Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/846 E. 2022/1888 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/846
KARAR NO : 2022/1888

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019 (Dava) – 18/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/290 Esas – 2021/174 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 07/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2021 tarihli 2019/290 Esas ve 2021/174 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat malzemeleri alım satımıyla uğraşmakta olduğunu, davalı şirket ile cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere ticari ilişkisi devam etmekte iken alacağına istinaden almış olduğu 60.000,00 TL bedelli … Bankası Osmangazi Bayraklı/İZMİR şubesine ait 07/08/2018 keşide tarihli (TR…) İban numaralı çek vadesinde ödenemediği için daha ileri tarihli tarihli bir çek ile değiştirilmek üzere şirket yetkilisi …’a 31/08/2018 tarihinde iade edildiğini, müvekkil şirketin muhasebe departmanı söz konu çeki iade ederken şirketin cirosunu iptal etmeyi unuttuğunu, çekin keşide tarihi değiştirilip müvekkilinin cirosu ile birlikte … isimli Şahsa davalı şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirketin davalı … isimli şahısla hiçbir ticari ilişkisi bulunmamasına rağmen çek üzerinde iptal edilmesi unutulan ciroyu da kabul ederek çeki teslim almasınn da kendisinin iyiniyetli olduğunu göstermemekte olduğunu, keşideci şirketin 129.799,09 TL müvekkili şirkete borcu bulunduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesi’nden ihtiyati haciz kararı alıp İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2019/10340 esas sayılı dosyası ile alacaklı sıfatıyla hareket ederek müvekkiline hacze gelindiğini, dosya alacak tutarının tamamının icra takip dosyasına depo edildiğini, İzmir 1. ATM’nin 2019/709 D.İş sayılı dosyasıyla ihtiyati tedbir talep edildiğini, yatırılan tutarın %20’sinin vezneye depo edilerek ihtiyati haczin kabul edildiğini, davanın kabulüne, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile keşideci şirket arasındaki alacak – borç ilişkisinin hukuken müvekkilini bağlamayacağını, davacı tarafın dilekçesindeki keşideci ile aralarındaki münasebet nedeniyle dava konusu çeki iade ettiklerini ancak kendi kusuruyla çek arkasında kendilerine ait ciroyu silmeyi unuttuklarını ifade ve ikrar ettiklerini, müvekkiline verilen … Bankası Osmangazi Bayraklı/İzmir Şubesine ait olan 07/09/2018 keşide tarihli, 60.000 TL bedelli çekin 58.400,00 TL’lik kısmı hakkında İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/678 D.iş esas sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün 2019/10340 Esas sayılı takip dosyasıyla infaz edilmiş olduğunu, icra takibi açıldığını, davacıya ait işyerinde ihtiyati haciz uygulanmış olduğunu, davacı tarafından dosya borcunun depo edilmesinin üzerine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/709 D.İş esas sayılı ihtiyati tedbir dosyasıyla davacı tarafından takibin durdurulması amaçlı tedbir talep edildiğini, müvekkili ile çekte keşideci olan davalı şirket arasında alacak borç ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin, müvekkiline olan borçlarını ödemek için kendi şirketinin sorumluluğu ile beraber başka bir şirketinde sorumlu olduğu dava konusu çeki vermek istediğini, müvekkilinin çekin üzerinde … Şti cirosu olması nedeniyle çekin daha sağlam olduğuna inanarak aldığını, keşidecinin çeki müvekkiline vermesinin maksatının çekin tahsilinin güvencede olduğunu vurgulamak olduğunu, müvekkilinin iyi niyetinin tam olduğunu, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…davacı iptal etmeyi unuttuğunu iddia ettiği ciro nedeniyle ve davalıların kötü niyetle hareket ederek kendisini borçlu duruma getirdiklerini iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Herşeyden önce davaya ve takibe konu borcun kaynağı kambiyo vasfı bulunan çek olup, davacının kambiyo senedine karşı bedelsizlik iddiasının yazılı belge ile ispat etmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nun 780/1-b maddesinde kayıtsız şartsız borç ihtiva etmesi şartı çek bakımından mücerretliğin kanuni ifadesi olarak nitelendirilmektedir. Kambiyo senetlerinin mücerret senetler olması ve kamu