Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/873 E. 2021/1185 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/873
KARAR NO : 2021/1185

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2021
NUMARASI : 2019/268 Esas – 2021/323 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/11/2021

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/268 Esas- 2021/323 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacı … ile davalı vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 09/02/2019 tarihinde Antalya ili Korkuteli ilçesinde sürücü …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı Fethiye ilçesi istikametinden Korkuteli ilçesi istikametine seyri sırasında zeminin ıslak olması ve yakın takip mesafesini korumayarak aynı istikamette seyir halinde olan sürücü ….’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı çekiciye bağlı olan … plaka sayılı römorka arkadan çarpması neticesinde çift taraflı ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacıların desteği müteveffa …’un sürücü …’nun kullanmakta olduğu … plaka sayılı araçta yolcu konumunda olduğunu ve kazada vefat ettiğini, işbu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’in asli ve tam kusur olduğunu, davalı … şirketinin ise … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğunu, aynı poliçe ile 100.000 TL ek teminat verildiğini, davacıların desteği müteveffa …’un vefatı nedeniyle müteveffanın eşi, babası, annesi, ve çocukları olan davacıların elem ve üzüntü duyduklarını ve müteveffanın maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eş … adına 500,00-TL, baba … adına 500,00-TL ve anne … adına 500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/08/2019 hasarı ret tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, eş … için 30.000,000-TL, anne … için 15.000,00-TL, baba … için 15.000,00-TL, kızı … için 20.000,00-TL ve oğul … için 20.000,00-TL manevi tazminatın 28/08/2019 hasarı ret tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı bakımından başvuru şartını yerine getirmeksizin davayı açtıklarını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur oranının belirlenmesinin zorunlu bulunduğunu, müvekkilinin poliçe teminat limitleri dahilinde sorumluluğunun olduğunu, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanmasının gerektiğini, davacıların manevi tazminata ilişkin taleplerinin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; Korkuteli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/532 Esas 2019/731 Karar sayılı dosyasında yürütülen yargılama neticesinde sanık …’nun sabit olan taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmasına, yasal şartları oluştuğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, trafik alanında uzman bilirkişinin 23/10/2020 havale tarihli raporunda … plakalı otomobil sürücüsünün önündeki araç ile yeterli güvenli mesafeyi korumayarak yakın takip yaparak dikkatsiz ve özensiz araç kullandığını, … plakalı çekici … römork sürücüsünün kural ihlali yapmadığını mütalaa ettiği, trafik kazası tespit tutanağı, ceza mahkemesinin kabulü ve bilirkişi raporu kapsamında dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’nun %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde vuku bulduğu kanaatine varıldığı, aktüerya hesap bilirkişisinin 05/02/2021 tarihli raporunda eş …’un destekten yoksun kalma tazminatı alacağının 219.570,79-TL olduğunu, yeniden evlenme ihtimali oranı olan %1’ini indirilmesi sonrası bakiye destekten yoksun kalma tazminatı alacağının 217.375,08-TL olduğunu, anne …’un destekten yoksun kalma tazminatı alacağının 22.604,35-TL olduğunu, baba …’un destekten yoksun kalma tazminatı alacağının 20.728,90-TL olduğunu mütalaa ettiği, davacılar vekili 08/03/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde her bir davacı yönünden 500,00’er-TL olarak talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini davacı … yönünden 217.375,08-TL’ye, davacı … yönünden 22.604,35-TL’ye ve davacı … yönünden 20.728,90-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği, dava değeri üzerinden eksik harcı mahkeme veznesine yatırdığı, taraflar, denetime uygun ve elverişli olarak düzenlenen bilirkişi raporları hükme esas alınarak, destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulü ile davacılardan … yönünden 217.375,08-TL, … yönünden 22.604,35-TL … yönünden 20.728,90-TL destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü, kısmen reddi ile davacılardan … yönünden 20.000,00-TL,… yönünden manevi tazminat 5.000,00-TL, … yönünden 5.000,00-TL,… yönünden 10.000,00-TL, … yönünden 10.000,00-TL manevi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat hesabında TRH 2010 uygulanması gerektiğini, manevi tazminat miktarının düşük hesaplandığını, kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat hesabının Zorunlu Traffik Sigortası Genel Şartlarına tabi olduğunu, hesap raporunun TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre 1,8 teknik faiz uygulanarak hazırlanması gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının somut olayda uygulanmasının doğru olmadığını, manevi tazminatın fahiş olarak belirlendiğini, kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası sonucu desteklerini yitiren davacıların destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi ve manevi zararlarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf edenin sıfatı göz önünde bulundurularak, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, 09/02/2019 tarihinde, dava dışı …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile Fethiye ilçesinden, Korkuteli ilçesine seyri sırasında, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı çekiciye bağlı olan … plaka sayılı römorka arkadan çarpması sonucunda dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kaza sonucu, … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği …’un vefat ettiği, … plaka sayılı aracın, davalı … şirketince kaza tarihini kapsayan zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlendiği ve 100.000 TL ek manevi tazminat teminatı verildiği, Korkuteli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/532 Esas 2019/731 Karar sayılı dosyasında sürücü … ‘nun %100 asli ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan hapis cezası ile cezalandırıldığı, yargılama sırasında alınan 22/10/2020 tarihli trafik bilirkişi raporuna göre, davalı sigortalısı … plakalı araç sürücüsü …’nun önündeki araç ile arasındaki takip mesafesini korumadığı ve önündeki araca arkadan çarptığı gerekçesiyle özensiz davrandığı, … plakalı çekici ile … plakalı römork sürücüsü …’in kural ihlali yapmadığının bildirildiği, aktüer bilirkişisi Dr. … tarafından hazırlanan 05/02/2021 tarihli raporun hükme esas alınarak, yazılı biçimde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraf vekillerinin, hükme esas alınan aktüer raporuna yönelik istinaf istemlerinin incelenmesinde,
Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkant Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir.
Eldeki dava da mahkemece hükme esas alınan 05/02/2021 tarihli aktüer raporu, PMF yaşam tablosuna göre hazırlanmıştır. Her ne kadar Yargıtay Dairelerinin güncel içtihatlarında, tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması kabul edilmekteyse de hak sahipleri için daha kısa ömür süreleri belirleyen PMF 1931 Tablosu’nu kullanan aktüer raporu usulüne uygun davacılar vekiline tebliğ edilmesine rağmen, davacılar vekilince söz konusu rapora itiraz edilmeyerek, maddi tazminata ilişkin dava değeri aktüer raporu doğrultusunda arttırılmıştır. Bu durum davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Yine aktüer raporu davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, davalı vekili süresi geçtikten sonra rapora itiraz etmiştir. TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından kabul edilmekteyse de hak sahipleri için daha kısa ömür süreleri belirleyen PMF 1931 Tablosu’nu kullanan aktüer raporu davalı lehine olduğundan ve istinaf edenin sıfatı ile aleyhe hüküm verme yasağı gereğince, davalı vekilinin bu husustaki istinaf itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2486 E. – 2021/3312 K sayılı ilamı da aynı doğrultudadır)
Taraf vekillerinin manevi tazminata yönelik istinaf istemlerinin incelenmesine gelince;
6098 sayılı TBK nın 56. maddesi gereğince, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, davacıların desteğinin davalı tarafça zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan araçta yolcu konumunda bulunması nedeniyle davalının sorumluluğunun niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatlar bir miktar az görülmüştür.
Bu itibarla, manevi tazminat miktarına ilişen davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulüne, davalı vekilinin istinaf isteminin ise esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte; maddi tazminat davası ve manevi tazminat davası birbirlerinden ayrı ve bağımsız davalar olduğundan; birlikte hüküm ve fer’ileri kurulamaz. Şöyle ki; 6100 Sayılı HMK 297/2 maddesi gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları her ne kadar birlikte görülmüş ise de; birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle hüküm kısmında her dava hakkında o davaya ilişkin yargılama giderleri ve buna bağlı olarak yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin, karar ve ilam harçlarının da ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur. Mahkemece anılı usul kanunu hükmüne aykırı şekilde maddi ve manevi tazminat tutarları için tek harca hükmedilmesi de hatalıdır.
Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı değil ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu sebeple davanın kabul ve reddedilen miktarına göre, her bir davacı leh ve aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de bu husus taraf vekillerince istinaf konusu edilmediğinden ve taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan Dairemizce kararın kaldırılma nedeni yapılmamıştır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf isteminin manevi tazminat yönünden kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca manevi tazminat miktarları bakımından kararın kaldırılarak, kazanılmış haklar korunmak suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
A-Davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
1-Davalının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın üzerinde bırakılmasına,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 21.224,48 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 5.306,12 TL’nin mahsubu ile bakiye 15.918,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle manevi tazminat yönünden KABULÜ ile; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/268 Esas- 2021/323 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca manevi tazminat davası bakımından KALDIRILMASINA,
1-Davacı tarafın yatırmış olduğu 59,30 TL istinaf karar harcının davacılara iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yolu harcının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 27,50 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
C-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;

