Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1137 E. 2022/1381 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1137
KARAR NO : 2022/1381

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2022 (Dava) – 07/03/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/208 Esas – 2022/198 Karar
DAVA :Sözleşmenin iptali
BAM KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2022 tarihli 2022/208 Esas – 2022/198 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ağabeyi …’nun, babalarının 1963 yılında kurmuş olduğu dava dışı …. A.Ş.’de % 50 oranında hissedar olduklarını, şirketin 59 yıldır piliç, tavuk, damızlık tavuk ve yumurta üretimi konularında hizmet verdiğini, 2015 yılında kuş gribi nedeniyle şirketin girmiş olduğu finansal darboğazdan kurtulamayarak konkordato istemek zorunda kaldığını, konkordato süreci devam ederken müvekkilinin ve ağabeyi …’nun krizi aşmak için alacaklı kuruluşlarla görüşmeler yaptığını ve sonucunda davalı … Bankası ile anlaşmaya vararak 30/04/2020 tarihinde Geciktirici Şarta Bağlı Hisse Devir Sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşme ile “müvekkili ile ağabeyinin dava dışı … A.Ş.’deki hisselerinin % 98’ini davalı … Bankası’na devretmeyi, devir gerçekleştiğinde de davalı … Bankası’nın müvekkiline olan ödeme ve taahhütlerini yerine getirmeyi” yüklendiklerini, sözleşmede müvekkilinin ve ağabeyi …’nun yükümlülükleri detaylı olarak yazılmışsa da davalı bankanın yükümlülüklerinin ne olduğunun yazılmadığını, bu sözleşmeden sonra 21/08/2020 tarihinde davalı … Bankası’nın da dahil olduğu 13 alacaklı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeyle ilgili tüm onayların alındığını, 7186 sayılı kanunla 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na eklenen geçici 32. madde ile ilişkilendirilen yönetmelik kapsamında düzenlenen bu Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi ile davalı … Bankası’nın liderliğinde davalı Türkiye … Bankası ve TC …. Bankası arasında bir konsorsiyum oluşturulduğunu, Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi kapsamında dava dışı … A.Ş.’nin borçlarının davalı … Bankası liderliğindeki … Bankası ve … tarafından oluşturulan konsorsiyum tarafından ödeneceğini ve ödenen miktarların konsorsiyum bankaları tarafından temlik alınacağını, nitekim bu bağlamda konsorsiyum bankaları tarafından toplam 257.389.040,00-TL ödeme yapıldığını ve bu ödemelere ilişkin olarak alacaklılardan temlik alımının gerçekleştirildiğini, ödeme oranını kabul etmeyen alacaklılara olan borçların ise konkordato projesine göre ödeneceğini, taraflar arasında düzenlenen Geciktirici Şarta Bağlı Hisse Devir Sözleşmesinde davalıların yükümlülüklerinin “devredenler’in, sahibi bulunduğu şirketler sermayesinin % 98’ine tekabül eden hisseler’in devir bedeli’ni şart’ın gerçekleşmesi, teslime ilişkin hukuki işlemlerin tamamlanması ve devir pay defterine işlenmesini müteakip ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt eder.” şeklinde yazılı olduğunu, ancak sözlü olarak her türlü taahhüdü veren davalıların yükümlülüklerinin konsorsiyum bankalarının baskısı nedeniyle sözleşmeye açık olarak yazılmadığını, sözleşmede yazılı olmayan ancak müvekkillerine taahhüt edilen bu yükümlülüklerin “müvekkilinin ve …’nun, … A.Ş.’deki hisselerinin % 98’inin konsorsiyum bankalarına devredilmesi ancak daha sonra bu hisselerin bir bölümünün şirket ortaklarına iade edilmesi, davalılar tarafından verilen taahhütlere göre bu oranın en az % 20 olması; ortakların şirketteki hisselerinin davalılara devrinden sonra müvekkili ve ağabeyi adına kayıtlı olan taşınmazların üzerlerindeki hacizler ve ipoteklerin kaldırılması ve taşınmazların tapu kayıtları temiz ve takyidatsız olarak teslim edilmesi; keza şirket adına kayıtla olup da şirket faaliyetinde kullanılmayan 84 adet taşınmazın da aynı şekilde üzerlerindeki tüm takyidatlar kaldırılarak müvekkiline ve ağabeyine devredilmesi; …. Şirketler Grubunun 5 şirketten oluştuğunu, … A.Ş. Nin … gemisi olduğunu, 1-…. Şti.’nin, 2- …Şti.’nin, …. Şti.’nin, 3-… A.