Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1082 E. 2022/1184 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1082
KARAR NO : 2022/1184

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2016 (Dava) – 05/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/151 Esas – 2019/110 Karar
DAVA :Maddi Tazminat (Zorunlu ve İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesine Dayalı)
BAM KARAR TARİHİ : 07/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarihli 2016/151 Esas ve 2019/110 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Kooperatifi tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalı, maliki …; sürücüsü … olan “…” plakalı aracın, dava dışı … ‘ün maliki olduğu kaza tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan “…” plâkalı aracın İzmir ili Konak ilçesinde Halide Edip Adıvar caddesi üzerinde seyir halindeyken Buca yoluna dönüş esnasında kayarak kendi şeridinde giden müvekkili aracın şeridine geçerek sağ yanından çarptığını ve bu çarpmanın etkisiyle aracın savrularak kaldırımlara çarparak durabildiğini, kaza sonucu müvekkilinin sürücüsü bulunduğu araçta yüksek maddi hasar meydana geldiğini, taraflarca tanzim edilen tanzim 11.01.2016 kaza tarihli Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; kazanın oluşumuna tam kusurlu olarak sebebiyet verenin … plakalı araç sürücüsü olduğunu, bu aracın kaza tarihi itibarı ile … Kooperatifi’ne 1021178 poliçe numarasıyla trafik(ZMMS), davalı … Kooperatifi 986679 poliçe numarasıyla İ.M.M.S ile sigortalı olduğunu, müvekkiline ait araçta bu kaza sonucu ağır hasar meydana geldiğini, araçtaki hasar miktarının tespiti için İzmir 5,Sulh Hukuk Mahkemesine de başvurulduğunu ve 2016/6 D.İŞ dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda araçtaki toplam hasar miktarının 67.631,70 TL olarak tespit edildiğini, aracın rayiç değerinin 88.000 TL civarında olduğunu, bu nedenle aracın onarımının uygun olmadığını, hasarlı haliyle sovtaj değerinin 25.000 TL olabileceğinin tespit edildiğini, bu nedenle hasar miktarının 63.000 TL olduğu, ayrıca aracın yerine yeni araç edininceye kadar geçen makul süre olarak 15 gün olarak belirlenip ikame araç bedelinin ise günlük 70 TL bedel olmak üzere toplam 1.050,00 TL olarak ifade edildiğini, davalı sigorta şirketlerinin araç mahrumiyet zararı yönünden sorumluluğu bulunmadığından davalı araç maliki ve sürücüye müracaat haklarının saklı olduğunu bildirerek, şimdilik 29.000-TL nin kusurlu araç zorunlu trafik sigortacısı olan davalı … Kooperatifinden, 29,000-TL yi aşan 6000 TL nin ise kusurlu araç ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı davalı … Kooperatifinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç ile müvekkili nezdinde 986679 Numaralı genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın çarpıştığını, … plakalı aracın Kasko poliçesindeki ihtiyari mali mesuliyet klozu sebebiyle, ZMSS teminat limitinin üstünde kalan hasardan, müvekkili kooperatif teminat limiyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu, davacının yaptırmış olduğu tespitte, davacıya ait aracın rayiç değerinin 88.000,00 TL sovtaj değerinin ise 25.000,00 TL olduğunu belirlendiğini, bu sebeple davacının zararının 63.000,00 TL olduğunun iddia edildiğini, söz konusu tespite katılmalarının mümkün olmadığını, tespite konu raporun, objektiflik ve bilimsellikten uzak, eksik ve hatalı tespitler içeren, denetime elverişsiz bir rapor olduğunu, bu sebeple hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davaya konu aracın rayiç değerinin 88.000,00 TL’nin altında olduğunu, sovtaj değerinin de 25.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu, davacı tarafın, davaya konu aracın maliki olmadığını, bu sebeple davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davaya konu aracın hasar bedelinin tazmini için 25.01.2016 tarihinde kendi kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’ye başvurulduğunu ve 22.01.2016 tarihinde (davaya konu kazadan 11 gün sonra) meydana gelen kaza nedeniyle tazminat talep edildiğini, söz konusu başvuru nedeniyle … sigorta A.Ş. nezdinde 10/587953 numaralı hasar dosyası açıldığını, davaya konu aracın malikinin kendi kasko sigortacısından tazminat talep ettiğini, araç sürücüsünün ise aynı tazminatı müvekkilinden almaya çalıştığını, davacı sürücü ile araç malikinin mükerrer tahsilat yaparak zenginleşmeye çalıştıklarını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından; 11.01.2016 tarihinde, dava dışı …’nın sevk ve idaresi altında bulunan ve müvekkili şirkete zorunlu trafik poliçesi ile sigortalı bulunan …. (dava dilekçesinde plaka hataen … olarak belirtilmiştir.) plaka sayılı araç ile davacı …’in sevk ve idaresi altında bulunan … plaka sayılı aracın karıştıkları maddi hasarlı trafik kazası neticesinde ; … plaka sayılı araçta ağır hasar meydana geldiği iddiası ile kısmi tazminat davasının ikame edildiğini, ancak huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olup reddinin gerektiğini, dava konusu