Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/781
KARAR NO : 2023/1850
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019 (Dava) – 09/04/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/238 Esas – 2021/208 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 29/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/238 Esas- 2021/208 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … aleyhine açılan icra takibinde takibe konu senedin ön yüzünde açık ve görünür şekilde “Teminat senedidir” ibaresinin yazılı olduğunu, her ne kadar senedin hangi ilişkinin teminatı olduğuna dair bir beyan bulunmamakta ise de dilekçe ekinde bulunan ve takibe konu kambiyo senedi ile aynı düzenleme tarihini taşıyan 22.09.2016 tarihli 56.424,06 TL tutarlı sipariş fişi ve faturanın bakiyesi karşılığında düzenlenmiş olduğunu, sipariş fişinde teslim alan olarak … imzasının bulunduğunun açıkça görüldüğünü, ancak aynı miktarı içeren faturanın dava dışı … Sanayi Ticaret Limited Şirketine kesildiğini, dolayısıyla şirket yetkilisi olmadığından ve güven ilişkisinin tesisi amacıyla ilişkinin teminatı olarak işbu bononun müvekkili tarafından düzenlenerek karşı yana verildiğini, müvekkili … ile davalı şirket arasında bu sipariş fişine imza atmak dışında bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, ancak müvekkilinin dava dışı … Ltd Şirketi’nin ortağı olduğunu ve ticari ilişkiye taraf olduğunu, karşı taraf senedin bu ilişkinin dışında olduğu iddiasında ise ispat yükünün kendisinde olduğunu, senet metninde alacağın malen ya da nakden karşılığı olduğuna dair ibarenin de bulunmaması karşısında senedin teminat senedi olduğunun kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava dışı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin küçük ortağı olduğunu, davaya konu senedin cari hesap ilişkisinde bedel ödenmeden mal alındığı için fatura düzenlenip mal teslim alındıktan sonra ödenecek olması nedeniyle avans olmak üzere verildiğini, cari hesap süreklilik arz ettiği için senedin teslim alınamadığını, cari hesap ilişkisinin kambiyo senedinin tanziminden önce ve sonra devam ettiğini ve dava tarihi itibariyle 4.142,27 TL müvekkilinin ortağı bulunduğu şirket borcunun bulunduğunu, ancak bu borcun kambiyo senedinden kaynaklanmadığını, senedin icraya konulmasının ağır kusur ve haksız takip niteliğinde olduğunu, 22.09.2016 tarihindeki 56.424,06 TL’lik sipariş ve düzenlenen faturaya karşılık 23.09.2016 tarihinde 37.000,00 TL çek ödemesi yapıldığını ve cari hesap bakiyesinin ise 45.697,54 TL kaldığını, devam eden ticari ilişki nedeniyle bu bedele karşılık yuvarlama yapılarak 46.000,00 TL’lik davaya konu senedin verildiğini, bu tarihten sonra da taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiğini, en son müvekkilinin ortağı olduğu şirketin 26.08.2017 tarihli, 20.000,00 TL’lik çek ödemesi yapılmak suretiyle cari hesap açığında 4.142,27 TL borç bakiyesi kaldığını, süreklilik arz eden ilişkide kambiyo senedinin hükmünün kalmadığını, mevcut borcun şahsına ait olmayıp şirkete ait borç olduğunun kabulü gerektiğini belirterek, senet teminat senedi olduğundan ve kambiyo vasfı taşımayacağından takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesinde söz konusu senedin teminat amacıyla verildiğini belirttiğini, Hukuk Genel Kurulu’nun ilgili kararından da anlaşılacağı üzere, takip dayanağı bonoda “teminattır” ibaresinin bulunması, neyin teminatı olduğu açıklanmadığı üzere, başlı başına senedin teminat senedi niteliğinde olduğunun kabulünü gerektirmeyeceğini beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Dosyanın incelenmesinde; takibe konu senedin borçlusu davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunmadığı, dava konusu senedin üzerinde ‘teminattır’ ibaresinin bulunmasının teminat senedi sayılacağı anlamına gelmediği, dava konusu senedin dava dışı ve davacı …’ ün ortağı olduğu … San. Tic. Ltd. Şti. resmi defterlerine hiç kaydedilmediği, dava dışı … …Ltd.Şti. ile davalı … arasında 2016 – 2017 inceleme döneminde ticari bir ilişkinin var olduğu, davalı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin 2016 yılı ticari defterlerinde 31.10.2016 tarih, 162 yev.no. ile 46.000,00.-TL tutarlı dava konusu senedin dava dışı şirketten alındığının kaydedildiği, ancak senedin davalı şirket tarafından tahsil edilmediğinin tespit edildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış olmakla; DAVANIN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından, “….Karar eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle verildiğinden kaldırılması gerektiğini, senedin ön yüzünde açıkça ‘teminat senedidir’ ibaresinin yer aldığını, 22.09.2016 tarihli 56.424,06 TL bedelli dava dışı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına düzenlenen sipariş fişi ve fatura karşılığında işbu senedin düzenlenerek faturanın bakiyesi olarak davalı şirkete teminat olarak verildiğini, müvekkili …’ün dava dışı … firması adına hareket ettiğini, sipariş fişinde … firması adına teslim alan olarak imzasının bulunduğunu, sipariş fişi ve teminat senedi birlikte ele alındığında müvekkilinin söz konusu siparişin teminatı olarak davaya konu senedi verdiğinin görüleceğini, kaldı ki karşı