güvenine mazhar senetler olmasının önemli sonuçlarından biri de temel ilişkideki sakatlık veya hükümsüzlük hallerinin kambiyo senedini etkilememesidir. Çekin bedelsiz kalmasının bir takım sebepleri olabilmektedir. Bunlar ise temel borç ilişkisinin geçersiz olması, temel alacağın sona ermesi, temel borç ilişkisindeki karşı edimin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi, temel borç ilişkisinin kurulmasında irade bozukluklarının oluşması, temel borç ilişkisinin kuruluşunda aşırı yararlanmanın bulunması, çekin hatır için verilmiş olması gibi sebepler söylenebilir. Bedelsizlik iddiasında bulunan borçlunun hem temel ilişki hemde bu ilişkiden doğan temel alacağın karşılıksız kaldığını ispatlaması gerekir. Diğer yandan mahkemece verilebilecek bedelsizlik, menfi tespit kararının çek hamilleri bakımından da sonuç doğurabilmesi için bunların senedin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket ettiklerinin de ispatlanması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 200 ve devamı maddelerinde; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldığı zaman ki miktar veya değerleri 2500 TL’yi geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle 2500 TL’den aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Madde de geçen 2500 TL sınırı 2021 yılı için 4880 TL olarak belirlenmiştir. Devam eden 201. madde de ise senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler 2.500,00 TL’nin (2021 yılı için 4880 TL’nin) altında bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat edilemez. Bu yasal düzenlemeler kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; davacı kambiyo senedi vasfı bulunan çekteki cironun iptal edilmesinin unutulduğunu, davalı gerçek kişi ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen diğer davalı şirketin çeki davalı gerçek kişiye vererek takibe koymasına sağladığını iddia etmekte ve menfi tespit kararı verilmesini talep etmektedir. Ancak yukarıda değinilen kambiyo senedinin mücerretliğine ilişkin yasal düzenlemeler ve ispat kuralları kapsamında davacı taraf bu iddialarını uygun vasıtalarla ispat edememiştir…” gerekçesiyle; ”…Davanın REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat malzemeleri alım satımıyla iştigal ettiğini, … Şti ile cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere ticari ilişkisi devam etmekte iken alacağına istinaden almış olduğu =60.000.00=TL bedelli … Bankası Osmangazi Bayraklı – İzmir şubesine ait 07 Temmuz 2018 keşide tarihli TR… iban numaralı çek vadesinde ödenemediği için daha ileri tarihli bir çek ile değiştirilmek üzere şirket yetkilisi …’a 31 Temmuz 2018 tarihinde iade edildiğini, (… ltd şti yetkilisi keşide tarihinde çek bedelinin tamamını ödeyemeyeceğini ve çekin karşılıksız kaşesi vurulmaması yönündeki talebi üzerine müvekkili şirketin 13 Temmuz 2018 ve 17 Temmuz 2018 tarihlerindeki toplam =20.000.00=TL lik kısmi ödemeyi alarak çeki borçlu şirkete iade ettiğini) ancak müvekkili şirketin muhasebe departmanının söz konusu çeki iade ederken şirketin cirosunu iptal etmeyi unuttuğunu ve ilgili çekin keşide tarihi değiştirilip müvekkilinin cirosu ile birlikte … isimli şahsa … Ltd Şti tarafından verildiğini, ciro silsilesi incelendiğinde görüleceği üzere müvekkili şirketin akaryakıt aldığı … Şti.ne ileri tarihli bir çek vererek icra takibine konu edilen söz konusu çeki aldığını ve keşideci … Ltd Şti.ne teslim ettiğini, müvekkili şirketin … isimli şahısla hiçbir ticari ilişkisi bulunmamasına rağmen ve mahkemenin yaptırdığı bilirkişi incelemesi neticesinde taraflar arasında her hangi bir alışveriş olmadığı saptandığı halde kötüniyet olgusunun yazılı delille ispat edilemediğine ilişkin hüküm kurulduğunu, oysa ki söz konusu davalının bu alacağın nereden doğduğunu dahi ispat etmeyip Mahkemeye herhangi bir belge dahi sunamadığını, … Ltd. Şti. ‘ den yasal alacaklarını alabilmek adına açtıkları Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8678 Esas ve İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9945 Esas sayılı dosyalarının da borçlu bulunan bir şirkete müvekkili şirket tarafından aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmayan şahıs/şirkete kefalet veremeyeceğini bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu gösterdiğini belirterek İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/290 E – 2021/174 K sayılı ilamına ilişkin istinaf başvurularının kabulü ile ilgili kararın bozularak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; çeke dayalı olarak yapılan icra takibi nedeniyle takipten sonra açılan menfi tespit ve kötü niyet tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Davalı … vekili 17/11/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davacının İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2019 / 10340 E. Sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti taleplerini ve bu yöndeki davasını kesin ve kayıtsız şartsız olarak kabul ettiklerini, davanın kabulü ile davacının İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2019 / 10340 E. Sayılı dosyasına dayanak çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine dair karar verilmesini, mahkemece işbu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019 / 290 E. Sayılı dosyasından verilen istinafa konu kararının kaldırılarak davanın kabulü yönünde karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 308. maddesi gereğince; kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre ise; kabul, ancak, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
Öte yandan, HMK’nun 311/1. maddesine göre davayı kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davalının davayı kabul etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer.
Bu açıklamalara göre; dava konusu İzmir 16. İcra Müdürlüğü’ nün 2019/10340 sayılı dosyasındaki icra takibinde, takip alacaklısının davalı … olduğu, davalının davayı açıkça kabul ettiği anlaşılmakla, bu davalı yönünden davalının kabul beyanı uyarınca davanın ve davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler.
Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, defi değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın açılmasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsa bile mahkemece resen nazara alınmalıdır.
Bu durumda; davalı … Şti.’ nin takip konusu çekte keşideci sıfatına sahip bulunduğu, ayrıca icra takibinde borçlu sıfatına sahip olduğu, davacıdan ise çekte lehdar-ciranta olduğu, bu davalının davacıdan herhangi bir alacak talebinin bulunmadığı, takipte alacaklı olmadığı anlaşılmakla, meni tespit davasında bu davalıya husumet düşmeyeceğinden bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2021 tarihli 2019/290 Esas ve 2021/174 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davanın, davalı … Şti. açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
b-Davanın, davalı-alacaklı … açısından HMK’ nın 311. maddesine göre kabul beyanı nedeniyle KABULÜNE, davacının bu davalıya İzmir 16. İcra Müdürlüğü’ nün 2019/10340 sayılı dosyasında borçlu olmadığının TESBİTİNE,
c-Davacının, kötü niyet tazminatı talebinin kabul beyanı nazara alınarak kabulü ile, takip konusu alacak tutarının % 20′ si oranında (18.760,94 TL) tazminat tutarının davalı-alacaklı …’ dan alınarak davacıya verilmesine,
ç-492 Sayılı Harçlar Kanunu’ nun 22. maddesi uyarınca 2/3 oranında alınması gereken 4.271,86-TL karar harcından peşin olarak alınan 1.601,96-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.669,90-TL harcın davalı …’ dan alınarak Hazineye gelir kaydına,
d-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 15.008,76-TL vekalet ücretinin davalı …’ dan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 1.601,96-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 283,00-TL tebligat masrafı, 27,50-TL e-tebligat masrafı, 800,00-TLbilirkişi ücreti ve 108,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.865,36-TL yargılama giderinin davalı …’ dan alınarak davacıya verilmesine,
f-Toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’e ödenmiş olması nedeniyle, bu ücretin 6183 sayılı Kanun’a göre davalı …’ dan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
g-Davalı … tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
h-Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 19,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 181,10-TL istinaf yargılama giderinin davalı …’ dan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07/12/2022