tarafik kazasında davacı … plaka sayılı vasıtanın sürücüsü olup, aracın malikinin dava dışı … olduğunu, bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin gerçekten o dava ile ilgili kimseler olmasının dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı, usul hukukunda “sıfat” olarak tanımlandığını, bir sübjektif hakkı dava etme yetkisinin, kural olarak o hakkın sahibine ait olduğunu, dava konusu olayda … plaka sayılı vasıtada meydana geldiği iddia edilen zararı talep etme hakkının zarar gören araç malikine ait olduğunu, aracın sahibi olmayan ve zarara uğramayan sürücünün dava açma hakkının bulunmadığını, iddia edilen zarar ile ilgili olarak araç malikinin de dava açması halinde müvekkili kooperatifin mükerrer talep ve ödeme riski ile karşılaşmasının muhtemel olduğunu, bu sebeple öncelikle aktif hususmet yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, müvekkili Kooperatifin merkezinin Beykoz/ İSTANBUL olduğunu, bu nedenle yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetki itirazlarının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, dava dışı …’in maliki olduğu … plakalı vasıta için müvekkili şirket tarafından “17.12.2015 başlangıç – 17.12.2016 bitiş tarihli, 1021178 No’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi” düzenlendiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik Sigortası) ile bir motorlu aracın işletilmesi sırasında, 3. şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet verilmesi halinde işletene düşen hukuki sorumluluğun teminat altına alındığını, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe özel ve genel şartları çerçevesinde poliçe metni üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, Trafik Sigortası zarar sigortası niteliğinde olduğundan zarar gören şahsın gerçek maddi zararının tespiti ve sigortalının kusuru oranında gerçek zararın tazmininin esas olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece;”…. davacının davasının kabulü ile, 50.000,00 TL maddi tazminatın, 31.000,00 TL’lik kısmının davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihi olan 08.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, bakiye 19.000,00 TL’lik kısımının davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihi olan 08.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davalılardan … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı yanın aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, 11.01.2016 tarihli Kaza Tespit Tutanağında beyan edildiği üzere ve İzmir Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünden celbedilen araç bilgileri uyarınca dava konusu … plakalı aracın malikinin dava dışı … olduğunu, davacı …’in … plakalı aracın sürücüsü olduğunu, tazminat davasında davacı olma ehliyetinin, kural olarak mal varlığından doğrudan doğruya zarar gören kişiye ait olduğunu, davacı taraf sigorta ettiren/işleten sıfatına sahip olmadığı gibi … plakalı vasıtanın maliki de olmadığını, bu itibarla sürücü sıfatına sahip davacının herhangi bir zarara uğramadığını, zarar tazmininden dolayı dava açma ehliyetinin de bulunmadığını, dava konusu hasarın gerçekliğinin ispata muhtaç olduğunu, ilk derece mahkemesinin 01.06.2017 celse tarihli duruşmasının 3 nolu ara kararında “ilk kazadan sonra davacının aracını tamir ettirip ettirmediği, ettirmiş ise buna dair delillerini ibraz etmek” üzere süre verildiğini, davacı yan tarafından verilen sürede sadece aracın tamir ettirildiğine dair beyanda bulunulduğunu ve eksperden aracın tamirine başlandığına yönelik beyan yazısı ibraz edildiğini, söz konusu beyanların aracın tamir gördüğünü ispata yarar deliller olmadığını, davacı yanın zararı karşıladığını ispata yarar herhangi bir fatura ibrazı sağlayamadığını, bu nedenle iddiasını ispatlayamayan davacının davasının reddi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmalar neticesinde davacı yanın davaya konu taleplerini dayandırdığı ve gerçekleştiğini iddia ettiği 11.01.2016 tarihli kazadan 11 gün sonra 22.01.2016 tarihinde tek taraflı olarak ikinci bir kaza geçirdiğini iddia ederek … plakalı aracının kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş.’den bu kaza neticesinde uğradığı 80.000,00-TL zararının 18.03.2016 tarihinde tazminini sağladığını, huzurdaki davanın ise 08.02.2016 tarihinde ikame edildiğini, şüphe uyandıran hususun bir kişi 11 gün arayla iki ayrı kazaya karışmasına karşın sadece 22.01.2016 tarihindeki kaza için kasko şirketine başvuru yaparak zararının tazminini talep ettiğini ancak 11.01.2016 tarihinde karışmış olduğu kaza için bu 11 günlük sürede ne kasko şirketine ne de karşı aracın trafik sigortasına herhangi bir başvuru yapmadığını, hatta bu süreçte 11.01.2016 tarihinde uğradığını iddia ettiği kazada meydana gelen zararının tazmini adına İzmir 5.Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/6 D.İş. nezdinde tespit raporu aldırdığını, ancak yine sigorta şirketlerine başvuru yapmaksızın 08.02.2016 tarihinde dava yoluna gittiğini, 22.01.2016 tarihli kaza sonrasında araç malikinin kendi kasko şirketi olan … Sigorta A.