Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1132 E. 2022/1313 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1132
KARAR NO : 2022/1313

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/07/2021 (Dava) – 10/02/2022 (Karar )
NUMARASI : 2021/461 Esas – 2022/116 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarihli 2021/461 Esas – 2022/116 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09.10.2016 tarihinde tasfiyesi gerçekleştirilen şirket ile 01.07.2017 tarihinde “…” da yapılacak olan düğün organizasyonu için sözleşme imzaladığını, düğünün iptal olması nedeni ile … Şti.’ye bildirimde bulunup ücret iadesi istemiş olduğunu, ancak ücret iadesi gerçekleştirmeyen şirket aleyhinde Urla İcra Müdürlüğü’nün 2018/63 E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, şirket tarafından icra takibine itiraz edildiği için 13.02.2018 tarihinde İzmir 2. Tüketici Mahkemesi’nin 2018/65 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, İzmir 2. Tüketici Mahkemesi’nin 10.10.2019 tarih ve 2018/65 E. – 2019/399 K. Sayılı kararı ile itirazın iptaline karar verildiğini, İzmir 2. Tüketici Mahkemesi’nin davalısı şirketin … nezdinde İlan Sıra No:24470 ve 03.11.2020 tarihli ilanı ile tasfiyesine ve sicilden terkinine karar verildiğini, tasfiye memuru …’ın şirketin yetkili müdürü olduğunu, şirketin tasfiye tarihi olan 03.11.2020 tarihi itibari ile müvekkili tarafından şirket aleyhinde yapılmış derdest bir icra takibi ve davası bulunduğunu, şirket müdürünün müvekkilinin mevcut ve güncel bir alacağı varken, tasfiye sürecinde bu alacağı bildirmeden işlem gerçekleştirmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla Tasfiye Halinde … Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
… cevap dilekçesinde özetle; Tasfiye Halinde … Şirketi’nin 21/11/2013 tarihinde kuruluş ile müdürlüğe tescil edildiğini, 07/04/2020 tarihli genel kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’ın seçildiğini, 30/10/2020 tarihli Genel Kurul kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile unvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiğini ve 03/11/2020 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğinin tespit edildiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memuru sorumlu bulunduğundan, Müdürlüğün davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”… Davanın KABULÜ ile; …nün Merkez-169495 sicil numarasında kayıtlı iken 03.11.2020 tarihinde terkin olan Tasfiye Halinde … Şirketi ‘nin İzmir 2. Tüketici Mahkemesinin 2018/65 Esas ve Urla İcra Müdürlüğünün 2018/63 Esas sayılı dosyalarıyla sınırlı olmak kaydıyla İHYASINA, tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına, tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına, keyfiyetin Ticaret Sicilince tesciline ve ilanına, karar kesinleştikten sonra karardan bir suretin …ne gönderilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; şirketin tasfiye işlemlerinin usul ve yasaya uygun olarak tamamlandığını, yerel mahkemece Müvekkil aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verildiğini, şirketin ihyasına ve müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanması ve müvekkili lehine bir ücret takdir edilmemesi, kabul etmediklerini, ayrıca aynı konu ile ilgili olarak İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/524 Esas 2022/47 Karar sayılı dosyasından verilen 20.01.2022 tarihli karar ile de şirketin ihyasına karar verilmiş olup kararın istinaf aşamasında olduğunu, bu nedenle huzurdaki davası konusuz kalmış olup hukuki yararı bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının icrasının istinaf incelemesi sonuna kadar durdurulmasına, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tasfiye suretiyle ticaret sicilinden terkin edilen Tasfiye Halinde … Şirketi’nin ihyası istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Ticaret sicili kayıtlarına göre, ihyası istenen Tasfiye Halinde … Şirketi’nin 07/04/2020 tarihli
genel kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak davalı …’ın seçildiği, 30/10/2020 tarihli Genel Kurul kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile unvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiği ve 03/11/2020 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğinin anlaşıldığı; terkin tarihinden önce davacının 17/01/2018 tarihinde, ihyası istenen şirket aleyhine, ücret iadesi için Urla icra dairesinin 2018/63 esaslı dosyasında 12.500,00 TL asıl alacak, 151,46 tl ihtarname bedeli olmak üzere 12.651,46 TL alacak için takip başlattığı, takip borçlusunun 25/01/2018 tarihinde ödeme emrinin tebliği üzerine 30/01/2018 tarihinde süresinde borca itiraz ettiği, itiraz üzerine 08/02/2018 tarihinde takibin durmasına karar verildiği, davacı tarafından İzmir 2. Tüketici Mahkemesinde 2018/65 esas dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, mahkemenin 10/10/2019 tarihli ve 2019/399 karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verildiği, söz konusu davada davalı olarak yer alan ihyası istenen şirketin vekili aracılığı ile kararı istinaf ettiği, ancak ihyası istenen şirketin yargılama süreci tamamlanmadan anılan davanın halen derdest olduğu sırada 03/11/2020 tarihinde tasfiye sonucu şirketin sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır.
Bu duruma göre, ihyası istenen şirket hakkında davacı tarafça açılmış olan bir dava bulunduğu halde bu alacağa ilişkin tasfiye işlemleri yapılmaksızın dava süreci tamamlanmadan eksik tasfiye ile şirketin 03/11/2020 tarihinde tasfiye sonucu sicilden terkin edildiği, davacının ihya davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı …’ın şirketin temsilcisi ve yetkili müdürü olduğu bu nedenle takip ve davadan haberdar olduğu, tasfiye işlemlerini gerçekleştiren davalının tasfiye süreci sona ermeden şirketin sicilden terkinini sağlayan tasfiye memuru olarak eksik tasfiye nedeniyle dava açılmasından sorumlu olduğu, mahkemece davalı lehine ücreti takdir edilmemesinin ve aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/524 Esas 2022/47 Karar sayılı dosyasından verilen 20.01.2022 tarihli karar ile de şirketin ihyasına karar verilmiş olup kararın istinaf aşamasında olduğunu, bu karar nedeniyle de davacının huzurdaki davası konusuz kalmış olup hukuki yararı bulunmadığı iddia edilmiş ise de; İzmir 2. Tüketici Mahkemesinde 2018/65 esas sayılı dosyasında görülen davanın sonuçlanıp infazının da yapılması gerekirken, davalı tasfiye memurunca bu davanın sonuçlanması beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerekleştirildiğinden, eksik tasfiye işlemlerinin tamamlanabilmesi için davacının ihya davası açmakta hukuki yararı bulunduğu, eldeki davada davacının açılan dava ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilmesinde hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı … vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarihli 2021/461 Esas – 2022/116 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabu bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/09/2022