Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/902 E. 2021/746 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/902
KARAR NO : 2021/746
KARAR TARİHİ: 08/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2021
NUMARASI : 2020/437
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/09/2021

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2021 tarihli, 2020/437 esas sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz talebinde bulunan davacı vekilinin talep dilekçesinde özetle; mahkememizin 2020/437 esas sayılı dosyasıyla ilgili olarak İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23.02.2021 tarih ,2021/151E,2021/143K. Sayılı ilamı ile 101.000,00TL alacağı karşılayacak şekilde, davalılar …. ve ….’ın araç, gayrimenkul ,3.Şahıslardaki hak ve alacaklarına, alacak miktarının %10 u olan 10.100,00TL nakit tutarın yatırılması veya teminat mektubunun sunulması suretiyle ihtiyaten haciz konulmasına karar verildiği, müvekkilinin mağduriyeti ve teminatın temininde yaşanan zorluk nedeniyle 10.100,00TL teminat tutarınnın 31.03.2021 tarihinde Mahkeme veznesine yatırıldığı, İcra Müdürlüğü İİK Md.261 gereğince ihtiyati haczin infazı için karar tarihinden itibaren 10 günlük yasal sürenin geçtiğini gerekçe göstererek ihtiyati haciz işleminin infazınının gerçekleştirilemediği, müvekkilinin hak kaybına uğramaması, telafisi imkansız zararları önlemek amacıyla İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23.02.2021 tarih ,2021/151E,2021/143K. Sayılı ilamı gereğince, yatırılan teminat tutarı da göz önünde bulundurularak, davalılar …. ve ….’ın araç, gayrimenkul, 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; 11/09/2020 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, kararın davacı vekilinin istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 23.02.2021 tarih, 2021/151E,2021/143K. Sayılı ilamı ile kaldırıldığı ve 101.000,00TL alacağı karşılayacak şekilde, davalılar …. ve ….’ın araç, gayrimenkul, 3.Şahıslardaki hak ve alacaklarına, alacak miktarının %10’u olan 10.100,00TL nakit tutarın yatırılması veya teminat mektubunun sunulması suretiyle ihtiyaten haciz konulmasına karar verildiği, her ne kadar davacı vekili 13/04/2021 tarihli dilekçesinde icra müdürlüğünce karar tarihinden itibaren 10 günlük yasal süresi içerisinde başvuru yapılmadığından bahisle kararın infaz edilemediğini ve bu sebeple mahkememizden yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş ise de, söz konusu İstinaf ilamının mahkememizce taraflara tebliğe çıkartılmadığı, bu nedenle davacı yönünden İİK’da öngörülen 10 günlük yasal sürenin başladığından ve İhtiyat haciz kararının hükümsüz hale geldiğinden bahsedilemeyeceği, icra müdürlüğünce kararın infaz edilip edilmeyeceği ve bu yöndeki işlemlere ilişkin olarak davacının takip hukuku kapsamında şikayet yoluna başvurma serbestisine sahip olduğu, bu aşamada yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektiren şartların oluşmadığı…. Şeklinde talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkeme tarafından verilen 14.04.2021 tarihinde verilen Ara Kararın yasa ve usule aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini, İcra İflas Kanunu 261. Maddesine göre; ” Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar”. İcra İflas Kanunu 261.maddesinde sürenin başlaması için tebliğ edilme koşulunu aranmamış, kararın verildiği tarih esas alındığını, İhtiyati Haciz Kararı verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde infazı istenmemesi halinde kendiliğinden kalkacağını bu nedenle ara kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; trafik kazasına dayalı, davacının karşılanmayan kısmi zararının tahsili talebi ile açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Talep; ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Dairemizin 23/02/2021 tarihli, 2021/151 esas ve 2021/143 karar sayılı ilamı ile işbu davaya konu aynı ihtiyati haciz istemine ilişkin; “….Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosya kapsamı nazara alındığında davacıların destekten yoksunluk ve manevi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacıların maddi (destek) ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya dair haklarını saklı tutarak dava açmıştır. İİK 257.madde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Açıklanan nedenlerle, İİK-257-264. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi uygun görülmediğinden, haciz talep eden davacı tarafın istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne…” şeklinde ihtiyati haczin kabulüne karar verildiği, mahkemece; “…söz konusu İstinaf ilamının mahkememizce taraflara tebliğe çıkartılmadığı, bu nedenle davacı yönünden İİK’da öngörülen 10 günlük yasal sürenin başladığından ve İhtiyat haciz kararının hükümsüz hale geldiğinden bahsedilemeyeceği, icra müdürlüğünce kararın infaz edilip edilmeyeceği ve bu yöndeki işlemlere ilişkin olarak davacının takip hukuku kapsamında şikayet yoluna başvurma serbestisine sahip olduğu, bu aşamada yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektiren şartların oluşmadığı…” şeklinde karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK 257 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması ve muaccel olmakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Somut olayda; İİK ‘nun 261/1.maddesi hükmüne göre; “alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın yerine getirilmesini istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar”. Bu hüküm, ihtiyati haciz kararının belli süre içerisinde infazını istemeyen alacaklının, bu kararı uzun zaman elinde tutmasını ve baskı vasıtası olarak kullanmasını önlemek için kabul edilmiştir. Anılan sürenin başlangıç tarihi, karar tarihinden itibaren başlar. İhtiyati haciz kararının tebliğ tarihi esas alınmak suretiyle on günlük sürenin işlemeye başlayacağını kabul etmek, maddenin sözüne ve ruhuna aykırı düşer.(Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 01.11.1983 tarih ve E.6743-K.8245 sayılı kararı bu yöndedir.)
Talih UYAR, İcra Hukukunda Haciz, Manisa-1990, s.64-65.
Hal böyle olunca; mahkemece, dairemizin 2021/151 – 143 Karar sayılı ilamı doğrultusunda, davacı vekilinin talebinin kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi uygun görülmediğinden, haciz talep eden davacı tarafın istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2021 tarihli, 2020/437 esas sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İhtiyati haciz talebinin KABULÜ ile 101.000,00 TL alacağı karşılayacak şekilde borçlunun menkul, gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacaklarına yeter miktarının İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE,
4-İİK’nın 259. maddesi uyarınca alacaklıdan takdiren karşı tarafın ve üçüncü şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak alacak miktarının % 10’u olan 10.100,00 TL tutarında nakit veya bir banka (kesin) teminat mektubunun ilk derece mahkemesi veznesine yatırılmak veya sunulmak suretiyle ihtiyati haciz talep edene(vekiline) kararın tebliğine,(tevdiine)
5-Teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
6-İhtiyat haciz isteyen kendisini vekil ile temsil ettiğirdiğinden 910,00 TL ücreti vekaletin karşı taraftan (borçlulardan) alınarak talep edene verilmesine,
7-İhtiyati haciz isteyenin yatırmış olduğu 89,60 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
8-İhtiyati haciz isteyenin yatırdığı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının mahkemece yargılama giderlerinde dikkate alınmasına,
9-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
10-Artan yargılama giderinin istek halinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 08/09/2021