Ş.’nin, 4-…. Şti.’nin mevcut kamu borçlarının konsorsiyum bankaları tarafından ödenmesi, borçları ödendikten sonra bu dört şirketin tüm varlıkları ile birlikte müvekkiline ve ağabeyine verilmesi, … Şirketiyle uzun süreli bir taşımacılık anlaşmasının yapılması, Şirket ortaklarının kendilerine %2 hissenin bırakılarak %98 hissenin ise konsorsiyumu oluşturan 3 kamu bankasına bırakılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu belirtmesi üzerine, konsorsiyum bankaları tarafından, % 20 hisse devri ile birlikte her bir şirket ortağına onar milyon dolar şerefiye ödeneceğinin taahhüt edildiğini, edimler arasındaki açık orantısızlığa rağmen davalı bankalarca verilen bu taahhütler üzerine müvekkilinin ve ağabeyinin şirketteki % 98 hisselerini davalı bankalara devrettiklerini, Geciktirici Şarta Bağlı Hisse Devir Sözleşmesinin koşulları davalı bankaca tek taraflı olarak belirlenen ve zorla kabul ettirilen bir sözleşme olduğunu; müvekkilinin İzmir 3. Noterliği’nde düzenlenen 03/09/2020 tarihli ve 10199 yevmiye numaralı anonim şirket pay devri sözleşmesi ile şirketteki hissesinin % 49’u olan 539.000.000 hissesinin 178.200.000 adedini davalı Türkiye Cumhuriyeti … Bankası A.Ş.’ye, 216.150.000 adedini Türkiye … Bankası Anonim Ortaklığı’na ve 144.650.000 adedini Türkiye … Bankası Anonim Şirketi’ne bir TL bedelle devrettiğini, konsorsiyumda yer alan Türkiye … Bankası A.Ş.’nin daha sonra hisselerini diğer davalı bankalara devrettiğini, müvekkilinin ve ağabeyinin sözleşmeyle yüklendikleri yükümlülüklerini yerine getirmelerine rağmen davalı bankaların edimlerini yerine getirmemeleri üzerine İzmir 29. Noterliği’nden gönderdikleri 24/12/2021 tarihli ve 13383 yevmiye numaralı, 08/02/2022 tarihli ve 1130 yevmiye numaralı ihtarnameler ile davalılardan taahhütlerini yerine getirmelerinin istendiğini ancak davalıların taahhütlerini yerine getirmedikleri gibi ihtarlara da cevap vermediklerini; pay devir sözleşmesinde % 49 payın devir bedelinin sadece bir TL olarak belirtildiğini, müvekkilinin, milyarlarca Lira değerindeki hissesini davalı bankalara sadece 1,00 TL bedelle devrinin ticari hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığını, müvekkilinin iradesinin fesata uğratıldığını ve aldatıldıklarını, davalıların kamu bankası olması ve taahhütlerde bulunan kişilerin davalı bankaların en üst düzey görevlileri olmaları karşısında kendilerine güvenildiğini ve tahhütlerini yerine getireceklerine inanıldığını bu nedenle devir yapıldığını; davalıların, şirket hisselerinin % 98’ni devraldıktan sonra dava dışı … A.Ş.’nin borçlarına karşılık alacaklılarına sadece 257.389.040,00-TL ödeme yaptıklarını ve bu miktarı, Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi hükümleri gereğince şirketin sermaye artışında ayni sermaye olarak şirket sermayesine eklediklerini, bu sermaye artışı ile şirketin 110.000.000,00-TL olan sermayesinin 367.389.040,00-TL’ye çıkarıldığını, şirketin %98 hissesinin yine davalılara ait olduğunu; bunun yanında müvekkilinin ve ağabeyinin hisselerinin tamamına sahip oldukları … Şti., …. Şti., …. Şti. ve …. A.Ş.’deki % 98 hisselerini de davalıların “bu şirketler sizin üzerinde kalırsa, yumuşak karnımız olur, alacaklılarla anlaşamayız, indirim yapmazlar, şirket hisselerini bize devredin, daha sonra biz kamu borçlarını ödedikten sonra size devrederiz” şeklindeki yanıltıcı sözleri ve “tekrar size vereceğiz” taahhütleri sonucunda, 28/09/2020 tarihinde yapılan hisse devir sözleşmeleri ile …. A.