Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/819 E. 2021/740 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/819
KARAR NO : 2021/740
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2021
NUMARASI : 2020/732 Esas ve 2021/358 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 08/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/09/2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/04/2021 tarihli, 2020/732 esas ve 2021/358 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, terkin edilen Tasfiye Halinde …. Limited Şirketi’nden alacaklı olduğunu, bu şirketin İzmir “Merkez 134147” sicil numarası ile 06/09/2007 tarihinde tescil edildiğini, en son adresinin “…. Bayraklı/İZMİR” olduğunu, müvekkilinin bu şirketten olan alacağının tahsili amacıyla İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10517 sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, takibe itiraz edildiğini, ardından 23/11/2018 tarihinde İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1412 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davanın derdest olduğunu, müvekkilinin ayrıca aynı şirketten olan alacakları ile ilgili olarak İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10289, 2018/11974, 2018/12896 ve 2018/16278 sayılı dosyalarında başlatılan kambiyo takiplerinin devam ettiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için icra dosyalarında ve itirazın iptali davasında işlemler devam etmekte iken borçlu şirketin genel kurul kararı ile terkinine karar verildiğini, 27/12/2019 tarihinde terkin edildiğini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1412 Esas sayılı dosyasında müvekkiline bu davanın açılması için süre ve yetki verildiğini, davalı tasfiye memurunun aynı zamanda şirketin tek ortağı olması nedeniyle sözü edilen dava ve icra takiplerinden haberinin bulunmamasının mümkün olmadığını, kötü niyetli olduğunun ortada olduğunu belirterek, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1412 Esas sayılı itirazın iptali davası ve bu dava ile bağlantılı İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10517, 2018/10289, 2018/11974, 2018/12896 ve 2018/16278 sayılı dosyalarının sonuçlandırılması açısından dava dışı tasfiye halinde ….Limited Şirketinin yeniden ihyasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı …. cevap dilekçesi ile özetle; müdürlüklerinin “Merkez 134147” sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde ….Limited Şirketi’nin 06/09/2007 tarihinde kuruluş ile tescil edildiğini, 28/02/2019 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak ….’ın seçildiğini, 03/12/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle unvan ve işletme kaydının sicilden silinmesine karar verildiğini ve 27/12/2019 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescilinin yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, tasfiyenin yasaya uygun olarak gerçekleştirilmesinden ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, müdürlüklerinin herhangi bir inceleme yükümlülüğünün bulunmadığını, müdürlüklerinin davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğunu ve davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek, müdürlükleri aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın dava açarken hukuki yararının bulunmadığını, dava dilekçesinin HMK’nın 119. maddesinde belirtilen nitelikleri taşımadığını, davacı şirkete vekaleten dava açan Av. ….’in vekillik görevinin sona erdiğini, şirket yetkilisinin temsil yetkisinin 01/09/2019 tarihinde sona erdiğini, davanın açılmamış sayılması gerektiğini, şirketin 02/01/2020 tarihli ilan ile tasfiye olduğunu, müvekkilinin tasfiye memuru olduğu şirket hakkında herhangi bir alacak kaydı yapılmadığını, sicil kayıtları aleni olduğundan kayıtlardan davacının haberinin olmadığını ileri süremeyeceğini, bu noktada davacı tarafın dava açma yoluna gitmesinin hukuka aykırı olduğunu, basiretli bir tacir olarak ilanları takip etmesi ve bilmesi gerektiğini, davacı tarafın bir ilam elde etmeksizin bu davayı açtığını, ek tasfiye için zorunlu bir halin söz konusu olmadığını, davacıların isteğinin TTK’nın 547. maddesi kapsamında ek tasfiye olduğunu, dava açıldığı sırada şirketin tasfiyeye girdiğini, davacı tarafın bu durumdan haberdar olduğunu belirterek davanın önce usulden bu olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; ihyası istenen şirketin 28/02/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davalı ….’nin seçildiği, şirketin 27/12/2019 tarihinde kapanışının sicile tescilinin yapıldığı, 23/11/2018 tarihinde şirket aleyhinde İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2018/1412 Esas sayılı davanın açılmış olması ve 24/09/2020 tarihli duruşmasında davacı vekiline davalı şirketin ihyası için süre ve yetki verilmiş bulunması nedeniyle davacı tarafın 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince ihyayı istemekte hukuki yararının bulunduğu ve şirketin söz konusu dava ile sınırlı olarak ihyasına karar verilebilme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, haklı görülen davanın kabulüne…. şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararın istinaf eden davalı …. vekiline 23/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin istinaf başvuru süresinin 07/06/2021 tarihinde sona erdiği; ancak, istinaf dilekçesini ise 09/06/2021 tarihinde verdiği, istinaf kanun yolu başvuru harcı ve karar harcını da 07/07/2021 tarihinde yatırdığı, dolayısıyla istinaf başvurusunun süresinde olmadığı anlaşılmakla; mahkeme kararı kesinleşmiştir.
Yapılan ön inceleme sonucunda davalı vekilinin istinaf başvurusu süresinde olmaması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmaması nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davalının yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemiz tarafından taraf vekilleri ve ticaret sicil müdürlüğüne tebliğine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.20/09/2021