Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/892 E. 2021/734 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/892
KARAR NO : 2021/734
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2020
NUMARASI : 2019/74 Esas ve 2020/802 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/09/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2020 tarihli, 2019/74 esas ve 2020/802 karar sayılı ek kararı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/08/2017 tarihinde ….’a ait ve …. sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın müvekkili ….’a ait ve müvekkili sevk ve idaresindeki …. plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazanını davalılardan ….’ın kusuru ile oluştuğunu, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafı, Almanya’da bulunan …. Motorlu araç bilirkişi bürosu tarafından düzenlenen 05/10/2017 tarihli raporu ile Kdv dahil 9.545,43 Eur, müvekkili aracında meydana gelen değer kaybı ise 300,00 Eur olarak tespit edildiğini, tahkikat aşamasında kusur durumuna göre belirlenecek zararın şimdilik 2.461,35 Eur’luk kısmının davaya konu edildiğini ileri sürerek, sonuç olarak; belirsiz alacak davası olarak açılan işbu davada tahkikat sonucunda kazadaki kusur durumunun ve oluşan maddi zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere, müvekkili için şimdilik 2.386,35 Eur hasar bedeli ve 75,00 Eur değer kaybı olmak üzere toplam 2.461,35 Eur maddi tazminatın gerçek kişi davalılar bakımından kaza tarihi olan 22/08/2017 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise teminat limiti ile sınırlı olarak 16/12/2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış Kuru karşılığı TL olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile birlikte davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketlerinin Türkiye’nin her ilinde acenteleri şubeleri bulunduğunu, bir çok yerde bölge müdürlüklerinin olduğunu, davanın İzmir’de açılmasının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin ve diğer davalı ….’ın Mersin ilinde ikamet etmesi davaya konu olayın Mersin ilinde olması ve davacının da İzmir ilinde ikamet etmemesi sebepleriyle işbu davada İzmir mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, davada Mersin Mahkemelerinin yetkili olduğunu, belirsiz alacak davası açılmasının yersiz olduğunu davacının talebinin 9.543,43 Eur olduğunu belirttiğini, davacının bu miktar talebine bakiye harcın tamamlatılmasına karar verilmesi gerektiğini, aracın Almanya’daki rayicinin maksimum 20.000 Eur olduğunu, hafif bir kaza neticesinde aracın rayicinin yaklaşık yarısı kadar onarım bedeli talep etmenin TMK’nın 2 ve 3 maddelerine açıkça aykırı olduğunu, Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/54 D.İş. sayılı dosyasından kusur tespitinin talep edildiğini ve düzenlenen bilirkişi raporunda davacının %100 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğini, dava değerinin tanık ile ispat sınırının üzerinde olduğundan tanık delilini kabul etmediklerini savunarak, sonuç olarak; öncelikle yetki itirazının kabulüne, esasa girilmesi durumunda öncelikle eksik harcın tamamlatılmasına karar verilmesini, yargılama sonunda davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; delillerin taraflarına tebliğinin gerektiğini, sigorta poliçesinden dolayı müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına maddi azami 33.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede yazılan limitle sınırlı olduğunu, davacının sunduğu ekspertiz raporunun iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığı, Türkiye’de bulunan yetkili servis tarafından tespit ve değerlendirme yapılması gerektiğini, söz konusu raporun ülkemiz koşul ve şartları ile bağdaşmadığını savunarak, sonuç olarak; re’sen göz önünde bulundurulacak nedenlerden dolayı davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, her ne kadar davacı tarafça, davalı sürücü ….’ın sevk ve idaresindeki araç ile sevk ve idaresindeki yabancı plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında, kazanın oluşumunda davalı tarafın kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de, dava dosyasına temin edilen ve Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/54 değişik iş sayılı dosyasına temin edilen rapordaki tespitlerle aynı mahiyette olan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen ilme ve hukuka uygun benimsenen rapor içeriğine göre, 22.08.2017 günü saat 08.00 sıralarında davalı sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı ticari aracı ile Gözne Caddesini üzerinde sol şeritte seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde aynı istikamette sağından seyreden davacı sürücü …. sevk ve idaresindeki …. yabancı plakalı otomobilin sola manevra yapması ile bu araca sol yan ön kısmından çarptığı davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, mahkememizce kabul edilen iş bu oluşa göre, kazanın oluşumunda davacı sürücünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davalı taraf sürücüsünün ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığı…gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme yapılarak dosya karara çıkarılmış olup hükme esas alınan bilirkişi raporu gerçek kusur durumunu yansıtmadığını, müvekkilin sağ şeritte seyir halinde iken sola dönüş yapması şeklinde kazanın meydana geldiği yönündeki varsayım dosyadaki delillerle çeliştiğini, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, tanık ifadesinin değerlendirilmediğini ileri sürerek kusura ilişkin itirazlar dikkate alınarak mahkeme kararının kaldırılmasını ve mahkeme kararının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/54 D.İş sayılı dosyasında; davalı ….’ın istemi üzerine, mahkemesince görevlendirilen emekli trafik polis memuru bilirkişi …. tarafından dosyaya sunulan 02/01/2018 tarihli raporda; kazanın oluşumunda …. plakalı otomobil sürücüsü dosyamız davacısı ….’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiği, yine; Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen 20/03/2020 tarihli raporda; Davalı sürücü ….’ın atfı kabil kusurunun bulunmadığı, davacı sürücü ….ın %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Hal böyle olunca kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu davacının açmış olduğu tazminat davasında mahkemece davanın reddine dair verilen kararın yerinde olduğu, yapılan istinaf başvurusunun açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2020 tarihli, 2019/74 esas ve 2020/802 karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/09/2021