Ş.’ne hiç bir bedel almadan devrettiklerini, davalı bankaların müvekkilinin ve ağabeyinin tüm şirketlerini hiç bir bedel ödemeksizin devraldıklarını; davalı bankaların Finansal Yapılandırma Sözleşmelerine Ek Sözleşme ile “temlik alınan alacaklıların açmış olduğu icra takibi, ceza ve hukuk davalarından vazgeçeceklerini” taahhüt ettiklerini ancak bu taahhütlerini dahi tam olarak yerine getirmediklerini sadece bir kısım karşılıksız çek şikayet davasından vazgeçildiğini ancak diğer davalardan ve icra takiplerinden vazgeçilmediğini,; şirketin yerine koyma tutarının 350 milyon Dolar tutarında olduğunu, Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/362 Esas sayılı konkordato dosyasına sunulan 18/09/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre şirketin değerinin 1.282.000.000,00-TL olduğunu, bu günkü Dolar/TL kuruyla işirketin değerinin 3.142.909.465,92-TL ettiğini, müvekkili ile ağabeyi …’nun iki lira karşılığı davalılara devrettikleri şirketlerinin değerinin üç milyar yüzkırkiki milyon lira olduğunu, üstelik bu tutara diğer dört şirketin değerlerinin dahil olmadığını; müvekkilinin bu kandırma sonucunda tüm mal varlığını davalılara devrettiğini, hata, hile ve gabinin bütün koşullarıyla ortada olduğunu; davalıların noter ihtarına cevap vermeyerek TTK 18/3, 21/3 maddesi uyarınca iddialarını kabul ettiklerini, BK 28,30,36 maddelerine göre aşırı yaralanma, yanılma ve aldatmaya ilişkin hükümler içerdiğini, gabin nedenine dayanıldığından bunun her türlü delille ispatlanabileceğini, davaya konu senede bağlanmamış anonim şirket pay devri sözleşmesinin İzmir’de düzenlendiğini ve sözleşme ile İzmir Mahkeme Ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, bu nedenle davanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını belirterek, öncelikle dava dışı … A.Ş.’nin ticari defter kayıtları ve ticaret sicil kayıtları üzerine şirket hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına;… A.Ş.’nin müvekkili … tarafından davalılara devri gerçekleştirilen % 49 hissenin iptali ile müvekkili … adına tesciline; yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece;”…Davacı tarafça açılan bu davaya bakmakla görevli mahkemenin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi (Finans Mahkemesi sıfatıyla) olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu sözleşmeyle davacı …’ndan devraldığı … A.Ş. hisselerinin tamamını 08.03.2022 tarihinde diğer davalı … Bankası A.Ş.’ne devrettiğini, dolayısıyla müvekkili bankanın davanın tarafı olamayacağı gibi, davaya konu taleplerden de hukuken hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, davanın müvekkili yönünden husumetten reddi gerektiğini, ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacının akdedilen sözleşmeye ilişkin hukuka aykırı, haksız ve yersiz iddialarının reddi gerekmekte olup, huzurdaki dava Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 25/11/2021 tarihli 1232 karar sayılı kararı kapsamında finans ihtisas mahkemesinde görülmesi gereken mahiyette olmadığını belirterek kararın ortadan kaldırılmasına; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı T.C. … Bankası A.Ş.vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin İzmir Kurumsal Şubesi ile dava dışı borçlu … A. Ş. Firması arasında, 19.10.2009 tarihli kredi sözleşmesi, 25.04.2011 tarihli kredi sözleşmesi, 11.09.2012 tarihli kredi sözleşmesi, 21.10.2013 tarihli kredi sözleşmesi, 06.11.2014 tarihli kredi çerçeve sözleşmeleri, ayrıca yine müvekkili bankanın da aralarında bulunduğu 11 adet alacaklı Banka ile davacı borçlu Firma arasında Türk Sendikasyon Kredisi olarak 19.01.2017 tarihli ve 12.07.2017 tarihli kredi sözleşmeleri imzalandığını ve dava dışı Firmaya krediler kullandırılmış olup söz konusu kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle borçlu olduğunu, davacı- borçlu ….’nun da söz konusu kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olup söz konusu kredi borcundan sorumlu olduğunu, dava dışı borçlu Firmanın bu aşamadan sonra konkordato talebinde bulunmuş olup borçlu şirketin, ticari kredi borcu nedeniyle söz konusu davaya müdahil olunduğunu, ancak Firmanın faaliyetinin canlı hayvanla ilişkili olması nedeniyle, komiser heyeti gözetiminde faaliyete devam edildiğini ve bu nedenle müvekkili Banka ve diğer alacaklı Bankalarca faaliyete destek olunduğunu ve Firmaya konkordato hakimi izni ve komiser heyeti onayı ile ilave kredi ve destek ödemeleri yapıldığını ve Firmanın borçlarını nasıl ödeyeceğinin belirlenmesi amacıyla, hisse devri ve FYY anlaşmaları akdedildiğini, davacı/borçlunun, konkordato dosyasında açıkça borca batık olduğunu, müvekkili banka alacağının