Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/828
KARAR NO : 2023/1908
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019 (Dava) – 27/04/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/478 Esas – 2021/397 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ: 06/12/2023
KARAR YAZIM TARİH: 06/12/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2021 tarih ve 2019/478 Esas – 2021/397 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2019/7314 E. sayılı icra takip dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığını, icra takibine dayanak olan 13/07/2018 vade tarihli 20.000 TL bedelli senet üzerinde müvekkilinin kefil sıfatıyla borçlu olarak gösterildiğini, buna müteakiben davalı tarafça, müvekkilinin … Bankasında bulanan vadeli hesabına haciz konularak haksız olarak mevduat hesabındaki 28.320,08 TLnin tahsil edildiğini, 1.713,96 TL tutarındaki bakiye dosya borcu için müvekkili aleyhine takibin devam ettiğini, takibe konu olan emre muharrer senet üzerindeki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun da olmadığını, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve usulsüz tebligat ile icra takibinin kesinleştiğini, müvekkilinin icra tehdidi altında söz konusu borç olduğu iddia edilen tutarı ödemek durumunda kaldığını, ayrıca usulsüz tebligat dolayısıyla müvekkilinin icra iflas kanununda kendisine tanınan itiraz haklarını da kullanamadığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, davanın kabulüne, müvekkilinin İzmir 8.1cra Müdürlüğünün 2019/7314 takip numaralı icra dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 28.320,08 TL’nin ödeme tarihi olan 06/11/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkile ödenmesine, dava konusu miktarın % 20sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili katıldığı duruşmalarda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Mahkememizce alınan Kriminal Adli Tıp uzman raporuna göre, İzmir 8.İcra Müdürlüğü’nün 2019/7314 Esas sayılı takibine konu 13/05/2018 tanzim tarihli 13/07/2018 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli bono üzerinde bulunan imzanın davacı … eli ürünü olmadığı, bu anlamda davacının davasında haklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davacının ödemek zorunda kaldığı 28.320,08 TL nin davacıdan tahsil edilmiş olması…” gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının İzmir 8. İcra müdürlüğünün 2019/7314 Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının ödemek zorunda kaldığı 28.320,08 TL nin 06/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötü niyetli olduğu anlaşıldığından 4.668,05 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2019/7314 esas sayılı doyasına konu kambiyo senedinde kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, icra dosyası kapsamında asıl borçlu davacının eşi … olduğunu, senedin müvekkiline eşi …tarafından verildiğini, müvekkilinin imzasının davacının olmaığını bilmesi ve buna ilişkin araştırma yapmasının da mümkün olmadığını, müvekkilinin kötü niyetinden söz edilemeyeceğini, müvekkilinin hak ve hürriyeti kapsamında takip yoluna başvurduğunu, ancak yerel mahkemece hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak kötü niyet tazminatına hükmedildiğini, kötün niyetli olanın davacı ve eşinin olduğunu, davacı ve eşinin müvekkilini mağdur ettiğini, TMK 2.maddesi gereği dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, uzun yıllar senet bedelinin müvekkiline ödenmediğini ve akabinde kefil olan keşidecinin eşi tarafından menfi tespit davası açıldığını, belirtilen sebeple müvekkilinin imzasının davacı eşe ait olup olmadığını bilmesinin ve araştırma yapmasının mümkün olmaması karşısında yerel mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dosya kapsamında bilirkişi raporuna karşı yaptıkların itirazda da imza incelemesi için yeterli ve denetime elverişli kamu kurumlarından elde edilmiş imza örneklerinin yetersiz olduğu yönünde yaptıkları itirazın genel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini ve bu yönüyle herhangi bir karar verilmediğini, dava dilekçesinde davacının 28.320,08 TL üzerinden açtığı davanın yerel mahkemece, 3.kişinin davacının eşi tarafından ödenen 1.713,96 TL üzerinden taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde bu miktar yönünden talep olmamasına karşılık harcın tamamlanması için süre verildiğini, bu yönüyle taleple bağlılık ilkesinin dışında çıkmak suretiyle icra dosyası tüm borcu yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olmasının hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu, davacıya karşı yapılan icra takibine karşı icra hukuk mahkemesinde senetteki imzaya itiraz etmediğini, bunun üzerine haciz işlemlerine başlandığını, ayrıca senetteki imzanın davacının el ürünü olup olmadığının müvekkili tarafından incelenmesinin mümkün olmaması karşısında müvekkilinin hak arama hürriyeti kapsamında takibe girişmesi sebebiyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin İİK 67 maddesine ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, senet sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen miktarın istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan jandarma kriminal raporuna göre senetteki imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği, rapora esas imza örneklerinin yeterli olduğu, dolayısıyla raporun usule ve yasaya uygun olarak alındığı ve denetime elverişli olup hüküm kurmaya yeterli olduğu, davacının senette avalist, davalının da senette lehtar-yetkili hamil olarak bulunması sebebiyle davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin de yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/478 Esas – 2021/397 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 1.934,54 TL istinaf karar harcından peşin alınan 512,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.421,62 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/12/2023