Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/831 E. 2023/1890 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/831
KARAR NO : 2023/1890

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/08/2020 (Dava)- 18/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/453 Esas – 2021/156 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2021 tarihli 2020/453 Esas ve 2021/156 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Çeşme/İzmir Şubesi ile dava dışı … Şti. arasında davalının müşterek borçlu müteselsil kefaletleri ile 04.01.2018 tarihli Genel nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, Sözleşme/sözleşmeler çerçevesinde dava dışı şirket lehine 3469/435104 no.lu vadesiz Türk lirası hesabına bağlı ticari kredili mevduat hesabı ve 3469/145335 no.lu taksitli ticari kredi kullandırıldığını, anılan hesaplarda oluşan borçların ödenmemesi üzerine hesaplar kat edilerek Çeşme Noterliği’nin 21 Haziran 2019 tarih 6731 yevmiye no.lu kat ihtarnamesi keşide edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin keşidesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacakların tahsili için dava dışı borçlu şirket ve davalı kefiller aleyhine İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9831 sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emri tebliği üzerie borca ve ferilere itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, dava öncesi dava şartı zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının borca itirazlarının akdedilen sözleşmeler ve banka kayıt ve belgeleri karşısında haksız ve yersiz olup itiraz üzerine durdurulan takibin devamı için itirazın iptalini talep zorunluluğunun doğduğunu, bu sebeplerle; kredi hesaplarına ilişkin fazlayı talep ve dava hakları saklı kalmak üzere , İzmir 15.İcra Müdürlüğü’nün 2019/9831 E. sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”… davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Şti arasında 04.01.2018 tarihli Genel Kredi ve Gayri Nakdi Kredi sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında taksitli ticari kredi ve KMH’dan kredi kullandırıldığı, davalının kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla ve 41.500,00 TL kefalet limiti ile imzaladığı, kefil davalının, kefalet limiti ile ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile borçtan sorumlu olacağı, alacak miktarının kefalet limiti içerisinde kaldığı, bilirkişi raporu ile belirlendiği şekilde davalının takip tarihi itibariyle 22.356.36-TL Taksitli ticari kredi asıl alacak, 6.00-TL KMH asıl alacak, 467.98-TL İşlemiş akdi faiz ve 23.40-TL Faizlerin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 22.853.74-TL alacak için davacıya borçlu olduğu takip tarihinden itibaren asıl alacağın ticari krediye ilişkin olan 22.356.36-TL’lik kısmına sözleşme hükümleri gereği yıllık %66, KMH asıl alacağına ilişikin olan 6,00-TL’lik 5464 sayılı yasanın 26.3 madde hükmü gereği TCMB tebliğleri ile belirlenen ve davacı bankanın talebi ile bağlı kalınarak yıllık % 31.80 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi işletilebileceği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile takibin yukarıda tespit edilen miktarlar ve faizi oranları üzerinden devamına, fazlaya ilişkin isteğin reddine, davacı alacağı likit olup davalı tirazında haksız olduğundan…” gerekçesiyle; ”…Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının, İzmir 15.İcra Müdürlüğünün 2019/9831 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile;22.356.36-TL Taksitli ticari kredi Asıl alacak, 6.00-TL KMH Asıl alacak, 22.362.36-TL Asıl alacak toplamı,467.98-TL İşlemiş akdi faizi, 23.40-TL Faizlerin % 5 gider vergisi olmak üzere, 22.853.74-TL Toplam alacağın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 22.356.36-TL Taksitli ticari kredi asıl alacağına sözleşme hükümleri gereği yıllık % 66 oranında, 6,00-TL KMH Asıl alacağına 5464 sayılı yasanın 26.3 madde hükmü gereği TCMB tebliğleri ile belirlenen yıllık %31.80 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına, hüküm altına alınan alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 4.570,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından hakkında İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2019/9831 Esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığının tarafına tebliğ edildiğini ve bu işlemin yanlış olduğunu, ilgili bankaya hiçbir şahsi borcu olmadığından borca itiraz etmesi sonucu, takibin durdurulduğunu, davaya konu borcun … Şti.ne ait olan bir borç olduğunu, alınan borcun şahsı adına alınan bir borç değil,şirket adına alınan ve şirket için harcaması yapılan bir borç olduğunu, davacının tarafına yapmış olduğu ihtarnameye karşılık yazmış oldukları cevabi yazıda da belirttikleri gibi davaya konu borç … Şti.ne ait olup, söz konusu şirketin, Çeşme Noterliğinin 22.03.2018 tarih 3183 yevmiye nolu, limited şirket pay devri sözleşmesi ile, şirketin 600 tam payı aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte “ … “ isimli kişiye devredildiği ekli sözleşmeden de anlaşıldığının bildirildiği halde, davacının Türkiyede yaşayan ve borçlu olan her vatandaşa yapıldığı gibi, özellikle kimin üzerinde menkul ve gayrimenkulü varsa alacağını tahsil et de ne olursa olsun zihniyeti ile hareket ederek ilgili şirket aleyhine ve şirketi devir alan … aleyhine hiçbir icra takibine ve alacak davası açma yönüne gidilmediğini, davacıya hiçbir şekilde şahsi borcunun olmadığı, davaya konu borcun yukarıda adı geçen şirkete ait olduğunun açıkça belli olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı banka tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davalı kefil aleyhine yapılan icra takine vaki itirazın iptali istemi ile açılan İİK.nun 67.maddesi kapsamında itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda, davacı banka ile dava dışı … Şti. arasında 04/01/2018 düzenleme tarihli 41.500.-TL limitli, Genel Nakdi, Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı; davalı … ‘ın “ … Şti.’nin … Bankası A.Ş’den kullandığı/kullanacağı kredilerden doğmuş ve doğacak borçlarına, mevcut ve gelecekteki diğer kefillerden bağımsız olarak aşağıdaki tutar ile sınırlı olmak üzere anılan borçlu ile beraber müteselsil kefil olduğumu kabul, beyan ve taahhüt ederim” beyanı ile sözleşmeyi imzaladığı, kefalet limitinin 41.500.-TL olarak belirlendiği, 6098 sayılı TBK 583. Maddeye uygun olarak Kefalet hükümleri çerçevesinde kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefalet türü el yazısı ile yazıldığı; sözleşmeye istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete Taksitli Ticari Kredi ve KMH dan krediler kullandırıldığı kredi taksitlerinin vadesinde ödenmemesi üzerine kredi hesapları kat edilerek ihtarname keşide edildiği, davalı şirketin 28/06/2019 tarihinde temerrüde düştüğü; banka tarafından ödeme konusunda yapılan ihtara rağmen borca ilişkin ödeme yapılmadığından, davalı borçlu aleyhine İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2019/9831 E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibine başlandığı, davalının yasal süresi içerisinde borca, faiz, faiz oranı ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu, eldeki davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; mahkemenin hükme esas aldığı dava konusu uyuşmazlık konusunda uzman bankacı bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, yeterli incelemeyi içerdiği; kaldı ki davalı asilin bilirkişi raporuna süresinden sonra itiraz etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının sözleşmede şahsi kefaletinin bulunduğu anlaşılmış; davalı, duruşmadaki beyanında kendisinin asıl borçlu şirketteki ortaklığından ayrıldığını, şirketi 22/03/2018 tarihinde … isimli kişiye devrettiğini, şirketi devralanın bütün borç ve alacakları ile birlikte devraldığını, davacı bankaya yalnızca şirketin devrine ilişkin noter sözleşmesini götürdüğünü, bankadan kefilliğinin son bulması için talepte bulunmadığını, borcu kabul etmediğini, kredi sözleşmesinde kefaleti alınırken eşinin rızasının alınmadığını belirtmiş ise de; davalının kefalet tarihinden sonra şirket ortaklığından ayrılmasının kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra kefaletinin son bulması yönünde bankaya bildirimde bulunmadığını kendisinin de beyan ettiği, davalının müteselsil kefalet sorumluluğunun geçerli olduğu, davalının kefalet tarihinde şirket ortağı olması nedeni ile TBK 584/3 maddesi uyarınca şirket ortaklarınca verilecek kefaletler için eşin rızasının aranmayacağı yönündeki düzenlemeye göre davalının bu yöne ilişkin itirazının de yerinde olmadığı; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalının istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2021 tarihli 2020/453 Esas ve 2021/156 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.561,13 TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 390,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.170,83 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/11/2023