Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1288 E. 2022/1290 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1288
KARAR NO : 2022/1290

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2017 (Dava) – 15/01/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/496 Esas – 2019/39 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 14/09/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/01/2019 tarihli, 2017/496 Esas ve 2019/39 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı araç arasında 23/03/2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, kaza tespit tutanağı doğrultusunda … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu bulunduğunu, araçta oluşan hasarın tamirinin kusurlu şahsın sigorta şirketi olan davalı … Sigorta A.Ş tarafından sağlandığını, aracın kazadan ötürü değer kaybettiğini ve serviste kaldığı süre boyunca kullanılamadığını, davalı sigorta şirketine hasar giderimi ile birlikte yapılan yazılı başvuruya rağmen bir ödemede bulunulmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda, müvekkilinin aracında kaza sonrası meydana gelen değer kaybının, kazada tam kusurlu olan … plakalı aracın sigortacısının davalı … Sigorta A.Ş ile davalı sürücü ve diğer davalı işleten tarafından müşterek ve müteselsilen davacı tarafa ödenmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen değer kaybı nedeniyle şimdilik 750,00-TL, ikame araç bedeli olarak şimdilik 250,00-TL’ nin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 23/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari kredilere uygulanan avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile değer kaybı talebini 5.000-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.

CEVAP:
Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin merkez adresinin Üsküdar’da bulunması sebebiyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın usuldan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigorta poliçesi ile 25/02/2017-25/02/2018 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, azami sorumluluk limitinin 33.000-TL olup sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, … plakalı araçta meydana gelen zarar için müvekkili şirket tarafından 7.527,20-TL hasar ödemesi yapıldığını, davacının müvekkili şirkete sigortalı olan aracın kusurunu ispat etmesi gerektiğini, söz konusu aracın daha önceden başka kazalara karışıp karışmadığının araştırılması gerektiğini, davacı tarafın talep ettiği ikame araç bedeli – kazanç kaybı talebinin poliçe teminatı dışında olduğunu, dava öncesi için faiz sorumluluklarının da bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıların davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…Dava konusu kazada bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalı şirkete sigortalı aracı kullanan …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketi ve davalı malik yönünden KTK’nun 90. maddesi uyarınca değer kaybının, yeni genel şartların Ek-1 değer kaybı hesaplama formülasyonu esas alınarak belirlenmesi gerektiği, bilirkişi raporunda bu formülasyon dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının davalı sigorta şirketi ve davalı malikten talep edebileceği değer kaybı zararının 1.319,07 TL olduğu, davalı sürücü yönünden ise 6098 S. TBK’nun haksız fiil hükümlerine göre gerçek değer kaybı zararının, aracın kazadan önceki 2. el piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark göz önünde bulundurularak hesaplanması gerektiği, buna göre bilirkişi raporu ile tespit dildiği üzere davacının davalı sürücüden talep edebileceği gerçek değer kaybı zararının 5.000,00 TL olduğu, aracın hasarının 6 iş gününde tamiri mümkün olup, bu durumda onarım süresince toplam ikame araç bedeli (6 gün x 150 TL) 900,00 TL olduğu, davalı sürücü …’in haksız fiil hükümlerine göre, davalı …’ın KTK.nun 85.maddesi uyarınca işleten-malik sıfatıyla ve davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi ve KTK.nun 91.maddesi gereğince sorumlu oldukları anlaşılmakla; Davacının, davalı sürücü … hakkındaki değer kaybı bedeli talebinin TAM KABULÜNE, diğer davalılar hakkındaki değer kaybı bedeli talebinin ise KISMEN KABULÜNE, 5.000,00 TL değer kaybı bedelinin, 1.319,07 TL’lık kısmının, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 05.05.2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 23.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye 3.680,93 TL’lık kısmının ise yalnızca davalı …’den kaza tarihi olan 23.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketi ve davalı … hakkındaki fazlaya ilişkin değer kaybı talebinin REDDİNE, davacının ikame araç bedeli talebinin KABULÜ ile 900,00 TL ikame araç bedelinin davalılar … ve …’tan kaza tarihi olan 23.03.2017′ den itibaren yasal faiziyle müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Hukuka aykırı olarak verilen kararın ortadan kaldırılarak davalı sigorta şirketi ile davalı … açısından değer kaybı yönünden davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini, araçtaki değer kaybının raporla 5.000,00-TL olarak tespit edilmesine rağmen, mahkemece ZMMS tebliğ hükümlerine ve yöntemine göre hesaplanan 1.319,07-TL’ye hükmedilerek davanın kısmen kabulü cihetine gidilmesinin isabetsiz olduğunu, davalı araç malikinin, davalı sürücünün aynı şekilde sorumlu tutulmak yerine sorumluluk miktarları farklılaştırılarak hüküm tesis edilmesinin de isabetsiz olduğunu, sürücü, araç maliki ve sigorta şirketinin ortaya çıkan gerçek zarardan müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle araç değer kaybı ve ikame araç bedeli istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı, araçtaki değer kaybına yönelik hükmün davalılar bakımından farklı farklı miktarda kurulmasının hukuka uygun olmadığı noktasındadır.
Bilindiği üzere, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli 2019/40 E. – 202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. Bu nedenle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir (Bu hususta bknz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03.12.2020 tarih 2019/6271 E. – 2020/8104 K., Yargıtay 4. HD 2021/21470 E.-2022/5914 K) Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiş olup, mahkeme karar tarihi olan 15.01.2019 tarihi itibariyle sözkonusu iptal kararı mevcut olmamakla birlikte, istinaf incelemesi aşamasında bu iptal kararının gözetilmesi gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararından sonra genel şartlardaki değer kaybı hesaplama yöntemine ilişkin hükümlerin uygulanması mümkün olmadığı gibi 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar, ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun her halükarda Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı tazminatı hesaplanması gerekmekte olup, bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; mahkemece işleten ve sigorta şirketi bakımından farklı, araç sürücüsü bakımından farklı şekilde değer kaybı hesaplamasına göre hüküm kurulması doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
Bununla birlikte, sözkonusu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Dairemizce HMK 353/1-b-2.madde uyarınca, araç değer kaybı miktarının tüm davalılar bakımından 5.000-TL olarak belirtilmesi suretiyle yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/496 Esas – 2019/39 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davacının değer kaybı bedeli talebinin KABULÜ ile, 5.000,00 TL değer kaybı bedelinin, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 05.05.2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 23.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacının ikame araç bedeli talebinin KABULÜ ile 900,00-TL ikame araç bedelinin davalılar … ve …’tan kaza tarihi olan 23.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 403,03-TL nispi harçtan, peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 115,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 287,96-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
d-Davacı tarafın yargılama aşamasında yaptığı 4,60-TL vekalet suret harcı, 31,40-TL başvuru harcı, 115,07-TL peşin ve ıslahla tamamlanan harç, 400,60-TL posta ve tebligat gideri, 400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 951,67-TL yargılama giderinin (davalı sigorta şirketi yalnızca 143-TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesine göre takdir ve hesaplanmış olan 5.900-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı sigorta şirketi yalnızca 5.000-TL’lik kısımdan sorumlu olmak üzere) davacıya verilmesine,
f-HMK 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ilgili olduğu tarafa iadesine”,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a- Davacıdan alınan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
b-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 121,30-TL istinaf başvuru harcı, 38,50-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 159,80-TL istinaf yargılama giderinin davalılar … Sigorta A.Ş ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
d-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14/09/2022