Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/984
KARAR NO : 2021/805
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2021
NUMARASI : 2020/764 Esas ve 2021/355 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/09/2021
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/04/2021 tarihli, 2020/764 esas ve 2021/355 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin İzmir 12. İş Mahkemesi’nin 2016/183 Esas – 2019/309 Karar sayılı dosyasıyla 01.03.2013-22.09.2013 tarihleri arasında yaptığı çalışmalarının tespiti için hizmet tespiti davasını açtığını, İzmir BAM 10 HD’nin Mahkemenin kararını kaldırarak … ’ne husumet yöneltilmesi gerektiğini belirttiğini, Mahkemenin 2020/318 Esas sayılı dosyada … ’ni davaya dâhil ettiğini, ancak sicilden silinmesi üzerine müvekkiline ihya davası açması için kendilerine süre verildiğini, …. ne hasım göstererek dava açtıklarını belirterek ihya davasının kabulünü talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde; dava konusu olan … ’nin 06.01.1994 tarihinde Merkez-70095 sicile kaydedildiğini, sermayesinin 5000-TL olduğunu, 6103 sayılı Kanun m. 20/1 gereğince sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı TTK geçici 7. maddesi uyarınca “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketlerle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin” m. 5/1-a fıkrası uyarınca sermayelerini yasal sınıra çıkarmadığından resen silinme şartları gerçekleştiğinden 04.04.2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresinde ihtarda bulunulduğunu, 15.04.2014 tarih ve 8550 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde durumun yayınlandığı, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 12.08.2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiği, bu hususun 18.08.2014 tarihli 8633 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, …. aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesini istediklerini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Somut olarak dava konusu şirket sicil kaydı 12.08.2014 tarihinde ticaret sicilden silinmiş olup bu karar İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabı yazı ile belirlendiği üzere 18.08.2014 tarihinde 8633 numaralı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. Bu tescilin 3. kişilere etkisi Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği tarihin (ilan tamamı aynı nüshada yayınlanmamış ise son kısmın yayınlandığı günü) izleyen iş gününden itibaren hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu nedenle mahkememizce TTK m. 36 ya göre yapılan ilanın davacı için sonuç doğurabilmesi için ilanın tamamının yayınlandığı ticaret sicil gazetesinden itibaren hak düşürücü süre başlayacaktır. İlanın tamamı 18.08.2014 tarihinde 8633 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı belirtilmiştir. Buna göre davacının hak sahibi olarak 6102 sayılı TTK geçici m. 7/15’e göre dava açabilmesi için hak düşürücü süre olan 5 yıllık süre 18.08.2019 tarihinde dolmuştur. Davacı ise 23.12.2020 tarihinde dava açmıştır. Sicilden silinme koşullarında usulsüzlük bulunması halinde dahi bu usulsüzlüğün tespiti için yasada yer alan süre hak düşürücü süre olmakla hak düşürücü sürelerin genel niteliği olarak talep ve dava hakkını da ortadan kaldırdığından (1) artık bu süre geçtikten sonra dava açılması mümkün değildir. Hak düşürücü süre talep hakkını ortadan kaldırıp dava açmaya engel olduğundan yasada yer alan koşulların oluşup oluşmadığı yani 6102 sayılı TTK geçici m.7 ye istinaden çıkarılan ….’nün İhyası istenen şirketin Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketlerle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının d bendine uygun olarak tebligat yapılıp yapılmadığı incelenmesinde mümkün olmamaktadır. Bu nedenle davacının davasının hak düşürücü süre geçmiş olması gözetilerek davacının davasının (Yargıtay 11 HD nin 2020/288 Esas 2020/1181 Karar sayılı 11.02.2020 tarihli kararında da yer aldığı üzere) reddine…” karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin ihyası davasının reddi ile iş mahkemesindeki davada taraf teşkili sağlanamayarak müvekkilinin hak arama özgürlüğünün kısıtlandığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; sicilden terkin edilen … ‘nin ihyası istemine ilişkindir.
Ticaret sicilinden kaydı silinen şirketlerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşların haklı sebeplere dayanarak sicilden silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecektir.
Somut olayda; ihyası istenilen … ‘nin12/08/2014 tarihinde ticaret sicilinden silindiği, silinme kararının tamamının 18/08/2014 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, beş yıllık hak düşürücü sürenin 18/08/2019 tarihinde dolduğu, eldeki davanın ise; 23/12/2020 tarihinde açıldığı, dolayısıyla açılan ihya davasında mahkemece davanın reddine dair verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmakla; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/04/2021 tarihli, 2020/764 esas ve 2021/355 karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemiz tarafından davacı vekili ve davalıya tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/09/2021