Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1466 E. 2022/1470 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1466
KARAR NO : 2022/1470

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/08/2022 (Talep) – 15/08/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/740 Esas
DAVA : Rücuen Tazminat
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 05/10/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 05/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/740 Esas sayılı dosyasından verilen 15/08/2022 tarihli ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA/TALEP:
Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından kasko sigortalı … Şti’ne ait … plakalı aracın, 15.08.2021 tarihinde Manisa/Kırkağaç mevkiinde sol şeritte ilerlerken yolun solunda bulunan orta refüjden yola çıkan köpeğe çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, aracın büyük oranda hasarlandığını, davalı …. AŞ’ nin 05-20 Gebze-İzmir otoyolu üzerindeki yapım, bakım, denetim sorumluluğunu ihlal ettiğini, bu kapsamda dikkatsiz, hatalı ve haksız eylemi ile otoyolda düzenleme yapmamak, tedbir almamak, işaretleme yapmamak ve yolu telle kapatmada ihmalkarlık vb. nedenlerle, haksız eylemi ile meydana gelen kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK 13.madde gereğince (Çalışmaları, gerekli önlemleri alarak, aldırarak ve devamlılığını sağlayarak, trafik akımını ve güvenliğini bozmayacak tarzda yapmak) hizmet kusuru bulunduğunu, yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda sigortalı aracın pert-zayi olduğunu, 09.09.2021 tarihinde tespit edilen rayiç bedel olan 364.250,00-TL’nin müvekkili şirketçe ödendiğini, bu pert bedelinden ilgili aracın satışı sonucu alınan 264.299,00-TL sovtaj bedeli düşüldüğünde kalan bakiye olan 99.951,00-TL’den davalının sorumlu bulunduğunu, rücu yazısı gönderildiğini, verilen yazı cevabı ile davalı tarafça sorumluluğun kabul edilmediğini belirterek, müvekkili şirketçe ödenen 99.951,00-TL tazminatın ödeme tarihi 09.09.2021’den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılan tahsili ile, davalı adına kayıtlı araç ve gayrimenkuller üzerine HMK ve İİK’nun ilgili maddeleri gereğince teminatsız olarak ya da mahkemece karar verilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili ihtiyati haciz talebine itirazını içeren cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin otoyolda trafik düzeninin ve güvenliğinin sağlanması için üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, otoyolda can ve mal güvenliğini sağlamak ve otoyola hayvan girişini engellemek için bariyer ve çelik tellerin bakım, onarım ve denetiminin düzenli olarak yapıldığını, otoyolun 7/24 izlendiğini ve trafik devriye ve bakım ekipleri tarafından sürekli kontrol edildiğini, her türlü önlemi almasına rağmen otoyola köpek çıkmasında müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın bu iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davanın müvekkili şirkete yöneltilmiş olmasının kanuna aykırı olduğunu, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, Karayolları Trafik Kanununa göre, otoyollardaki can ve mal güvenliğini sağlamak ve yaban hayvanlarının trafik akışını tehlikeye atacak şekilde yola çıkmasını önlemenin Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olduğunu, somut olaya yönelik bir kusursuz sorumluluk halinin mevzuatta bulunmadığını, özel bir şirket olan müvekkili şirketin, idari kurumlarda olduğu gibi hizmet kusuru benzeri bir sorumluluk türüyle sorumlu tutulmaya çalışıldığını, halbuki böyle bir yaklaşımın hukukumuzda yeri ve temelinin olmadığını, somut olayda ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığını, dosyada delil bulunmadığı gibi alacağın varlığının da yargılamayı gerektirdiğini, kaldı ki müvekkili şirketin İzmir-İstanbul otoyolunu işleten şirket olduğunu, işbu davanın değeri gibi bir meblağ için mal kaçırmasının ya da borcunu ödeyememesinin söz konusu olmadığını beyanla, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı gereğince mahkemenin İİK’nun 258/1.maddesi uyarınca alacaklının alacağı hakkında kanaat sahibi olması gerektiği, somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, alacağın varlığının ve muaccel hale gelip gelmediğinin yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati hacze yönelik yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla; İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “….Bir başka dosyalarında ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair kararı temyiz ettiklerini ve mahkeme kararının ihtiyati haciz verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğunu, emsal olarak bu kararın ekte takdim edildiğini, işbu dosyadan da ihtiyati haciz verilebilmesi için gerekli şartların mevcut olmasına ve ihtiyati haczin, münhasıran davalıya ait bir tapu kaydı ya da adlarına kayıtlı aracın trafik kaydı üzerine uygulanmak üzere talep edilmesine rağmen mahkemenin taleplerini reddetmiş olması sebebiyle istinaf talebinde bulunma zaruretinin hasıl olduğunu, sundukları belgelerden müvekkilinin alacağının varlığı ve alacağın rehinle temin edilmediğinin açıkça anlaşıldığını, alacağın muaccel olduğunu, tüm belgelerden özellikle davaya konu kazada zarar görene müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmış olmasından ve ödeme belgesinin dosyaya ibraz edilmiş olmasından, davalılara rücu yazısı yazıldığına dair belgelerin de dilekçe ekinde sunulmuş olmasından, tüm dosya mündericatından bunun anlaşıldığını, alacağın muaccel olduğunun ve alacağın varlığının, yaklaşık olmaktan daha ileri bir aşamada ispat edilmiş olduğunun ihtilafsız olduğunu, emsal birçok Yargıtay kararlarından bir örneğini sundukları içtihatta ihtiyati haciz kararı verilmesi şartları arasında ‘yargılamayı gerektirmemesi’ gibi yasada olmayan şartın aranamayacağının vurgulandığını…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, sigorta şirketince açılan rücuen tazminat davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati haciz talep eden/davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacı tarafça sigortalısına ait araca otoyolda seyir esnasında köpek çarpması nedeniyle aracın pert olduğu ve sorumluluğun otoyol yapım ve bakımından sorumlu olan davalı şirkette olduğundan bahisle, sigortalıya ödenen bedelin rücuen tazmininin istendiği, davalı tarafça şirket olarak tüm yükükmlülükleri yerine getirdikleri, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğu bir hususa dayalı olarak kendilerinden tazminat istenemeyeceği savunmasında bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Trafik kazalarında kaza tarihi itibariyle alacak muaccel olmakla ve rücuen tazmin istemleri bakımından ise muaccel olmuş alacak için ödeme tarihinden itibaren faiz istemiyle talepte bulunulabilecek olmakla, dosya bakımından alacağın muaccel olmadığını ileri sürmek mümkün değil ise de, dosyada kusur durumuna, kazanın meydana geliş şekline, davalı tarafın otoyol yapımına ilişkin sorumluluklarını içeren sözleşme ve sair protokollere dair bilgi ve belge bulunmadığı, bu kapsamda meydana gelen zarar ve yapılan ödemeden dolayı davalı tarafın sorumlu tutulup tutulamayacağı ve ne ölçüde sorumlu tutulabileceğine dair yaklaşık ispat şartının yerine gelmemiş olduğu anlaşılmakla, mahkemenin talebi reddinin ve gerekçesinin bu aşamada yerinde olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı/ihtiyati haciz talep eden vekilinin Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/740 Esas sayılı dosyasından verilen 15/08/2022 tarihli ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacıdan alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/10/2022