Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/896 E. 2021/1227 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/896
KARAR NO : 2021/1227

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30.03.2021
NUMARASI : 2020/785 Esas, 2021/318 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 25.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.11.2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.03.2021 tarihli, 2020/785 esas ve 2021/318 karar sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili şirketin … Mah. … Sok. No:…/… …/… adresinde ticari faaliyetine devam ettiğini, 2019 Ocak ayında İzmir ilinde meydana gelen ve ulusal basında da yer alan sel felaketi nedeni ile müvekkili şirketin yukarıda belirtilen adreste bulunan bodrum katında su baskınları meydana geldiğini, 2015 yılından bu yana resmi evrak arşivi olarak kullanılan deponun sel felaketi nedeniyle su baskını neticesinde müvekkili şirketin 2017-2018 yıllarına ait evrakları zayi olduğunu söz konusu zayiat hakkında … Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından 16.01.2019 tarihinde tutanak tutulduğunu, müvekkili şirketin 2017 ila 2020 arası defter belgelerinin vergi inceleme elemanı tarafından 01.12.2020 tarihli E.7124 sayılı yazısı ile istenildiğini, bahse konu yazının 06.12.2020 tarihinde müvekkil şirkete tebliğ edildiğini, Yapılan araştırma neticesinde 2017-2018 yılları defter ve belgelerine ulaşılamadığını, daha sonra şirket çalışanlarının, istenilen 2017 ile 2018 yılı defterler ve belgelerinin bodrumda muhafaza edildiğini ve 2019 yılında meydana gelen doğal afet sonucu zarar gördüğü söylediklerini ve bu şekilde defter ve belgelerin zayi olduğunun öğrenilmesi üzerine süresi içerisinde davanın açıldığını, bu nedenlerle, hava şartları nedeni ile selden dolayı zarar gören resmi evraklar için zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; “….Davacı şirketin adresi ile sel baskınının gerçekleştiği adres aynı adres olup, şirket merkezinin bulunduğu yerde sel meydana geldiğine göre, ziyaın da bu tarihte öğrenildiği kabul edilmiştir. Her basiretli tacir gibi şirket merkezinde meydana gelen selde nelerin zayi olduğunu o tarihte bilmesi gerektiği, vergi incelemesi nedeni ile sonradan öğrendiği iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı dolayısı ile yasal dava açma süresinden sonra dava açıldığından davanın reddine karar verilmiştir… ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece, şirket merkezinde selin meydana geldiği tarihte ziyaın öğrenildiği kabul edilerek süre yönünden davanın reddedildiğini, TTK’nın 82. maddesinin yedinci fıkrasına göre, zayi belgesi verilmesine dair 15 günlük dava açma süresi, tabii afet vb. hususun meydana geldiği tarihten değil, tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren başladığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK’nın 82/7 maddesi uyarınca su baskını nedeniyle zayi olduğu iddia edilen ticari defter ve belgelere ilişkin zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davada uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’ nın 82/7 maddesi hükmüne göre bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerin kanunda belirtilen nedenle ziyaa uğraması halinde, defter ve belge sahibi tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde yetkili mahkemeden kendisine zayi belgesini verilmesini talep etmesini öngörmüş olup, maddede düzenlenen 15 günlük süre hak düşürücü süredir. Davacının adresinde bulunan defter ve belgelere ilişkin su baskını sonrasında … Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığınca tutulan 16.01.2019 tarihli su çekme zaptında açıklama kısmında davacı şirkete ait birtakım belgelerin de sudan etkilenerek zarar gördüğü de belirtildiğine göre, basiretli bir tacir gibi davranması beklenen davacının varlığını ileri sürdüğü zayi olgusunu en geç tutanağın tutulduğu bu tarihte öğrendiği veya bundan sonra makul bir sürede isletmesine ait zarar ve ziyanı tespit etmesi bu şekilde saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin zayi olduğunu öğrenmesi gerektiği halde, hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde basiretli tacirin su çekme zaptının tutulduğu tarihi olan 16.01.2019 tarihinden sonra aradan uzunca süre geçtikten sonra ancak dava tarihi olan 21.12.2020 tarihten 15 gün önce ticari belgelerin ziyaını öğrendiği hususu inandırıcı bulunmadığı gibi, davacı vekilinin kabulün aksini gösterir bir delili de dosyaya sunmadığı; ayrıca davacının istinaf dilekçesinde emsal gösterdiği içtihatta belirtildiği şekilde sel baskınının etkilerinin devam edip etmediğinin araştırılarak ziyaıı öğrenme tarihinin belirlenmesi gerekliliği yönündeki değerlendirmenin karara esas olaydaki sel olayının gerçekleştiği tarih ile dava tarihine göre yapılmış olmasına göre, incelemeye konu somut olayda sel olayı ile dava tarihi nazara alındığında aradan geçen uzunca süreye ve belirtilen gerekçeye göre uygulanma şartlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.03.2021 tarihli, 2020/785 esas ve 2021/318 karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken harç yeterli olduğundan, yeniden alınmasına yer olmadığına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 162,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının resen HMK’nun 333. maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
6-Kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/11/2021