Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/757
KARAR NO : 2023/2093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2020 (Dava) – 29/04/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/337 Esas – 2021/417 Karar
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 27/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/12/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarih ve 2020/337 Esas – 2021/417 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … adına tescilli olan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde kasko poliçesi düzenlendiğini, söz konusu aracın 21.11.2019 tarihinde çift taraflı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasına karıştığını, müvekkilinin meydana gelen kazayı kasko poliçesi yükümlülükleri gereği …’ne ihbar ettiğini, sigorta kooperatifi tarafından hasar dosyası açıldığını, ancak yapılan incelemeler neticesinde kazaya karışan kişilerin beyanlarında çelişkiler olduğundan bahisle açılan hasar dosyasının reddedildiğinin taraflarına bildirildiğini, Nusaybin Trafik Bölge Büro Amirliği tarafından tutulan kaza tespit tutanağı ve Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/3314 numaralı soruşturma dosyası incelendiğinde, kazaya taraf kişilerin ifadelerinde herhangi bir çelişki olmadığını, söz konusu kazada aracı kullananın … olduğunu ve kazada herhangi bir şaibe olmadığını, müvekkilinin aracında oluşan hasarın giderilmesi için davalı sigorta şirketine 31.01.2020 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ancak davalı şirketin cevap vermediğini ileri sürerek, müvekkilinin maliki bulunduğu kazaya konu … plakalı araçta meydana gelen zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ileride yapılacak bilirkişi tespiti sonucu ortaya çıkacak zarardan kaynaklı tazminat talebini artırmak üzere şimdilik 100,00 TL alacağın başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta kooperatifinden alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı sigorta şirketi üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarından sonra araç ile ilgili müvekkili tarafından yapılan araştırma ve eksper raporlarında kaza tarihi olan 21.11.2019 tarihinde kazaya karışan sigortalı … plakalı araçta şoför değişikliği yapılmak suretiyle Kasko Poliçesi Genel Şartları ve 6100 sayılı T.T.K.nun 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediğinin ispatlandığını, ayrıca davacının davasının zamanaşımına uğradığını, 21.11.2019 tarihinde davacı adına kayıtlı … plaka numaralı aracın sürücüsü olduğu idda edilen …’ın seyir halinde iken aracın ön kısımları ile aynı yön ve istikamette seyreden … plaka numaralı aracın sağ arka yan kısımlarına çarpması neticesinde kaza gerçekleştiğini, müvekkili şirket tarafından hasarın oluş şekli ve nedeni ile ilgili görevlendirilen araştırma ekibi tarafından yapılan araştırma neticesinde mevcut kazada sürücü değişikliği mevcut olduğu mevcut kazada sürücünün … olduğu yönünde kanaat oluştuğundan hasar ihbarının müvekkili şirket tarafından reddedildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının olay tarihi itibari ile temerrüt talebinin hukuka aykırı olduğu savunarak hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilen işbu davanın esas yönünden de reddi ile tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla seyir halinde iken aracının ön kısımları ile aynı yön ve istikamette önünde seyir halinde bulunan sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ arka yan muhtelif kısımlarına çarpması, kaza sonrası savrulan … plaka sayılı aracın gidiş istikametine göre yolun sağ kısmında bulunan yaya yoluna çıkarak savrulması neticesinde maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, her ne kadar davalı vekili sürücü değişikliği yapıldığı ve rizikonun belirtilen şekilde meydana gelmediğini savunmuş ise de davalı tarafından kazanın ihbar edilenden başka bir şekilde meydana geldiği ispat edilemediği, mahkememizce taraf ve mahkeme ve denetimine açık usul ve yasaya uygun olması sebebi ile benimsenen otomotiv uzmanı ve sigorta uzmanından alınan bilirkişi heyeti raporuna göre; meydana gelen olayda, … plaka sayılı araç sürücüsünün etken olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise etken olmadığı, dava konusu … plaka sayılı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 45.430,00 TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, bahse konu … plaka sayılı aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 55.000,00 TL ve sovtaj (hurda) değerinin 30.000,00. TL olduğu; bu bağlamda kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aştığından tamirinin ekonomik olmadığı, aracın ağır hasarlı olduğu, mevcut hali ile pert – total edilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olacağı, buna göre; Araç Piyasa Değerinin 55.000,00.TL – Aracın Sovtaj (Hurda) Değeri 30.000,00.-TL= Toplam Gerçek Hasarın 25.000.00.