Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1473 E. 2022/1434 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1473
KARAR NO : 2022/1434

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2022
NUMARASI : 2022/196 Esas- 2022/483 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/06/2022 tarihli 2022/196 Esas ve 2022/483 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2020/901 esas sayılı dosyasında borçlulardan… Şti’den alacaklı olduğunu, … Müdürlüğünce anılan şirketin sicil kaydının kapatıldığı ve T.K. Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edildiğinin belirtildiğini, ilgili şirketin müvekkiline borcunun olduğunu ve taşınmazın satışının yapılacağını, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun olarak tamamlanmadığını belirterek, …inin … sicil numarasında kayıtlı bulunan … Şirketi’nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Şirketi’nin 24/01/2001 tarihinde kurulduğunu, 21/02/2006 tarihinde yapılan tescil ile… Şirketi ünvanını aldığını, 05/09/2006 tarihinde yapılan tescil ile … Şirketi ünvanını aldığını, müdürlüklerince … sicil numarasına kayıtlı … Şti’nin TTK’nın geçici 7.maddesi kapsamında 18/09/2015 tarihinde resen terkin edildiğini, anılan şirketin son adresine kapatılma nedenine ilişkin TTK’nın geçici 7.maddesinin 4.fıkrasının a bendi uyarınca 15/06/2015 tarihinde tebligatın çıkarıldığını, ihtarın ayrıca 22/06/2015 tarih ve 8846 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, şirketin son adresine tebligat yapıldığını, tebligat ulaşmasa dahi ilanın tebligat kanunu uyarınca yapılmış bir tebligat sayılacağından yapılan ihtarın hukuka uygun olduğunu, şirketin yapılan tebligat ve yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 18/09/2015 tarihinde müdürlüklerinden kaydının resen silindiğini, iş bu davanın resen terkinden sonra açıldığını, kapanmadan önce devam eden bir davanın bulunmadığını belirterek, TTK’nın geçici 7.maddesinin 16.madde 2.fıkrasına göre 5 yıllık hak düşürücü süre öngörüldüğünü, öngörülen hak düşürücü sürenin 18/09/2020 tarihinde sona erdiğini, mahkemece şirketin TTK’nın geçici 7 maddesindeki düzenlemeye göre terkin edilmemesi gerektiğine kanaat getirilmesi durumunda şirketin ihyasına karar verilmesi ve tasfiye memuru atanması gerektiğini, davada müdürlüklerinin zorunlu hasmı olması ve davanın açılmasında kusurlarının bulunmadığını ileri sürerek, taraflarına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “… … Şti’nin … Müdürlüğü’nün … sicilinde kayıtlı iken 6102 sayılı kanunun geçici 7. maddesi uyarınca 18/09/2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, davacının Kemalpaşa İcra Dairesi’nin 2020/901 esas sayılı (2008/663 eski esas) dosyasında icra takibine konu alacağı temlik aldığı, davalı şirket aleyhine takibin devam edebilmesi bakımından ihyasının zorunlu olduğu, davacının alacak iddiası nedeniyle ihya davası açmakta hukuki yararının bulunduğu…” gerekçesiyle davanın kabulü ile… Şti’nin ek tasfiyenin ikmali için ihyasına şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının alacaklı olduğu … Şirketi’nin borçlu olduğu Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2020/901 E. sayılı dosyasında taşınmaz satışı yapılabilinmesi için taraf teşkilinin sağlanması gerektiği,… Şirketi’nin 6102 sayılı kanunun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edildiği ileri sürülüp şirketin ihyasına karar verilmesinin talep edildiğini, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/196 E. sayılı dosyasında ihyası istenen … Şti.’nin sicilden terkin edilip edilmediğinin bildirilmesi için 05/04/2022 tarihinde müvekkil … Başkanlığına müzekkere yazıldığını, müvekkil … Müdürlüğü tarafından 18/04/2022 tarihinde hem davaya hem de müzekkereye cevap verilerek ihyası istenen şirketin 18/09/2015 tarihinde sicilden re’sen terkin edildiği bildirilip işbu davanın açılması için hak düşürücü süre geçmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesinin talep edildiğini, TTK’ nın geçici 7/15 maddesinde “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlendiğini, TTK’nın geçici 7/15 maddesi uyarınca sicilden silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde ihya davası açılabileceğini, bu süre hak düşürücü süre olup beş yıl içinde ihya talebinde bulunulmadığı takdirde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ihyası istenen… Şirketi 18/09/2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiğini, beş yıllık hak düşürücü süre dikkate alındığında ihya davasının 18/09/2020 tarihine kadar açılması gerektiğini, ancak davacı tarafından işbu ihya davası 01/03/2022 tarihinde açılmış olup beş yıllık hak düşürücü süre geçtiğini, terkin işlemlerinin usulüne uygun yapılıp hak düşürücü sürenin de geçmiş bulunduğu hususu göz önüne alındığında İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 10/06/2022 tarihli 2022/196 E. 2022/483 K. sayılı kararında davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verildiğini belirterek, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/06/2022 tarihli 2022/196 E. 2022/483 K. sayılı kararında hukuka ve yasaya aykırı olarak verilen işbu kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK ‘nun geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Somut olayda; davacının terkin edilen … Müdürlüğü’nün … sicilinde kayıtlı… Şti.’ den Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’ nün 2020/901 sayılı dosyasında alacaklı olduğu, şirketin 18/09/2015 tarihinden resen sicilden terkin edilmiş olması nedeniyle icra dairesinden ihya davası açmak üzere davacıya 01/03/2022 tarihli yetki belgesi verildiği, icra dosyasında sicilden terkin edilen şirket adına kayıtlı … ili, … ilçesi, … mah. … mevki … ada … parsel sayılı taşınmazın satışının talep edildiği ve satış işlemlerinin devam ettiği anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirkete ait tasfiye edilmemiş malvarlığının bulunması halinde ise 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Somut uyuşmazlıkta sicil kaydı silinen şirketin alacaklısı tarafından, şirkete ait taşınmazın icra dosyasında satış ve tasfiyesi talep edildiğine ve şirketin terkininden itibaren 10 yıllık süre dolmadığına göre, yasal sürede dava açmış olan davacının şirket malvarlığının tasfiyesi amacıyla sınırlı olarak ihya istemekte hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Zira, terkin edilen şirkete ait taşınmazın tasfiyesi edilmesi için ve satış işlemleri için şirketin tüzel kişiliğinin mevcut olması gerekir. Bu nedenlerle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. (Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/10/2021 tarihli 2021/2387 esas – 2021/6034 karar sayılı ilamı).
2-TTK 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması durumunda. … alacaklılar vs. bu ek işlemlerin sonuçlandırılmasına kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri” düzenlenmiştir.
Davacı Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2020/901 E. sayılı icra dosyasından satış yapılabilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması için eldeki davayı açmış olup, icra dosyasının infazı ile sınırlı olarak şirketin ek tasfiyesi istenmiştir. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesince, TTK 547. maddesine uygun olarak, şirketin Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2020/901 E. sayılı icra dosyası ile sınırlı olarak ihyasına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde genel nitelikte ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması yönünde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.
3-TTK’nın 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde tasfiye memurunun atanması gerekecektir. İhyası istenen şirket 6102 sayılı yasanın TTK’nın geçici 7/15. maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere hakkında açılmış icra takibi ve şirketin üzerine kayıtlı taşınmaz varken terkin işlemi yapılması aynı yasanın geçici 7. maddesine aykırı olup, esasen tasfiyesi de yapılmadığından ve yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihya kararı verilmesi ile yetinilerek, tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı halde (Emsal; Yargıtay 11.H.D.’nin 19/09/2018 tarih, 2018/3714 E.- 2018/5439 K. sayılı ilamı) mahkemece bu husus gözetilmeksizin tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
4-Mahkemece gerekçeli karar başlığında davalının ünvanı ” … Müdürlüğü ” olmasına rağmen ” … ” şeklinde yazılması 6100 sayılı HMK’ nın 297/1-b maddesine aykırılık teşkil etmekte ise de; bu husus sonuca etkili olmadığından kaldırma nedeni yapılmamış ve eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) nolu bentte açıklanan gerekçelerle reddine; yukarıda (2 ve 3) nolu bentlerde açıklanan gerekçelerle kabulüne; ancak dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/06/2022 tarihli 2022/196 Esas ve 2022/483 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davanın KABULÜNE,
b-… Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı… Şti’nin Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2020/901 Esas sayılı icra dosyası ve sonuçları ile sınırlı olmak üzere yeniden İHYASINA,
c-Davacı … Yönetim AŞ harçtan muaf olduğunda harç alınmasına yer olmadığına,
ç-… Müdürlüğü yasal hasım olduğundan ve yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan gerekçelerle REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan 80,70-TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
b-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
ç-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
d-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/09/2022