Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1267 E. 2022/1314 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1267
KARAR NO : 2022/1314

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2022 (Dava) 18/04/2022 (Ara Karar Tarihi)
NUMARASI : 2022/582 Esas ( Derdest Dosya)
DAVA : İtirazın İptali
TALEP : İhtiyati haciz
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2022 tarihli ve 2022/582 Esas sayılı ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin eski ortaklarından olduğunu, davalı şirketin diğer ortağı …’e hisselerini devrettiğini, devir karşılığında, şirketin aktif ve pasifleri belirlendikten sonra, müvekkilinin hisse değerinin 226.500,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkiline 44.000,00 TL bedele tekabül ettiği kabul edilerek … plakalı araç, 25.000,00 TL bedele tekabül ettiği kabul edilerek … plakalı araç ve 38.000,00 TL bedele tekabül ettiği kabul edilerek 3 tonluk Komatsu forklift devredileceğinin ve bakiye alacağı olan 119.500,00 TL için de davalı şirket tarafından çek verileceğinin kabul edildiğini devrin18.03.2016 tarihinde müvekkili ve diğer ortak tarafından tutanak altına alındığını, … Bankası T.A.O ya ait 15.02.2017 keşide tarihli 4957 çek nolu 119.500,00 TL bedelli çekin keşide edilerek verildiğini, çek bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin fazla hak kaybına uğramamak adına Muğla 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4423E Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, davalı tarafça çekin keşide tarihi yaklaşırken müvekkili aleyhine işbu çeke ilişkin olarak menfi tespit davası açıldığını, çek bedelinin ödenmediğini, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.03.2018 tarih, 2016/815E, 2018/176K Sayılı kararı ile davalı şirketin davasının kabulüne karar verildiğini, istinaf talebi üzerine yapılan inceleme ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 08.09.2021 tarih, 2020/434E, 2021/715K Sayılı kararı ile istinaf taleplerinin kabul edildiğini ve çek bedeli olan 119.500,00 TL ‘ nin ödendiğinin davanın değeri itibarı ile yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırıldığını BAM kararında da belirtildiği üzere, müvekkilinin 119.500,00 TL alacaklı olduğu ve çekin bu alacağa ilişkin keşide edildiğinin sabit olduğunu, karşı tarafın tarafın bunun aksini ispatlayamadığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, mal kaçırma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkilinin alacak rakamının yüksek olması, davalının kötüniyetli olması ve mal kaçırma ihtimalinin kuvvetli olması nedeni ile teminatlı/teminatsız olarak borçlunun taşınır ve taşnmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Muğla 1. İcra Müdürlüğünün 2021/4423 Esas sayılı dosyasına konu 15.02.2017 keşide tarihli 4957 çek nolu 119.500 TL bedelli çekle ilgili Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/815 Esas ( istinaf kararından sonra 2022/181 esas sayısı almıştır) sayılı dosyasından müvekkilinin çeke dayalı borcunun olmaması nedeniyle menfi tespit davası açılmış olup davanın derdest olduğunu, her iki davanın çeke dayalı alacak borç ilişkisinden kaynaklanan dava olması, verilecek kararın iş bu davayı etkileyecek olması nedeniyle öncelikle bekletici mesele yapılmasını istediklerini, davacının Muğla 1. İcra Müdürlüğünün 2021/4423 Esas sayılı dosyasından müvekkili şirket aleyhine çek alacağına dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattığını, iddia edilen borcu kesinlikle kabul etmemekle birlikte dava konusu icra dosyasındaki takibin kambiyo takibi olmaması nedeniyle kambiyo hukukundan doğan hakların kullanılmasının mümkün olmadığını, takip tarihinden önce müvekkili temerrüde düşürülmediği için davacı tarafın ancak icra takibinden sonra yasal faiz talebinde bulunabileceğini, müvekkili … ve davacı …’nun davalı … Şti’nin eski ortakları olup, taraflar arasında davacının şirket hisselerini müvekkiline devretmek hususunda 18.03.2016 tarihli tutanak düzenlediğini, iş bu tutanakta davacının şirket ortaklığından ayrılmak istediği ve şirket hissesine tekabül eden miktarın 226.500,00 TL olduğu şirket hisselerine karşılık davacıya 44.000,00 TL değerinde … Plakalı, 25.000,00 TL değerinde … Plakalı, 38 .000,00 TL değerinde 3 tonluk komatsu forklift araç teslim edildiğini, bakiye miktar yönünden ise en geç hisse devir sözleşmesinde nakit ödenecek şekilde taraflar arasında mutabakat sağlandığını, bu