taraf defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi inceleme raporlarına göre davalı şirket defterlerinde ‘dava konusu senedin, davalının dava dışı … Sanayi Ticaret Limited Şirketinden olan alacağına karşılık olarak alındığı’ teyidinin bulunduğunun bildirildiğini, bu sebeple mahkemenin söz konusu senedin teminat senedi olduğu hususunun ispatlanamadığı kabulünün hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin dava dışı … Ltd. Şti. firmasının küçük ortağı olduğunu, dava konusu senedin de cari hesap ilişkisi içerisinde tarafların birbirlerinden devamlı edimleri bulunduğundan bedeli sonradan ödenmek üzere mal alındığı için fatura düzenlenip mal teslimi yapıldıktan sonra ödeme yapılacak olması nedeniyle teminat olarak verildiğini ve davalı defterlerine işletildiğini, cari hesap ilişkisi güven temelli devam ettiğinden senedin geri teslim alınmadığını, ilişkinin asıl tarafının davalı şirket ve dava dışı … Ltd. Şti olduğunu, söz konusu borç ilişkisinin muhatabının müvekkili değil, dava dışı … firması olduğunu, süreklilik arz eden alışveriş ilişkisi bulunduğunu, yapılan tüm ödemeler sonrası 4.142,27 TL bakiye kaldığını, bu ödemeler sırasında davalı taraf defterlerine işlenen teminat senedi tutarının da ödenerek düşümünün sağlandığını, işbu halde teminat amaçlı verilen senede dayalı faturanın da ödendiğini, borcun ve tahsil kabiliyetinin kalmadığının aşikar olduğunu, kaldı ki bilirkişinin 06/02/2020 tarihli raporunda 2017 yılı sonu itibariyle dava dışı … Şirketinin davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine 15.243,41 TL borcu kaldığının davalı defterlerine göre tespit edildiğinin bildirildiğini, bu meblağın dahi takibe konulan teminat senedi miktarından aşağıda olduğunu, mahkemece sunulan delillere ve senedin teminat amaçlı verildiği gerçeğine rağmen borcun var olduğu kabul edilecek olsa dahi bu borcun dava dışı şirketin borcu olduğunu, takibin şirkete yönelik yapılması gerektiğini, bilirkişinin 31/12/2020 tarihli ek raporunda; davalı tarafça ödemelerin kabul edilmediği, deftere kayıtlı olan ödemelere ilişkin belgelerin yönetim değişikliği ileri sürülerek sunulmadığı gerekçesiyle inceleme yapılamadığının bildirildiği, davalı şirketin mahkeme tarafından istenilmesine rağmen müvekkilinin ortağı olduğu dava dışı şirketçe yapılan ödemelere dair belgeleri sunmayarak gerçekleri gizlemeye çalıştığını, mahkemenin işbu şirkete ihzar ederek belgeleri kesin surette temini gerekirken eksik incelemeyle dosyayı aleyhlerine sonuçlandırmasının da kabul edilemez bir durum olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, senede dayalı icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacı tarafın, davalı şirketin icra takibine konu ettiği senedin teminat senedi olarak verildiğini ve senet metninde de bu hususun açıkça yazılı olduğunu iddia ettiği, yine davacı iddiasına göre davadışı … Elekt..Ltd.Şti’nde küçük ortak olan davacının, davadışı bu şirket ile davalı şirket arasındaki faturaya dayalı alışverişte mal teslim edilip fatura düzenlenene kadar avans olarak bu senedi şirket yerine davalıya verdiğinin ileri sürüldüğü, davalı tarafın ise teminat senedi iddialarını reddettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı şirket defterleri ve davadışı … Elekt..Ltd.Şti defterlerinin bilirkişiler aracılığıyla inceletildiği, buna göre, davalı defterlerinde takibe konu senedin kayıtlı olduğu, davalı ile davacı arasında bir ticari bir ilişki olmadığı, davadışı şirketin hesabına borç olarak kaydedilmiş olduğu, davadışı şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi olduğu, çek alışverişi olduğu, tek bir senet olup, onun da takibe konu bu senet olup ödenmediği, davadışı şirket kayıtlarına göre ise davalı şirketle devam eden cari hesap mevcut olmakla birlikte, takibe konu senedin kayıtlı olmadığı belirlenmiştir.
Dava konusu takibin dayanağı 46.000-TL bedelli, 22.09.2016 keşide, 30.10.2016 ödeme tarihli ihdas nedeni yazılı olmayan bono olup, neyin teminatı olarak verildiğinin senet metninde ya da ayrıca bir sözleşme ile senet arasında bağlantı kurularak açıkça belirtilmiş olmadığı görülmektedir. Davalı ile davadışı şirket arasındaki cari hesap ilişkisi ise bu davanın konusu değildir. Bahse konu senette borçlu davacı olup, davadışı şirket kayıtlarında dahi yer almayan senet bakımından davalı ile bu şirketin cari hesap ilişkisine gidilmesi mümkün değildir. Davalı defterlerinde senedin ödenmediği kayıtlı olup, davalı şirket tarafından senet borçlusu konumundaki davacıya karşı kambiyo yoluyla icra takibi başlatılmıştır. Davacı, davadışı şirketin yetkilisi de olmadığından, davadışı şirket adına hareket etmesi ya da bu şirketi borçlandırması mümkün değildir. Nitekim, davadışı şirket defterlerinde bu senedin kayıtlı olmamasına göre senedin bu şirket tarafından kabul edildiği de söylenemez. Davacı tarafından, takibe konu senedin ödendiğine dair bir delil sunulamamış olmasına ve davalı defterlerinde de senet ödemesine rastlanmamasına göre, cari hesap ilişkisinden bağımsız dava konusu senet nedeniyle açılan menfi tespit isteminin reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/238 Esas – 2021/208 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/11/2023