Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/722
KARAR NO : 2023/1882
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2019 (Dava) – 17/09/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/556 Esas – 2020/489 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarihli 2019/556 Esas ve 2020/489 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … Köyü … Mevkii … … adresindeki müvekkili kooperatif ortağından, ferdileşmeden sonra, satış suretiyle taşınmaz devraldığını, davalının 31.08.2016 – 31.10.2018 tarihleri arasında birikmiş toplam 3.100,00- TL aidat borcu, 280,00-TL elektrik pano bedeli, 2.500,00 İzsu Abonelik ve Kanal Katılım Bedeli, 543,80-TL işlemiş faiz bulunduğunu, söz konusu alacakların ödenmesinin davalı yana yazılı olarak ihtar edildiğini, buna rağmen ödemenin gerçekleşmediğini, bunun üzerine, davalı hakkında İzmir 8. İcra müdürlüğü 2018/14539 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine dair ödeme emri davalıya 04.12.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı işbu takibe 10.12.2018 tarihinde, su borcunu kabul ederek kısmi itiraz etmiş olup, haksız ve kötüniyetli olan bu itiraz nedeniyle icra takibinin durduğunu, üyelerin yalnızca, kendi taşınmazlarına ait elektrik pano bedelini ödediğini, davalının kooperatifçe, üyesi olarak kabul edilen, davalı ve diğer üyelerin, üzerlerine düşen ödeme yükümlüğünü yerine getireceklerini varsayarak, bu bedelleri karşılamak için taşınmazını sattığını ancak, tüm bu hizmetlerden bedelsiz yararlanmak gibi bir kötüniyete sahip olan davalının, borcunu ödemediğini ve icra takibine yaptığı kötüniyetli itirazını sürdürdüğünü, tüm taşınmazlarda kullanılan suyun altyapısı, taşınmazların her birine ulaştırılması için gereken borulama sistemi, su kuyusunun açılması gibi her çalışmanın müvekkili kooperatifçe karşılandığını, şehir şebeke suyunun taşınmazlara bağlanmasından sonra, İZSU ödemesini yapmayanlara kooperatifçe su verilmeye devam edildiğini, toplanan aidatlarla verilen hizmetlerden yaralanan davalının aidatlarını da ödemediğini, davalının borca ve faize yaptığı itirazların haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; 09.09.2016 tarihinde almış olduğu taşınmaz için Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu …ne hiçbir başvuru ve kaydı bulunmadığını, davacı tarafından iddaa edilen, … olarak adlandırılan Pafta …, Parsel … bölümünde bulunan … hanelik kısmın …’ den yaklaşık 2 km ileride bulunduğunu, …’ de yapılan bakım, güvenlik, havuz, ortak alan peyzaj işleri, su ve elektrik altyapıları ile ilgili hiçbir hizmetin … için kesinlikle verilmediğini, verilen tek hizmetin Ağustos 2018 tarihine kadar 17 hanenin temel ihtiyacı olan su basılmasından ibaret olduğunu, bu tarihten sonra da … sakinleri olarak tüm su ihtiyaçlarını iz-su bağlanana kadar kendilerinin karşıladığını, bu sebeple 20 Temmuz 2018 tarihli 300 yevmiye numaralı ihtarnamenin 2. Sayfası 5. Satırında belirtildiği üzere üye olmaması dolayısı ile ve verilmeyen hizmetler için aidat ödemediğini, Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu …nin haksız kazanç sağlamak amacı ile 17 haneden 2.500,00-TL İz-Su abonelik ve Kanal Katılım bedeli istediğini, istenilen rakamın fahiş olması anlaşıldıktan sonra 17 hane olarak gerekli bedeli aralarında toplayarak gerekli ödemeyi ekte bulunan makbuzlar ile kendilerinin yatırdığını, Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu …nin tarafına yapmış olduğu haksız, kötü niyetli ve yükümlülüğünü yerine getirmeme iddialarının kesinlikle asılsız ve yalan olduğunu, asıl kötü niyetin verilmeyen hizmetler için istenen aidat, yatırılması gereken bedelden çok daha fazla istenen İz-Su abonelik ve Kanal Katılım bedeli ve Ağustos 2018 tarihine kadar sağladıkları su bedeli harici istemiş oldukları tüm bedeller olduğunu, Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu …nin ısrarla ve haksız olarak tarafından istemiş olduğu 374,00-TL su borcu harici tüm bedellerin iptalini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davalı …’in, 2016 yılında, … Parselde yer alan … nolu bağımsız bölümü satın aldığı ve halen bu bağımsız bölümün maliki olduğu, ancak davalı …’in, … Sitesindeki bağımsız bölümü satın alırken, kooperatif ortaklığını da devir almak suretiyle kooperatif ortağı olduğuna dair hiç bir kanıt bulunmadığı, ibraz edilen defterler üzerinde yapılan incelemede, ortaklık devri ve …’in ortaklığa kabulü yönünde alınmış bir karara rastlanmadığı dolayısı ile davacının davalıdan aidat borcu talep etmesinin yerinde olmadığı, su kullanım bedeli bakımından bu bedelinin davalı beyanlarında da kabul edildiği ve yapılan hesaplamada 374 TL su kullanım bedeli bulunduğu, elektrik pano bedeli üzerinde yapılan incelemede ise … veya … olarak isimlendirilen konutların branşman hatlarının panolara bağlanıp, mühürlenmesi işinin 03.01.2015 tarihli genel kurul kararı ile 31.03.2015 tarihli yönetim kurulu kararı doğrultusunda davacı kooperatif tarafından gerçekleştirilmiş ise