Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/835 E. 2022/831 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/835
KARAR NO : 2022/831

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.03.2016 (Dava) – 23/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2018/1442 Esas – 2021/173 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 25/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli 2018/1442 Esas ve 2021/173 Karar sayılı dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredi miktarının tamamının 08.02.2016 tarihinde ödenerek kapatıldığını, ancak davalı banka tarafından %2 oranı üzerinden erken kapama komisyonu alınması gerekirken, taraflar arasındaki kredi sözleşmesine aykırı biçimde %5 oranı üzerinden “erken kapama komisyonu” alındığını, ayrıca davalı banka tarafından herhangi bir bilgilendirme yapılmaksızın müvekkilinden “pazarlama hizmet komisyonu” adı altında tahsil edilen bedelin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, müvekkilinden sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak davalı bankaca fazla tahsil edilen 14.114,40 TL erken kapama komisyon bedeli, 3.675,00 TL pazarlama hizmet bedeli ve yapmak zorunda kaldıkları 138,10 TL noter masrafı olmak üzere toplam 17.927,50 TL’ nin 08.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek banka mevduatlarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tahsil edilecek ücret ve masraflar konusunda sözleşme imzalanmadan önce bilgilendirildiğini, bu hususları kabul ederek genel kredi sözleşmesini imzaladığını ve kredi kullandığını, müvekkili bankanın ücret ve komisyon tahsilinin mevzuata ve bankacılık uygulamalarına uygun olduğunu, bankaların tek gelirlerinin faiz geliri olmayıp, ücret ve komisyonların bankalar tarafından elde edilen faiz dışı gelirlerden olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Mahkemece daha önce verilen 11/04/2017 tarih, 2017/125 Esas-2017/373 Karar sayılı kararın, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD’nin 30/11/2018 tarih, 2017/1365 Esas-2018/1460 Karar sayılı ilamı ile bozularak, dosyanın, mahkemece yeni esasa kaydedilmiş olduğu, dosya içinde taraflar arasındaki genel kredi sözleşmeleri, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasından 08/02/2012 tarihi itibariyle davalı banka da dahil olmak üzere tüm bankaların Kobi-Tarım Taksitli Kredileri için ticari müşterilerinden erken kapama komisyonu ile pazarlama hizmet komisyonu, devlet sonu komisyonu- dönemsel hizmet komisyonu adları altında aldıkları komisyonların sorulduğu, dosya içine getirtilerek taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi değerlendirilmek suretiyle usul ve yasaya uygun rapor alındığı, alınan rapor doğrultusunda davalı bankanın davacıdan sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak bedelleri aldığı anlaşılmakla alınan bilirkişi raporunda da kredinin erken ödendiği tarih olan 08/02/2016 tarihi itibariyle erken ödeme komisyonu konusunda TC Merkez Bankasından gelen cevabi yazıların incelenmesinde; … Bank’ın, kredinin kapandığı tarih itibariyle erken ödeme komisyonu konusunda herhangi bir bilgiye yer verilmediği ve gelen bu cevabi yazı da dikkate alınarak bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği üzere davalı banka tarafından 2006/1 sayılı tebliğin 6/2 maddesi uyarınca ilan ve yayın yapılmadığı ve taraflar arasında akdedilen sözleşmede de herhangi bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kabulüne, taraflar arasındaki uyuşmazlık bakımından işleme konu edilen 138,10 TL noter masrafı dahil edilmeden yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline ve davanın bu şekilde tam kabulüne dair hüküm tesis edilmekle, sonuç olarak; DAVANIN KABULÜ İLE, 14.114,40-TL erken kapama komisyon bedeli ve 3.675,00-TL pazarlama hizmet komisyon bedeli olan toplam 17.789,40-TL’ nin 08/02/2016 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili, “….Davacının genel kredi sözleşmesi kapsamında 533.000 TL ticari nitelikli tarım kredisi kullandığı, kredinin son taksit tarihi 20/12/2018 iken, 08/02/2016 tarihinde yani kredi kapama tarihinden 2,5 yıl önce erken kapatılmak istendiğini, bu nedenle imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında davacıdan erken kapama komisyonu tahsil edildiğini, yine genel kredi sözleşmesi kapsamında davacıdan pazarlama hizmet komisyonu tahsil edildiğini, müvekkili bankanın erken kapama komisyonu tahsil etmeye yetkili olduğunu, zira bankanın planlanmış faiz gelirinden vazgeçmekte olup banka açısından ilave mali yük ortaya çıktığını, bu nedenle bankanın, bankacılık mevzuaatı ve uygulamaları kapsamında ‘erken kapama komisyonu’ tahsil etme yetkisine sahip olduğunu, müvekkili banka tarafından belirlenen ve ilan edilen ‘ürün hizmet ve ücretleri’ listesinde en düşük %4, en yüksek %6 oranında erken kapama komisyonu tahsil edileceğinin belirlendiğini, davacıdan %5 oranında erken kapama komisyonu tahsil edilmiş olup bu oranın ilan edilen üst sınırın altında olduğunu, mahkemece konuya ilişkin banka uygulamaları kapsamında hiçbir inceleme yaptırmaksızın davacının soyut beyanı esas alınarak karar verildiğini, 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda 8.2.2016 tarihi itibariyle diğer bankalarca %2 ile %10 arasında komisyon alındığı belirtilip takdirin mahkemeye bırakıldığını, erken kapama komisyonu tutarının davacı tarafın bilgisi dahilinde olup, komisyon oranlarının bankanın internet sitesinde ve şubelerinde ilan edildiğini, imzalanan genel kredi sözleşmesinde de bankanın erken kapama komisyonu talep edileceğine ilişkin düzenlemenin yer aldığını, müvekkili bankanın tahsil etmiş olduğu %5 erken kapama komisyonunun diğer banka uygulamaları ile orantılı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/5122 E.