Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1116 E. 2022/1181 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1116
KARAR NO : 2022/1181

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2016 (Dava) – 28/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/638 Esas – 2019/167 Karar
DAVA : Maddi/Manevi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 07/07/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 07/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2019 tarihli 2016/638 Esas ve 2019/167 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08.05.2014 tarihinde davalı araç sürücüsü …’in sevk ve idaresinde olup diğer davalı … Şti.’ne ait … plakalı araç ile benzin istasyonuna ters yönden giriş yaparken asli kusurlu olarak müvekkillerinden bisikletle seyir halindeki …’a çarpıp yaralanmasına neden olduğunu, olayın oluşumuna ilişkin düzenlenen trafik kaza tutanağı ile İzmir 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/476 Esas-2015/481 Karar sayılı ceza dosyasında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarında davalı tarafın asli kusurlu bulunduğunu ve davalı sürücünün cezalandırılmasına karar verildiğini, … plakalı aracın diğer davalı … A.Ş. nezdinde Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle müvekkili …’ın uzun süre yerinden kalkamadığını, öğrenci olduğundan annesi olan diğer müvekkili tarafından taksi ile okula götürülüp getirildiğini, anne olan müvekkili tarafından tedavi ve ulaşım giderleri yapıldığı gibi, oğlunun bakımını üstlenmesi nedeniyle çay ocağı işletmekte olduğu kendi işyerine de gidemediğini ve kazanç kaybı olduğunu belirterek, … için 10.000,00-TL manevi tazminat, … için ise 10.000.00-TL manevi tazminat ve 5.000,00-TL (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile) maddi tazminat olmak üzere toplam 25.000.00-TL tazminat alacağının (davalı … şirketi maddi tazminat poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihi olan 08.05.2014′ den itibaren yasal faiziyle müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete ait olduğunu, aracın 27.05.2013-27.05.2014 tarihleri arasını kapsayan poliçe ile diğer davalı … A.Ş’ne zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, ayrıca davadışı …ne de kasko sigortalı olduğunu, bu nedenle davanın …ne ihbarını talep ettiklerini, davacı …’ın yaralanmasının maluliyet derecesinde olmadığını, diğer davacının kazanç kaybı iddiasına dair de delil sunulmadığını, talep edilen manevi tazminatların fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 27.05.2013/27.05.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 268.000,00-TL olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, davadan önce müvekkiline yapılmış bir başvuru olmadığını beyanla, kusur, maluliyet, illiyet bağı tespitinin yapılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesnde özetle; İzmir 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/476 E. – 2015/481 K sayılı dosyasından alınan kusur raporlarına itiraz ettiklerini ve ceza mahkemesince alınan kusura ilişkin raporların bu mahkemeyi bağlamayacağını, kazaya müvekkilinin değil davacı …’ ın sebep olduğunu, dikkatsiz davranan davacı …’ın asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, ceza dosyasında bulunan …’a ait 09.05.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Sağlık raporuna göre davacıda yalnızca yumuşak doku yaralanması olduğunu, yaşamını tehlikeye sokmadığını, basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunu, davacı tarafın iddialarının abartılı ve sağlık raporlarıyla çelişkili olduğunu, manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, ayrıca davacı … lehine manevi tazminat talebininin de yerinde olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
İlk derece mahkemesince, “…Aldırılan EÜTF raporu ile aktüer raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı … şirketinin … plaka sayılı aracın trafik(zmms) sigortacısı olduğu, davalılardan işletenin ve onun eyleminden sorumlu olduğu davalı sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar gören davacıya karşı sorumlu ise de, davacılar vekilinin maddi tazminat talebinin; dava konusu trafik kazasında yaralanan … ile ilgili olmayıp davacı anne …’in, oğlu davacı …’a dava konusu kaza nedeniyle sağladığı bakım gideri ile ilgili olduğu, bu nedenle davacı …’in maddi tazminat talebinden davalı … şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı, davalı … şirketi aleyhine açılan maddi tazminat talebinin husumet (pasif husumet) yokluğundan reddine karar vermek gerektiği, aracın işleteni davalı şirketin ise, kusuru olmasa dahi üçüncü kişilerin uğramış olduğu zarardan KTK 85.maddesinde yer bulan kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca, kazanın oluşumuna %75 oranında ve asli kusuruyla sebebiyet veren davalı sürücü …’in ise haksız fiili işleyen sıfatıyla TBK 49.maddesi uyarınca, davacı …’in maddi, davacı …’ın ise manevi zararlarından sorumlu oldukları, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği, tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği, bu açıklamalar doğrultusunda davacılardan …’ın dava konusu kaza nedeniyle yaralanması basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde olduğundan … lehine 2.500.00-TL manevi tazminat takdir edildiği, hükme esas alınan hesap raporuna göre davacılardan …’ın bakım giderine ilişkin maddi tazminat talebi 638,11 TL olup, bu bedelin davalılardan … ve …Şti.’nden tahsili yönünde karar verildiği, 6098 Sayılı TBK 56/2.maddesi uyarınca; ‘Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.’ hükmü mevcut olup davacı …’ın manevi tazminat isteminin davacı …’ da ağır bedensel yaralanma meydana gelmediğinden reddine karar verildiği, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN; Davacılardan …’ın bakım giderine ilişkin maddi tazminat talebi olan 638,11 TL’ nin davalılardan … ve …Şti.’nden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalı … şirketi yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine, MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN; Davacı …’ın manevi tazminat isteminin reddine, Davacı …’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.500,00-TL manevi tazminatın davalılardan … ve …Şti.den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, “…Olay tarihinde henüz reşit olmayan müvekkili …’ın sağ bacağından yaralanması sebebiyle okula gidemediği, okulun son zamanları ve sınav zamanı olması sebebiyle annesinin çalıştırmakta olduğu çay ocağını günlük işçilere bıraktığı ve oğlunu taksiyle okula getirip götürdüğü, evde bakımını üstlendiği, müvekkilinin bacağından almış olduğu yaranın dosyaya sundukları CD görüntülerinden anlaşılmakta olduğu, yaranın çok geç iyileştiği, hatta halen daha bacağının hem şiş hem de lekeli olup yaranın izlerinin var olduğu, bu izler yüzünden İzmir’in sıcak yaz günlerinde şort giyemediği, ayrıca kaza tarihinde 17 yaşında olan müvekkilinin kamyonun altında kalmasından kaynaklı ölüm korkusunu atlatamadığı, diğer müvekkilinin de hem oğlunun bacağının tedavisi hem de bu süreçte oğlunun yaşadığı ölüm korkusu sebebiyle psikolojisini düzeltmeye çalışıp iş yerine gidemeyip günlük işçiler çalıştırdığı, maddi zarara uğradığı gibi hem oğlunun yaşadıkları hem de işe gidememesinden kaynaklı sıkıntılar yaşadığı, maddi tazminat taleplerinin; SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri, tedavi sırasında yapılan ulaşım gideri, tedavi sırasında yapılan bakım giderleri, müvekkili … için geçici iş göremezlik veya geçici maluliyet zararı, müvekkili … için iş kaybı tazminatı kalemleri şeklinde olduğu, bu taleplerinin dava dilekçesinde ve daha sonra dosyaya sundukları beyanlarda yer almasına ve bilirkişi raporunda hesaplanmasına rağmen hem maddi taleplerinin hem de manevi tazminat taleplerinin kabul görmediği, yalnızca tali kusurlu olan müvekkillerinin karardan görüleceği üzere 7-8 kalem vekalet ücreti ve 3-4 kalem masraf ödemek zorunda bırakıldığı, hükmedilen manevi tazminatın çok düşük kaldığı, müvekkili …’ın psikolojisinin bozulmasının hiç dikkate alınmadığı, taleplerinin kusur oranları da dikkate alınarak belirlenmiş tutarlar olduğu, müvekkili …’in manevi tazminat talebinin ise tümden reddedildiği, anne olarak çektiği üzüntünün nazara alınmadığı, yine müvekkili … bakımından Ege Üniversitesinden alınan raporda 6 aylık psikolojik gözetim sonrası rapor düzenlenmesine dair kanaatin dikkate alınmadığı, tanıkların dinlenmediği, delillerinin toplanmadığı, eksik inceleme yapıldığı, davalı tarafa verilen vekalet ücretlerinin haksızlığının da ortada olduğu, 3 ayrı davalıya 3 ayrı vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu, müvekkili … için geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmesi gerektiği….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı yalnızca davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
1-Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davadan önce davacı tarafça davalı … şirketine başvuru yapılmamış ise de, dava tarihi itibariyle dava şartı olan bu hususa dair, mahkemece yerinde bir tespitle bu şartın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu belirtilerek, 16.2.2017 tarihli duruşmada süre verildiği ve davacı tarafça süresinde bu şartın tamamlanmış olduğu anlaşılmakla, re’sen gözetilen dava şartları bakımından dosyada bir eksiklik bulunmadığı anlaşılmıştır.
