Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1480 E. 2023/1980 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1480
KARAR NO : 2023/1980

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2022
NUMARASI : 2016/864 Esas – 2022/614 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/03/2016
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2022 tarihli 2016/864 Esas ve 2022/614 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.08.2015 tarihinde meydana müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalılardan … Tic. Ltd Şti adına kayıtlı, … Sigorta AŞ tarafından kaza tarihinde geçerli bulunan zorunlu trafik sigortası ile teminat altına alınan ve sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını, kazaya ilişkin İzmir 43. Asliye Ceza Mahkemesi 2015/885 esas sayılı dosyasında kovuşturmanın yapıldığını, müvekkilinin çalışamamasından ötürü açtığı damacana su bayisinin battığını, eşinin hamile olması nedeniyle bakıcı tuttuğunu, kaza anında müvekkilinin cep telefonunun kırıldığını, motosikletinin perte çıktığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1000 TL bakıcı gideri, 500 TL cep telefonu ve motosikletin perte çıkmasından kaynaklı 1000 TL, 5000 TL işyeri ve malzeme zararı ile 2000 TL iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 8500 TL maddi tazminatın, davalılardan … Tic. Ltd Şti ile …’dan kaza tarihi olan 01/02/2016 tarihinden, sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, 20000 TL manevi tazminatın ise davalılardan … Tic. Ltd Şti ile …’dan kaza tarihi olan 01/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline ve … Tic. Ltd Şti adına kayıtlı olan … plaka sayılı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüş, 08/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile 2000 TL olan iş göremezlik tazminatını 8.441,71 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 223.300,12 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 231.741,83 TL na, 1000 TL bakıcı giderine ilişkin tazminatı 1.018,80 TL’ na arttırmıştır.
CEVAP:
Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada diğer davalı sürücü …’nın kusurlu olmadığını, davacının kusurlu olduğunu, Yargıtay aşamasında olan ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelememek kaydıyla davacının iş göremezlik zararının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan iş göremezlik hususunda mütalaa alınması gerektiğini, davacının diğer maddi zararlarının ispat etmesi gerektiğini, davanın davalı … Sigorta AŞ ye ihbar edilmesi gerektiğini, zira bu sigorta şirketince yapılan ihtiyari mali mesuliyet sigortasında manevi tazminat istemlerinin poliçe ile teminat altına alındığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen, 20.07.2015 – 19.09.2015 vadeli 339131715 poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, kaza tespit tutanağının davalı tarafa tebliğ edilmediğinden kaza tarihinde poliçenin vade dışı olup olmadığı hususunun tespit edilemediğini, aynı zamanda sigortalı aracın da kazaya karışıp karışmadığının tespitinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu meydana geldiği iddia edilen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini, davaya konu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusurunun bulunmadığını, dava konusu olayda kusur dağılımı tespit edildikten sonra, maddi tazminat taleplerinin netleştirilebilmesi için bilirkişiden hasar raporunun alınmasını, hasar raporu için, davacı taraftan yaptığı masrafları ispatlayıcı belge sunmasını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin meydana geldiği iddia edilen zarardan 29.000,00 TL’ lik teminat limitiyle sorumlu olacağını, maddi tazminat taleplerinin netleştirilmesi için davacı tarafın zararlarını ve masraflarını belgelendirmesi gerektiğini akabinde dosyanını bilirkişiye verilmesini, sorumluluklarının poliçe teminat limitiyle sınırlı olduğunu, maluliyet durumu ve bu maluliyetin kaza ile ilişkisinin değerlendirilebilmesi için davacının Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, davacının bakıcı tutup tutmadığını ispat etmesi gerektiğini, zararın hesabı için aktüer sicile kayıtlı bir hesap bilirkişisi tarafından hesaplamanın yapılması gerektiğini, davacının SGK dan rücuya tabi bir ödeme alıp almadığının alınmış ise miktarının sorulması gerektiğini sigorta şirketine tüm belgeler ile beraber başvurulmadığı sürece temerrüdün gerçekleşmeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket davada taraf olmadığından aleyhine hüküm kurulamayacağını, … plakalı aracın, 08/08/2014-2015 tarihleri arasında müvekkili şirketine genişletilmiş kasko poliçesi ile teminat altına alındığını, poliçede kaza başına maddi tazminat teminatı 50.000 TL ve manevi tazminat teminatının 5.000 TL olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, manevi tazminatın kayıtsız şartsız ödenecek bir meblağ olmadığını, başvuranın zararını ve müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunu ispatlamasının gerektiğini, ayrıca müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılmış olan Kasko poliçesi ihtiyari mali mesuliyet poliçesi olup maddi zarara ilişkin taleplerin öncelikle zorunlu trafik sigorta poliçesinden karşılanması gerektiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, ancak savunma ve delil sunmadığından, münkir kabul edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davanın kısmen kabulüne; 223.300,12 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … Sigorta Şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, Davalı … Tic. Ltd Şirketi ve davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 06.