-2020/2566 K. sayılı kararında da bankanın erken kapama nedeni ile erken kapama ücreti tahsil etme yetkisinin bulunduğunun belirtildiğini, her tacir gibi ticari bir faaliyet yürüten müvekkili bankanın da verdiği hizmetler karşılığında ücret-komisyon tahsil ettiğini ve devamlılığı sağlayarak müşterilerine kredi kullandırabilmesi için bankanın bu gelirlerini elde etmesinin zorunlu olduğunu, ticari kredilerinin kullandırımı esnasında taksitli veya vadesi belirlenmiş kredilerde erken ödeme halinde bankalarca müşteriden komisyon alınmasının tüm bankalarca uygulandığını, bu uygulamanın bir teamül halini aldığını, davacının, müvekkili banka ile varılan anlaşmaya uygun olarak pazarlama hizmet komisyonu ve erken ödeme komisyonunu kabul ederek kredi kapaması yaptığını, bu işlemlerde davacının bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden ödeme yaptığını, bu nedenle sonradan bu talepleri ileri sürmesinin de haklı bir dayanağının bulunmadığını ve davanın reddini talep ettiklerini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun erken kapatılması nedeniyle kesilen erken kapama komisyonunun ve pazarlama hizmet komisyonunun iadesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesi tarafından verilen 11.04.2017 tarihli davanın kabulü yönündeki ilk kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İzmir BAM 11.HD’nin 30/11/2018 tarih, 2017/1365 Esas-2018/1460 Karar sayılı ilamı ile HMK 353/1-a-6.madde uyarınca kaldırılmasına karar verildiği, mahkemece yeniden yargılama yapılarak yukarıda belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı banka vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Daha önce İzmir Bam 11. HD’nin bahse konu kaldırma kararında; “…09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğin 6/2. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar” şeklinde değiştirilmiştir. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken anılan düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü gerekir. Somut olayda, davalı bankanın, kredinin erken ödendiği tarih olan 02.01.2013 tarihi itibariyle, Merkez Bankasına, bu nitelikli krediler için bildirdiği erken kapama komisyon oranı araştırılmaksızın ve taraflar arasındaki 18.11.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinin aslı getirtilerek kredi erken kapama komisyonu oranı ve pazarlama hizmet komisyonu ile ilgili sözleşmede hüküm bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yetersiz ve eksik incelemeye dayalı rapora dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Şayet, davalı bankanın, kredinin erken ödendiği tarih olan 08.02.2016 tarihi itibariyle, Merkez Bankasına, bu nitelikli krediler için bildirdiği erken kapama komisyon oranı %5 olduğunun tespit edildiği takdirde, erken kapama komisyonu, davacıdan sunulan kredi kapama belgelerine göre bu oran üzerinden tahsil edilmiş olacağından davanın reddi gerekecektir….” denilmek suretiyle kararın kaldırılmış olduğu, mahkemece sözleşmelerin getirtilip, TCMB’na da müzekkereler yazılmasının akabinde bankacı bilirkişiden rapor alınarak hüküm tesis edildiği görülmüşse de, verilen kararın yine eksik incelemeye dayalı olduğu ve hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Karar kaldırma sonrasında getirtilen taraflarca imzalı genel kredi sözleşmelerinde kredinin erken kapatılması halinde erken kapama komisyonu alınacağının düzenlenmesine rağmen alınacak komisyon bedeli konusunda herhangi bir oranın belirtilmediği görülmektedir.
09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve sonraki tarihli Tebliğler ile de güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmelidir.
Yerel mahkemece de karar kaldırma sonrasında yukarıda açıklanan ve karar kaldırmada da belirtildiği şekilde bu aşamaya kadarki araştırmaların yapıldığı ve davalı bankanın eldeki ticari kredi bakımından TCMB’ye bildirdiği, tüm müşterilerin görebileceği şekilde ilan ettiği herhangi bir erken kapama komisyon oranının bulunmadığı saptanmıştır. Ancak yerel mahkemece, bu saptamadan sonraki araştırmanın yine eksik yapıldığı anlaşılmıştır. Şöyle ki, davalı banka tarafından TCMB’ye bildirilip ilan edilen bir tutar bulunmaması nedeniyle, tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı, fahiş kalıp kalmadığı yönünde bir değerlendirme yapılması gerekirken, diğer bankalardan aynı kredi için uyguladıkları erken kapama komisyon oranlarının müzekkere ile sorulmadığı gibi, alınan bilirkişi raporunda da diğer bankalardan uygulamalarına dair alınan hiçbir yazı olmaksızın yalnızca TCMB’ye bildirim yapan birkaç bankanın verilerine dayanılarak, diğer bankaların %2 ila %10 arasında komisyon aldıkları şeklinde yetersiz bir değerlendirme yapıldığı anlaşılmış olmakla, kararın eksik incelemeden dolayı kaldırılması gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 11 HD 2018/3220 E.-2019/4725 K., 2019/1303 Esas- 2019/2961 Karar, 2020/6124 E.-2021/5022 K).
Yine “pazarlama hizmet komisyonu” adı altında kesilen tutar bakımından, davalı bankanın TCMB’ye bildirimde bulunduğu tutarlar olduğu da gözetilerek, bankanın davacıdan kestiği tutar ile TCMB’ye bildirilen tutarın bu yönde değerlendirmeye tabi tutulması gerekirken, bu hususta da eksik inceleme yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında değerlendirme yapılmak üzere farklı bir bankacı bilirkişiden yeniden rapor alarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1442 Esas – 2021/173 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan 303,79-TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022