Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/941 E. 2021/802 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/941
KARAR NO : 2021/802

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2021 tarihli ek karar
NUMARASI : 2021/134 D.İş Esas – 2021/134 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2021
İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/05/2021 tarihli, 2021/134 D. İş esas ve 2021/134 D.İş karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
DAVA :
İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; İhtiyati hacze dayanak olan bono nedeni ile … tarafından Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/361 değişik iş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu ve ihtiyati haciz kararı alınmış olduğunu, bu ihtiyati haciz kararının Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2020/84522 sayılı icra takip dosyası ile işleme konulduğunu ve müvekkilinin birtakım malvarlığına haciz konulmuş olup halen bu hacizlerin kaldırılmasına çalışıldığını, bu dosya derdest iken … yine aynı bonoya dayalı olarak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/8 değişik iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldığını ve bu kararı da İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2012/183 esas sayılı icra takip dosyasında işleme konulduğunu ve müvekkilinin bir kısım malvarlıklarına haciz konulmuş olduğunu, yine taraflarınca halen bu dosyada konulan hacizlerin kaldırılmasına çalışıldığını, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin ihtiyati hacze ilişkin dosyası mahkemeden ihtiyati haciz kararı alındığı tarih itibari ile halen derdest olduğunu ve bu dosyada verilen karara karşı yaptıkları itiraz nedeni ile 30/04/2021 tarihine duruşma günü verildiğini, bu itibarla dosyada verilen ihtiyati haciz kararına dayanak olan senet nedeni ile daha önce verilmiş ve takibe konulmuş bir ihtiyati haciz kararı var iken mahkemeden ikinci kez ihtiyati haciz kararı alındığını, verilen ihtiyati haciz kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2013/5815-8529 E-K sayılı ilamında da belirtildiği üzere “HMK’da düzenlenen derdestlik kuralının kıyasen uygulanması halinde aynı olay ve konuyla ilgili iki ayrı mahkemenin karar vermesi söz konusu olamayacağı, aynı konuyla ilgili olarak iki ayrı mahkemede her ne olursa olsun iki ayrı ihtiyati haciz talebinin, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup HMK’nın maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğunun ” açık olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
CEVAP :
İhtiyati haciz isteyen vekili itiraza karşı cevap dilekçesinde özetle; Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/361 D.İş Numaralı dosyası ile alınan ihtiyati haciz kararına karşı borçlu tarafından yetki itirazında bulunulduğunu, mahkemece itirazın kabulüne karar verildiğini ve verilen karar ile ihtiyati hacizlerin kaldırıldığını, ihtiyati hacze karşı yapılan yetki itirazı üzerine verilen kararın kesinleşmiş olduğunu, önceki ihtiyati hacizlerden ve icra takiplerinden tamamından talep tarihinden önce vazgeçtiklerini belirterek, itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararı ile “….İhtiyati hacze itirazın reddine, Karşı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.125,00 TL vekalet ücretinin itiraz eden taraftan tahsil edilerek karşı tarafa verilmesine, İtiraz eden tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, … şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına karşı daha önce aynı bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini ve icra takibi açıldığı gerekçesi ile derdestlik (mükerrerlik) nedeni ile itiraz edildiğini, ortada bir bona olmasına rağmen aynı bonoya dayalı olarak daha önce verilen ihtiyati haciz kararlarına tarafımızca yapılan itirazlar menfi veya müspet şekilde kesinleşmeden yapılan yeni ihtiyati haciz başvururları ve icra takipleri nedeni ile tek bonoya dayalı olarak müvekkilinin malvarlıklarına defalarca haciz konulduğunu ve re’sen dikkate alınacak hususlar doğrultusunda esas hakkında inceleme yapılarak yerel mahkemenin kararının hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş olup, hüküm karşı taraf – borçlu vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İtiraz eden-karşı taraf aleyhine İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2021 tarihli ve 2021/134 D.İş Esas – 2021/134 D.İş karar sayılı kararı ile ; 01.10.2020 vade tarihli, borçlusu …, alacaklısı … olan 375.000,00 TL bedelli bir adet bonoyo ilişkin olarak %15 teminatla ihtiyati haciz kararı verildiği, itiraz eden borçlu tarafından ihtiyati hacze yasal süresi içerisinde itiraz edildiği ve itirazın mahkemece duruşmalı olarak incelenmesi suretiyle 31/05/2021 tarihli celsede itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına ve bono içeriğine göre; bononun vade tarihinin geçtiği ve alacağın muaccel hale geldiği, bonodaki imzalara itirazın söz konusu olmadığı, itiraz eden tarafından borcun ödendiğinin de iddia edilmediği, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; dosya içerisine getirtilen Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/361 D.İş sayılı dosyası, Gaziantep 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/535 esas – 2021/108 karar sayılı ilamı, Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2020/84522 esas sayılı dosyası ile İzmir 22. İcra Müdürlüğü’ne gönderilen 2021/3231 esas sayılı dosyası, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/8 değişik iş sayılı dosyası, İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/26 esas – 2021/104 karar sayılı dosyaları birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından bu dosyaların tamamından ihtiyati haciz talep tarihi olan 14/04/2021 tarihinden önce feragat edildiği, ihtiyati haciz talep tarihi itibariyle geçerli ve ayakta duran bir icra takibinin veya ihtiyati haciz kararının mevcut olmadığı, bu nedenle itiraz edenin ileri sürdüğü mükerrerlik ve derdestlik iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi tarafından ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, karşı taraf – borçlunun istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/05/2021 tarihli 2021/134 D.İş esas ve 2021/134 D.İş karar sayılı ek kararına karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken harç yeterli olduğundan, yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kararın niteliği itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/09/2021