Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/779 E. 2021/634 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/779
KARAR NO : 2021/634
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2019/583 Esas ve 2020/486 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2021

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli, 2019/583 esas ve 2020/486 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu … 05/01/2017 düzenlenme tarihli 22.000,00 TL bedelli ve 07/03/2017 düzenlenme tarihli 30.000,00 TL bedelli bonoları dava dışı …’ya ödenmesi amacıyla keşide ettiğini, davacı alacaklı … davalının keşide ettiği bonolara davalı lehine aval ettiğini, iş bu senetlerin bedellerinin ödenmemesi nedeniyle aleyhlerine Ankara 30. İcra Dairesi’nin 2018/3325 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve davacı kefil olduğu için daha fazla faiz ödememek maksadı ile işbu dosyaya konu borcu alacaklılara haricen ödeyerek davalıyı borçtan kurtardığını, davacı borcun tamamını ödemesi üzerine aynı dosya kapsamında ilgili icra müdürlüğünden tarafına rücu belgesi ve takibe konu senet asıllarının verilmesini talep ettiğin, müdürlükçe usulüne uygun bir rücu belgesi ve senet asılları davacıya verildiğini, davacı işbu rücu belgesine dayanarak ödemiş olduğu bedelin tahsili için İzmir 20. İcra Dairesi’nin 2018/15393 Esas sayılı dosyasında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlattığını, iş bu icra takibi borçlunun 20/01/2019 tarihli yetki itirazı sebebiyle durdurulduğunu, ilgili icra takip dosyası yetkili olan Karaburun İcra Müdürülüğüne gönderilerek 2019/39 Esas numarası ile sisteme kayıt edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekilinin dosyaya sunmuş olduğu 24/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalının takibe konu 2 adet bono bakımından da bu dosya bakımından da borcu bulunmadığını, borçlu … davalının boşanma aşamasında olan eşi olduğunu, icra takibi 3. iyiniyetli şahsın avantajlarından faydalanmak amacıyla ilk olarak başka bir alacaklı tarafından davalının eli ürünü olmayan bonolarla icra konulduğunu düşünerek itiraz edilmiş ve her nasılsa alacak rücu işlemi ile tekrar …’a geri döndürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının, diğer tarafın talebi üzerine red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu yasal düzenleme ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde itirazın iptali davasında alacağın varlığını ispat yükü üzerinde bulunan davacının, icra takibine itiraz edildikten sonraki bir yıl içinde mahkememize iş bu davayı açarak alacağın varlığını ve miktarını icra müdürlüğü kayıtları ile ispat ettiği hususunda mahkememizde vicdani kanı oluşmuştur. Bu ispat yapıldıktan sonra davalı tarafça borcun ödendiği yahut herhangi bir sebeple ortadan kalktığına ilişkin herhangi bir iddia ve ispat ileri sürülmemiştir. Bu itibarla davanın kabulüne karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan icra takibine ve davaya konu alacağın, senede ve icra müdürlüğü kayıtlarına dayandığından taraflarca bilinebilir ve likit olduğu ve itirazında haksız çıkan davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerektiği mahkememizce kabul edilmiştir…. Şeklinde davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bonoların müvekkilinin eli ürünü olmadığını, müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmadığını, davacının müvekkiline borçlu olduğunu, borçlarının ispatlandığını, mahkemenin görevsiz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; karı ve koca olan tarafların 3. kişiye borçlarına istinaden düzenlenen bonoların kefili davacı tarafça ödenmesi üzerine düzenlenen rücu belgesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin açılan itirazın iptali davasıdır. Bu nedenle davanın genel kurallara göre genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bununla birlikte davalının yerleşim yeri de Karaburun’dadır. Bir davada görev ve yetki meseleleri birleştiği takdirde, evvela görev meselesinin çözülmesi gerekir. Çünkü yetkisizliğe ilişkin ilk itirazı halledecek mahkeme, esas davayı görmeye yetkili olan mahkemedir. Başka bir ifadeyle yetki itirazının incelenmesi görevli mahkemeye aittir. Kaldı ki; dava ve karar tarihinde Karaburun İlçe’sinin İzmir Ticaret Mahkemesinin yargısal alanına girmediği de açıktır. O halde mahkemece öncelikle görevli mahkemenin belirlenmesi ve yetki hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesi gerekeceğinden, yanlış değerlendirme sonucu davanın esasına girilerek bir karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla, davalı tarafın istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemece ilgili hükmün kurulması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli, 2019/583 esas ve 2020/486 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yeniden yargılama yapılıp esasla ilgili hüküm kurulması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
4-İstinaf eden davalı vekilinin yatırmış olduğu;
a-888,00 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalı tarafa iadesine,
b-162,10 TL istinaf başvuru harcının mahkemece yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6-Artan yargılama giderinin istek halinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/07/2021