doğrultuda bakiye bedel için 15.02.2017 tarihli 119.500 TL bedelli çek verildiğini, araçların fiilen davacıya teslim edilmesinden ve devir bedeli tamamen davacıya ödendikten sonra taraflar arasında Muğla 2. Noterliğinin 29.03.2016 tarihli 944 yevmiye nolu sözleşmesi ile Limited şirket pay devri sözleşmesi düzenlendiğini, limited şirket pay devir sözleşmesinde bakiye devir bedelinin nakden ve tamamen davalı tarafa ödendiğini ve tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, Noter devir sözleşmesi incelendiğinde devreden davacının şirketteki payını şirket resmi kayıtlarına işlenmediği ve bilançolarda gözükmeyen borçlar haricinde şirketin aktifine ve pasifine ilişkin şirket ortağı …’e 112.500,00 TL bedel karşılığında devir ettiği ve devir bedelini kendisinden nakten ve tamamen aldığı devralan şirket ortağının ise devreden davacının şirketteki payını bütün aktif ve pasifi ile birlikte hukuki ve mali yükümlülükleri ile birlikte 112.500,00 TL bedel karşılığında devraldığı ve devir bedelini davacıya nakden ve tamamen ödediğinin beyan edildiğini, bu miktarın nakit olarak davacıya ödendiğinin ispatı olduğunu, çek bedelinin hisse devir sözleşmesi esnasında nakden davacıya ödenmesi nedeniyle çekin davacı tarafından iade edileceği yönünde anlaşma yapılmasına rağmen davacının kötü niyetli hareket ederek bedelsiz kalan çeki müvekkiline iade etmediğini, davacı tarafın kambiyo vasfı taşımayan bedelsiz kalan dava konusu çekten dolayı herhangi bir alacağı bulunmadığını belirterek müvekkili hakkında açılmış bulunan iş bu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; kararda yazılı gerekçe ile; ”… Koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, menfi tespit davasında verilen tedbir kararının çekin ibrazı halinde muhattap banka tarafından ödemenin yapılmamasına ilişkin olduğunu, ancak huzurdaki davaya konu takibin ilamsız takip olduğunu, ihtiyati haciz için gerekli olan yaklaşık ispat kuralının sağlandığını, emsal Yargıtay kararlarına göre de ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek 18.04.2022 tarihli ihtiyati haczin reddine dair usul ve yasaya aykırı ara kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı aleyhine başlatılan ve davalının itirazı ile duran icra takibine yapılan itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptali ile takibin devamı taleplidir.
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, 18/04/2022 tarihli ara kararı ile karada yazılı gerekçe ile davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda; eldeki dava tarihinden önce davalının Muğla 2. Asliye Hukuk mahkemesinde açmış olduğu ve 2018/815 esas numarası ile görülen menfi tespit davasında mahkemece dava konusu senede ilişkin olarak 29/12/2016 tarihli tensip tutanağının 2 nolu ara kararı ile”… Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin İİK 72/2 maddesi gereğince kabulü ile dava konusu çekin %15’i teminat olarak gösterildiğinde dava konusu çekle ilgili icra takibi yapılmaması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine,…” şeklinde tedbir kararı verildiği; yargılama sonunda mahkemenin 28/03/2018 tarihli ve 2016/815 Esas-2018/176 Karar sayılı gerekçeli kararı ile “…Açılmış bulunan davanın kabulü ile; davacının davalıya …bank Yatağan Şubesinden verilme 15.02.2017 keşide tarihli keşidecisinin … Şti lehtarının … olan 119.500 TL tutarındaki çekden dolayı borçlu olmadığının tespitine….” şeklinde karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu, Dairemizin 08/09/2021 tarih ve 2020/434 Esas-2021/715 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, davanın yeni esas alarak Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2022/181 esas sayılı dosyasında derdest olduğu; eldeki davada ise, davacının Muğla 1. İcra Müdürlüğünün 2021/4423 Esas sayılı dosyasında davalı şirket aleyhine çek alacağına dayalı olarak ilamsız takip başlattığı, takip borçlusu davalının takibe itirazı üzerine davacı vekili, müvekkilinin davalı borçlu ile arasında hisse devrinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemenin ihtiyati haciz talebini ret gerekçesine, bu aşamada yaklaşık ispatın sağlanmamış olmasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı/ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/ihtiyati haciz isteyen vekilinin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2022 tarihli ve 2022/582 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022