Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/147 E. 2022/210 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/147
KARAR NO : 2022/210

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2021 (Dava) – 10/12/2021 (Ara Karar)
NUMARASI : 2021/1042 Esas
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Zayi Nedeniyle)
TALEP : İhtiyati tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2021 ara karar tarihli ve 2021/1042 esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete keşide edilen… Kurumsal Şubesine ait keşide yeri Çine, keşide tarihi 11/11/2021 çek no Z9146495, alacaklısı … A.Ş keşidecisi … A.Ş olan 132.568,00 TL bedelli çekin müvekkili tarafından çek alacaklısına verilmek üzere kedide edildiğini, çekin karşı tarafa ulaşmadan yolda düşürmek suretiyle zayi olduğunu, çekin başkalarının eline geçmesinin muhtemel olduğunu, çekin aramalara rağmen bulanamadığını, çek miktarının yüksek olduğunu, kullanılması halinde telafisi mümkün olmayan zararların doğacağını, tüm bu nedenlerle davaya konu çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece verilen 10/12/2021 tarihli ara karar ile; davacının ihtiyati tedbir talebi hususunda yaklaşık ispatın sağlanamadığı, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi hususunun değerlendirilmesi için yargılama yapılmasının gerektiğinin anlaşıldığı,eş söyleyişle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü hususunun dava mahiyeti gereği yargılamaya muhtaç olduğu anlaşıldığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararına ilişkin yapmış olduğu itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin dava dilekçesinde belirttikleri hususlarda yeterli araştırma yapmaksızın, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verdiğini, müvekkili şirketçe keşide edilen… Kurumsal şubesine ait, keşide yeri Çine, keşide tarihi 11/11/2021, Çek No: Z9146495, alacaklısı … A.Ş, keşidecisi …. A.Ş. Olan, 132.568,00 TL bedelli çekin müvekkili şirket tarafından çek alacaklısına verilmek üzere keşide edildiğini ancak çekin karşı tarafa ulaştırılamadan kaybolduğunu, müvekkili şirket muhasebe yetkilisi …’ın nezdinde bulunan dava konusu çekin, Aydın Muğla karayolu üzerinde bulunan şirket merkezinden, karşı tarafta bulunan yine şirkete ait benzin istasyonuna giderken yolda düşürülmek suretiyle zayi edildiğini, tüm aramalara rağmen bulunamadığını, çekin başkalarının eline geçmesinin de muhtemel olduğunu, müvekkili şirkette finans uzmanı olarak çalışan … tarafından bu hususun Çine İlçe Jandarma Komutanlığına bildirildiğini ve çekin kaybolarak zayii olduğuna dair jandarma tarafından tutanak tutulduğunu, çalınması kuvvetle muhtemel dava konusu çekin miktarının yüksek olması ve kullanılması halinde geri dönüşü olmayan sonuçların ortaya çıkmasının olası olduğunu, sonuçta hakkın kullanılmasının imkansızlaşacağını ve müvekkili şirketin mağduriyetine yol açacağını, bu nedenle yerel mahkemeye çekin zayi olması nedeniyle yaptıkları başvuru ile birlikte çeke tedbiren ödeme yasağı konulması, ödemeden men kararı verilmesini talep ettiklerini, ancak çekin kaybolduğuna dair yaklaşık ispatın sağlanmaması nedeniyle bu taleplerinin yerel mahkemece reddedildiğini, mevcut durumda dosyaya bütün delillerini sunduklarını, ancak kaybolan çekin, kaybolduğuna dair karine oluşturacak bir delil sunmalarının mümkün olmadığını, nitekim kaybolma olgusunun, karine oluşturacak bir delil ile kanıtlanması mümkün olan bir olgu olmadığını, HMK’nın 389. maddesinde“Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” denildiğini, bu hükümler uyarınca olayımızda belirtilen gerekli haller vuku bulduğunda ihtiyati tedbir talebinin kabulünün zorunlu olduğunu, tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurulabilecek olup, bu tür bir başvurunun kesin olarak öncelikle incelenerek karara bağlanması gerektiğini, mahkemece verilen red kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kaybolan dava konusu çekin 3. kişilerin eline geçtiğinde müvekkilinin oldukça zor duruma düşeceğini ve telafisi olmayan zararlar meydana geleceğini, tedbir kararı verilmediği takdirde davacının ciddi zararları doğacağından HMK’nın 389/1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesinin zorunlu olduğunu, açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeye dayanan ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya açıkça aykırı olduğundan, istinaf yoluna müracaat etme zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek istinaf incelemesi yapılarak Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 günlü ara kararı ile ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve ivedilikle doğabilecek zararların önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, İhtiyatı tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece 10/12/2021 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, 27/12/2021 tarihli dilekçesi ile ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
TTK’nın 818/1-s maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 757/1. maddesinde “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı kanunun 758. maddesinde “(1) Poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir.
(2) Dilekçe sahibi verilen süre içinde davayı açmazsa, mahkeme, muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır” ,
759. maddesinde “(1) Poliçeyi eline geçiren kişi bilinmiyorsa, poliçenin iptaline karar verilmesi istenebilir.
(2) İptal isteminde bulunan kişi, poliçe elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.” ve
763. maddesinde “(1) Elden çıkan poliçe mahkemeye sunulursa, mahkeme, iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi bu süre içinde dava açmazsa, mahkeme, poliçeyi, sunmuş olana geri verir ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Anılan yasal düzenleme karşısında, dosya kapsamı itibarıyla hasımsız olarak açılan zayi nedeniyle çek iptali davalarında, talep eden çekin yasal hamili olup olmadığı ve çek üzerine ihtiyati tedbir konulması koşullarının oluşup oluşmayacağı hususlarının mahkemece yapılacak yargılama ile belli olacağı değerlendirilerek ara karar tarihinde yaklaşık ispat koşullarının da oluşmadığının kabulü gerekir.
Somut olayda mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebi hususunda yaklaşık ispatın sağlanamadığı, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi hususunun değerlendirilmesi için yargılama yapılmasının gerektiği gerekçesi ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilenen kararın yerinde olduğu, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2021 tarihli ve 2021/1042 Esas sayılı ara kararına karşı davacı yanın istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30 TL ‘ nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine ,
3-Davacının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/02/202