Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1150 E. 2022/1123 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1150
KARAR NO : 2022/1123

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2022 (Dava) – 19/04/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/248 Esas ( Derdest dosya )
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 05/07/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 05/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/248 Esas sayılı ve 19/04/2022 ara karar tarihli dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz isteyen/davacı vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; 08.06.2021 tarihinde davalı … idaresindeki … plakalı araç Aydın Hatboyu cad. No:456 önünden U dönüşü yapmak için manevra yaptığı esnada Gediz istikametinden gelip NATO istikametine giden davacı idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısmına çarptığını, ve davacının ağır yaralandığı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı …’in asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, kaza oluşumunda sürücü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 53/1B maddesince kusurlu olduğu, davacının ise herhangi bir kusurunun olmadığı tespit edildiğini, dolayısıyla karşı tarafın sinyal vermeden kontrolsüz şekilde U dönüşü yapmaya çalışırken müvekkile çarptığının sabit olduğunu, davacının kaza nedeni ile bedensel zarara uğradığını, ilk müdahalenin S.B.Ü İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldığını ve burada tedavi gördüğünü, kaza sebebiyle davacının kafasına dikiş atıldığını, omuz ve üst kolda kırık meydana geldiğini, bacaklarında çok ciddi yaralanmaların meydana geldiğini, dolayısıyla yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde hafif olmadığı, hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğunun anlaşıldığını, zaten davacının bu kaza nedeniyle çok uzun bir süre yatağa mahkum kaldığını ve bakıma muhtaç hale geldiğini, davacının halen tam anlamıyla iyileşememiş olup omuz ve üst kolda meydana gelen kırıklar nedeniyle ağrılar çekmekte olduğunu, kolunu düzgün kullanamamakta ve bacağındaki yaralanma sebebiyle yürürken aksadığını, davacıda kalıcı bir hasarın mevcut olduğunu, davacının yaşadığı ani şok ve dayanılmaz acı travmaya sebep olduğunu, davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu eylemi sebebiyle davacının ölümün eşiğinden döndüğünü, hayatı boyunca korku, tedirginlik ve travma yaşamasına sebebiyet verildiğini, kaza sonrası davacının eşinin davacıya bakmak için günlük yevmiye usulu yaptığı işini bırakmak zorunda kaldığını, davacırır kendi çalışmasından başka hiçbir geliri de olmadığından aylık geçimlerini, hatta temel ihitiyaçlarını sağlayamayacak duruma düştüklerini, davacıların tedavi giderlerini karşılamakta zorluk çektiklerini, davacının bu zarara uğramasına neden olan kazaya sebep olan aracın poliçesi davalı … A.Ş. tarafından yapıldığını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları uyarınca sigortacı, sigortalısının 3. kişilere vermiş olduğu zararlara karşı teminat limitleri dahilinde kalmak kaydıyla, müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, ancak davalı sigorta şirketine yapılan başvuruda tazminat talebinde bulunulmuşsa da; davalı sigorta şirketi davacının bu talebini karşılıksız bıraktığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutarak şimdilik; sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 08/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 1.000,00 TL maddi tazminatın, sigorta şirketi hariç diğer davalılardan kaza tarihi olan 08/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 21.000,00 TL tazminat ödenmesini, hak kayıplarının önüne geçilmesi ve davalıların mal kaçırmasının önüne geçilmesi adına davalıların menkul, gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
Davacı vekili 06/04/2022 tarihli talep dilekçesi ile; dosyaya sunulan dava dilekçelerinde ihtiyati haciz talep edildiğini, ancak mahkemenin 04.04.2022 tarihli ara kararında ihtiyati tedbirin koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbirin reddine karar verildiğini, davacı vekili talebinin ihtiyati haciz olduğunu, ihtiyati tedbir olmadığını, bu nedenle; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/433 E., 2014/3636 K. ve 13.03.2014 tarihli karar ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/1830 E., 2020/3899 K. sayılı ve 05/11/2020 tarihli karalarına dayanılarak dosyaya sunulan trafik kazası tespit tutanağı, hastane raporları uyarınca müvekkillerin alacağı yaklaşık ispat kuralı gereği ortaya konulduğunu, hal böyle iken hak kayıplarının önüne geçilmesi ve davalıların mal kaçırmasının önüne geçilmesi adına davalıların menkul, gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının 08.06.2021 tarihinde, … sevk ve idaresindeki müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı .. plakalı araç ile davacı … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışması sonucu meydana geldiğini, … plakalı aracın, 100000045526812 poliçe numarasıyla 04.11.2020/2021 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası ile sigortalı olduğunu, davacı taraf, müvekkili şirkete eksik evrak ile başvuru yapmış olduğundan KTK madde 97 uyarınca haksız olarak ikame edilen işbu davanın dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun hazırlanan ve maluliyet oranının varlığını gösterir Sağlık Kurulu Raporunun yer almadığını, işbu belgeler olmadan maluliyet belirlemesi yapılması mümkün olmadığından tazminat hesabı ve dolayısıyla ödeme yapılmasının da mümkün olmadığını, sigorta poliçesi bir zenginleşme aracı olmayıp sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; poliçe nedeni ile sorumlulukların, davacının alacağını ispat etmesi kaydıyla azami teminat limiti olup teminat miktarının aşılamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili sigorta şirketinin ilgili poliçeden doğan sorumluluğunun üst limitinin sakatlanma ve ölüm hallerinde 410.