Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/778
KARAR NO : 2023/1856
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI : 2020/178 Esas – 2021/213 Karar
DAVA : Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2021 tarihli 2020/178 Esas ve 2021/213 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından kaza tarihinde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan, maliki dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti ve kaza anındaki sürücüsü … olan … plakalı aracın, müvekkilinin maliki ve kaza anında sürücüsü bulunduğu … plakalı araca 04/12/2018 tarihinde çarptığını, kaza sonucu müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, trafik kazası sonucu meydana gelen zararın tazmini için davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açıldığını, eksper tarafından düzenlenen raporda hasarın yedek parça ve işçilik toplam KDV hariç 40.680,15 TL olarak belirlendiğini, hasar dosyası kapsamında herhangi bir ödeme gerçekleşmediğini, sigorta şirketinin meydana gelen kaza nedeniyle gerçek zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu bildirerek, 100,00- TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı aracın 16.11.2018 tarihinde icra aracılığı ile ihaleye alınarak 30.11.2018 tarihinde … şirketine satışı olduğunun tespit edildiğini, sigortalı aracın icra belgesinde belirtildiği gibi 16.10.2018 tarihinde trafikten men edildiğinin tespit edildiğini, buna göre trafik genel şartları a.6 a maddesine göre işletilme halinde olmayan aracın sebep olacağı hasarın teminat dışında kaldığını, kaza tespit tutanakları bilirkişi raporu ve kesin niteliğinde delil olmadığını bildirerek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “… davanın kabulü ile, 31.000,00 TL maddi tazminatın 13/12/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından sigortalı aracın 16.11.2018 tarihinde icra aracılığı ile ihaleye alınarak 30.11.2018 tarihinde … şirketine satışı olduğunun tespit edildiğini, sigortalı aracın icra belgesinde belirtildiği gibi 16.10.2018 tarihinde trafikten men edildiğinin tespit edildiğini, bu nedenle hasarın teminat dışında kaldığını, karşı taraf dava dilekçesinde ise araç tescil tarihi dikkate alınarak önceki poliçenin 15 gün süreyle geçerli olacağını belirttiğini, ancak aracın ne zaman tescil edildiğine dair bir evrakın mevcut yargılamada sunulmadığını, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren faizin isteyebileceğini, somut olayda 100,00-TL talep ile dava açılmasına rağmen ancak bilirkişi raporuna dayanarak ıslah talebinde bulunulduğunu, hükmedilen asıl alacağa işletilecek faiz temerrüt tarihinden değil, davacının ıslah tarihinden başlatılması ve kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından
istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından, dava dışı … San. Ticaret Ltd Şti’ne ait … plakalı araca 29/06/2018-29/06/2019 tarihlerini kapsayan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Kaza tespit tutanağına göre; … plakalı aracın 04/12/2018 tarihinde dava dışı sürücü … idaresinde bulunduğu görülmüştür.
Davalı taraf, … plakalı sigortalı aracın kaza tarihinden önce sigortalı tarafından resmi satış suretiyle, dava dışı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’ne satıldığını savunmuştur.
2918 Sayılı KTK’nın 94. maddesinde;”Sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır. Sigortacı, sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde feshedebilir. Sigorta fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerlidir” hükmü ile olay tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS Genel Şartlarnın C.4. Sigortalının Değişmesi başlıklı maddesinde; “Sigorta sözleşmesi, sözleşmeye taraf olan sigortalıyı takip eder. Sigortalının değiştiği her durumda mevcut sözleşme değişim tarihi itibarıyla kendiliğinden sona erer ve ilgiliye gün esasına göre prim iadesi yapılır. Ancak, mevcut sözleşme sigortalının değiştiği tarihten itibaren onbeş gün süresince herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve prim ödenmeksizin yeni işleten için sözleşme yapılana kadar geçerlidir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dava konusu olayda kaza, 04/12/2018 tarihinde meydana gelmiş,sigortalı aracın satışı ise 30/11/2018 tarihinde yapılmıştır. Dava dışı sigortalı tarafından araç satışı davalı sigorta şirketine ihbar edilmediği gibi taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi de feshedilmemiştir.
2918 sayılı KTK’nun 95. maddesi gereğince; sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, davalı sigorta şirketi aracın işletenin değiştiğini üçüncü kişi konumundaki davacıya karşı ileri süremeyeceğinden, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından, değer arttırım sonrası arttırılan tutara da dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının da esastan reddi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2021 tarihli, 2020/178 Esas ve 2021/213 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalıdan alınması gereken 2.117,61-TL istinaf karar harcından, başlangıçta alınan 529,50-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.588,11-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)Davalı tarafından yatırılan 162,10-TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir olarak kaydına,
c)Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
3-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa resen iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 30/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.