Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1438 E. 2022/1723 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1438
KARAR NO : 2022/1723

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2020 (Dava) – 26/04/2022 (Karar)
NUMARASI : 2020/550 Esas- 2022/390 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2022 tarihli 2020/550 Esas ve 2022/390 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 29/08/2013 tarihinde müvekkillerinin kızları …’nın yolcu olarak bulunduğu sürücü …’in sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletinin, dava dışı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan araç ile çarpışması sonucunda ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, iş bu kaza sonucunda davacıların kızları …’nın vefat ettiğini, kaza nedeniyle İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/367 esas sayılı dosyasının yargılaması sırasında Adlı Tıp Kurumundan alınan kusur raporunagöre müteveffa sürücü …’in tam ve asli kusurlu, …’ün kusursuz olduğunun belirlendiğini, sürücü … hakkında beraat kararı verildiğini, kızlarını kaybeden müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, davalı tarafından bir miktar ödeme yapıldığını, ancak bu miktarın zararlarını tam olarak karşılamadığını bildirerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3000 er TL olmak üzere toplam 6000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, kısmi ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili yargılama sırasında değer arttırım dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini arttırmışlardır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın araç sürücüsü ve işletenine ihbar edilmesini talep ettiklerini, trafik kazasına sebebiyet verdiği ileri sürülen … plaka sayılı araç işleteni ve sürücüsü aleyhine talepte bulunulmadığından davanın reddine karar verilmesini, vekil eden sorumluluğuna gidilebilmesi için kazaya sebebiyet veren aracın silindir hacmi belirlenmesi gerektiğini, davacılar adına dava öncesi vekil eden kuruma başvuruda bulunulduğunu ve davacılara ödeme yapılıp ibraname alındığını, davacı tarafın varsa aşan zararını ispat etmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince 16.05.2017 tarih ve 2015/737 Esas, 2017/476 K. sayılı karar ile “… zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araçların yol açmış olduğu kazalarda …nın sorumlu olduğu, kazada ölen desteğin kazayı yapan tescilsiz motosiklette hatır için bulunduğu, kaza günü desteğin hatır için taşınması sebebiyle BK’nın 51.maddesi gereğince tazminatta hakkaniyet indirimine gidilmesi gerektiği, davacıların ortak murisi ve desteğinin kaza sırasında ölen …’in sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletin üzerindeyken asli ve tam kusuru ile desteğin vefat ettiği, motosikletin zmm sigortasının bulunmadığı, Hazine Müsteşarlığı tarafından kaza hallerinde ölüm ve sakatlık halleri ile belirlenen poliçe teminat limitinin kişi başı 250.000,00 TL olarak öngörüldüğü, davacılara 27.11.2013 tarihinde 38.382,00 TL ödendiği, davacı baba için bakiye destek zararının 41.169,54 TL, davacı anne için 40.386,87 TL olduğu, davacıların 3.kişi konumunda bulunduklarından toplam destek zararından …nın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile %25 hakkaniyet indirimi yapıldıktan sonra davacı … için 30.877,15 TL, davacı … için 30.290,15 TL olmak üzere toplam 61.167,30 TL’nin temerrüt tarihi olan 27.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiş, kararın davacılar vekili tarafından hatır taşıması ve müteveffanın tazminata esas geliri yönünden istinaf edilmesi sonucu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 05/10/2022 tarih ve 2017/2417 Esas, 2020/889 Karar sayılı ilamı ile, kararın desteğin gelirine göre yapılan araştırmanın yetersiz olması ve olayda hatır taşıması indiriminin yapılmaması gerektiği gerekçesiyle HMK nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU KARARI:
