Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1111 E. 2022/1112 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1111
KARAR NO : 2022/1112

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/319
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 29/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/04/2022 ara tarihli ve 2022/319 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı/İhtiyati tedbir talep eden vekili talep ve dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İzmir 5. İcra Dairesinin 2022/5206 Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine 400.000,00 TL miktarlı, 12/06/2020 tanzim tarihli ve 12/10/2020 vade tarihli bono ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, ancak söz konusu icra takibine dayanak bononun şirketin eski yetkilisi …’ın şirketten payını devrederek ayrılmasından sonra yine dava dışı … tarafından geriye dönük ve yetkisiz olarak müvekkil şirketi zarara uğratmak amacıyla sahte olarak düzenlendiğini belirterek müvekkil şirketin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkil şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, İzmir 5. İcra Dairesinin 2022/5206 Esas sayılı icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…, İİK 72. maddesinin açık hükmü uyarınca takipten sonra açılan eldeki menfi tespit davasında, takip tedbir yolu ile dahi durdurulamayacağından, davacının HMK 209. maddenin uygulanmak suretiyle icra takibinin durdurulması talebi yerinde görülmemiş, ihtiyati tedbir talep eden/davacının teminat verilmek suretiyle ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde bir tedbir talebi de bulunmadığı görülmekle ihtiyati tedbir talebinin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı/İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı yan, müvekkil şirketin kendisine borcu olmadığı halde haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlattığını, davalının bu davranışı TMK’nın 3. maddesindeki iyiniyet kurallarına da aykırılık teşkil ettiğini, davalı tarafın, müvekkil şirketin kendisine borcu olmadığını bildiği halde şirketi borçlandırmaya yetkili olmayan bir şahıs tarafından geriye dönük olarak düzenlenen ve sahte olan bir senedi alarak müvekkil şirketi borçlandırmaya/zarara uğratmaya ve bu suretle haksız bir kazanç elde etmeye çalıştığını, dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkil şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının muhtemel olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; bonoya dayalı olarak icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı/ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İİK 72/3.maddede; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir ” denilmiştir.
Bilindiği üzere, İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı/borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK’nın 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre hareket edilmelidir. Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu çekin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur (Bu yönde bknz. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 19/02/2015 Tarih, 2014/26221 Esas-2015/3195 Karar sayılı kararı, Yargıtay (kapatılan) 19. HD 2012/9607 E-2012/16016 K). Bu açıklamalar ışığında, İİK 72. maddesinin açık hükmü uyarınca takipten sonra açılan eldeki menfi tespit davasında, takip tedbir yolu ile dahi durdurulamayacağından, davacının HMK 209.maddenin uygulanmak suretiyle icra takibinin durdurulması talebi yerinde görülmemiş, ihtiyati tedbir talep eden/davacının teminat verilmek suretiyle ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde bir tedbir talebi de bulunmadığı görülmekle, mahkemece verilen usul ve yasaya uygun ara kararına yönelik istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı/ihtiyati tedbir talep eden vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2022 ara tarihli ve 2022/319 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar harcı yeterli olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/06/2022