Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/953 E. 2021/839 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/953
KARAR NO : 2021/839

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2021
NUMARASI : 2020/383 D.İŞ
DAVA : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/383 d.İş ve 05.03.2021 tarihli kararının dairemizce incelenmesi borçlular vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekili; 28/04/2016 ve 04/07/2018 tarihli genel kredi sözleşmelerinin asıl borçlusunun …. Ltd. Şti. olduğunu, müvekkillerinin bu borç ilişkisinde kefil konumunda olduğunu, kefalet borcunun ikincil bir borç olduğunu, alacaklının borçluya başvurmadan kefile başvuramayacağını, asıl borçlu şirketin konkordato ilan ettiğini, Dikili 1. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’nin 2018/513 Esas sayılı dosyasında 07/12/2020 tarihli karar ile asıl borçlu şirketin konkordato isteğinin kabulüne ve konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, alacaklı yanın borcunun asıl borçlu şirket tarafından mahkeme kararı ile tasdik edilen konkordato projesi dahilinde ödeneceğini, projeye aykırılığın bulunması halinde kefile başvurma hakkının doğacağını, müvekkilleri aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin yerleşim yerinin Bergama/ İZMİR olduğunu, Bergama mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilleri tacir olmadığı için yetki sözleşmesi sunulmuş ise de HMK gereği geçersiz olduğunu belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Lehine ihtiyati haciz kararı verilen alacaklı vekili; itirazın haksız olduğunu, sözleşme ile İzmir Mahkemelerinin yetkili kılındığını, ihtarname tebliğine rağmen karşı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın muaccel olduğunu belirterek, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre ” İİK’nın 257. maddesinin 1.fıkrası gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı ihtiyati haciz isteğinde bulunabilecektir.
İhtiyati hacze itiraz İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bu düzenlemeye göre; borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir.
Borçluların, müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları ve davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanan sözleşmenin 29. maddesinde “uyuşmazlık halinde İzmir Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağı” kararlaştırıldığından ve sözleşmede müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla yer alan borçlular tüm sözleşme hükümlerinin hakkında geçerli olduğunu kabul ve taahhüt etmiş olup, ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesine kefaletin müteselsil kefalet olduğunun kabulü gerektiğinden, sözleşmedeki yetki şartı HMK’nın 17. maddesi hükmüne uygun olup, kefaletin feriliği prensibi gereğince kefil yönünden de geçerli olacağından, İzmir İcra Müdürlükleri takipte yetkili bulunduğundan, borçluların yetki itirazları haklı görülmemiştir.
İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekilinin itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü diğer itirazlar ise İİK’nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı..” gerekçesiyle haklı görülmeyen tüm itirazın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 28/04/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri’nin asıl borçlusunun …. Ltd. Şti. Olduğunu ve bu icra takibinin muhatabı olan müvekkillerinin borç ilişkisinde kefil konumunda olduğunu, kefalet borcunun kural olarak ikincil (tali) bir borç olduğunu, bu ilke uyarınca alacaklı borçluya başvurmadan kefile başvuramayacağını, kefile başvuru için öncelikle asıl borçlunun borcunu ifa etmemesi ve asıl borçluya başvurularak borcun tahsil edilememiş olduğunun kanıtlanmasının gerektiğini, Müteselsil kefalette de kefilin borcu tali (ikincil) nitelikte olduğunu, asıl borçlu …. Ltd. Şti. Konkordato ilan etmiş olduğunu, Dikili 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/513 E. sayılı dosyası ile 07.12.2020 tarihli kararı ile asıl borçlunun konkordato talebinin kabulüne ve asıl borçlunun konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, alacaklı yanın borcu asıl borçlu tarafından mahkeme kararı ile tasdik edilen konkordato projesi dahilinde ödeneceğini ,alacaklı yan ancak tasdik edilen konkordato projesine aykırılığın vuku bulması halinde kefile başvurma hakkına sahip olacağını, kefilin sorumluluğunun esas borçlunun sorumluluğundan daha fazla olmamasının da, fer’ilik ilkesinin bir diğer sonucu olduğunu, konkordato projesi tasdik olan asıl borçlu …. Ltd. Şti.’nin, proje doğrultusunda ödeme yapması halinde, nihayetinde tasdik olan projedeki borç da tasfiye olacak ve kefil olan müvekkillerin tali nitelikteki sorumlulukları da tümüyle ortadan kalkmış olacağını bu nedenle müvekkilleri aleyhine verilen ihtiyati haciz kararı hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati hacze itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Alacaklı bankanın talep dışı …. Limited Şirketi ile aralarında imzalanan 28.04.2016 ve 04.07.2018 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmelerine dayanılarak, haklarında ihtiyati haciz talep edilen borçluların sözleşmeyi müştereken ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamaları nedeniyle, kat’a rağmen ödenmeyen kredi borcundan sorumlu oldukları iddiasıyla, ihtiyati haciz istemi, mahkemece kabul edilmiş, itiraz eden borçluların yaptığı itirazların ise reddine karar verilmiştir.
Borçlular vekilinin mahkemenin yetkili olduğuna yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; Genel Kredi sözleşmelerinin 29.maddesinde İzmir Mahkemeleri ve İcra müdürlüklerinin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında, müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayanın, tacir olmasa bile, tacirler arasındaki yetki sözleşmesi 6102 sayılı TTK’nın 7.maddesinde öngörülen teselsül karinesi gereğince kefil yönünden de bağlayıcı olacağı kabul edilmektedir (11.12.2017 tarih 2016/ 14598 esas-2017/7866 karar sayılı ilamı da bu yöndedir .) O halde, mütesilsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan kefiller yönünden yetki sözleşmesinin geçerli olması ve yetki sözleşmesi ile İzmir Mahkemelerinin yetkili kılınması karşısında, ilk derece mahkemesince borçluların mahkemenin yetkisine yönelik itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmüştür.
Borçlular vekilinin ihtiyati hacze yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; borçlular vekili davadışı …. firması hakkında konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, eğer proje kapsamında ödeme yapılmazsa kefillere başvurulabileceğini belirtmiş ise de, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere itiraz sebebi olarak ileri sürülen sebeplerin İİK’nın 265/1.maddesinde belirtilen hususlardan da olmadığı gibi asıl borçlu hakkında konkordato projesinin tasdikine karar verilmiş olması kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel nitelikte değildir. Hal böyle olunca itiraz edenler vekilinin ihtiyati haciz kararının bu nedenle kaldırılması yönündeki talebinde isabet bulunmamaktadır.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesinin verdiği tedbir isteminin reddi ara kararı doğru olduğundan, istinaf isteminin HMK 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/383 D.İş , 05/03/2021 tarihli D.İş sayılı kararına karşı borçlular vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2021