de, … Parseldeki … nolu bağımsız bölüm için de 280,00 TL nin, o tarihte kooperatif ortağı … ve … olduğundan ortaklığın devri söz konusu olmadığına göre, bu borcun davalıya intikal etmesi de mümkün olmadığından yani davalı, … Parseldeki … nolu bağımsız bölümü, branşman hatları panolara bağlanmış ve mühürlenmiş halde satın almış olduğundan bu bedelin de davalıdan talep edilmesi yerinde olmadığından …” gerekçesiyle; ”…Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14539 E sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 374,00 TL üzerinden devamına, 374,00 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının su borcu olduğunu kabul ettiğini, dosyada bulunan Güzelbahçe Noterliği’nin, 00300 yevmiye, 20.07.2018 tarihli ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiği açık olmasına rağmen, üye olmadığının kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine bu nedenle diğer taleplerinin reddinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili kooperatif tarafından, İzsu’ya başvurularak, şehir şebeke suyu kullanımı için gereken işlemlerin yapıldığını ve taşınmaz başına ödenmesi gereken bedel tespit edilerek, üyelerden toplandığını ve İzsu’ya ödemeler yapıldığını, bu ödemeler nedeni ile İzsunun Kooperatif tüzel kişiliği adına yapılan abonelik üzerinden su kullanımına onay vererek, su vermeye başladığını, şu an dahi, davalının kullandığı suyun, müvekkili kooperatif tarafından verildiğini ve bunun da İzsu’ya müvekkili kooperatif tarafından yapılan ödeme sayesinde, açılan vanadan sağlandığını, davalıya verilen su için kullanılan tüm sistem ve masraflarının, müvekkili kooperatif tarafından sağlandığını, davalının İzsu’ya, farklı bir site yönetimi aracılığı ile ödeme yapmasının müvekkili kooperatifin, şebeke suyunun getirilmesi için yaptığı ödemedeki payını eksiltmediğini, davalının İzsu’ya, İzsu tarafından gelecek bir zaman diliminde gerçekleştirilecek abonelik için ödeme yaptığını, bu ödeme nedeni ile İzsu tarafından kendisine abonelik tesis edilmeyip bir altyapı sağlanmadığını, ancak halihazırda kullandığı suyun, müvekkili kooperatifin üyelerinden toplamak sureti ile yaptığı ödeme sayesinde kurulan sistem ve müvekkili kooperatifin sağladığı su olduğunu, bu nedenle, bu talepleri yönünden de davalının ödeme emrine itirazının haklı bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini, davanın kabulüne ve vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davalı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Kooperatif aidat alacağının tahsiline yönelik başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup, olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli olduğu, … Parselde yer alan … nolu bağımsız bölümün kat irtifakı tesisiyle 16/08/2006 tarihinde … adına tescil edildikten sonra 31/10/2007 tarihinde de ferdileşme yoluyla … ve … adına; 09/09/2016 tarihinde satış yoluyla davalı … adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, davalı …’in, … Sitesindeki bağımsız bölümü satın alırken, kooperatif ortaklığını da devir almak suretiyle kooperatif ortağı olduğunu iddia etmekte ise de, dosya kapsamına göre davalının davacı kooperatife üyelik başvurusunda bulunduğu yönünden dosyada bilgi ve belgenin bulunmadığı, bilirkişi tarafından davacı kooperatif defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede tapu devri sonrasında taşınmazın yeni maliki olan davalı …’in ortaklığa kabulü yönünde alınmış bir karara rastlanmadığı, davacı tarafından davalı …’in, 22.06.2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı için düzenlenen Ortak (Hazırun) Cetveline dahil edildiği ve genel kurul toplantısına çağrıldığı ancak adı geçenin genel kurul toplantısına katılmadığı; yerleşik uygulamaya göre kooperatif üyesi bulunan önceki malikten bağımsız bölümü satın alan davalının tapu devri sonucu başvuruya gerek kalmaksızın doğrudan kooperatif üyesi olamayacağı, bu yönde davalının talebinin bulunması davacının da talebi kabul etmesi gerektiği, davalının da açıkça üye olarak gösterilmediği site sakinleri tarafından çekilen ihtarın içeriğine göre ihtarda davalının adının da geçmesinin davalının üye olduğunu kanıtlamayacağı, bu durumda davalının kooperatif üyesi olmadığı; davacı tarafın ibraz ettiği çizelgelere göre Kooperatif tarafından temin edilip, konutlarda tüketilen su bedelinin, belirli aralıklarla okunan sayaçlardan tespit edilen su tüketim miktarı, birim fiyatla çarpılarak, beher konut için ödenecek su bedeli hesaplandığı, su tüketim listelerinde, 2017/Aralık ayı ve öncesinde, taşınmazın önceki maliki (konutu davacıya satan) …’ın; sonrasında ise …’in adının geçtiği, dosyada mevcut tüketim listelerine göre davalı …’in site oturanı olarak icra takibinde talep edilen 374,00 TL su tüketim bedeli borcunun bulunduğu, sözü edilen borcun davalı tarafından da kabul edildiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarihli 2019/556 Esas ve 2020/489 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/11/2023