Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1443 E. 2022/1507 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1443
KARAR NO : 2022/1507

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/138 Esas (derdest dosya)
TALEP : Bankacılık İşleminden Kaynaklanan İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2022 tarihli ve 2022/138 Esas sayılı ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
İhtiyati taciz talep eden/davacı vekili talep ve dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı/borçlu … arasında, 09.04.2012, 24.07.2015 ve 28.02.2018 tarihlerinde Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi için; Beyoğlu 48. Noterliği’nin 28.12.2021 tarih 130007 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide olunduğunu, hesap kat ihtarı ve hesap özetinin muhataba gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu hakkında İzmir 1. İcra Dairesinin 2022/518 E. sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalı/borçlu İzmir 1. İcra Dairesinin 2022/518 Esas dosyasındaki icra dosya borcunun tamamına ve faize itiraz ettiğini, davalı/borçlu ile arabuluculuk görüşmesinde anlaşmazlık tutanağı imzalandığını, davalının, huzurdaki davaya konu icra takibine itirazlarının mesnetsiz olup, icra takibini geciktirmeye yönelik olduğunu, bu hususun müvekkili banka kayıtları ve bu kayıtlar üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılacağını bildirerek, İzmir 1. İcra Dairesinin 2022/518 Esas sayılı icra takibine konu alacak kalemlerinden; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik nakdi alacağın 49.000,00-TL’lik kısmı bakımından ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
CEVAP :
Karşı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…alacağın varlığı ve miktarı üzerinde takibe itiraz ile ihtilaf olduğu, alacağın dava konusu olduğu ve inceleme-hesaplamayı gerektirdiği, borçlunun kısmen mevcut durumunu eksiltme ve benzeri bir halinin bulunmadığı, davacı tarafça noter ihtaratı sonrasında ihtiyati hacze tevessül edilebileceği…” gerekçesiyle “…ihtiyati haciz talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati haciz talep eden banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden banka vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava sürecinde ve borçlunun itirazı sonrasındaki süreçte, haricen edinilen bilgiye göre kredi borçlusunun malvarlığını devir ve temlik çabası içerisinde olduğunu, gecikilmesi halinde alacağın tahsili imkansızlaşacağını, yerel mahkemenin gerekçesinin yetersiz olduğunu beyanla, kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup; karara karşı ihtiyati haciz talep eden banka vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nun 257/1. maddesi uyarınca, kural olarak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan koşullardan birinin varlığı halinde henüz vadesi gelmemiş bir para alacağı içinde ihtiyati haciz talebinde bulunmak mümkündür. Bu koşullar ise şu şekilde düzenlenmiştir;
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa.”
Anılan Yasa’nın 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK.’nın 257-(2) hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
Somut olay bakımından yapılan incelemede, her ne kadar mahkemece ihtiyati haciz talep eden banka vekilinin ihtiyati haciz talebinin koşullarının oluşmadığı, noter ihtaratı yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, İİK’nın 258.maddesi kapsamında alacaklının alacağının varlığına yönelik olarak dosya kapsamında sunmuş olduğu kredi sözleşmeleri, icra takip dosyası, hesap kat ihtarları ve diğer belgelere göre yaklaşık ispat koşulları oluştuğundan ve muacceliyet şartı da gerçekleştiğinden mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu itibarla, ihtiyati haciz isteyen banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta olmadığı anlaşıldığından, dairemizce ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair HMK’nun 352-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep eden/davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2022 tarihli ve 2022/138 Esas sayılı (derdest) ara kararının KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)İhtiyati haciz talebinin KABULÜNE; borçlu …’nin 49.000-TL’ lik borçlarına yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
b)2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen banka hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 49.000.00-TL’nin % 15′ i olan 7.350,00 TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine,
c)6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
ç)İhtiyati hacze ilişkin teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
d)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
e)İhtiyati haciz kararı derdest dosyada talep edildiğinden ihtiyati haciz isteyen banka lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları ;
a)İstinaf eden tarafından yatırılan 80,70-TL maktu istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz talep edene İADESİNE,
b)İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin nihai karar ile hüküm altına alınmasına,
c)6100 Sayılı HMK.’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edene İADESİNE,
ç)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nun 362-(1)-f) maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.