Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/853 E. 2023/1934 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/853
KARAR NO : 2023/1934

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2021
NUMARASI : 2019/438 Esas – 2021/45 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/08/2019
BAM KARAR TARİHİ : 07/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2021 tarihli 2019/438 Esas ve 2021/45 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/05/2018 tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davalılardan …’ün sevk ve idaresindeki diğer davalı …’ün maliki olduğu, davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan, sigortalı … plakalı aracın çarptığını, araçta değer kaybı oluştuğunu, davacının ikame araç zararı bulunduğunu, ekspertiz raporu incelemesi için 240,00 TL harcama yaptığını, anılan bedellerin tahsili amacıyla İzmir 14. İcra Dairesi’nin 2019/5434 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine giriştiklerini bildirerek, itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davacının davayı takip etme yetkisinin olmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan temlik evrakının geçersiz olduğunu, 7.797,51 TL hasar tazminatının tamamının ödendiğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı gerçek kişilerin cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “….davanın kısmen kabulüne, 3.410,43 TL değer kaybı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının 31,94 TL işlemiş faizde eklenmek sureti ile hesaplanan 3.442,37 TL alacaklı olduğu görülmekle, İzmir 14 İcra Müdürlüğü’nün 2019/5434 Esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazının kısmen iptaline, takibin değer kaybı yönünden ve tüm davalıların birlikte sorumluluğu dikkate alınarak 3.410,43 TL asıl alacak 31.94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.442,37 TL alacak üzerinden devamına, takibin ikame araç bedeli olarak hesaplanan 875.00 TL alacak yönünden davalılar … ve …’ün sorumlu olduğu dikkate alınarak bu davalılar yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı isteminin reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporun bilimsel verileri kullanmaktan uzak, soyut verilerle hazırlandığını, Anayasa Mahkemesi tarafından 17/07/2020 tarihli 2019/40 esas sayılı iptal kararı ile 6704 sayılı Kanunun 3. Maddesi ile değiştirilen KTK md 90/1. cümlesindeki ibare ile 2. cümlesinde yer alan ibarenin iptaline karar verildiğini, bu karar gereğince zarar hesaplamasının genel şartlara göre yapılamayacağını ve ZMMS genel şartları ve ekindeki hesaplama yöntemlerinin dikkate alınamayacağını, mahkemece, anayasa mahkemesinin verdiği iptal kararını dikkate almadan, bilirkişinin genel şartlara göre belirlediği değer kaybı ve ikame araç değerini dikkate alarak karar verdiğini, usl ve yasaya aykırı olan kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas – 2019/40 Karar sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve Genel Şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasanın 153. maddesinde; “İptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken Kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E. – 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı).
Bu itibarla; Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir. 2918 Sayılı Yasa’nın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun’da öngörülen usul ve esaslara tabidir… Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun’da düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabı yapılması doğru görülmediğinden, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmekte olup, bu yöndeki bilirkişi heyeti raporunu dikkate alan mahkeme kabulü isabetlidir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, 6100 sayılı HMK m. 355 hükmü uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmamasına nazara alınarak, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2021 tarihli 2019/438 Esas ve 2021/45 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- a)İstinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydına,
b)İstinaf başvuru harcı olarak davacıdan alınan 162,10-TL nin hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf yargılaması sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 07/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.