-TL olarak bulunduğu, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 11.02.2019-2020 tarihleri arasında geçerli kasko sigortası teminatlarını kapsar şekilde sigorta sözleşmesi ile teminat altına alındığı, kazanın ve hasarın teminat süresi içinde meydana geldiği, buna göre davalı sigorta şirketinin hasar tazminat yükümlülüğünün 25.000,00 TL olduğu anlaşılmış, Kasko Sigortası Genel Şartları 3.3.4. Tazminatın Ödenmesi maddesindeki “Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur” hükmü gereği, davacının, eksper talep tarihi 26.11.2019 ihbar tarihi olarak kabul edilerek 45 gün sonrasına isabet eden 11.01.2020 tarihinden itibaren faiz talebinde bulanabileceği davalı sigorta şirketinde sigortalı aracın ticari araç olması nazara alınarak avans faizi işletilmesi gerektiği…” gerekçesiyle davanın kabulü ile, 25.000,00 TL hasar bedelinin 11/01/2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde cevap dilekçesi ile sunulan “sürücü değişikliği” iddialarına ilişkin delillerin hiç bir şekilde değerlendirilmediğini, sürücü beyanları, hava yastığında mevcut yoğun kan izleri, davacı tarafından itiraz edilmeyen …’a ait olduğu kişi tarafından beyan edilen sol arka çamurluk üzerindeki kan izleri mevcut kaza da sürücü değişikliğini gösterdiğini, kaska sigorta sözleşmeleri iyi niyet esasına dayalı sözleşmeler olduğunu, bu nedenle sigortacının risk gerçekleştiğinde iyi niyetli olma zorunluluğu bulunduğu gibi sigortalının da risk ihbarında iyi niyetli davranma ve doğru ihbar mükellefiyeti bulunduğunu, dava konusu olayda şoför değişikliğinin araç sürücüsü ve beraberindekilerin beyanları ve kan izleri ile teyit edildiğini, ancak yerel mahkememin şoför değişikliğini ve doğru ihbar mükellefiyetinin yerine getirildiğine yönelik kararını kabul etmediklerini, sigortalı araç üzerinde yapılan incelemede; sürücü hava yastığı ve aracın sol arka çamurluk kısmında kan izlerinin mevcut olduğunu, yolcu hava yastığında kan izinin bulunmadığının tespit edildiğini, böyle bir yaralanmada, yolcu tarafında olduğu iddia edilen …’ın başından yaralandığı ve kan kaybı olduğunun belirtildiğini ancak yolcu hava yastığında kan izi bulunmadığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sigortalı aracın sürücüsü …’ın hiç bir yaralanma durumunun söz konusu olmaması, beyanlarında …’ın yanında yolcu koltuğunda olduğunu belirtmesine rağmen tüm kan izlerinin şoför tarafında ve aracın sol çamurluk tarafında mevcut olmasının şoför değişikliğinin somut kanıtı olduğunu, davacı tarafın müvekkili sigorta şirketine doğru ihbar mükellefiyetinde bulunduğunu, davalı sigortalı ile müvekkili sigorta şirketi arasında iyi niyet esasına dayalı olarak kasko sigorta sözleşmesi yapıldığını, somut olayda davacının kasko sigortası genel şartları uyarınca rizikonun kurallarını aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde gibi ihbar ettiğini, bu nedenle doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının davacını ispatlamakla mükellefe olduğunu, mahkeme bilirkişileri tarafından da adli tıp raporları üzerinden kazanın oluşumunda yaralanma etkileri ve beyanları hususunda değerlendirme yapmaya uzman olmadıklarının belirtildiğini, bilirkişi tarafından yapılan incelemede, aracın sovtaj değerinin çok düşük belirlendiğini, kaza tarihi itibariyle aracın değerinin sigorta şirketi tarafından resmi yapılan ihale de dahi çok yüksek tespit edildiğini, hasar dosyasında mevcut sovtaj ihalesinde aracın değerinin 30.000TL’nin çok üzerinde olduğunu, mevcut aracın hurda değerinin nasıl tespit edildiğinin bilirkişi raporunda belirli olmadığını, oysa ki dava dosyasında mevcut sovtaj ihalesinde aracın değerinin ihale neticesi belirlenmiş durumda olduğunu, yerel mahkemenin bu hususta yaptıkları itirazları değerlendirmediğini, sigorta poliçesi incelendiğinde, poliçe ile güvence altına alınan her bir kasko hasarında poliçede yer alan diğer muafiyetlerden bağımsız olarak aracın hasar tarihindeki rayiç değeri üzerinden %2 muafiyet uygulanacağını, bilirkişi tarafından kaza tarihinde tespit edilen rayiç değer üzerinden %2 indirim yapılması gerektiğini, bilirkişinin 1.100,000 TL muafiyet indirimi yapmadan hesaplama yaptığını, yerel mahkemece bu konudaki itirazlarının değerlendirmeye alınmadan, eksik ve denetime elverişsiz rapor ile hüküm tesis edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle araçtaki hasar bedelinin kasko poliçesine dayalı olarak sigortacıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalının olayda sürücü değişikliği olduğuna dair iddiasını yasal delillerle ispat edemediği, davalının yaptırdığı araştırma raporunun resmi belge niteliğinde olmadığı, bu sebeple anılan raporun tek başına davalı iddiasını ispata yetmeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/337 Esas – 2021/417 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 1.707,75 TL istinaf karar harcından peşin yatan 426,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/12/2023