Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1041 E. 2022/1373 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1041
KARAR NO : 2022/1373

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/01/2021 (Dava) – 17/02/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/16 Esas- 2022/142 Karar
DAVA : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarihli 2021/16 Esas ve 2022/142 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Bankası İzmir/Özkanlar Şubesi ile dava dışı … arasında düzenlenen 03.06.2006 tarihli Genel Kredi Teminat Sözleşmesini davacının kefil sıfatı imzaladığını, davalı banka tarafından Bornova 6. Noterliği’nin 25.11.2008 tarih 18395 yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, 51723441 nolu cari hesaptan kaynaklı 12.953,18-YTL, 1890309422 nolu cari hesaptan dolayı 8.086,19-TL, Taksitli kredi hesabından kaynaklı 39.568,77-TL, iştira hesabından kaynaklı 6.400,00-TL olmak üzere toplam 67.008,14-TL nakdi kredi borcunun ödenmesi gerektiğini, Genel Kredi Teminat Sözleşmesi kaynaklı 44 adet çek yaprağının o tarihte yürürlükte bulunan 3167 sayılı Kanunun 10. maddesi gereği ödenmesi gereken çek yasal sorumluluk tutarı toplamı olan 19.140,00-TL ‘nin depo edilmesi gerektiğini belirterek, müvekkili tarafından 44 adet çek yaprağının yasal garanti tutarı için depo edilen 19.320,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan borç ikrarı protokolünde çek garanti tutarlarının tamamının 24.01.2010 tarihine ödemesi kararlaştırıldığını, davacı yan tarafından dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan banka dekontları ve dava dilekçesinde belirtildiği üzere çek garanti tutarı olarak ödedik dedikleri, ödeme tarihleri irdelendiğinde taahhüt edilen tarihten sonra yapıldığını, Yapılan ödemelerin Çek Garanti Tutarları için olduğu kabul edilse dahi süresinde yapılan bir iade talebi bulunmadığını, Meri Çek Kanunu’nda 31.01.2012 tarihli ve 6273 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle, gerek mülga Çek Kanunu’na gerekse meri Çek Kanunu’na tabi çekler için iki ayrı düzenleme benimsendiğini, 6273 sayılı kanunun 6’ncı maddesi ile Çek Kanunu’na geçici 3’üncü madde eklenmiş ve bu düzenleme ile bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun ise 30.06.2018 tarihinde sona ereceği hüküm altına alındığını, bu tarihten sonra süresi içerisinde bankanın borçlularının iadeye yönelik herhangi bir başvuruları olmadığından, talebin dava edilebilme imkanıda kalmadığını belirterek; İş bu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, işin esasına girilecek ise yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “….davanın zamanaşımı nedeniyle reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece alacak taleplerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırıldığını, bu hususun kabul edilemez nitelikte olduğunu, kefaletin taraflar arasında imzalanan ve feshedildiği ileri sürülen kredi kartı sözleşmesine dayalı olduğunu, uyuşmazlığın sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığını, bu itibarla, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden sonra, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın; sebepsiz zenginleşme kurallarına göre değil, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini, Borçlar Kanunu’nun 82. maddesine göre, “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığını ve kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olup; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasında davalı ile dava dışı … arasında genel kredi ve teminat sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşmeye istinaden kredi kullandırıldığı ve çek karnesi verildiği, davacı tarafın söz konusu sözleşmeye müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı, borçların ödenmemesi üzerine hesapların kat edildiği ve bunun sözleşmenin diğer taraflarına tebliğ edildiği, bu kapsamda davalı taraf ile davacı arasında ihtarnameye konu edilen borçların ödenmesi ve ayrıca gayri nakdi risk için çek yasal sorumluluk tutarının depo edilmesi yönünde protokol imzalandığı ve ödemelerin taksite bağlandığı, kredi borçları ve çek garanti tutarlarının kredi sözleşmesinin diğer taraflarınca ödendiği anlaşılmaktadır.
Söz konusu kredi sözleşmesi kapsamında bankaca 150 adet çek verildiği, çeklerin 06/10/2006 – 03/07/2008 tarihleri arası dönemde 6 parti halinde 25’er adet olmak üzere teslim edildiği, çeklerden 31 adedinin ibraz edildiği, 64 adedinin ödendiği, 46 adedinin iptal edildiği ve 9 adedinin açık çek olduğu bilirkişi raporu ile anlaşılmakla banka tarafından gönderilen ihtarnamede 44 adet çek yaprağı için 19.140,00 TL tutarında bedel talep edildiği ve 25/12/2008 tarihli protokole de bu tutar yazıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu uyuşmazlık yönünden, davalı tarafça istem konusu edilen alacağın 6273 sayılı kanunun 6. maddesi ile çek kanununa geçici 3. madde eklendiği ve bu nedenle bankanın eski çek defterleri ile ilgili sorumluluğunun 30/06/2018 tarihinde sona ereceği açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay indelendiğinde; alacak genel kredi sözleşmesine dayalı olduğundan ve taraflar arasında sözleşme ilişkisi mevcut olduğundan olayda 6098 sayılı TBK’ nın 77. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresi değil, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Davacı yanın, bankadan gayri nakdi alacağının 30/06/2018 tarihinden itibaren istenebileceği ve muaccel olacağı anlaşıldığından zamanaşımının başlangıç tarihi de 30/06/2018 tarihi olup, dava tarihi olan 08/01/2021 tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmadığından işin esasına girilerek taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.
Bu durum karşısında; davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun, kabulü ile istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın. 353/(1)-a-6. maddeleri gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarihli 2021/16 Esas ve 2022/142 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.