Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/993 E. 2021/961 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/993
KARAR NO : 2021/961
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2021
NUMARASI : 2021/55 Esas, 2021/55 Karar
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2021

İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/55 D.İş sayılı ek kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
Davacı vekili, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli “…” ibareli markasının 2020/22890 tescil numarası ile 3. sınıfta tescilli olduğunu, karşı tarafın …’da herhangi bir yasal izin almadan müvekkilinin tescilli markasının birebir aynısı ile satışa sunulduğunu, tüketici nezdinde müvekkilinin markası olduğu yönünde izlenim uyandırdığını, satış yapılan ürünlerin ticari faaliyet alanı ile aynı mal ve hizmet sınıfında ve aynı sektörde kullanımının olduğunu,başta … url adresi olmak üzere … Dış Tic Ltd Şti adına www…com internet satış kanalında “…” markası ile parfümeri alanında olan ürünlerinin satışının yapılmasının tedbiren durdurulmasını, önlenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; “… karşı taraf adına 2019/120215 nolu …+şekil ibareli 35. Sınıfta tescilli markasının bulunduğu, karşı tarafın marka başvurusunun talep edenin marka başvurusundan daha önce tarihli olduğu, tespit konusu ürünlerin 35. Sınıf içerisinde de yer aldığı hususları dikkate alındığında talep edenin markasına tecavüz iddiaları konusunda SMK’nın 159. Maddesi kapsamında aranan yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediğinden tedbir talebi uygun görülmediği….” gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara esas alınan bilirkişi raporunda müvekkil şirket faaliyetleri ile karşı tarafın faaliyet alanına ilişkin gerek iddia ve talepler yönünden gerekse resen değerlendirmeler yapıldığını fakat hatalı çıkarımlarda bulunulduğunu, müvekkilinin Türkiye’de yetkili satıcısı ve Marka tescil sahibi olduğu “…” Markası 2020/22890 tescil numarası ile Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 3. Sınıfta tescil edildiğini, dolayısıyla tescilli olduğu 3. Sınıf itibari ile; “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları.” ürünlerinde münhasıran, öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin ve müdürü olduğu şirketin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli “…” ibareli markası ile giderek artan ithalat, toptan, perakende ve e-ticaret satışı ile sektöründe meşhur ve maruf hale getirdiği “…” markası üzerinde münhasır, öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğunu, karşı tarafın müvekkili …’ın gerçek hak sahibi olduğu “…” markası üzerindeki çalışmalarından ve ününden yararlanarak haksız kazanç elde etmek amacıyla … ve Müdürü olduğu şirketin çalışmaları ve emeği sonucu Türkiye yetkili Satıcısı ve gerçek hak sahibi olduğu markasının birebir aynısını ve “…” olmayan farklı ürünleri de “…” markasını kullanarak internet satış kanalı olan …’da herhangi bir yasal izne dayanmaksızın müvekkili … ve Müdürü olduğu şirketin ticari faaliyet alanı ile aynı mal ve hizmet sınıfında ve aynı sektörde haksız ve hukuka aykırı olarak kullanarak satışını yaptığını, satış yapılan ürünlerin içeriği, ambalaj şekli, ambalaj rengi , ambalaj büyüklüğü, marka tasarımı, kullanım amacı, marka görsel, işitsel ve ses benzerliği bakımından birebir aynı olduğunu, ancak benzerliğin açık ve net olarak görülebilmesi için dava dilekçesi ekinde müvekkil şirkete ait ve karşı tarafa ait ürün paketleri faturaları ile birlikte sunulduğunu ,karara esas alınan bilirkişi raporunda da her iki ürün bakımından mal ve hizmet benzerliği, işaret benzerliği, teknik inceleme yapıldığını ve karşı tarafın müvekkilinin tescilli markasını ihlal ettiği belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özel düzenleme içeren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159. maddesinde HMK’nın 390/3. maddesindeki “yaklaşık ispat” koşulundan farklı olarak “ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek ” koşuluna yer verildiği için bu kanun kapsamda istenen tedbir taleplerinde daha yüksek bir ispat koşulu aranması gerekmektedir. Elbetteki ihtiyati tedbir kararı ölçülü ve orantılı olmalı, yeni davaların doğmasına yol açılmamalıdır.
Somut olayda ihtiyati tedbir isteyen taraf tescilli marka hakkına sahip olduğunu, aleyhine tespit istenen karşı tarafın … isimli internet sitesinde aynı marka adı altında ürünler satarak tescilli marka hakkına tecavüz ettiğini belirterek anılan internet sitesinde ürünlerin satışının yapılmasının tedbiren durdurulmasını, önlenmesini ve yasaklanmasını talep etmiş, mahkemece karşı tarafın marka başvurusunun talep edenin marka başvurusundan daha önce tarihli olduğu ve yaklaşık ispatın sağlanamadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Yazılım ve marka alanında uzman bilirkişilerden oluşan heyetten alınan rapor uyarınca söz konusu markanın her iki taraf adına da tescilli olduğu, karşı tarafın başvuru tarihinin tedbir talep eden taraftan daha önce olduğu, söz konu markaya ait malların üretim yerinin Çin olduğu, her ne kadar tedbir talep eden bu ürünlerin Türkiyede’ki tek yetkili satıcısı olduğunu iddia etmiş ise de buna yönelik herhangi bir delil sunmadığı, bunun yanı sıra tedbir talep eden, markayı uzun yıllardır maruf ve meşhur hale getirmek için piyasada çalışmalarının olduğunu belirtse de bu hususu da ispata yarar dosya kapsamında herhangi bir delilinin bulunmaması da nazara alındığında yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada yerine getirilmediği şeklindeki mahkeme gerekçesi yerinde görülmüştür.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/55 D.İş sayılı ek kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken harç yeterli olduğundan, yeniden alınmasına yer olmadığına,
b)İstinaf eden ihtiyati tedbire itiraz eden davacı vekilinin yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/10/2021