Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1208 E. 2022/1318 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1208
KARAR NO : 2022/1318

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2021 (Dava) – 11/05/2022 (Ara Karar Tarihi)
NUMARASI : 2021/638 Esas (Derdest dosya)
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2022 tarihli ve 2021/638 Esas sayılı ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’un sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosiklet ile … adına kayıtlı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpışması sonucu müvekkili …’un yaralandığını, kazada … %100 kusurlu bulunduğunu, dava öncesinde sigorta şirketlerine yapılan yazılı başvurulara cevap verilmediğini, arabuluculukla anlaşma sağlanamadığını, dava konusu alacakların haksız fiilden doğduğundan, kaza tarihinde muaccel olduğundan ve rehinle de teminat altına alınmadığından İİK 257. uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği, gerçekleşen kaza nedeniyle davacının zarara uğradığını, müvekkilinin yüzünde sabit iz meydana geldiğini, tüm çenesine platin desteği yerleştirildiğini ve çene çiğneme fonksiyonunda kayıp meydana geldiğini, yüzünün kazadan sonraki hali ile kalması durumunda olumsuz intiba ve ruh hali yaratacağını, ayrıca diğer sağlıklı insanlara oranla, iş piyasasında iş bulma ve kazanç sağlama açısından geri planda kalacağını, iz nedeniyle elem ve keder içinde olduğunun açık olduğu, ayrıca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, müvekkilinin ACN abkant operatörü olup gelirinin aylık 5.000TL ile 8.000TL net ücret arasında değiştiğini, hastane çıkışı bir ay süre ile işbaşı yapamadığını, kendisine 15/03/2021den 25/04/2021 tarihine kadar iş göremezlik raporu verildiğini, maddi tazminat hesaplamasında tazminat hesaplamasının giydirilmiş ücret üzerinden yapılması gerektiği, bu nedenle yol, yemek vb. sosyal yardımlar ile AGİ dahil edilerek tazminata esas ücret belirlenmesi ve müvekkilin iyileşmesi için yapılan tedavi giderleri davalılar tarafından karşılanmasını, müvekkilin çenesine platin takılmış ancak kayma nedeniyle tekrar bir ameliyat geçireceği ve ameliyatın ihtisas sahibi hekimler tarafından yapılacak olması, ayrıca yüz bölgesinde oluşan hasarın ücretli estetik operasyonlar ile giderilecek olması nedeniyle tüm tedavi giderleri davalılar tarafından karşılanması gerektiği, müvekkilin geçirdiği ameliyatlar neticesinde yüzünün sargılı olması nedeniyle, hastane ulaşımını mecburen taksi vasıtasıyla sağlandığını, yol masraflarının ödenmesi, davacının 15/03/2021 tarihinden 24/03/2021 tarihine kadar hastanede yattığını, yanında refakatçi kaldığını, refakatçilerin yol, yemek masraflarının ödenmesi gerektiğini, kaza tarihinde … sevk ve idaresindeki aracın … adına kayıtlı olduğundan, araç malikinin sürücünün kusurundan, kusursuz sorumlu olduğunu, … plakalı araç kaza tarihinde … Sigorta A.Ş. Tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile, … Sigorta A.Ş. Tarafından da genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını ve davacının uğradığı zararlardan sorumluluğu bulunduklarını, davacı ekonomik olarak zor durumda bulunduğundan ve evini tek başına geçindirmeye çalışırken bir dizi ameliyat olması gerekliliğine ve çalışamayacak olması ihtimaline binaen TBK 76. Maddesi uyarınca 100.000,00 TL maddi tazminatın geçici olarak ödenmesine, ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile, davalıların taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davanın kabulü ile bedel arttırımı hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000TL maddi tazminatın HMK 107. maddesi uyarınca belirlenerek kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, 100.000TL manevi tazminat taleplerimizin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan … Sigorta A.Ş. hariç olmak üzere, diğer davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirkete 4202-1000-39057 numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile 09.03.2021-09.03.2022 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, İMMS Sigortasının, KTK ve genel hükümlere göre sigortalı araç sürücüsüne yüklenecek kusuru ve meydana gelen zararı davacının ispatlaması halinde ZMS sigortası poliçe limitinin üzerinde kalan kısmından ve genişletilmiş kasko poliçesi-artan mali mesuliyet klozu teminat limiti ile sınırlı olarak müvekkili şirketin sorumluluğu bulunduğunu, davacı yanın öncelikle ZMM poliçesinin mevcut olduğu sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunması gerektiğini, davacının resmi kurumdan düzenlenmiş herhangi bir sağlık raporu olmadan doğrudan geçici ödeme talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatından herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, 01.06.2015 tarihli Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının ‘A.5.Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlıklı maddesinde sağlık giderleri açısından sorumluluğun SGK ait olduğunun açıkça belirtildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan prim aktarımı neticesinde müvekkili sigorta şirketinin geçici iş göremezlik giderine ilişkin sorumluluğunun sona erdiğini, davacının, bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olması halinde, bu kurum tarafından yapılan ödemelerin müvekkili şirketten talep edilemeyeceğinden tespiti gerektiğini, davacı vekilinin talep ettiği yol masrafı ve refakatçi giderinin poliçe teminat bedeli kapsamında olmadığını, dolaylı zararların ise sigorta şikretlerinin sorumluluğunda olmayıp bu talepler açısından davanın reddine, manevi tazminat talebi açısından da müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesi teminatı ile sınırlı olduğunu, davacının talep etmiş olduğu tazminat miktarının afaki ve fahiş olduğunu, BK’nun 44. maddesi hükmünün nazara alınmasını, mahkemece ceza dosyasında uzlaşma olup olmadığının araştırılması, herhangi bir ödeme mevcut ise manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi gereği davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, KTK göre gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile müvekkili şirkete müracaat tarihinden öncesinde şirketin temerrüdünün oluşmayacağı, sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün belgelerin ibrazından itibaren (15) iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihler öncesinde müvekkili sigorta şirketi açısından faiz sorumluluğu da bulunmadığını, davacı tarafın avans faizi talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yerleşim yerinin İSTANBUL olduğunu, HMK madde 6/1 gereği yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetki yönünden reddine ve dosyanın yetkili İSTANBUL Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, belirsiz alacak davası açmada davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığı, davacıdan eksik evraklar talep edilmiş ise de davacı tarafından eksik evrakların tamamlanmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, aksi halde maluliyet oranının yönetmeliğe uygun şekilde tespiti gerektiğini, maluliyet tazminatı hesabının ZMMS sigortası genel şartları a.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, dava dilekçesinde toplam 1000,00-TL maddi tazminat talep ettiğini, ancak hangi tazminat kalemine ilişkin olduğunun HMK Md.119 gereği açık bir şekilde belirtilmediğini, bu hususu açıklaması gerektiğini, davacının var ise geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışında olduğunu, davacının kaza esnasında koruyucu ekipman kullanmadığını, tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının faiz taleplerinin reddi gerektiğini, oluşan riziko sebebiyle işleten, zarar görenlere karşı hangi oranda ve hangi tür temerrüt faizi ödemesi gerekiyor ise, Sigorta Kuruluşunun da, aynı şekilde yükümlü olacağını, kazaya karışan araç hususi araç olup ticari kullanımı olmadığından faiz yükümlülüğünün yasal faiz olacağını belirterek sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğundan ve sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığından davanın esastan reddine, mahkeme aksi kanaatte ise, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasına, her durumda muaccel bir alacak oluşmadığı için müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece 18/03/2022 tarihli ara kararıile “…Davacının Adli Yardımdan Yararlandırılması Talebinin HMK’nun 337 (1) maddesi uyarınca Kabulü ile ; Davacının HMK’nun 335 (1)/ a,b ve c bentlerinde sayılan hallerle sınırlı olarak adli yardımdan yararlandırılmasına, İ.İ.K.nun 257. ve sonraki ilgili maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği dikkate alınarak İhtiyati Haciz Talebinin Kabulü ile, 101.000,00 TL alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere dava sonuna kadar davalılar … ile … adına kayıtlı olması koşulu ile; adlarına kayıtlı taşınır, taşınmaz malların İhtiyaten Haczine, Davacı tarafın adli yardımdan yararlandırılması nedeniyle HMK’nun 335(1)/b fıkrası uyarınca teminat alınmasına yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı/karşı taraflar … ile …’ in ihtiyati haciz kararına itirazı üzerine mahkemece 11/05/2022 tarihli ara kararı ile; “….İhtiyati Hacze İtiraz eden davalılar … ve … vekilinin itirazının REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davalı/karşı taraflar … ile … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … ile … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemede görülen dava, trafik kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat davası olup dosyada alınmış kusur raporu- maluliyet oranını gösterir Adli Tıp Raporu ve aktuerya raporu olmak üzere; alacağın likit olmasını sağlayacak tek bir delil toplanmadığını, kusur raporu olmadığı gibi maluliyet durumunun belli olmadığını, mahkemece haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkillerinin tüm mallarlığını kısıtlayan bir ihtiyati haciz kararı verildiğini, müvekkilleri İzmir’de ayakkabı üretimi ve toptan satışı ile uğraşmakta