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuruna bağlı ve orantılı olduğunun, somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından müvekkili sigorta şirketinin de poliçe kapsamında bir sorumluluğu bulunmadığını, kusur oranlarının tespit edilmesi için adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden rapor alınması gerektiğini, 01.06.2015 tarihli genel şartların A.5.b maddesine göre; geçici bakıcı ve geçici iş göremezlik giderleri, sağlık-tedavi ve ulaşım giderleri teminat kapsamında olduğundan bunlardan müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirket temerrüde düşmemiş olup temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiz talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafa söz konusu kaza sebebiyle sosyal güvenlik kurumlarından veya aile ve sosyal hizmetler bakanlığı ile çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının kesin olarak tespiti gerektiğini, soruşturma veya kovuşturma dosyası kapsamında taraflar arasında uzlaşma sağlanıp sağlanmadığı, sağlandı ise şartlarının ne olduğu hususlarının sorulmasını talep ettiklerini belirterek haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddine, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine karar verilmemesine; yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece , ”… Her ne kadar yaralanmaya ilişkin kayıtlar var ise de isteme konu bedel manevi zararın yargılaması gerektirir hususlar içermesi dikkate alınarak ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir yaklaşık ispat kuralı oluşmadığından ihtiyati haciz istemini reddine karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle; ”…İhtiyati haciz isteminin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz isteyen/davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 08.06.2021 tarihinde, davalı … idaresindeki … plakalı aracın Aydın Hatboyu cad. No:456 önünden U dönüşü yapmak için manevra yaptığı esnada Gediz istikametinden gelip NATO istikametine giden müvekkili idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısmına çarptığını ve müvekkilinin ağır yaralandığı trafik kazasının meydana geldiğini, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, kaza oluşumunda sürücü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 53/1B maddesince kusurlu olduğu, müvekkilinin ise herhangi bir kusurunun olmadığının tespit edildiğini, dolayısıyla karşı tarafın sinyal vermeden kontrolsüz şekilde U dönüşü yapmaya çalışırken müvekkiline çarptığının sabit olduğunu, bu nedenle karşı tarafın tam ve asli kusurlu olduğunu, kaza sebebiyle müvekkilinin kafasına dikiş atıldığını, omuz ve üst kolda kırık meydana geldiğini, bacaklarında çok ciddi yaralanmalar meydana geldiğini, dolayısıyla yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde hafif olmadığını, hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeniyle çok uzun bir süre yatağa mahkum kaldığını ve bakıma muhtaç hale geldiğini, bu nedenlerle meydana gelen yaralanma sebebiyle tedavi giderlerinin (yol, bakıcı gideri dahil), geçici iş göremezlik sebebiyle kazanç kaybının, sürekli iş göremezlik sebebiyle çalışma gücü ve kazanç kaybının ve manevi zararın tazmini için dava açıldığını, dosyada mevcut olan ve taraflarınca sunulan trafik kazası tespit tutanağı, hastane raporları uyarınca müvekkilinin maddi-manevi zarara uğradığı, alacaklı olduğunun yaklaşık ispat kuralı gereği ortaya konulduğunu, buna rağmen yerel mahkemenin maddi zararı değerlendirme konusu dahi yapmaması, yaklaşık ispat kuralının oluşmadığını ifade etmesinin kabul edilemeyeceğini, davalıların mal kaçırmasının önüne geçilmesi adına davalıların menkul, gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini gerektiğini belirterek Yerel mahkemenin ihtiyati haciz isteminin reddine dair kararının kaldırılmasına, davalıların mal kaçırmasının önüne geçilmesi adına davalıların menkul, gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati haczin talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olup, karar ihtiyati haciz isteyen- davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; 08/06/2021 tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile U dönüşü yapmak için sola manevra yaptığı esnada Nato istikametine doğru yoluna düz devam eden müşteki sürücü …’ in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin ön kısımlarıyla çarpması sonucu motosikletin devrilip, müşteki …’ in olay mahallinde yaralanmasıyla neticelenen bahse konu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 08/06/2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağında; kaza oluşumunda sürücü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 53/1B maddesince kusurlu olduğu, davacının ise herhangi bir kusurunun olmadığı belirtilmiştir.