1-Destekten yoksun kalma tazminatı talepleri yönünden açılan maddi tazminat davasının KABULÜNE,
A)Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin KABULÜ ile, 217.375,08-TL destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
B)Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin KABULÜNE, 22.604,35-TL destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
C)Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin KABULÜNE, 20.728,90-TL destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,

2-Manevi tazminat talepleri yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİ İLE,
A)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 25.000,00-TL manevi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
B)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 10.000,00-TL manevi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
C)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 10.000,00-TL manevi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
D)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 15.000,00-TL manevi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
E)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 15.000,00-TL manevi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davacılar vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 28/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

3-Maddi tazminat davası yönünden; 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 17.808,98-TL karar ve ilam harcından önceden yatırılan 885,33-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 16.923,65-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Manevi tazminat davası yönünden; 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 5.123,25-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 346,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.776,57-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davacılar …, … ve … kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 26.699,58-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılar …, … ve …’a verilmesine,
6-Manevi tazminat davası yönünden davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak anılan davacılara verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılar …, …, …, … ve …’dan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 346,68-TL peşin harç ve 885,33-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.276,41 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davacılar tarafından yapılan 1.334,50 TL yargılama giderinin;
a-Maddi tazminat davası yönünden 1/2’si olan 667,25 TL’nin davalıdan alınarak davacılar …, … ve …’a verilmesine,
b-Manevi tazminat davası yönünden 1/2’si olan 667,25 TL’nin manevi tazminat davasının kabul ve ret oranına göre 500,43 TL’sinin davalıdan alınarak davacılar …, …, …, … ve …’a verilmesine, bu dava yönünden bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
11-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
12-Kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dair; dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile 18/11/2021 tarihinde karar verildi.