Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/922 E. 2021/994 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/922
KARAR NO : 2021/994

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2019 (Dava) – 25/05/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/606 Esas – 2021/349 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 20/10/2021

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2021 tarihli, 2019/606 Esas ve 2021/349 Karar sayılı dosyasından verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili, 22.02.2019 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca çarpması neticesinde müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini, davalı … şirketinin … plakalı aracın ZMM sigortacısı olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde tarafların anlaşamadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, araçtaki değer kaybı için şimdilik 50-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıların tümünden müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında tahsiline, aracın kullanılamamasından doğan mahrum kalınan kâr kaybı için şimdilik 50-TL’nin davalı … ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalılardan yalnızca sigorta şirketinin davaya cevap verdiği ve davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, “…Dava dosyası müracaata kaldığı 23/02/2021’den itibaren üç ay içerisinde taraflarca yenilenmediğinden ve herhangi bir başvuru yapılmadığından 6100 sayılı HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, mahkeme esasının bu şekilde kapatılmasına, 7155 Sayılı Yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 S. Yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI: DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN, “…Mahkeme gerekçeli kararının 7. maddesinde ‘..7155 Sayılı Yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 Sayılı Yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucuk ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına’ şeklinde kanun lafzına aykırı hüküm kurulduğu, zira; arabuluculuk ücreti yargılama giderinden sayılsa da mahkemenin de atıf yaptığı, 6325 S. Yasanın 18/A maddesinin 14. bendinde açıkça, tarafların anlaşamaması halinde ileride haksız çıkan taraftan tahsil olmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacağının belirtilmiş olduğu, oysaki huzurdaki davada red kararı verilmediği, aksine davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, somut uyuşmalık hakkında kesin hüküm bulunmuyor iken ve huzurdaki davadaki raporlar arasında bariz çelişki mevcut iken açılmamış sayılan dava hakkında, davanın reddine karar verilmiş gibi ‘..ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınmasına..’ şeklinde karar verilmesinin açıkça ihsası rey olup, kabul edilemeyeceği, izah edilen nedenlerle gerekçeli kararın 7. maddesinde belirtilen ve müvekkiline yükletilen arabuluculuk ücretinin istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiği” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araç değer kaybının ve aracın kullanılamamasından doğan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı yalnızca arabuluculuk ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiği noktasındadır.
Konuyla ilgili yasal mevzuat incelendiğinde; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa, 01.01.2019 yürürlük tarihli 7155 sayılı kanun ile eklenen 5/A maddesi uyarınca, kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu düzenlenmiştir.
6100 S. HMK madde 331/3’de; “Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir.” denilmiştir.
6325 Sayılı Yasa 18/A maddesinde ise “….(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz. (13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır….” denilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönecek olursak; davacının karşı taraf ile arabuluculuk görüşmeleri yaptığı, 04.07.2019’da başlayan arabuluculuk sürecinin 19.07.2019’da anlaşamama tutanağı düzenlenerek sonlandırıldığının tutanaktan anlaşıldığı, dava tarihinin 07.10.2019 olduğu, yargılamada bilirkişi raporlarının da alınmış olduğu, ancak davacının 23.02.2021 tarihli duruşmaya katılmaması nedeniyle HMK 150/1.madde uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yasal 3 aylık süre boyunca da dava yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı vekilinin davanın açılmamış sayılmasına yönelik bir istinaf itirazı bulunmayıp, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gereken arabuluculuk ücretinin açılmamış sayılmasına karar verilen işbu davada kendilerine yükletilmemesi gerektiğine dair istinafa geldiği anlaşılmakla; açtığı davayı takip etmeyerek davanın açılmamış sayılmasına neden olan davacıya yargılama giderlerinden olan arabuluculuk ücretinin yükletilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/606 Esas ve 2021/349 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken harç yeterli olduğundan, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, tebliğ ve kesinleştirme işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.