Mahkemece; “…davacıların desteği …’nın eğitim durumu, mesleği ve gelir durumu ile ilgili olarak yapılan yazışmalar neticesinde dosyaya kazandırılan belgeler ile tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde daha önce rapor düzenleyen aktüer bilirkişiden alınan ek raporda yapılan hesaplama neticesinde, davacı anne için 419.251,72 TL, davacı baba için 313.661,42 TL olmak üzere her iki davacı için toplam 732.913,14TL hesaplandığı, ancak kök raporda da belirtildiği üzere kaza tarihi olan 29.08.2013 tarihi itibariyle Hazine Müsteşarlığı tarafından ölüm ve sakatlık halleri için belirlenen kişi başı poliçe teminat limitinin 250.000,00 TL olduğu, yine dosya kapsamına göre … tarafından davacılardan … 20.148,00 TL, …’ya 18.204,00 TL olmak üzere toplam 38.382,00 TL tazminat ödemesinin 27.11.2013 tarihinde yapıldığı, bu şekilde bakiye poliçe teminat limitinin (250.000,00 TL – 38.382,00 TL=) 211.618,00 TL olduğu, bu nedenle kalan bakiye limit üzerinden garame hesabı yapılmak suretiyle davacılardan …’nın talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatının 121.052,83 TL, …’nın talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatının ise 90.565,17 TL olduğu ve her iki davacı için hesaplanan tutarlardan davalı …nın sorumlu olduğu…” gerekçesiyle “… davanın kabulüne, davacı … için 90.565,17 TL, davacı … için 121.052,83 TL olmak üzere toplam 211.618,00 TL maddi tazminatın kısmi ödeme tarihi olan ve temerrüt tarihi olarak kabul edilen 27.11.2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; vekil edenin sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 93. Maddesi ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Genel Şartlarının A.1.maddesi gereğince kaza tarihinde geçerli olan teminat limitleri ve poliçe yaptırması zorunlu aracın sebebiyet verdiği kusur oranıyla sınırlı olduğunu, davacıların desteğinin yolcu olarak bulunduğu motosikletin zorunlu trafik sigorta poliçesi yaptırmasının zorunlu olup olmadığının araştırılması gerektiğini, aracın tescilsiz ve plakasız olması nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, mevcut olay sebebiyle davacı yanın varsa uğramış olduğu zarar miktarının hesabının Hazine Müsteşarlığı’nda kayıtlı aktüerya uzmanı tarafından, genel şartlarında belirlenen hesaplama tarzı gereğince teknik faiz indirimi uygulanması suretiyle, bilimsel ve objektif kriterlere göre hesaplanması gerektiğini, hükme dayanak yapılan tazminat hesabı raporunda hatalı şekilde TRH 2010 yaşam tablosu uygulandığını, ancak genel şartlara göre teknik faiz indirimi yapılmadığını, teknik faiz indiriminin kullanılacağı şekilde hesaplama yapılmadığından davacılar lehine fazladan hesaplama yapılmış olduğundan, hatalı rapora göre verilen kararın kaldırılması gerektiğini, vekil eden tarafından ödemede bulunulmuş olduğunun tartışmasız olduğunu, ödenen miktarın faiziyle güncellenerek hesaplanan miktardan tenzili ve poliçe limitinden düşülmesi gerektiğini, uygulamada ödenen tazminatın bugün itibariyle değeri hesaplanırken yasal faiz kullanıldığını ancak güncel tazminat değişen asgari ücret üzerinden hesaplanırken, ödenen tazminatın güncel tutarının yasal faiz üzerinden hesaplanmasının yanlış bir uygulama olup, yüksek bakiye tutar hesaplarına neden olduğunu, zira ödenen tazminat ile bakiye tazminat hesabında aynı parametlerin kullanılması gerektiğini, asgari ücretteki artış yasal faize göre çok daha fazla olduğundan, denge yasal faiz oranına göre belirlenen güncel tazminat lehine bozulduğunu, oysa güncel tazminat hesaplanırken asgari ücret tutarının esas alınmasında olduğu gibi, ödenen tazminatta asgari ücret artışları üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle belirleme yapılması gerektiğini, bu husus gözetilmemiş olduğundan kararın hatalı olduğunu, davacı yanın talebini iki kez arttırım yoluna gittiğini, ıslah tarihinde zaman aşımı süresi dolduğunu, murisin olay esnasında yolcu olarak bulunduğu aracın cinsi, yolcu taşımaya elverişli olmadığı, koruyucu tertibat olmadığı yönünde tespitler yapılmadığını, koruyucu ekipman kullanılmamış olduğundan müterafik kusur