Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1098 E. 2022/1200 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1098
KARAR NO : 2022/1200

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2022 (Dava) – 12/05/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/532 Esas – 2022/547 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 18/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/07/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/05/2022 tarihli 2022/532 Esas ve 2022/547 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Şirketinin, İstanbul olan şirket merkezinin 01.08.2017 tarihli 2017/03 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile Marmaris’e taşındığını, yeni adresin süresi içerisinde tescil ve ilan edildiğini, şirket merkezinin “… … Cad. No:… …. …./…” adresinden “… Mah. … Cad. No:.. ,…/ …” adresine taşınması esnasında şirketin tüm belgeleri ile birlikte ticari defterlerinin de Marmaris’e aktarıldığını, yapılan incelemelerde “Pay Defteri”nin şirket merkezinde bulunmadığının görüldüğünü, bunun üzerine taraflarınca araştırmalara başlandığını, pay defterinin kapsamlı bir şekilde arandığını, ancak söz konusu deftere yapılan bütün araştırmalara rağmen ulaşılamadığını, 22.02.2017 tarihinde henüz şirket merkezinin taşınmadan evvel iş yeri tamircilerinden olan şahısların iş yerine girerek hırsızlık yapıldığının iddia edildiğini ve buna ilişkin 24.02.2017 tarihinde Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne şikayette bulunulduğunu, o dönem için çalınan eşyaların yedek oto parçaları vs zannedilmişse de, ilerleyen zamanlarda yaşanan hadise sırasında pay defterinin de o dönem çalınan eşyalar arasında olabileceğinin de kuvvetle muhtemel olduğunu, yapılan bütün araştırmaların sonuçsuz kalması üzerine, şirketin hukuki sorumluluğun önlenmesi ve ticaret hayatını sağlıkla sürdürebilmesi adına süre kaybı yaşanmadan derhal zayi olan Pay Defterinin tespiti ve taraflarına zayi belgesi verilmesi talebiyle işbu davayı açma zorunluluklarının hasıl olduğunu, ancak müvekkili şirketin elinde olmayan sebeplerle bu defterlerin kaybolduğunu ve ulaşılmasının mümkün dahi olmadığını, 15 günlük hak düşürücü sürenin başlaması belgelerin ziyaanın kesin biçimde öğrenilmesinden ve tespit edilmesinden sonra olduğunu, müvekkili şirket tarafından bu durumun öğrenildikten sonra defterlerin bulunabilmesi amacıyla gerekli araştırmaların yapıldığını ancak sonuç alınamadığını belirterek müvekkili şirkete ait pay defterinin müvekkili şirketin iradesi haricinde ve kusuru olmaksızın tüm özen ve dikkat borcunu yerine getirmesine rağmen kaybolması nedeniyle ziyaanın tespitine ve taraflarına TTK 82/7 uyarınca zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; davacı şirket yetkilisinin özen yükümünü yerine getirmediği gerekçesi ile “….davanın reddine, …”şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; pay defterinin zayi olduğunu hırsızlık olayından sonra öğrendiklerini, kararın usul ve yasaya aykırı olup, kaldırılması gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı TTK’nun 82/7. maddesi uyarınca şirket pay defterinin zayi olması nedeniyle zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 82-(7) maddesine göre; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa; tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Maddede düzenlenen (15) günlük süre hak düşürücü süredir.
6102 TTK’nın 82-(7) maddesinde; zayi belgesi verilebilecek haller tahdidi olarak sayılmıştır. Tacirin, anılan yasa maddesinden yararlanabilmesi için bir taraftan ticari defterlerin ve belgelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur. Mücbir nedenlerin ispatı, bunu iddia eden tacire aittir. İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmektedir. Davacı tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumakla yükümlüdür.
Somut olayda; tacir olan davacı, zayi belgesi verilmesini istediği pay defterinin 2017 yılında yaşanan hırsızlık sonucu zayi olduğunu belirtmiştir. Olaya ilişkin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/41799 soruşturma sayılı dosyasının suretinin gönderildiği, tetkikinde, davacı şirket Yönetim kurulu başkan vekili müşteki … tarafından 24/02/2017 tarihinde hırsızlık nedeniyle başvuru yapıldığı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür. Dolayısıyla zayi belgesi verilmesini talep eden şirket 24/02/2017 tarihinde hırsızlık olayından haberdardır. Şirket merkezinin taşınması da 2017 yılı içerisinde gerçekleşmiştir. 2017 yılından, dava tarihine(31/03/2022) kadar olan yaklaşık beş yıllık süreçte davacı şirketin pay defterinin kaybolduğunu fark etmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi basiretli tacir olmanın sonuçları ile de bağdaşmamaktadır. Nitekim davacı yan pay defterinin sonraki bir tarihte kaybolduğu hususunu da kanıtlayamamıştır.
Açıklanan tüm maddi ve hukuki nedenlerden ötürü, davanın, 6102 Sayılı TTK’nun 82/7. Maddesi uyarınca, on beş günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek davacı şirket yetkilisinin özen yükümünü yerine getirmediği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Bu itibarla, sonucu itibariyle doğru bulunan hükme karşı, davacı vekilinin istinaf itirazının anılan nedenle kabulü gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/841 esas ve 2015/5795 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır )
6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/05/2022 tarihli 2022/532 Esas ve 2022/547 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Sarf edilmemiş gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya resen iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B-İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında, davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan istinaf başvuru harcının, hazineye gelir olarak kaydına,
3-Dava hasımsız açıldığından ve istinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere 18/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.