Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1223 E. 2022/1374 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1223
KARAR NO : 2022/1374

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2022 (Dava) – 25/03/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/121 Esas- 2022/284 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalmaya İlişkin Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2022 tarihli 2022/121 Esas ve 2022/284 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.01.2021 tarihinde müvekkili …’in oğlu olan …’in yolcu olarak bulunduğu, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki, … plaka sayılı aracın, dava dışı … idaresindeki … plakalı araçla çarpışması şeklinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin oğlunun hayatını kaybettiğini, söz konusu kazanın oluşumunda; … plakalı araç sürücüsü …’ın, kazada asli kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …”ın ise tali kusurlu olduğunun kaza tespit tutanağı ile tespit edildiğini, müvekkilinin murisi …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı hak sahibi olduğunu, davalı sigorta şirketinin ise … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğunu ve davacının maddi zararından sorumlu olduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL. destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil ve temerrüt tarihi olan 08.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte poliçe limitleri dahilinde davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin merkezinin İstanbul olup İzmir’de de müvekkilin bölge müdürlüğü olmadığını, kazanın vuku bulduğu yerin Muğla ilinin Seydikemer ilçesi sınırları içerisinde olduğunu, yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığını, işbu davada İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…somut olayda davalı … Sigorta Anonim Şirketinin şirket merkezinin İstanbul İlinde olduğu, davalı … Sigorta Anonim Şirketinin İzmir İlinde Bölge Müdürlüğünün bulunmadığı, tarafların yerleşim yerlerinin ve haksız fiilin meydana geldiği yerin veya davacının zarar görme ihtimalinin bulunduğu yerin yetki alanımız içerisinde olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yetkisi hususundaki kararının bu dava bakımından geçerli olmadığı, bu itibarla davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin süresinde ve usulüne uygun olarak sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunduğu anlaşıldığından HMK 114-115 maddeleri gereğince yetki yönünden dava şartının mevcut olmadığı” gerekçesiyle “…. İşbu davada Yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle HMK nun 114(1/ç) maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi ile Mahkememizin yetkisizliğine, HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın kesin yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, karar kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmiş ise kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesine, gönderme başvuru dilekçesinin süreler geçtikten sonra verildiği tespit edildiğinde dava dosyasının ele alınarak davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu 110/2. (Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir) maddesi açıkça dava açılacak yetkili mahkemenin davalı sigorta şirketinin sadece merkezinin veya bölge müdürlüğünün bulunduğu değil, acentesinin bulunduğu yer mahkemesinin bulunduğu yerin de yetki için yeterli olacağına hükmettiğini, İzmir İli içerisinde davalı … Sigorta A.Ş.’nin acenteleri bulunduğundan İzmir Mahkemeleri de işbu davanın açılmasında yetkili olduklarını, yerel mahkemenin yetkisizlik kararının kaldırılması gerektiğini beyanla istinaf etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı sigorta şirketince zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu oğlunu kaybeden davacının destekten yoksun kalma zararlarının tahsili istemine ilişkindir.
ilk derece mahkemesince İzmir Mahkemelerinin yetkili olmadığı, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “, Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalrda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır Ancak, HMK.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7.maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, rizikonun, yani kazanın Muğla ili Seydikemer ilçesinde gerçekleştiği, davacının yerleşim yerinin Seydikemer olduğu, davalı sigorta şirketinin İzmir ilinde Ege Bölge Müdürlüğünün bulunmadığı, ancak dosya kapsamındaki poliçe tramer kaydından poliçeyi düzenleyen acentenin… Şti’nin İzmir ili Buca ilçesinde bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısı ile, davacının birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davayı davalının poliçeyi tanzim eden acentesinin bulunduğu İzmir ilinde açarak yetkili mahkemeyi doğru olarak seçmiş olduğu anlaşıldığına göre, davanın İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu itibarla, davalı vekilinin sadece HMK’nun 6.maddesine ve HMK nın 16.maddesine göre zararın meydana geldiği yerin Seydikemer(Muğla) ili olmasına dayalı yetki itirazı isabetli değildir.
Bu durumda, mahkemece, davalı sigorta şirketinin poliçeyi düzenleyen acentesinin İzmir ilinde bulunduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi, taraf delilleri toplanarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi yetkili olmasına rağmen, yetkisizlik kararı verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/03/2022 tarihli 2022/121 Esas ve 2022/284 karar sayılı hükmünün, HMK’nın 355. ve 353/(1).a.3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacıdan alınan istinaf karar harcının iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai hükümde değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan istinaf gider avansının resen HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3. bendi gereğince kesin olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.