varlığını ve miktarını açıkça ikrar etmiş olup işbu mahkeme içi ikrarına, yargılamada alınan tüm beyan, bilirkişi raporları ve tespitlerle aşikar olup esasen davacı-borçlu tarafın bu hususa itirazı da bulunmadığını, tüm bu tespitlere rağmen davacı- borçlu tarafın işbu davada ileri sürdüğü iddia ve itirazlarının hukuka, maddi gerçeğe ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ayrıca işbu dava tacirler arasındaki sözleşmenin iptali talebine dayalı olup davacı borçlu tarafın ve diğer sözleşme taraflarının tacir olduğu ve davanın tacirler arasındaki sözleşme hükümlerinin yorumlanmsası ve uygulanmasına dayalı olduğu dikkate alınarak mahkeme kararının istinaf itirazları doğrultusunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; anonim şirket pay devrinin iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş olup, karar davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu devrin amacının da bu bağlamda yeniden yapılandırma sözleşmesinin imzalanmasını sağlamak olduğu, her iki sözleşmenin birbiriyle bağlantılı sözleşmeler olduğu, pay devri sözleşmesinin yeniden yapılandırma sözleşmesinin dayanağı ve ön şartı olduğu, dava dilekçesinde dayanılan gabin, hata, hile vs iddialarının salt hisse devri sözleşmesinden yola çıkılarak değil, yeniden yapılandırma sözleşmesi hükümleri de irdelenmek suretiyle değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda da davanın 5411 sayılı kanuna eklenen geçici 32. maddesi kapsamında Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanan bir dava olarak nitelendirilmesi gerektiği; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanması ve 6100 sayılı TTK’nın 5/2 maddesi gereğince Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 25/11/2021 tarihli 1232 karar sayılı kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanan ticari davalarda 6 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesinin münhasıran görevlendirilmesi nedeniyle davaya İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 30/04/2020 tarihli Geciktirici Şarta Bağlı Hisse Devri Sözleşmesi, 21/08/2020 tarihli Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi ve İzmir 3. Noterliğince düzenlenen 03/09/2020 tarihli ve 10199 yevmiye numaralı senede bağlanmamış anonim şirket pay devri sözleşmelerinin suretleri incelenmiş, davacının dava ile …. A.Ş.’nin müvekkili … tarafından davalılara devri gerçekleştirilen % 49 hissenin iptali ile müvekkili … adına tesciline karar verilmesini talep ettiği de nazara alınarak, dava konusu ve talep içeriğine göre davanın Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanmadığı, Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanan ticari davalarda 6 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi münhasıran görevlendirilmiş ise de, davanın genel hükümlere göre görülmesi gerektiği, bu nedenle davanın İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılması gerekmediği, görevsizlik kararını veren mahkemenin davaya bakmakta görevli olduğu anlaşıldığından; mahkemece işin esasına girilerek, taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği halde, yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetli olmamıştır.
Yukarıda izah edilen nedenlerden ötürü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun görev yönünden kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının münhasıran görev hususundan kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/03/2022 tarihli 2022/208 Esas – 2022/198 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 355. ve 353/(1).a.3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/(1)-a maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmak ve davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında peşin alınan karar harcının talep halinde başvuru sahibi davalılara iadesine, (harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine)
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai hükümde değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’ nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22/09/2022