Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1390 E. 2022/1329 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1390
KARAR NO : 2022/1329

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2022 (Dava) – 23/06/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/443 Esas – 2022/553 Karar
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 15/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarihli 2022/443 Esas ve 2022/553 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …bank … … Şubesi’nin 1008029 çek numaralı, 15/06/2022 keşide tarihli, keşide yeri İzmir olan 50.000-TL bedelli ve … emrine yazılı çekin zilyedi olduğunu, işbu çekin kaybolduğunu belirterek çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Feri müdahil vekili dilekçesinde özetle; dava konusu 1008929 çek numaralı 15/06/2022 keşide tarihli çekin, hamili olan müvekkili tarafından 15/06/2022 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, 06/06/2022 tarihli mahkemenizin ödeme yasağı kararı nedeniyle çekin karşılığının ödenmediğini, müvekkile tarafından çekin keşidecisi ve lehtarı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğü 2022/143919.Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve çek aslının Antalya Genel İcra Müdürlüğü kasasına teslim edildiğini, eldeki davaya konu çekin, cirolanarak müvekkile teslim edildiğini, söz konusu çekin yetkili hamilinin müvekkili olduğunu, dava dilekçesinde, çekin zilyedinin … olduğu ve çekin kaybedildiği belirtildiğini, ancak bu durumun gerçeği yansıtmadığını, çekin kaybedilmemiş olup cirolanarak müvekkile teslim edildiğini belirterek müdahale taleplerinin kabul edilmesini ve işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince “… Talepte bulunanın 1 adet çekin iptali istemi ile iş bu davayı ikame ettiği, dosya içeriğinden talep edenin çek hesabı sahibi ve keşidecisi olduğu, TTK 757 vd. maddeleri uyarınca zayi davasının lehtar veya hamil tarafından açılabileceği, somut olayda keşideci olan talep edenin iptal talebinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; çek keşide eden müvekkili şirketin de zilyedi bulunduğu bu çeki zayi etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle mahkemenin red gerekçesinin yerinde olmadığını, kaldı ki mahkemece çeke ödeme yasağı konulduğunu, şayet hukuka aykırı bir durum olsaydı mahkemece çeke tedbiren ödeme yasağı konulmayacağını, davanın hasımsız olarak açıldığını, çek iptali davalarının, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardan olup, yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmesini, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulması gerektiğini, ayrıca hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ve gerekliyse de, çek iptali davalarında yukarıda açıklanan prosedür gereğince, kararda üçüncü kişilerin hakkını zedeleyen hükümler bulunsa dahi karar onun bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden, hasımsız şekilde açılan davaya üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı bulunmadığını, buna göre kabul anlamına gelmemek kaydı ile zararı bulunsa dahi üçüncü bir kişinin hasımsız olarak açılan bu davaya müdahale talebi ile ilgili olarak talebin reddine karar verilmesinin usul ve Yasa’ya aykırı olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nun 818/1-s bendi yollaması ile aynı kanunun 757 vd. maddelerinde öngörülen zayi nedeniyle çekin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince tensiben karar verilmiş ise de, davanın hasımsız olduğu ve taraf teşkilinin gerekmediği, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı ve keşideci sıfatıyla dava açtığının sabit bulunduğu, HMK.nun 138. maddesi uyarınca dava şartları hakkında dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılmakla Anayasanın 141/son ve HMK.nun 30. maddelerinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereği dosya üzerinden karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Çek iptali davaları, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardandır.
Davacının keşidecisi sıfatıyla bu davayı açtığı ve keşideci olduğunun davacının kendi kabulünde olduğu, bu hususta bir tereddüt bulunmadığı, ancak keşidecinin zayi nedeniyle çek iptali istemi hakkı bulunmadığı, zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteme hakkının 6102 sayılı TTK.651/2. maddesi uyarınca iptal davasını açmakta hukuki menfaati olan kişinin senede bağlı alacak hakkı olan yetkili hamil de olduğu, keşidecinin (hesap sahibinin) iptal kararı almakta hiç bir hukuki yararı bulunmadığı, dava konusu çeklerin davacının çek hesabına ait oldukları, TTK nun 651. maddesinde genel hüküm ve özel hüküm niteliğindeki TTK. nun 818-(1)s) maddesi yollamasıyla aynı kanunun 757. maddesi uyarınca ancak hamilin zayi nedeniyle çek iptali davası açabileceği, esasen zayi olmuş çek hakkında keşidecinin, ibraz süresi geçtikten sonra çekten cayabileceği veyahut hamile karşı menfi tespit davası veyahut da lehtara karşı menfi tespit ve/veya istirdat davası açması mümkün olduğu ve dolayısıyla bu halde davacının çek iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı dolayısıyla keşidecinin bu davayı açma hakkının bulunmadığı anlaşılmıştır. ( benzer nitelikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/04/2018 tarihli 2016/10022 – 2018/2952 sayılı ilamı ).
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak talep eden davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarihli 2022/443 Esas ve 2022/553 Karar sayılı sayılı kararına karşı talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022