2-Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde; davacılar vekilinin davacı … için 10.000-TL manevi tazminat talep ettiği, diğer davacı olan …’ın annesi … için ise 10.000-TL manevi ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak 5.000-TL maddi tazminat talep ettiği, … için herhangi bir maddi tazminat talebinin sözkonusu olmadığı, dava dilekçesi içeriğinde bahsedilen ve davacı … için istenen maddi zararların ise; taksi ile ulaşım giderleri, tedavi giderleri, oğluna bakmasından dolayı çay ocağındaki işine gidememesi nedeniyle uğradığı kazanç kaybı şeklinde belirtilmiş olduğu, davacı … adına geçici işgöremezliğe dair herhangi bir talepte bulunulmadığının açık olduğu görülmüştür. Her ne kadar davacılar vekili, 25.04.2017 tarihli 2. duruşmada davacı … için geçici işgöremezlik de istediklerini beyan etmişse de, davalılar tarafından iddianın genişletilmesi yasağı nedeniyle itiraza uğrayan bu talebin, davacılar vekilinin sunduğu 09.05.2017 tarihli talep açıklama dilekçesinde talep edilmediği gibi, kaldı ki davacı …’ın kaza tarihinde 18 yaşından küçük ve öğrenci olması nedeniyle yerleşmiş Yargıtay uygulaması uyarınca da geçici işgöremezlik tazminatı talep edemeyeceği açık olmakla, mahkemece verilen kararda bu yön itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
3-Davacılar vekilinin maddi tazminatın miktarına yönelik istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda, bakım ücreti, taksi ile ulaşım ücreti, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile davacı … bakımından işlettiği çay ocağını 1 aylık süre için eleman çalıştırmak zorunda kalması nedeniyle kazanç kaybı hesaplandığı görülmekte olup, mahkemece bu kalemlerden yalnızca “bakıcı ücreti” yönünden kabulle, diğer kalemlerin ise reddine karar verilerek maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne hükmedildiği, ancak reddedilen kalemler bakımından herhangi bir gerekçe belirtilmediği görülmüştür. Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gerekli olup, mahkeme kararı bu yön itibariyle yerinde görülmemiştir. Davacı …’ın 3 haftalık tıbbi iyileşme sürecinde hastaneye ve okuluna taksi ile gidip gelmek zorunda kalması ile ayrıca dosyaya sunulan SGK tarafından karşılanmayan özel muayene ücretleri de kaza nedeniyle davacı tarafça yapılan ve davacı … küçük olduğundan annesi olan davacı …’in yapıp kendi adına talep ettiği masraf kalemleri olduğundan, mahkemece bu yönde belirlenen tutarların da kabulü gerekirken reddi doğru olmamış, bilirkişi heyet raporunda bu rakamların denetime elverişli şekilde ve hüküm kurmaya uygun olarak hesaplanmış olduğu da gözetilerek HMK 353/1-b-2. madde uyarınca Dairemizce kaza nedeniyle ulaşım giderleri ve SGK’nın sorumluluğunda bulunmayan tedavi giderleri bakımından da davanın kabulü yönünde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir. Bununla birlikte, davacının talebi doğrultusunda bakım ücreti hesaplanmış ve mahkemece de hüküm altına alınmış olup, kaza nedeniyle davacı …’in ayrıca kazanç kaybı talebinde bulunması ise, kazanın tarafı olmadığından yerinde görülmemiştir.