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 8.441,71 TL geçici iş göremezlik tazminatının Davalı … Sigorta Şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, Davalı … Tic. Ltd Şirketi ve davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 06.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 1018,80 TL bakıcı giderinin Davalı … Sigorta Şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, Davalı … Tic. Ltd Şirketi ve davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 06.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 16.000 TL manevi tazminatın Davalı … Tic. Ltd Şirketi ve davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 06.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, cep telefonu, motosiklet, işyeri, malzeme ile ilgili tazminat istemleri ile tedavi giderlerine ilişkin istemin reddine,…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalılardan, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, Adli Tıp Kurumu Raporunda davalı sürücüye % 80 oranında asli kusur izafe edilerek, davacıya sadece % 20 oranında tali kusur izafe edilmesinin doğru olmadığını, Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu tarafından tanzim olunan ve mahkemece hükme esas alınan 20.01.2021 tarihli raporda neticeten her ne kadar; davacı …’ın tüm vücut engellilik oranının % 13 olduğu görüş ve kanaatine varılmış ise de; raporda tespit edilen davacıya ilişkin maluliyet oranın da davalı tarafça kabul edilmediğini, davacının sürekli maluliyetten kaynaklanan maddi tazminat alacağının hesaplanmasında; TRH 2010 tablosu ve %10 artırım ve ıskonto uygulanarak düzenlenen progresif rant sistemi esas alınarak değerlendirme yapılmış olduğu belirtilerek hesaplama yapılmış ise de; bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, hesaplamaların TRH tablosu ve 1,8 teknik faiz ile “aktüeryal yöntem” kullanılarak yapılması gerektiğini, davacı taraf lehine 16.000 TL manevi tazminatın fazla olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemece davacının manevi tazminat isteminden, davacının müterafık kusuru nedeniyle uygun bir indirim de yapılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
… Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsüne kusur atfedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun davacıda olduğunu, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, ayrıca kazazedelerin alkollü olmasının ve zararın oluşumu ve artması üzerindeki etkisinin de değerlendirilmesini, bu çerçevede müterafik kusur nedeniyle tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, ayrıca dava konusu olayda taşımanın niteliğinin, menfaat karşılığı olmadan yapılan hatır taşımasına dair Yargıtay içtihadı uyarınca değerlendirilmesini, bu itibarla taşımanın hatır için olup olmadığı, Adli Tıp Kurumu’nun 21.10.2019 tarihli raporu ile mevcut rapor arasında çelişkinin bulunduğunu, maluliyet raporları arasındaki açık çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan ya da başkaca bir üniversite hastanesinden maluliyet raporunun alınmasını, hesaba esas alınan gelirin kabulünün mümkün olmadığını, uygulanması gereken aktüeryal yöntemin 1,8 teknik faiz olduğunu, progresif rant ile yapılan hesabın kabulünün davalı tarafça mümkün olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı olarak davacının uğramış olduğunu iddia ettiği geçici sürekli iş göremezlik zararı ile bakıcı gideri, cep telefonu bedeli, motosikletin perte çıkmasından kaynaklı zarar, işyeri ve malzeme zararı ile manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davalılardan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve … Sigorta Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
1-Kusura ve müterafık kusura yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde:
Resmi makamlarca düzenlenen davaya konu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağında, davalı …’ın KTK 53/1/B maddesi uyarınca asli, davacının aynı kanunun 52/1-a maddesi uyarınca tali kusurlu oldukları, mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 16/02/2018 tarihli raporda ise davacının %20 oranında tali, davalı sürücünün %80 oranında asli kusurlu olduğunun belirtildiği, anılan raporun, davaya konu kazanın kovuşturmasının yapıldığı ceza dosyasında alınan raporla uyumlu olduğu, davacının kaza anında kaskının takılı bulunduğu ve alkollü olmadığı, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun denetime elverişli ve somut olaya uygun olduğu, mahkemece davacının müterafık kusurlu olmadığının kabulünde bir isabetsizlik olmadığı, hatır taşımasına ilişkin olarak ise HMK nın 357/1 maddesi uyarınca ilk derece yargılaması sırasında cevap dilekçesi ile ileri sürülmeyin bu savın istinaf kanun yolu aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davalıların bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Maluliyete yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde ise;
