Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/871 E. 2023/2025 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/871
KARAR NO : 2023/2025

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2019 (Dava) – 18/03/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/5 Esas – 2021/273 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 20/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 tarih ve 2019/5 Esas – 2021/273 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … Şirketler Grubunun Bahçelievler semtinde bulunan mağazasında mağaza müdürü olarak çalışmakta iken 10/02/2019 tarihinde 08:30’da mağazayı açması gerekirken 08:36’da 6 dakika geç açtığından mağaza yetkilileri tarafından bu konuda tutanak düzenlendiğini ve davacı işten çıkarıldığını, bilhare şirket mali müşavirleri muhasebecileri tarafından Bahçelievler mağazasının gelir giderleri incelendiğini, neticeten 13.000 TL açık çıktığını, davacının da babasının rahatsız olduğunu, bu nedenle bu parayı emaneten yerine koymak kaydıyla aldığını ve borcunu ödeyeceğini beyan ettiğini ve kendisinden senet istendiğini, davacı da 27/02/2019 tarihli 13.000 TL’lik senet verdiğini, senedin borcunu da senedin vade tarihi olan 27/02/2019 tarihinde … Bankası … … Şubesindeki … no’lu hesabından … Bankası … Şubesindeki TR… no’lu … hesabına 13.000 TL yatırdığını, davacı senedi ödemiş olmasından dolayı senedin aslını şirket yetkililerinden istediğini, şirket yetkilileri tarafından şirkette çalışan davalı …’ın bankadan kredi çekip davacıya vermesi nedeniyle …’a borçlu olduğunu, …’in borcu ödenmediği takdirde bu senedi vermeyeceklerini söylediklerini, bilhare senet 29/04/2019 tarihinde İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2019/5984 E. Sayılı dosyası ile davalı … tarafından 50.000 TL olarak icra takibine konulduğunu, takibe konu bu senetin sahte olduğunu, takibe konu senetteki vade rakamı, isim, adres, imza, T.C. no rakamı davacının eli ürünü olduğunu, ancak senetteki rakamla yazılan 50.000 TL’nin sahte olarak yazıldığını ileri sürerek, davalıya 50.000 TL borçlu olmadıklarının tespitine, davaya konu senedin iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, icra dosyasının yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu alacak ile dava dışı … A.Ş’nin hiçbir alakası bulunmadığını, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi davacı, dava dışı … A.Ş’nin Bahçelievler Mağazasının sorumlu müdürü olarak çalıştığı sırada bölge müdürü tarafından mağazada sayım yapıldığını ve kasada 13.000 TL açık tespit edildiğini, söz konusu açığın sebebi sorulduğunda davacı parayı kendisinin aldığını ikrar ettiğini ve bunun üzerine iş akdine haklı nedenle son verildiğini, bu şekilde davacı ile dava dışı şirket ilişkisi son bulduğunu, davalı İzmir CBS’nin 2019/64566 Sor. Sayılı dosyasına istinaden karakolda alınan ifadesinde de beyan ettiği üzere davacı, davalıdan zaman zaman borç para istediğini, davalı da davacı ile aralarındaki samimiyete istinaden davacıya iki kere nakit para verdiğini ve bir kere de davacı için kredi çektiğini ve nihayetinde davacı davalıya toplamda 50.000 TL borçlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Dosyada mevcut 15/10/2020 tarihli raporda, inceleme konusu senette ödeyecek bölümünde bulunan yazılar, imzalar ve matbu ödeme bölümündeki rakamların bir kalem, diğer yazıların ise farklı fiziki evsafta ikinci bir kalem ile yazılmış olduğu, senette mevcut yazılarda tahrifat yapıldığını gösteren herhangi bir bulgu saptanamadığı belirtilmiştir. Şu halde davacı tarafın iddiaları ispat edilememiştir. Diğer yandan davacı vekili, senetteki imzanın müvekkiline ait olduğunu ancak senetteki miktar kısmının tahrifat yapılarak 13.000 TL iken 50.000 TL yapıldığını ve ayrıca düzenleme tarihi kısmının müvekkili tarafından yazılmadığını iddia etmiştir. Şu halde senedin diğer bütün kısımları olmaksızın sadece keşideci imzası ile düzenlenmesi ve diğer kısımlarının doldurulup tedavüle koymak üzere lehtara verilmesi mümkündür. Öğreti ve uygulamada bu durumdaki kıymetli evraka beyaza imza denilmektedir. Keşideci bu şekilde imzalayıp boş bir halde lehtara verdiği senedin diğer kısımlarının, özellikle miktar, ödeme tarihi gibi kısımlarının aralarındaki anlaşmaya aykırı bir şekilde doldurulduğunu iddia ederse bu iddiasını yazılı belge ile ve yazılı sözleşme ile ispat etmelidir. Somut olayda davacı senedin anlaşmaya aykırı olarak ve üstelik senet metninde tahrifat yapılarak doldurulduğunu ve icra takibine konu edildiğini iddia etmektedir. Dosyada mevcut ATK raporu senet metninde herhangi bir tahrifat bulunmadığını göstermektedir. Senedin anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği iddiası ise davacı tarafça sözleşme veya yazılı herhangi bir belge ile ispat edilemediği….” gerekçesiyle davanın reddine, asıl alacağın %20’si oranında 10.000,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik incelemeye dayalı bir karar olduğunu, müvekkili …’in babasının ciddi rahatsızlığı sebebiyle mecbur kaldığı için çalıştığı … – … mağazasından, 3 gün sonra yerine koymak üzere, 13.000 TL aldığını, şirket muhasebecisi tarafından bu durum fark edilince, zorunda kaldığı için parayı aldığını ve ödeme yapacağını beyan edip, yazılı savunmasını da verdiğini, tarafından senet istenince, müvekkilinin 27/02/2019 tarihli, 13.000 TL bedelli senet verdiğini, senet borcunu da vade tarihi olan 27/02/2019 tarihinde … hesabına yatırdığını, senedin bedelsiz kalması sebebiyle, müvekkilinin iadesini istediğinde, şirket çalışanı olan davalı …’a borcu olduğundan bahisle ödemeyi gerçekleştirmeden senedi vermeyeceklerini söylediklerini, senetin 29/04/2019 tarihinde İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2019/5984 E. sayılı dosyası ile davalı … tarafından 50.000 TL olarak takibe konulduğunu, ancak söz konusu senedin sahte olduğunu, takibe konu senetteki vade, isim, adres, imza, T.C.’nin müvekkiline ait olmasına rağmen, bedel ve düzenlene tarihinin müvekkilinin eli ürünü olmadığını, senette aslında bedel kısmının 13.000 TL olmasına rağmen senette tahrifat yapılarak bedelin 50.000 TL olarak değiştirildiğini, bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını, Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı inceleme sonucu düzenlediği 15/10/2020 tarihli raporda senetteki yazıların iki farklı kalemle yazıldığının tespit edildiğini, ancak bedel kısmının kimyasal maddelerle silinip yerine “50.000 TL” yazılıp yazılmadığı, “ellibin” yazısının ve düzenleme tarihinin müvekkilinin el ürünü olup olmadığı yönünde inceleme yapılmadığını, bu raporun “Bulgular ve Sonuç kısmında bir cümle ile; “İnceleme konusu senette mevcut yazılarda tahrifat yapıldığını gösterir bulgu saptanamadığını bildirir kanaat raporudur” denilmiş, tahrifat iddiasının hangi yöntemle incelendiği bildirilmemiş ve en önemlisi kesin görüş bildirilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun mevcut hali ile takip dayanağı senet bedeli üzerinde tahrifat olup olmadığı konusunda kesin kanaat içermediği ve raporun bu hali ile hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bu yöndeki itirazları doğrultusunda dosya tekrar bu hususlarda inceleme yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilmeden, iddiayı “yazılı belgeyle kanıtlayamadığımız” gerekçesiyle, eksik incelemeyle davanın reddedildiğini, itirazları doğrultusunda ve yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken eksik incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuyla karar verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, senet sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının senetteki imzayı inkar etmediği ancak rakamlarda tahrifat iddiasında bulunduğu, alınan Adli Tıp Kurumu raporundan anlaşılacağı üzere senette herhangi bir tahrifat olmadığı, ispat yükü üzerinde olan davacının bu durumunda aksini ispat edemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) İİK.nun 72.maddesi hükmü uyarınca menfi tesbit davasında borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi için alacaklının davayı kazanması yeterli olmayıp, ayrıca ihtiyati tedbir kararı dolayısıyla alacağını geç tahsil etmesi gerekir. Somut olayda davalı aleyhine tedbir kararı bulunsa da bu kararın infaz edilmemiş olduğu anlaşıldığından davalı yönünden alacağın tahsilinin geciktirilmesinden söz edilemez. Bu sebeple davalı lehine %20 tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı da anlaşıldığından Dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/5 Esas – 2021/273 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“A-Davanın REDDİNE
B-Davalı lehine İİK 72. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
C-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca; peşin alınan 853,88 TL peşin harçtan alınması gerekli 269,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 584,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
D-Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 7.300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
E-7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
F-Davacı tarafından sarf olunan 4 adet tebligat gideri 70,40 TL, 5 adet elektronik tebligat gideri 26,50 TL, 853,88 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 73,10 TL tedbir başvurma harcı ve 37,00 TL posta masrafı ve 185,00 TL Adli Tıp Ücreti olmak üzere toplamda 1.290,28‬ TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine,
3-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL ve tebligat ve posta gideri 16,50 TL olmak üzere toplam 178,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
d-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/12/2023