4-Davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; bilindiği üzere; TBK 56. maddede, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” denilmiş, bu hüküm manevi tazminatın belirlenmesinde yol gösterici olmakta olup, ölüm ve bedensel bütünlüğün ihlalinde manevi tazminata hükmedilmesi hâkimin takdir yetkisi altındadır. Hâkimin bu takdir yetkisini ne şekilde kullanacağı ise TMK m. 4’te düzenlenmiştir. Buna göre, “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.” Böylece burada hâkim, manevi tazminata hükmedip hükmetmeyeceğine karar verirken hukuku ve hakkaniyeti kıstas almak zorundadır. Bu açıklamalar ışığında mahkeme kararı irdelendiğinde; davacı …’taki yaralanmanın niteliğine göre annesi olan davacı … yararına manevi tazminata hükmedilmemesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön görülmemiştir. Davacı … yararına hükmedilen manevi tazminat bakımından yapılan değerlendirmede ise, somut olayın özellikleri, davacı …’ın %25 oranında tali kusurlu ve davalı sürücünün ise benzin istasyonuna ters yönden girdiği olayda %75 asli kusurlu oluşu, davacı …’ın yaşı ve olayın oluşumuna göre manevi olarak etkilenme düzeyinin yüksek olabilecek oluşu, kazanın davacıda kalıcı bir arızaya yol açmamakla birlikte 3 haftalık iyileşme süresinin olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamına göre hükmedilen manevi tazminat tutarının davacı … bakımından bir miktar az olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle HMK 353/1-b-2.madde uyarınca mahkeme kararının kaldırılıp Dairemizce davacı … yararına 5.000-TL manevi tazminata dair yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
5-Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazları bakımından yapılan değerlendirmede ise; maddi ve manevi tazminatlar bakımından reddedilen kısımlarla ilgili ret sebepleri ortak olan davalılar … Şti. ve … yararına birden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından bu itiraz yerinde görülmüştür. Ancak, davalı … şirketi bakımından mahkemenin davayı red sebebi ortak olmadığından bu davalı yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, HMK 353/1-b-2.madde uyarınca yeniden kurulan hükümde bu husustaki yanlışlıklar giderilmiş, istinafa yalnızca davacı tarafın geldiği gözetilerek sigorta şirketi yararına hükmedilmiş olan vekalet ücreti davacı aleyhine düzeltilemeyeceğinden bu kısma yönelik hüküm aynen bırakılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/638 Esas – 2019/167 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE ;
“Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
a-Davacılardan …’ın tedavi gideri, ulaşım gideri ve bakım giderine ilişkin maddi tazminat talebinin toplam 2.088,67 TL’ lik kısmının kabulü ile, bu miktarın davalılardan … ve …Şti.’nden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b-Davalı … şirketi yönünden açılan davanın husumet yokluğundan REDDİNE,
2-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
a-Davacı …’ın manevi tazminat isteminin reddine,
b-Davacı …’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan … ve … Şti.’nden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hükmedilen maddi tazminat yönünden alınması gereken 142,67-TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 57,28-TL harcın davalılar … ve …Şti.’nden alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Hükmedilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 341,55-TL nisbi karar ve ilam harcının davalılar … ve …Şti.’nden alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davacı … lehine kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.088,67 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Şti.’nden müşterek ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
6-Davalı … AŞ kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve tayin edilen 638,11 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … AŞ’ne verilmesine,
7-Davalılar … ve … Şti’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından, reddedilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/3.md. gereğince takdir ve tayin edilen toplam 2.088,67 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve … Şti’ne verilmesine,
8-Davacı … yararına kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …. Şti’nden alınarak davacı …’a verilmesine,
9-Davacı …’ın reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalılar … ve … Şti’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve tayin edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak anılan davalılara verilmesine,
10-Davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat yönünden, davalı … ve … Şti’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve tayin edilen 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak anılan davalılara verilmesine,
11-Davacılar tarafından işbu davada sarfedilen toplam 114,59-TL harç giderinin davalılar … ve … Şti’nden alınarak davacı …’a verilmesine,
12-Davacılar tarafından işbu davada sarfedilen toplam 2.431,75-TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 680,89-TL’ sinin davalılar … ve … Şti’nden alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
13-Davalı … tarafından işbu davada sarfedilen toplam 150,00-TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre 107,46-TL’ sinin davacılardan alınarak, davalı …’e verilmesine
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
II-Davacılar vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
III-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacılardan alınan 88,80-TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
IV-İstinaf incelemesi esnasında davacı … tarafından yapılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 43,50-TL e-tebligat masrafı olmak üzere toplam 174,80-TL istinaf yargılama giderinin davalılar … ve …. Şti’nden alınarak davacı …’a verilmesine,
V-İstinaf incelemesi esnasında davacı … tarafından yapılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan istinaf yargılama giderinin davalılar … ve … Şti’nden alınarak davacı …’a verilmesine,
VI-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VII-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07/07/2022