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22/06/2021 tarih ve 2021/3089 E, 2021/3441 K sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
İlk derece mahkemesince Ege Üniversitesinden alınan 28/09/2018 tarihli raporda, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre; davacının maluliyetinin %12, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği hususunun bildirildiği, davacı vekili ile davalılardan sigorta şirketi ile diğer şirket vekillerinin rapora itiraz etmeleri üzerine, Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından hazırlanan 08/11/2019 tarihli raporda davacının tüm vücut engellilik oranının %13 (yüzdeonüç) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, raporlar arasında çelişki bulunması ve davacı ile davalı şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine bu kez dosyanın yeniden aynı kurula gönderildiği ve kurulca tanzim olunan 20/01/2021 tarihli ek raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre; davacının tüm vücut engellilik oranının %13 (yüzdeonüç) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği görülmüş ve anılan raporun hükme dayanak yapıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda kaza tarihi 06/08/2015 olup, hükme esas alınan maluliyet raporunun ATK 2.İhtisas Kurulu tarafından kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlandığı, bu yönüyle anılan raporun usul ve yasaya uygun olduğu, bu haliyle davalıların bu yöne ilişen istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüş, esastan reddi gerekmiştir.
3-Hükme esas alınan aktüer rapora ilişen istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından kabul edildiğinden, mahkemece bu yöntemi benimseyen aktüer raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, istinafa gelen davalılar vekillerinin bu husustaki istinaf itirazının da esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
4-Davalı sigorta şirketinin aktüer hesaba esas alınan davacının gelirine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; hükme esas alınan 20/01/2022 tarihli ek aktüer raporda davacının gelirinin AGİ indirimi yapılmayan asgari ücret olarak esas alındığı anlaşıldığından, asgari ücretin altındaki bir ücret ile hesaplama yapılamayacağından, davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
5-Davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK nın 56. maddesi gereğince, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, davalılardan işleten ve sürücünün sorumluluğunun niteliği, davacının manevi zararının niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nefaset kuralları çerçevesinde davacı yararına hükmedilen manevi tazminatın yeterli olduğu anlaşıldığından, davalı şirket vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
6-Resen yapılan istinaf incelemesinde ise; davalı sigorta şirketi, poliçe limiti ve sigortalısının kusur oranında, hükmedilen tazminatlardan sorumlu olduğundan, karar yerinde poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydı ile ibaresinin kullanılmaması doğru görülmemiş ise de mahkemece hüküm altına alınan maddi tazminat, poliçe limiti içerisinde kaldığından (290.000,00TL) bu husus kaldırma nedeni yapılmamış, anılan yöne değinilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda izah olunan nedenlerden ötürü, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili ve davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve davalı … Sigorta Şirketi vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2022 tarihli, 2016/864 Esas ve 2022/614 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından alınması gereken 16.992,83-TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.248,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 12.744,83-TL’nin anılan davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davalı şirketten alınan 220,70-TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
c)Davalı … Sigorta Şirketinden alınması gereken 15.899,87-TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.249,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 11.651,87-TL’nin anılan davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
d)İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davalı sigorta şirketten alınan 220,70-TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca istinafa gelen davalı … Sigorta Şirketi yönünden kesin, davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 14/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.