebin reddine karar verilmiş olup, ara kararı davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK.’nun 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK.’nun 389-(1) maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 sayılı HMK.’nun 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Bu açıklamalara göre; davacı vekili, davalının taşınır ve taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir talep etmiştir. Ne var ki yukarıda belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilir. İhtiyati tedbir konulması talep edilen davalının taşınır ve taşınmazlarının mülkiyeti doğrudan uyuşmazlığın konusu olmadığından, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru olmuştur.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/06/2022 tarihli ve 2022/808 Esas sayılı ara kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının yatırmış olduğu 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 301,40 TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’ nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2022