İzmir CBS 2022/20799 nolu soruşturma dosyasında trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 21/02/2022 tarihli raporda özetle; sürücü … (…) kazanının oluşumuna etken olduğu, sürücü … (…) kazaya etken bir davranışının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı … hakkında düzenlenmiş olan 25/06/2021 tarihli S.B.Ü Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporunda; 08/06/2021 tarihinde meydana geldiği belirtilen bu yaralanmanın; yaşamsal tehlikeye neden olmadığı, Basit bir tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte olduğu, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta (2-3), Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırdığında şahısta saptanan kırığın hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi niteliğinde olup olmadığının değerlendirilebilmesi için, şahsın olay tarihinden 6 (altı) ay sonra ortopedi kliniğine şevkinin sağlanarak yapılacak muayene ve testler sonucunda iyileşmenin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlandı ise düzenlenecek son durumunu gösterir (kas gücü, eklem hareket açıklıkları vb.) raporlarının aldırılarak, raporlarıyla birlikte muayene edilmek üzere İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Polikliniği’ne gönderilmesi gerektiği bildirilmiştir
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK 257 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması ve muaccel olmakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Somut olayda; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosya kapsamı nazara alındığında davacının meydana gelen kazada yaralandığı, Yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında davacının maddi ve manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. haksız fiil tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haczin talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya dair haklarını saklı tutarak dava açmıştır.
İİK 257.madde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir.
Ayrıca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/20799 nolu soruşturma dosyasında trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 21/02/2022 tarihli kusur raporunda ve kaza tespit tutanağında meydana gelen kazada davalı sürücü …’in asli kusurlu olduğunun belirtildiği, davacı sürücü … hakkında düzenlenmiş olan 25/06/2021 tarihli S.B.Ü Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporunda kaza nedeniyle yaralanmasının yaşamsal tehlikeye neden olmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte olduğu, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1), Orta (2-3), Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırdığında şahısta saptanan kırığın hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, belirlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle; Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati haciz talebi red edilmiş ise de, dosyada mevcut kaza tespit tutanağı, kusura ilişkin bilirkişi raporu ve davacının yaralanmasına ilişkin rapor ve belgeler dikkate alındığında, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İİK-257-264. maddeleri uyarınca davalılardan sürücü … ve araç maliki … hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/11/2017 tarih, 2016/18144 esas ve 2017/11201 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Davalı … A.Ş. yönünden ise, talep edilen maddi tazminat tutarının 1.000,00 TL olduğu, davalı sigortadan manevi tazminat talep edilmediği, davalı sigorta şirketi açısından talep tutarı da nazara alındığında İİK.257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasal şartlar oluşmadığından, adı geçen davalı hakkında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin bu yöndeki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, yerel mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılarak dairemizce davacının ihtiyati haciz talebi hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı-ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2022 tarihli ve 2022/248 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-)Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin KISMEN KABULÜ ile; 21.000,00 TL alacak bakımından borçlular … ve …’in menkul, gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacaklarına yeter miktarının İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE; … A.Ş. yönünden ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,
b-)İİK’nın 259. maddesi uyarınca alacaklıdan takdiren karşı tarafın ve üçüncü şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak alacak miktarının % 15′ i olan 3.150,00-TL tutarında nakit veya bir banka (kesin) teminat mektubunun ilk derece mahkemesi veznesine yatırılmak veya sunulmak suretiyle ihtiyati haciz talep edene kararın verilmesine,
c-)Teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
ç-)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
d-)Talep derdest dosya içerisinde yapıldığından davacı lehine ayrıca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Talep eden vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 19,50-TL e-tebligat masrafı, 208,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 448,20-TL istinaf yargılama giderinin … A.Ş. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05/07/2022