Ş ye başvuru yaparak zararının tazminini isterken, 11.01.2016 tarihli kaza sonrasında sürücü olan davacının zararın tazmini amaçlı iş bu davayı ikame ettiğini, söz konusu hususların, davacı yan ve araç malikinin mükerrer ödeme almakla sebepsiz zenginleşmeye çalışmak gayesinde olduğunu gösterdiğini, ilgili hususun tespiti adına mahkemenin 13.02.2018 celse tarihli duruşmasında “tamiratı yapan … Otoservisinde bulunan tüm servis kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmasına, ilk kazadaki hasarın 7 gün içinde tamirinin mümkün olup olmadığına, ikinci kazadaki hasarların aslında ilk kazada meydana gelip gelmediğine, araçların kaza mahallindeki duruşları darbe noktaları değerlendirilerek davacınn hasar alacağının bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması” hususunda 1 nolu ara karar oluşturulduğunu, ancak bu hususta rapor tesisi sağlanmadığını, işbu ara kararın yerine getirilerek Adli Tıp Kurumu nezdinde; kaza tarihinde tespite yarar şekilde diagnoz testi yapılmak suretiyle inceleme yapılması suretiyle rapor tesisinin gerektiğini, dosya kapsamında alınan raporlar uyarınca verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporlarında araç rayiç değerinin fahiş olarak tespit edildiğini, aracın önceki ik ayrı kazasıda göz önüne alındığı takdirde bu denli yüksek bir rayiç bedelinin olmayacağının açık olduğunu, sovtaj bedelinin de düşük alındığını, kabul anlamı içermemek kaydıyla, sovtaj bedelinin halihazırda 30.000,00-TL’den yüksek alınması gerektiğini, yedek parçaların detaylı olarak incelenmediğini ve kontrol edilmediğini, tamir yoluna gidilmediğini, eski hasarları olup olmadığı ve hasarların gerçekten o araca ait olup olmadığı hususlarının irdelenmediğini, ayrıca davacı yanın aracının onarıma uğradığını ve bu onarım neticesinde gerçek bir ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiğini, bu itibarla müvekkili şirkete ibraz edilmiş bir fatura aslı olmadığından müvekkilin KDV ödeme sorumluluğunun bulunmadığını, bilindiği üzere bilirkişi raporlarının gerekçeli ve denetime açık olmasının zaruri olduğunu, bilirkişi raporuna konu tespitlerin herhangi bir dayanağı olmamakla birlikte, işbu tespitlerin doğruluğunu denetleyebilmenin imkansız olduğunu, fahiş tespitler içeren, denetime elverişsiz işbu raporlara dayalı Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeniyle davacının sürücüsü olduğu araçta meydana gelen hasar bedelinin, kazaya karışan diğer araç zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalılardan … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Tazminat davasında davacı olma ehliyeti kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır.Somut olayda, … plakalı aracın kaza sırasındaki sürücüsünün davacı (muris) … olduğu ve olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı zilyedin dava açmakta hukuki yararının, dolayısıyla aktif dava ehliyetinin bulunduğu gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay Kapatılan 17. Hukuk Dairesinin 15.01.2013 tarih ve 2012/10045 Esas ve 2013/160 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1409. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin zorunlu trafik sigortası genel şartlarında sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı zorunlu trafik sigorta poliçesi genel şartları ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Davaya konu aracın bahse konu kazaya karıştığının dosyada yer alan belgeler ile sabit olduğu, alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre kaza ile davacı yanın aracında meydana gelen hasarın uyumlu olduğu, değiştirilmesi gereken parça ve işçilik bedellerinin tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu, kaza fotoğrafları ve servis iş emrine göre tespit edildiği,, tüm bu tespitler ile dosyada davalı sigorta şirketi iddialarına dair herhangi bir somut bir tespit de bulunmadığı anlaşılmakla, ispat yükü üzerinde olan davalının hasarın sigorta dışında kaldığı ve hasarın daha az olması gerektiğine yönelik iddialarını ispat edemediği anlaşıldığından istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davacı(muris) sürücünün davayı açmakta aktif dava ehliyeti bulunmasına, hasarın poliçe teminat dışında bulunduğunu davalı … Sigorta A.Ş nin somut delillerle ispat edememesine, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti incelemesine dayanılarak hazırlanan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli, ayrıntılı olup, hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmamasına göre, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/02/2019 tarihli 2016/151 Esas ve 2019/110 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş’ den alınması gereken 2.117,61- TL istinaf karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 897,40 TL harcın mahsubu ile 1.220,21- TL harcın anılan davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 07/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.