olup, ticaretlerinin yoğunluğu nedeni ile finansal işlemleri bankalar vasıtası ile yerine getirdiğini, iş gereği kullanmış oldukları ticari krediler ve kullandıkları banka çeklerinin bulunduğunu, mahkemenin ihtiyati haciz kararı ile hem mülkiyet haklarının, müvekkilleri icra takibine konu olduklarından bankalardaki ticari itibarlarının zedelendiğini, müvekkillerinin mevcut durumda ticari kredi kullanamaz duruma geldiğini, 26.04.2022 tarihli talep dilekçesi ile mahkemeden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının talep edildiğini, aksi kanaate olunması durumunda müvekkiline ait olan ve piyasa değeri 200.000,00-220.000,00- TL arasında olan üzerinde haciz ve takyidat bulunmayan, Ford marka, 2012 model kamyonet tarzı ticari araca ihtiyati haciz konulmasının talep edildiğini, bu sırada 21.04.2022 tarihli ara kararın İzmir İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2022/5492 sayılı takip dosyasında icra edildiğini, müvekkillerinin tüm mal varlıklarının (7 adet taşınmaz, 5 adet araç ve tüm banka hesapları) haczedildiğini, her ne kadar 28.04.2022 tarihinde taşkın haciz nedeni ile itiraz edilmişse de dairesince taleplerinin reddedildiğini, mahkemenin tüm manevi tazminatı ve maddi tazminatın kabulü şeklinde 101.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasaya ve usule aykırı olduğunu, mahkemece davanın sonuna kadar ihtiyati haciz kararı verilmiş olmasının müvekkillerinin Anayasa ile teminat altına alınan Çalışma Özgürlüğü, Kendi Geliştirme Özgürlüğü ve Mülkiyet Hakkını ihlal ettiğini, belirterek İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/638 E. 11.05.2022 tarihli usule ve yasaya aykırı ihtiyati haciz kararının öncelikle; alacak likit ve muaccel alacak olmadığından, dosyada ZMMS ve Kasko poliçe teminatı bulunması nedeni ile ihtiyati haczin kaldırılması, aksi kanaat halinde ise ,dava değeri ile orantılı olarak müvekkilinin tek bir araç veya taşınmazı üzerine ihtiyati haczin uygulanması ve uygulamayı yazı işleri müdürünün yapması … plaka sayılı, … marka, 2012 model kamyonet üzerinde rehin, ipotek bulunmadığı, aracın piyasa değerinin 200.000,00 – 220.000,00 TL arasında olduğunu, doğmuş ve ilerde doğacak zararlar bakımından davacının ileride haksız çıkması durumunda; müvekkillerinin zararını giderecek teminat göstermesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Talep, ihtiyati hacze yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, 18/03/2022 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati haciz talebi kabul edilmiş, davalı tarafından ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın 11/05/2022 tarihli ara karar ile reddine karar verilmiş, red kararı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İİK’nin 257 inci maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir.
258 inci maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmünü içermektedir.
İcra İflas Kanunu’nun (İİK)257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yerinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
İİK’nın 258/1 maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Diğer yandan İİK 264 maddesi hükmüne göre yargılama sırasında da ihtiyati haciz kararı verilebilir.
Somut uyuşmazlıkta zarar 15/03/2021 tarihli haksız eylemden kaynaklandığından, maddi ve manevi tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Bu itibarla dosyada bulunan bilgi ve belgeler de dikkate alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen davalılardan …’in aracın işleteni, …’in araç sürücüsü olduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; dosyada bulunan kolluk tarafından düzenlenen 15/03/2021 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre davalı sürücü …’in kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu davacının herhangi bir kusurunun olmadığının belirtilmiş olması, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/ 90547 soruşturma nolu dosyası, davacının müşteki olarak davalı sürücü …’in şüpheli olarak yer aldığı bir kişinin taksirle yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan cezalandırılması istemli İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/ 90547 soruşturma – 2021/27558 nolu iddianamesi, 05/05/2021 tarihli ve 1015 sayılı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu Raporu, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi adli olgu bildirim raporunun incelenmesinde maddi ve manevi tazminat istemi bakımından, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin yaklaşık ispat koşulunu sağladığı anlaşılmakla, davalılar … ve … karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasında adı geçen davalılar yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılılar … ile … vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ile … vekilinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/05/2022 tarihli ve 2021/638 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar … ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022