indirimi yapılmalı iken eksik incelemeyle karar verildiğini, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini, davacılar murisinin kazancının resmi belgelerle tespit edilmediğini, emsal ücret üzerinden fahiş tutar esas alınarak hesaplama yapılmak suretiyle karar verildiğini, faizin başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini beyanla, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine ek olarak sunduğu 01/08/2022 tarihli dilekçesinde özetle; istinaf gerekçelerine ek olarak daha önceki tazminat ödemeleri ile yerel mahkemece hükmedilen tazminat tutarı birlikte değerlendirildiğinde teminat limitininde aşılmış olduğunu belirtmek durumunda olduklarını, dava konusu trafik kazasının 29.08.2013 tarihinde meydana geldiğini, olay tarihinde teminat limiti 250.000,00 – TL olup, davacıların müvekkili kuruma başvurusu sonucu 07.11.2013 tarihinde davacı …’ye 18.204,00- TL, davacı …’a ise 20.178,00- TL tazminat ödemesi yapıldığını, Yerel Mahkemenin 26.04.2022 tarihli kararında ise, davacı … için 90.565,17 TL, davacı … için ise 121.052,83 TL tazminata hükmedildiğini, sırf dava öncesinde ödenen tutarlar ile yerel mahkemenin hükmettiği tutar toplandığında dahi 255.448,00 TL’ye ulaşıldığını, kaldı ki, müvekkili kurumun yapmış olduğu tazminat ödemesinin asgari yasal faizi ile yeniden güncellenmiş halinin teminat limitinden mahsup edilmesi gerektiğinin yerleşik yargıtay uygulaması olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen hususun yerel mahkemece araştırılmadığını, eksik inceleme sonucu verilen kararın kaldırılması gerektiğini, beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davacıların desteğinin bulunduğu motosikletin 350 cc hacminde olup, 50 cc’ yi aşmasına ve zorunlu trafik sigorta poliçesinin yaptırılmasının gerekmesine, hükme esas alınan aktüer bilirkişi ek raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olmasına, TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre hesaplama yapılmasının ve 1,8 Teknik faiz kullanılmamasının genel şartların Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle yerinde olmasına, hesaplanan tazminattan davalı yanca davadan önce ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte mahsubunun yapılmasına, faiz başlangıç tarihinin doğru belirlenmesine, 29/03/2017 tarihli dilekçesinin değer arttırım, 01/04/2022 tarihli dilekçesinin ise ıslah dilekçesi mahiyetinde olmasına, zaman aşımının davanın açılması ile kesilmiş bulunmasına, murisin gelirinin doğru olarak esas alınmasına, davacıların murisleri olan …’nın tescilsiz motosiklet yolcusu bulunmasına, kaza tespit tutanağında koruyucu tertibatının bulunup bulunmadığına ilişkin tespite rastlanmamasına ancak kesinleşen İzmir 7. Ağır ceza Mahkemesinin 2017/367 esas sayılı dosyası kapsamında bulunan İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığınca düzenlenen 06/09/2013 tarih 1394 sayılı otopsi raporuna göre, müteveffa …’nın kanında 171 mg/dl etil alkol tespit edilip ölümünün kafa travmasına bağlı kafa tası kemiği kırıkları ile subaraknoidal kanama sonucu meydana geldiğinin sabit olmasına, müteveffanın müterafık kusurlu olmasına, ancak ilk derece mahkemesince verilen ilk kararın davalı … vekilince istinaf edilmemesi nedeniyle davacılar yararına bu hususta usuli kazanılmış hak oluştuğunun anlaşılmasına, bu sebeple davalı vekilinin müterafık kusura ilişkin istinaf itirazının bu aşamada dinlenememesine, davalı vekilinin ek istinaf dilekçesinin iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi bulunmasına göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın işin esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2022 tarihli 2020/550 Esas ve 2022/390 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 14.455,62 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.613,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 10.841,72 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın temyize tabi olması sebebiyle, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2022